Konu Başlığı: Hz. Aişe (R.A.) İle Evlenmesinin Hikmeti Gönderen: Hadice üzerinde 29 Eylül 2010, 16:26:33 3- Hz. Aişe (R.A.) İle Evlenmesinin Hikmeti
Daha önce de belirttiğimiz gibi Peygamber (s.a.v.) Mekke'de aynı günde hem Hz. Aişe ve hem de Hz. Şevde ile nikâhlanmıştır. Ancak nikah akdinden hemen sonra Hz. Sevde'nin düğününü yapıp evine getirmiş Hz. Aişe'nin düğünü ise, hicretten birkaç gün sonra mescid inşâ edilip, Rasûlullah'a ait odalar çevresinde inşa edildikten ve Rasûlullah'ın (s.a.v.) oraya taşınıp yerleşmesinden sonra olmuştur. Hz. Aişe, nikahtan sonra günlerce babasının evinde kalmıştır. Nihayet Hz. Ebubekir, Pey-gamber'e (s.a.v.) giderek: Hanımını evine götürmene bir engel mi var? diye sormuş, Rasûlullah da (s.a.v.): "Evet, mehri" karşılığını vermiştir. Bunun üzerine Hz. Ebubekir Peygamber'e (s.a.v.) vereceği mehir olarak oniki buçuk uvkiye[594] vermiştir. Rasûlullah (s.a.v.) bunları Hz. Aişe'ye göndermiş ve düğününü yapmıştır. O zaman Hz. Aişe dokuz yaşındaydı. Peygamber'in (s.a.v.) Hz. Aişe ile evlenmesi, babasına ve ailesine verdiği değeri göstermek ve hem islamdan önce hem de islamdan sonra babasıyla mevcut olan kuvvetli bağlan daha kuvvetlendirmek içindi. Peygamber (s.a.v.) ile babası Ebû Bekir, tam anlamıyla iki dost idiler. îslâmın fecri ışıldayıp yüce Allah peygamberine bütün hayata hakim olsun diye hak dini gönderdiğinde Hz. Ebû Bekir İslama ilk girenlerdendi. Allah ve Resulünün çağrısını hemen kabul etti. Sonra da canını ve servetini bütün samimiyeti ve derin bir imanla bu yola vakfetti. Rabbimiz Allah'tır demelerinden dolayı işkenceye maruz kalan nice köleyi âzad etti. Temizlenmek uğruna ne kadar da servet dağıttı. Allah katında hiç kimsenin mükafat verilecek bir nimeti yoktur, ancak en yüce Rabbi için iş yapanların işi müstesna. Öylesi hoşnut olacak. Allah ve Resulü uğruna malını ne kadar da çok harcadı, Allah'ın dinini desteklemek ve O'nun yolunda cihad için. Peygamber (s.a.v.) en tehlikeli yolculuğunda; Mekke'den Medine'ye hicret ederken onu kendisine arkadaş olarak seçti. Vahiy, okunan Kur'an olarak bu arkadaşlığı ve kıyamete kadar anılacak bu iyiliğini tescil etti: "Eğer siz ona (Muhammed'e) yardım etmezseniz, (iyi bilinki) iki kişiden biri olduğu halde (Rasûlullah ve Ebû Bekir) kâfirler onu (Mekke'den) çıkardıkları zaman Allah ona yardım etmişti. Hani onlar mağarada idiler, o zaman arkadaşına, "üzülme Allah bizimle beraberdir" diyordu. [595] Ayrıca Peygamber'in (s.a.v.) en doğru ve samimi yardımcısı idi. Hatta Peygamber (s.a.v.) onun hakkında şöyle buyurmuştur: "Sohbeti ve malında insanlar arasında en çok güvendiğim Ebû Bekir'dir. Rabbi-min katında dost edinseydim, Ebû Bekir'i dost edinirdim. Ama (yine de aramızda) islâm kardeşliği ve sevgisi vardır." O halde Peygamber'in (s.a.v.), Ebû Bekir'in kızıyla evlenmek suretiyle onunla olan ilişkilerini perçinlemesinde, onun Allah yolundaki cihadını yüceltmesinde ve bu evlilikle islâmın güç kazanmasını, müslümanlann güçlenmesini ve dâvanın zafere ulaşmasını kasdetmiş olmasında şaşılacak bir durum yoktur. Hz. Aişe de bu evliliğe; müminlerin anası olmaya layıktı. Peygamber'in (s.a.v.) onunla evlenmekle hedeflediği dinî ve içtimaî hedefler gerçekleştirmeye de ehil idi. Hz. Aişe, islâmı kabul etme ve onun yolunda cihad etme hususunda önceliği olan inanmış bir ailenin bir bireyiydi. Müslümanların Medine'ye hicretlerinde ailenin her ferdinin önemli tarihi bir rolü vardır. Hicretin planlanması ve gayelerinin gerçekleşmesinde her biri önemli bir görev üstlenmişti. Tarih, Hz. Aişe'nin kardeşi Esma'nın müşrikleri nasıl atlattığını, kardeşi Abdullah ile babasının ifa etmiş oldukları görevleri asla unutmayacaktır. Hz. Aişe (r.a.) ilim, takva ve vakan ile şöhret bulduğu gibi üstün edeb, güzel ahlâk ve keskin zekâsıyla da şöhret bulmuştur. O, Peygamber'in (s.a.v.) hanımlarının en küçüğü olmasına rağmen akli yeteneği sayesinde ahlâk ve davranışlarında misal olabilmiş ve Resûlüllah'dan (s.a.v.) aldığı ilmî tam bir ehliyetle başkalarına aktarabilmiştir. O kadar geniş bir alana ilmi taşıdı ki Amr b. el Ass, Ebû Mûsâ el-Eş'arî, Zeyd b. Halid el-Cûhenî, Ebû Hüreyre, Ibnu Ömer, Ibnu Abbas gibi değerli sahabîlerle tabiînin büyüklerinden Said b. el-Müseyyeb, Atâ b. Ebî Rabah, Atâ b. Yesâr, Ikrime, Alkame b. Vakkas ondan hadis nak-letmişlerdir. Yine kadınlardan Hayre Ummu'l-Hasan, Saffiye bint Ebî Ubayde, Amre bint Abdirrahman ve Muâze el-Adeviyye ve daha pek çok kimse ondan ilim elde etmişlerdir. Mesruk şöyle diyordu: "Muhammed'in (s.a.v.) sahabesinin büyüklerinin, feraiz konusunda Aişe'ye soru sorduklannı gördüm." Ebû Mûsâ el-Eş'arî şöyle demiştir: "Biz Muhammed'in (s.a.v.) ashabı, hangi hususta olursa olsun Aişe'ye sorduğumuz her müşkilimize mutlaka cevap bulmuşuzdur." Urve b. ez-Zübeyr şöyle demiştir: "Fıkıh alanında olsun, tıp alanında olsun, şiir alanında olsun Aişe'den daha bilgili birini görmedim." Atâ b. Ebî Rabah şöyle demiştir: "Aişe insanların en fakihi, en âlimi ve her hususta en iyi görüş ileri süreni idi." Zührî de şöyle demiştir: "Aişe'nin ilmi bir tarafa Peygamber'in (s.a.v.) diğer bütün hanımlarının ve kadınların hepsinin ilmi bir tarafa toplansa, Aişe'nin ilmi daha üstün gelir." Sahabe arasında başka hiç kimsede bulunmayıp sadece kendisinde, meseleler ihtiva eden hadisleri vardır. Ayrıca sadece kendisinin birtakım te'villerle ileri sürdüğü birtakım ictihadları var ki gelen rivayetler bunların hilafınadır. [596]Bu hususları bir araya toplayan âlimler olmuştur. Peygamber'in (s.a.v.) Hz. Aişe ile evliliği, Hz. Ebû Bekir'le olan dostluğunu pekiştirmiş, dâvanın desteklenmesine, raüslümanlann güçlenip toparlanmalarına katkıda bulunmuşsa da bunun yamsıra Hz. Aişe'nin kendisi de dinî açıdan büyük bir görev ifa etmiştir. Rasûlullah'tan öğrendiklerini büyük bir dirayetle değerlendirmiş ve Rasûlullah'tan o kadar hadis ezberlemiştir ki başkasının onun kadar bunları yerine getirmesi ve ezberlediklerini tebliğ etmesi çok zordur. Kaldı ki Hz. Aişe zühd, takva, cömertlik ve Allah korkusu ile emirlerine uyma konusunda da örnek edinilecek bir kadındı. [597] Bütün bunlardan bu evliliğin, dinî gayelerin gerçekleşmesinde, insanî bağların güçlenmesinde, sonra da o zaman için çok Önemli olan ilmî hareketin canlanmasında bir pay sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Ne güzel evlilikti o! Onunla islâm güçlenip, sünnet yayılmış, müslümanlann güç ve kuvveti artmıştır. Gayeler yüce! Hedefler yüce ve parlak hikmet! O halde yüce Allah'ın bu evliliği üstlenmesinde ve başından sonuna kadar onu kutsamasında şaşılacak bir şey yoktur. Bu evlilikle ilgili olarak Hz. Aişe'nin naklettiği hadisin son taraflarına kulak verelim, şöyle diyor Hz. Aişe: On yönden Peygamber'in (s.a.v.) hanımlarından üstün kılındım. Nelerdir ey müminlerin anası? dediler. Dedi ki: Peygamber (s.a.v.) benden başka bekâr kızla evlenmemiştir. Benden başka babası da anası da muhacir olan bir kadınla evlenmemiştir. Yüce Allah, beraetime (suçsuzluğuma) dair gökten vahiy indirmiştir. Cebrail gökten resmim üzerinde bulunan bir ipek parçası getirmiş ve Peygamber'e (s.a.v.): Bununla evlen, o senin hanımındır, demiştir. Peygamber'le (s.a.v.) aynı kaptan yıkanırdık. Peygamber (s.a.v.) benden başka kimseyle bu şekilde yıkanmamıştır. Peygamber (s.a.v.) benimle beraberken ona vahiy inerdi. Diğer hanımlarıyla beraberken vahiy inmiş değildir. Peygamber (s.a.v.) kollarım arasında ruhunu teslim etti. Sıram olduğu gecede vefat etti. Ve benim odamda defnedildi.[598] |