> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Kuran ve Sünnette Evlilik > Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır  (Okunma Sayısı 569 defa)
26 Eylül 2010, 19:49:10
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 26 Eylül 2010, 19:49:10 »




                                                             Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır:
 

Birincisi: Kalıtım yoluyla gelen etkiler.

ikincisi: Çocuğun kelime hazinesi ve davranışlarında kendini gösterir. Çocuğun kendini anlatabilmesi konusundaki zekası bunlara dayanır, içinde pasif halde bulunan zeka yeteneği bunlarla harekete geçer.

Çocuklar çoğaldığında baba ile çocuk arasındaki karşılıklı de­neyim ahş-verişi azalır.

Diyelim ki, ana-babanın boş vakitleri sekiz saattir ve dört çocukları vardır. Buna göre çocukların herbirinin ana-babaları ile ile­tişim imkanları iki saattir.

Çocukların sayısı çoğaldıkça ebeveynin sıkıntılarının artması ve daha çok sinirlenmeleri gözönünde bulundurulduğunda, şayet tek çocukları olsaydı bu çocuğun elde etmesi mümkün olan vaktin dörtte bi­rini de bu çocuklardan her biri bulamaz.

Bir çocuğun, kendisinden büyük ağabey veya ablalarının konuşmalarım diniemesiyle yalnız basınayken veya az kardeşleri olduğunda babasından yararlanması aynı değildir.

öğretmenin karşısındaki öğrenci sayısı çoğaldıkça öğrencilerden herbirinin öğretmenden yararlanma fırsatının azaldığı, eğitimle ilgile­nenler tarafından bilinen bir vakıadır.

Kardeşler, ancak yaşları arasında büyük farklar olduğunda bir ta­viz koparabilirler. Başka bir açıdan bu, küçük çocuğun ebeveynine ve özellikle annesine daha çok yaklaşabilmesine fırsat verir.

Kardeşler, baba ile aynı telden çalmazlar. Çünkü küçük yaştaki çocuklar, kaba tavırlara; şiddet ve çekiciliğe Önem verdikleri kadar konuşulanlara önem vermezler. Oysa bu merhalede çocuklar hareketle ilgili şeylerden çok, sözlü anlatımla aktanlan deneyimlere ihtiyaç duyarlar.

Kardeşler, birbirlerinden yararlansalar da aralarındaki kıskançlık duygulan bu yararlanmayı olumsuz yönde etkiler. Oysa çocukla ebevey­ni arasında böyle bir duygu yoktur.

Psikologlar, bütün bunlardan çok çocuklu ailelerde çocukla zeka gelişimi fırsatlarının azaldığı neticesini çıkarırlar.

Ayrıca ailede doğumun çokluğu, aile ortamını gerginliğe sürükler. Bu nedenle iki çocuk arasında makul sürenin iki veya üç yıldan az ol­maması gerektiğini söylerler. [1141]

Biz bu anlatılanları, çocukları koruma ve muhtemel zararlardan onlan muhafaza etme konusunda din ile modern ilmin uyum içerisinde oldukları neticesini çıkarıyoruz.

Şeriat, mevcut çocuklara zarar verecek doğumlara kucak açmıyor. Aileye eziyet verecek çok çocukluluğu benimsemiyor. Genel kural: Zara­ra uğramamak ve zarar vermemektir.

Peygamberin (s.a.v.) bu hususta kader arasında bir bağ kurduğu gibi bununla zarar arasında bir bağ kurduğunu; süt emen çocuğa zarar vermekten aynı zamanda kişinin sahih itikattan uzaklaşmasından da sakındırdığını gördük.

Bu konuda zararın tesbiti, ictihadîdir. Nitekim alimler, Peygamber'e (s.a.v.) nisbetle de bunun böyle olduğunu ve ondan sonra da ümmetin buna uyması gerektiğini söylerler.

Buna göre tıp, sosyoloji ve psikoloji uzmanları, yeni bir hamilelik­ten dolayı mevcut çocuğa bir zarar dokunacağım tesbit ettiklerinde, şeriat de çocuğu ortaya çıkacak zarardan korumanın gerekliliği konu­sunda modern ilimle uyum içerisindedir. Ta ki, zarar son bulup durum tabii seyrine dönünceye kadar.

Günümüz tıp literatürünün bu konuda söylediklerini araştırdım ve şu sonuçlara vardım:

1- Kadına nisbetle  hamilelik tabii  bir husus olup annelik içgüdüsüyle ilgilidir. Kadın, hamile kalmakla tabiatında mevcut olan bir görevi yürütür.

2- Bununla birlikte yorucu bir iş kadın için ağır bir yüktür. Bu dönemde kadın, harcadığı enerjinin yerini dolduracak birtakım gıdalara ihtiyaç duyar.

3- Bu dönemde kalb ve böbreklerin yükü artar. Çünkü, kalb anne için normal görevinin yanısıra ceninin ihtiyacı olan oksijen ve gıda ihti­va eden kanı da cenine pompalar.

Aynı şekilde böbrekler de, annenin artıklarını temizlemenin yanısıra çocuğun da artıklarını temizler.

4- Hamilelik,  sağlığı bozuk ya da gıda ihtiyacı tam olarak karşılanamayan ve bu sebeple hamilelik yükünü taşıyamayan kadına

5- Ardarda hamile kalma kadının normal yapısına etki edebilir ve karın kaslarım gevşetebilir.

Aynı şekilde ardarda hamile kalma kadının güzellik ve narinliğine zarar verir. Bu hususta en bariz zarar, kadın göğsünün sarkmasıdır.

6- Diğer yönden mutlak olarak hamilelikten kaçınmak da kadına birtakım zararlar verebilir. Çünkü annelik ve hamile kalmak kadının yaratılışına uygun bir görevdir. Uzun müddet hamile kalmaktan kaçması, ruhsal ve sinirsel hastalıklara maruz kalmasına sebep olur.

Bu durumda kadın rahmi, liflerin şişmesi ve kadının sağlığını teh­dit eden salgı ve akıntılarla karşı karşıya kalır.

Tıbbi araştırmalar, bunlara ilaveten şu sonuçlara da varmıştır.

Hamilelik dönemi ile ardından gelecek hamilelik dönemi arasında ideal süre, çocuğun süt emme ve sütten kesilmesi ile kadının, hamilelik ve süt emzirmekten mütevellit bünye zayıflığını telafi edip eski normal durumuna kavuşması için gerekli süredir. [1142]

Son olarak şunu da belirtmemiz gerekiyor:

Evlilik konusunda henüz başta şart koşulan ekonomik güç, çocuklarla ilgili olarak şart olma durumunu devam ettirir. Çocuk sahibi olması, çocuklarına, anneye veya aileye bir zararı sözkonusu ise, kişinin öncelikle bu ekonomik gücü elde etmeğe çalışması gerekir. Ondan sonra çocuk sahibi olmağa bakmalıdır.

Bunun, ALLAH'ın rezzak ve sağlam güç sahibi olduğuna inanmakla çeliştiğini   düşünmemeliyiz.   Çünkü   rızık   elde   etme   yollarına sarılmamızı emreden bizatihi yüce ALLAH'tır:   "Yeryüzünü size boyun eğdiren O'dur. Şu halde yerin sırtlarında dolaşın ve ALLAH'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır. [1143]

Peygamber de (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Hepiniz çobansınız ve güttüğünüzden sorumlusunuz."

"Kişinin, nafakalarından sorumlu oldukları fertleri terketmesi, günah olarak ona yeter."[1144]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 26 Eylül 2010, 19:52:45 Gönderen: Hadice »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır
« Posted on: 24 Nisan 2024, 16:33:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır rüya tabiri,Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır mekke canlı, Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır kabe canlı yayın, Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır Üç boyutlu kuran oku Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır kuran ı kerim, Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır peygamber kıssaları,Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanır ilitam ders soruları, Çocuğun Zeka Seviyesi, İki Hususa Dayanırönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes