๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran ve Sünnette Evlilik => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 29 Eylül 2010, 16:07:48



Konu Başlığı: Evlilik Konusunda Toplumun Görevleri
Gönderen: Hadice üzerinde 29 Eylül 2010, 16:07:48
                                                           Evlilik Konusunda Toplumun Görevleri 
 

Evliliğin Islâmdaki önemini ve evliliğin başarı ve başarısız­lıklarının toplumu derinden etkilediğini anlatmaya ihtiyaç yoktur.

Bu sebeple evlilik konusunda hem fert, he de toplum muhataptır. Hatta Kur'ân'da evlendirme ile ilgili hitap özellikle topluma yönel­tilmiştir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: 'İçinizden bekârları ve köle ve cariyelerinizden iyileri evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah lütfuyla onları zengin eder. Allah geniş (nimet ve lütuf sa-hibi)dir, (herşeyi) bilendir.[638]

Evlendirmek ya da başkalarının nikâhını üstlenmek an­lamındadır. Fukahanın terminolojisinde "nikâh" birbirlerinden yarar­lanmaları kendisi sayesinde helal olan eşler arasındaki akiddir.

Ayetin orjinalinde geçen ise bekar olsun, dul olsun kocası olmayan kadın ve karısı olmayan erkek için kullanılır.

Tebrizî, Ebû Temmam'ın Divanın şerhinde, bu sözcüğün daha çok karısı ölen dul erkek ve kocası Ölen dul kadınlar için kullanıldığını söyler. [639]

Buna göre âyet her iki sınıfı da içermektedir.

Bu sözcükle yalnız dul kadının kasdedildiği de söylenmiştir. Bunu söyleyenler, imam Malik ve Sünen müelliflerinin îbnu Abbas'tan nak­lettikleri Peygamber'in (s.a.v.) şu hadisini delil getirirler.

"Dul kadın kendi hakkında karar verme hususunda velisin­den daha hak sahibidir. Kızdan da kendi hakkında izin vermesi istenir. İzni ise s us ması dır."

Diyorlar ki: Hadiste bekârın karşıtı olarak kullanılmıştır.

Bu görüşe şöyle cevap verilmiştir: Kelimenin lügatte eşi olmayan hem bekâr ve hem de dul hakkında kullanılmış olması caizdir. Hadiste bekârı tayin eden kelime kullanıldığından dul hakkında bu kelime kul­lanılmıştır. [640]

Âlimlerin çoğunluğu en-Nadr'ın görüşündedir. Buna göre âyet: "Eşi olmayanları evlendirin" anlamındadır.

Ayetteki hitap, ümmetin tamamınadır, sadece bekârların velile­rine ve kölelerin efendilerine değildir. Bu görüş evladır. Çünkü:

a- Toplumun maslahatı ile evlilik arasında sıkı bir bağ vardır. Toplumun gelişmesi, ailenin görevini mükkemmel bir şekilde yerine ge­tirmesine bağlıdır. Bu hususu daha önce etraflıca anlatmıştık.

b- islâm toplumu, dayanışma üzere kurulmuştur. 'İyilik ve takva üzerinde yardımlasın"[641] ayetiyle şu hadîsi şerif buna delalet et­mektedir: "Müslüman, müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez ve onu problemleriyle başbaşa bırakmaz. Her kim müslüman kardeşinin ih­tiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacım giderir. Her kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet sıkıntılarından biri­ni üzerinden giderir. Her kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter. [642]

Evlilik topluma da yararlı olduğuna göre, zenginlerin bu hususta fakirlere yardımcı olmaları hatta aile ekonomisinde mutahassıslann ve aileyle ilgili sosyolojik ve psikolojik alanlardaki uzmanların da evlilik problemlerini çözmeye çalışmaları onlar için bir görevdir.

c-Daha önce de belirttiğimiz gibi aile işlerini düzenlemek, aileyi koruyan kanunları çıkarmak ve aile için huzurlu ortamı sağlamak, toplumsal görevlerini yerine getirmesi için aileye yardımcı olmak, toplu­mun hakkıdır.

Hiçbir toplum, göğün hidayetinden müstağni değildir. Sapma ve tökezlemelerden uzak kalmak, yolundaki engelleri bertaraf etmek husu­sunda bu hidayete muhtaçtır. Bu hidayet ona en doğru ve en emniyetli yolu gösterir.

Kur'an burada toplumun görevlerini belirtiyor ve bazılarınca engel olması muhtemel vehimleri izale ediyor.

Âyetin anlatmak istediği şudur: Ehil olanlara evlilik yolunu hazırlayın, onlara çalışma ve gelir getiren yollan kolaylaştırın. Hayatın gidişatım durdurmak için kimse, evlenmek isteyeni engelleyerek fakir­liğini gerekçe göstermesin. Çünkü zengin olmak da, fakir olmak da Al­lah'ın elindedir. Evlenmek, fakirliğin sebeplerinden değildir, belki de zenginliğe giden yolun başlangıcı olur. Nice kişi evlendikten veya so­rumluluğunun farkına vardıktan sonra çalışmasını kat kat arttırmış, damarlarında çalışkanlık kanı atmaya başlamış, ailesine mutlu ve onurlu bir hayat düzeyi kazandırmak için işine dört elle sarılmıştır.

Belki de o zaman kadın, kocasının yararlı iş yapmasına ve helal kazanç elde etmesine etki eder, onu teşvik eder. Yüce Allah: "Eğer fakir iseler, Allah, lütfuyla onlan zengin eder" buyururken hiç şüphesiz doğru buyurmaktadır. Mesele, eninde sonunda Allah'ın feyz ve fazlına dayalıdır. Kimse evlenip de, Allah bana zenginlik ve bolluk hususunda garanti vermiştir diyerek çalışmayı terkedemez. Çünkü yüce Allah: "Eğer fakir iseler, Allah onlan zengin eder" buyurmuyor. "Lütfuyla" buyuruyor. Yani iş, O'nun lütuf ve dilemesine kalmıştır. Böylece evlilik göğünün altın ve gümüş yağdırmayacağım haber veriyor. Kâinata ha­kim kıldığı kanunlann sebeplere dayalı olduğu hususunda bizleri uyanyor. Bizleri çalışmaya teşvik ediyor. Hiç şüphesiz Allah, güzel iş yapanın ecrini boşa çıkarmaz.

Aynca O'nun bol verişinin, çok cömert oluşunun, kapsamlı bir ilim ve üstün bir hikmete mebni olan kaza ve kaderine uygun cereyan ettiği de unutulmamalıdır.[643]