๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran ve Sünnette Evlilik => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 27 Eylül 2010, 09:08:35



Konu Başlığı: Evlenilecek Kadını Görmek
Gönderen: Hadice üzerinde 27 Eylül 2010, 09:08:35
 

                                          Çözüme Kavuşturulması Gereken Bir Problem:
 
Evlenilecek Kadını Görmek
 

Evliliğe rıza gösterildikten sonra, bir problemle karşı karşıya kalıyoruz: Ru'yet (evlenilecek kadını görmek) ve onu ilgilendiren husus­lar.

Ru'yet, evlenme teklifinden önce ve kişinin evlenmeğe azmet­tiğinde de olabilir.

Bazıları, bu hususta çok katı davranır ve bu durumda kızlarının, pazarda satışa arzedilmiş ticaret eşyası durumuna düşmüş olacağını sanırlar. Oysa evlilik teklifinde bulunan gerçekten samimi ve teklifinde ciddi ise bunda ne sakınca vardır?

Birbirlerini görmeyeceklerse erkeğin rızası da, kadının razısı da hangi temele dayanmış olur ki?

Erkek de, kadın da, birbirlerini görme ve gördükten sonra karar­larını verme hakları yok mu? Ancak birbirlerini gördükten sonra mu­vafakat edecek veya etmeyecekler. îşte o zaman kararlarını basiret üzere vermiş olurlar.

Onlardan biri, evlendikten sonra, hoşlanmadıkları hatta nefret et­tikleri bir tiple karşılaşırlarsa evlilik hayatının ne tadı kalır? Böyle bir evlilik nasıl devam eder?

îbnu Mâce, yukarıda naklettiğimiz Muğire hadisini az bir farklılıkla rivayet etmektedir: Muğire diyor ki: Peygamber'e (s.a.v.) git­tim ve ona bir kadına talip olduğumdan bahsettim. Buyurdu ki: "Git onu gör, çünkü bu, uyumlu bir evlilik yapmanıza yardımcı olur." Gittim, Ensar'dan bir kadım ebeveyninden istedim ve onlara Peygamber'in (s.a.v.) bu sözünü haber verdim. Bu, onlann hoşuna gitmemiş gi­biydi. Ancak talip olduğum kadın, perdenin arkasından bu söylediklerimi duymuştu. Bana seslenerek: Eğer gerçekten Rasûlüllah (s.a.v.) sana bunu emretmişse, gel gör. Değilse, Allah senden bunun hesabını soracaktır, dedi. Muğire diyor ki: Onu gördüm ve onunla evlen­dim.

Bu hadisten şu neticeleri çıkarıyoruz:

1- Görmenin illeti: "Daha uyumlu bir evlilik yapmaları." Yani görmek, aralarındaki ülfet ve sevginin temelidir.

2- Bazı kimselerin, böyle bir emrin sıhhatini bilmemeleri ya da yaygın gelenekler sebebiyle bu durumdan hoşlanmamaları. Nitekim o kadının ana-babası önce bundan hoşlanmamışlardı. Sonra kızları, Rasûlüllah'm (s.a.v.) gerçekten o kişiye bunu emretmiş olacağına kani olduktan sonra ebeveyni de bu görüşe meyletmişlerdir.

3- Ensar'ın, Peygamberin (s.a.v.) talimatına ne derece önem ver­dikleri. Bunu, kızın: "Gerçekten Rasulüllah sana bunu emretmişse..." sözünden anlıyoruz. Nitekim ebeveyni de, bundan emin olduklarında hemen eski tavırlarından vazgeçmişlerdir.

4- Evliliğe talip olan kişinin, maksadını kadının ailesine duyur­duktan sonra kadını görmek istemesinin caiz oluşu ve ailenin de, bu isteği kabul etmelerinin caiz oluşu.

Buharı, evlilikten önce kadını görme konusunda kendisince sahih olan iki hadis nakleder:

Birincisi: Peygamberin (s.a.v.) rüyasında meleğin bir ipek bez parçasında getirdiği Hz. Aişe'yi görmesini ve meleğin: Bu senin zevcen deyip Peygamber'in (s.a.v.) Hz. Aişe'nin yüzü üzerindeki perdeyi kaldırıp onu görmesini anlatan hadis.

ikincisi: Kendisini Peygamber'e (s.a.v.) arzeden ve peygamberin başını kaldırıp ona baktığını anlatan hadis, Tirmizî, Müslim, Ahmed, Ebu Davud ve başkalarından naklettiğimiz diğer hadisleri Buhârî ri­vayet etmemektedir. Rivayet etmemesi, ya Ibnu Hacer'in zikrettiği gibi kendi şartlarına göre bunların sahih olmamasındandır ya da Hâkim'in Müstedrek'te belirttiği gibi, bu hadisler, Buhârî'nin nakletmediği diğer sahih hadislerdendir.[892]

 
Kadının Nerelerine Bakılabilir:
 

Kadının neresine bakılabileceği meselesine gelince, Ahmed ve bir topluluğun rivayet ettiği ve yukarıda sözkonusu ettiğimiz hadis buna işaret etmektedir: "Onunla evlenmesine karar verecek kadar onu gÖrebilirse, onu görsün."

Ebu Davud rivayetinde ise: "Onunla evlenmesine karar vere­cek kadar ondan bazı yerlerine bakabilirse, baksın." Bu rivayet, evlenmeğe karar verecek kadar bazı yerlerini görmesinin, tamamını görmesine ihtiyaç bırakmayacağını ifade etmektedir. [893]