๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran ve Sünnette Evlilik => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 29 Eylül 2010, 16:24:19



Konu Başlığı: Hz. Ümmü Seleme İle Evlenmesinin Hikmeti
Gönderen: Hadice üzerinde 29 Eylül 2010, 16:24:19

                                                     5- Hz. Ümmü Seleme İle Evlenmesinin Hikmeti
 

Ebû Ümeyye'nin kızıdır. Ebû Ümeyye'nin adı: Süheyl Zâdür-Rakb el-Muğire b. Abdillah b. Ömer b. Mahzûm'dur. Annesi ise: Atike bint Amir b. Rabi b. Malik b. Cüzeyme b. Alkame'dir.

Kocası Ebû Seleme'nin adı: Abdullah b. Abdil-Esed b. Hilâl b. Ab­dillah b. Ömer b. Mahzûm'dur. Kocasıyla birlikte Habeşistan'a hicret etmiştir. Orada Zeyneb, Seleme, Ömer ve Dürre isminde çocukları doğmuştur.

Kocası, Uhud savaşında aldığı bir yaradan dolayı şehit düşmüştür. Ummü Seleme, Peygamber'den (s.a.v.) şunları ezberlemişti: Her kim bir musibete uğrar ve ALLAH'ın emrettiği şekilde: "Hepimiz ALLAH'a aidiz ve hepimiz O'na döneceğiz. ALLAH'ım, musibetimden dolayı bana mükâfat ver; ardından bana daha hayırlısını ver" derse, ALLAH ona daha hayırlısını verir.

Kocası vefat ettiğinde hemen Peygamber'in (s.a.v.) bu sözünü hatırladı ve:

"Hepimiz ALLAH'a aidiz ve hepimiz O'na döneceğiz. ALLAH'ım senin katında musibetim hesaba katılmıştır; bu musibetimden dolayı bana mükafat ver" dedi. Aslında: "Ondan daha hayırlısını ver" diyecekti ama kendi kendine: Ebû Seleme'den daha hayırlısı kim olabilir ki? diyerek öyle demedi. Ancak Peygamber'in (s.a.v.) öğrettiğine uyarak henüz hava kararır kararmaz (o günün akşamı) Peygamber'in (s.a.v.) ona öğrettiği şekilde dua etti.

 

 

.

Iddeti bittiğinde Hz. Ebû Bekir ona talip oldu ama reddetti. Ardından Hz. Ömer talip oldu, onu da reddetti. Belki ikisi de uğradığı musibetten dolayı onu teselli etmek veya kocasıyla hicretinden ve ALLAH yolundaki cihadından dolayı onu taltif etmek için teklifte bulun­muşlardı.

Mücahid kadınlarının gözetimini ve çocuklarının geçimini üstlenmeyi içeren bu teklifler yüce insanî duygulardan kaynak­lanıyordu. Sahabeden pek çoğunun birden fazla kadınla evlenmelerinin altında bu duygular yatmaktadır.

Birden fazla kadınla evlenmenin sebeplerine bunu da ilave etme­miz gerekiyor.

Ümmü Seleme'nin Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer'in tekliflerini red­detmesi iki sebepten kaynaklanıyordu,

Birincisi; Kocasının ölümü acıklı bir musibetti, yerinin doldurul­ması ve başkalarıyla teselli bulması pek kolay değildi.

ikincisi; kocasını o kadar seviyordu ki ona göre ondan daha iyisi olamazdı.

işte bundan dolayı Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer'i reddetti. Onlan reddederken onlardan iyisini bulurum ümidiyle değildi. Peygamber (s.a.v.) kendisinden başka teselli bulacağı başka bir kimsenin ol­madığını görünce kendisiyle evlenmesini teklif etti. Ancak kıskançlığını ve çocuklarının küçük olduğunu, ayrıca kendileriyle danışacağı ve nikâh akdini üstlenecek velîlerinin olmadığını ileri sürerek Peygam-ber'in (s.a.v.) teklifini de reddetti. Nihayet Peygamber (s.a.v.) mazeretle­rini kendisinin üstleneceğini söyledi ve böylece onunla evlenmeyi kabul etti. [600]işte o zaman ALLAH'ın duasını nasıl kabul ettiğini ve Ebû Se­leme yerine ondan daha hayırlısını; Peygamber'i (s.a.v.) verdiğini gözleriyle müşahede etti. [601]

Ümmü Seleme hicret ve musibetinde alelade bir kadın değildi. Hicret esnasında büyük çaba harcamış meşakkat ve sıkıntı çekmişti, kocasıyla çocuğundan bir sene ayrı yaşamanın sıkıntılarını çekmiş ve bunlara sabretmişti. Bütün bu zorluklara rağmen iman ve inancı üzere sebat göstermiş, ALLAH'ın va'd ve yardımından ümit kesmemiştir. işte bu meziyetleriydi onu Peygamber'e (s.a.v.) eş olmaya ehil kılan.

Ümmü Seleme'nin kendisi bize bunlan anlatıyor ve şöyle diyor: "Ebû Seleme, Medine'ye hicret etmek istediğinde bir devesi vardı. Deve­sini hazırladı ve oğlu Seleme ile beni deveye bindirdi. Sonra devenin yu­larını tutup yola koyuldu. Benû Muğire'nin erkekleri yola koyul­duğumuzu görünce koşup geldiler. Kendin gideceksen git ama bu kızımızı sana vermeyiz, onu nasıl bırakırız? Neye güvenerek onu gur­bete götürüyorsun? dediler. Devenin yularını zorla elinden kaptılar. Bu arada beni de aldılar. O zaman Abdul-Esed oğulları kocasının akraba­ları, kızdılar. Seleme'ye koşup: Vallahi bu kadını kocasından ayırırsanız biz de çocuğunuzu onun yanında bırakmayız, dediler. Her biri çocuğu bir taraftan çekiyordu. Oğlunun kolu yerinden çıktı.

Nihayet Abdu'1-Esed oğulları yani kocamın akrabaları çocuğu alıp gittiler. Muğire oğulları da beni yanlarında hapsettiler. Kocam Ebû Se­leme yalnız başına Medine'ye gitti. Kocamdan da oğlumdan da ayrı kalmıştım. Her gün sabah çevre vadilere gider akşama kadar orada otu­rur ağlardım. Aşağı yukarı bir yıl böyle sürüp gitti. Bir gün amca çocuklarımdan biri beni bu durumda gördü ve Muğire oğullarına: Bu za­vallıdan ne istiyorsunuz? Onu kocasından ve çocuğundan ayırdınız. O zaman, dilersen kocana git, dediler. Abdü'1-Esed oğulları da oğlumu geri verdiler. Devemi yola hazırladım, oğlumu kucağıma alarak Medine yo­lunu tuttum yanımda hiç bir ALLAH'ın kulu yoktu..."

Hicret esnasında bu kadar sıkıntı çeken, daha önce kocasıyla bir­likte Habeşistan'a yapılan ilk hicrette hicret eden, daha sonra da bir çok korkuya göğüs geren, tehlikeli anlar yaşayan ve bütün bunlara karşı sabreden ve inancında sebat gösteren bir kadına, Ebubekir ve Ömer'in tekliflerini reddettikten sonra onu taltif ve geçiminin üstlenilmesi için Peygamber'in (s.a.v.) evlilik teklifinde bulunmasını çok mu göreceğiz.

Mücahitlerin ailelerini korumak ve onlan taltif etmek için Rasulullah'ı ve ashabını bu yollara iten o insanî duygular ne yücedir![602]