๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran ve Sünnette Evlilik => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 27 Eylül 2010, 13:34:01



Konu Başlığı: Denk Olana Rıza Göstermek Ve Evli Olmayanı Evlendirmekte Acele Etmek
Gönderen: Hadice üzerinde 27 Eylül 2010, 13:34:01
                          d- Denk Olana Rıza Göstermek Ve Evli Olmayanı Evlendirmekte Acele Etmek:
 

Bu hususta Rasûlüllah'ın (s.a.v.) şu sözü rivayet edilmiştir:

"Din ve ahlakını beğendiğiniz biri size kız istemeğe gelirse, onu evlendirin. Bunu yapmayacak olursanız yeryüzünde fitne ve etkileri geniş fesat çıkar.[862]

"Üç şey vardır ki ertelenemez: Vakti girdiğinde namaz, hazır olduğunda cenaze ve kendine denk olanı bulduğunda dul kadın. [863]

Bu girişten sonra kız isteme ile ilgili ayet ve hadisleri geniş bir şekilde ele alabiliriz.

Bu konudaki ayetler:

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Böyle (iddetini bekleyen) kadınlara evlenme isteğinizi üstü   kapalı   biçimde   bildirmenizden,   yahut   İçinizde   tutmanızdan dolayı size bir günah yoktur. (Çünkü) Allah, sizin on­ları anacağınızı bilmektedir. Sakın (kapalı evlenme teklifi arasında), iyi söz söylemeniz dışında, onlarla bir gizli (buluşma) ya sözleşmeyin ve farz olan bekleme süresi dolmadan nikah bağını bağlamağa kalkmayın ve bilin ki, Allah içinizden geçeni bilir. O'ndan sakının ve yine bilin kî, Allah bağışlayandır, halim­dir (ceza vermekte aceleci değildir).[864]

Ayette sözü edilen kadınlar, kocası ölmüş kadınlardır. Bu ayetten önceki ve sonraki ayetlerden bu husus açıkça anlaşılmaktadır. Önceki ayet, kocası vefat eden kadınların bekleme iddetini anlatmaktadır. Ayet, şöyledir: "içinizden ölenlerin, geriye bıraktıkları eşleri, dört ay on gün (bekleyip) kendilerini gözetlerler. [865]

Buhârî, "kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde bildir­menizden" ayetinin tefsirine dair Ibnu Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmektedir: Kişinin (kadının yanında): Evlenmek istiyorum. îyi bir kadınla evlenebilsem, demesi.

Kasım de şöyle diyor: Kişinin: Sen değerli birisin. Seni beğeniyorum. Allah sana hayırlı bir kısmet gönderiyor ve buna benzer şeyler söylemesi.

Atâ ise şöyle demektedir: Üstü kapalı sözler söyler ama açık söylemez. Mesela: Benim ihtiyacım var. Allah'a şükür sen de evlenebile­cek durumdasın, der. Kadın da, ne dediğini duyuyorum der, vaatte bu­lunmaz. Ayrıca kişi, kadının haberi olmaksızın velisiyle söz kesmemeli-dir. Ama kadın, henüz iddet beklerken bir erkeğe vaatte bulunur ve iddeti bittikten sonra evlenecek olursa, nikahlan bozulmaz.

Burada iki husus üzerinde durmamız yararlı olacaktır:

1- Kocası vefat eden kadına üstü kapalı sözlerle talip olmak.

2- Onunla evlenme isteğini içinde gizli tutmak.

Bu iki hususta sakınca yoktur ve onlardan dolayı kişi günaha gir­mez. Bunlar, Allah'ın tayin ettiği sınırlardır, onları çiğnemeyin; açık açık isteğinizi ifade etmeyin. Ölülere ve akrabalarına saygı göstererek o kadınlar hakkındaki evlenme isteğinizi açığa vurmayın.

ikinci husus ise fıtrî bir durumdur, kişinin iradesi dışında olabilir ve kişi bu duygularım bastıramayabilir.

insanın içinde gizli olduğu müddetçe de ölü veya diri, kimseye ulaşacak bir zararı yoktur. Herhangi bir ahlakî kurala da aykırı değildir. Ama bu çerçevenin dışına taşacak olursa, kişi ona hükmetme ve onu kayıt altına alma imkanına sahiptir.

Allah'ın yüce öğretisi, üstü kapalı konuşmayı mubah ama açık ifade etmeyi yasaklarken insan fitratıyla, yüce zevk ve ahlakla uyum içerisindedir.

Ta'riz [866] üslûpları:

Sekine bint Hanzala'mn şöyle dediği rivayet edilir: Muhammed b. Ali Zeyni'î-Âbidin bana geldi ve Rasûlüllah'a (s.a.v.): Hz. Ali'ye akra­balığımı, Araplar arasındaki konumumu da biliyorsun, dedi. Allah seni affetsin ya Eba Ca'fer, sen güya örnek alınacak birisin! Henüz iddetim dolmadan bana talip oluyorsun, öyle mi? dedim.

Bunun üzerine şöyle dedi: Ben böyle birşey mi dedim, ben sadece Rasûlüllah'a (s.a.v.) ve Hz. Ali'ye akrabalığımı sana haber verdim. Nite­kim Rasûlüllah (s.a.v.), amcası oğlu Ebu Seleme ile evli olan ve kocası ölen Ümmü Seleme'ye gitmiş ve ellerine dayanarak Allah katındaki değerinden o kadar uzunca bahsetmiş ki, hasırın izleri elinde görülmüş.[867]