๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran ve Sünnette Evlilik => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 27 Eylül 2010, 08:48:01



Konu Başlığı: Cinsel İlişki İle İlgili Bazı Meseleler
Gönderen: Hadice üzerinde 27 Eylül 2010, 08:48:01
                                           Cinsel İlişki İle İlgili Bazı Meseleler
 

İslâm, gerek erkeğe gerekse kadına bazı fiilleri yasaklamış, eşlerin harama düşmemeleri ve günaha bulaşmamaları için bu fiillerden sakınmalarını emretmiştir.

Bu yasaklar şöyle sıralanabilir:[949]

 
1- Karı-Koca; Yaptıkları Cinsi Münasebet Fiilini İnsanlara Söz Veya İşaretle Anlatmaları Haramdır.
 

Zira Peygamber (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmuştur:

"Kıyamet gününde, Allah katında insanların en şerlisi, eşi ile cinsi münasebette bulunduktan sonra sırlarını insanlar arasında yayan kim­sedir. [950]

Ebu Hüreyre'nin (r.a) rivayet ettiği diğer bir hadiste de şöyle buy­urmuştur:

"Resûlullah (s.a.v) namazımızı kıldırıp selam verdikten sonra bize döndü ve şöyle buyurdu:

Yerlerinizden kalkmayın beni dinleyin! Aranızda, kapısını ka­patıp perdesini çektikten ve zevcesi ile cinsi münasebette bulunduktan sonra, insanların arasına çıkıp da: "Ben eşimle şöyle yaptım, böyle yaptım"   diyenler var mıdır? Kimseden ses çıkmadı. Sonra kadınlara döndü ve onlara seslendi: Sizlerden bunu yapanlar var mıdır? dedi: Ara­larından genç bir kız, Peygamber'in (s.a.v), onu görmesi ve sesini işitmesi için iki dizinden birisine dayanarak dikildi ve:

Evet vallahi, kadınlardan da   erkeklerden de konuşanlar var, dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) onlara:

Böyle yapanların kime benzediklerini biliyor musunuz? dedi. Bunların misali kadın ve erkek iki şeytana benzer; Şeytanlardan biri yoldan geçen arkadaşını (eşini) yakalayıp onunla cima eder, işini bitir­ir, insanlar da ona bakarlar." [951]

 

2- Erkeğin, Kadına Arka Organından Temas Etmesi Haramdır.
 


 

Kadın; tehdit de etse, korkutsa da, ısrar da etse, kocasının, onun arka organından temas etmesine imkan ve firsat vermemelidir. Bu ko­nuda Peygamber'in (s.a.v) şu hadisi şerifi ile amel etmelidir:

"Allah'a isyana sebebiyet veren şeylerde hiçbir yaratığa itaat edilmez." [952]

Şayet kadın buna rıza gösterirse, o da erkek gibi günahkâr ve âsi olur.

Şüphesiz; kadına arka organından temas etmek sıhhat ve beden açısından zararlı, ahlak ve fazilet kurallarına aykırı, sapıklık ve ah­laksızlığın açık bir ifadesidir. Bu çirkin fiili ancak, âdî, karektersiz, şahsiyetsiz ve ahlaksız olan kimseler yapar.

Erkeğin hammıyla normal yolun dışında bir şekilde ilişki kur­masının kesinlikle haram olduğunu bildiren bazı hadisleri nakledelim!

a) Mü'minlerin annesi Ümmü Seleme şöyle anlatmaktadır:

"Muhacirler Medine'ye geldiklerinde Medine'li kadınlarla evlendiler. Kureyşli kadınlar kocalarının arzularına uyarak, el­lerini yere koyarlardı. Oysa Medine'li kadınlarda böyle bir âdet yoktu. Muhacirlerden biri, Medine'li (Ensar'dan) olan hanımına ellerini yere koyarak münasebette bulunmayı teklif edince; hanımı bu meseleyi Hz. Peygamber'e sorduktan sonra, kendisi­nin teklifine uyabileceğini söyledi. Allah Rasûlü'ne geldi ve fa­kat utandığı için bir türlü söyleyemedi. Bunun üzerine meseleyi bana açtı ve ben de onun namına Rasûlullah'a sordum. İşte o za­man "kadınlar sizin tarlanız dır..." ayeti nazil oldu ve Hz. Pey­gamber, normal yoldan olmak kaydıyla her türlü şeklin caiz olabileceğini söyledi. [953]

b) Ibn Abbas rivayet etmektedir: [954]

"Hz. Ömer, Rasûlullah'a (s.a.v.): "Ey Allah'ın Rasûlü! Ben he­lak oldum" deyince, Hz. Peygamber, "seni helak eden nedir?" diye sordu. Hz. Ömer, "bu gece yükümü değiştirdim (hanımımı yüzüstü yatırarak münasebette bulundum)" diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasûlüllah, "kadınlar sizin tarlamzdır..." ayeti nazil oluncaya kadar, Hz. Ömer'e cevap vermedi. Sonra normal yoldan olmak kaydıyla istediği şekilde münasebette bulunabi­leceğini söyledi."

c) Huzeyme b. Sabit şöyle anlatmaktadır:

"Biri Hz. Peygamber'e (s.a.v.) gelip, normal olmayan yoldan kadınlarla münasebet etmeyi sordu. Hz. Peygamber, helal olduğunu söyleyince adam dönüp gitti. Biraz uzaklaştıktan son­ra, Hz. Peygamber adamı yanına çağırdı ve ona şöyle dedi: "Sen bana nasıl sormuştun? Eğer sorun 'hangi yoldan yapılabilir?1 şeklindeyse, ancak normal yoldan yapılabilir. Diğeri caiz değildir. Binaenaleyh Allah, hakkı söylemekten hiçbir zaman çekinmez. Kadınlarınızla normal olmayan yolun dışında sakın birleşmeyin![955]

"Allah hanımı ile normal yolun dışında münasebette bulu­nan kimsenin yüzüne bakmaz. [956]

"Hayızlı hanımiyla (bunu helal bilerek) münasebette bulu­nan, hanımıyla normal yolun dışında temas eden ve kâhine gi­dip, onun dediklerine inanan kimse, Muhammed'e nazil olan Kur'an'a inanmamış demektir. [957]

Hayızlı Kadınla Temas Etmek Haramdır:
 

 

Hayızlı bir kadına, kocasının yaklaşması haramdır. Çünkü Allah Teâlâ, Kur'an'da şöyle buyurmaktadır:

"Sana hayzın durumunu sorarlar. De ki: O (kadınlara) eziyet veren bir şeydir. Hayızlı iken kadınlardan uzak durun, temizlenene kadar onlara yaklaşmayın. Temizlenince Allah'ın emrettiği yoldan onlara yaklaşın. Kuşkusuz ki Allah tevbe edip, temizlenenleri sever. [958]

Bu hususla ilgili olarak birkaç hadis zikredelim:

a) "Hayızlı olan hanımına yaklaşan veya normal olmayan yoldan münasebette bulunan veya kâhine gidip, onun sözlerini tasdik eden kimse Muhammed'e indirileni inkâr etmiş demek­tir.[959]

b) Enes b. Malik şöyle anlatmaktadır:

"Yahudiler hayız olan kadını evden dışarı çıkarırlardı. Onunla birlikte yemez, içmez ve birarada oturmazlardı. Hz. Pey­gamber'e yahudilerin bu durumu sorulduğunda, Bakara, 222. ayeti nazil oldu. Hz. Peygamber (s.a.v.): "Onlarla birarada otu­rabilir, cinsî münasebet dışında herşeyi yapabilirsiniz" buyu-runca, yahudiler, "bu adam hiçbir âdetimizi beğenmiyor ve hep­sine muhalefet ediyor" dediler.

Useyd b. Hudayr ile Ubbad b. Bişr adlı iki şahabı gelip, Hz. Peygamber'e, "ey Allah'ın Rasulü! Yahudiler şöyle şöyle diyor. Biz de hayızlı kadınlara dokunmayalım mı?" diye sorunca, Hz. Peygamber'in mübarek yüzü öyle kızardı ki biz o ikisine kızdığını sandık. Onlar da, bu hâli görünce hemen dışarı çıktılar. O esnada Hz. Peygamber'e hediye olarak süt getirildi. Hz. Peygamber onların ardından birini göndererek geri çağırttı. Huzura geldiklerinde, kendilerine biraz önce gelen sütten ik­ram etti. O zaman, Hz. Peygamber'in onlara kızmadığını anladık. [960]

 Hayızlı Kadınla Temas Etmenin Kefareti:
 

Nefsine hâkim olamayıp, hayızlı olduğu halde hanımıyla temas eden kimse bir veya yarım dinar kefaret vermelidir.

îbn Abbas şöyle rivayet etmektedir:

"Hayızlı olduğu halde hanımıyla münasebette bulunan kim­se bir veya yarım dinar sadaka versin. [961]

Bir veya yarım dinar vermek, kefaret verenin maddî durumuna bağlıdır. Zengin ise bir dinar, fakir ise yarım dinar vermelidir. Nitekim bazı hadislerde bu durum belirtilmiştir.[962]

 



Hayızlı Hanımdan Kocasına Neler Helaldir?

 

Kişi, hanımına cima' dışında her şekilde yaklaşabilir. Nitekim bu hususta birçok hadis nakledilmiştir.

"Hayız halindeki hanımınıza cima' dışında herşeyi yapabi­lirsiniz.[963]

b) Hz. Aişe şöyle anlatmaktadır:

"Hayızlı olduğumuz zamanlar, Hz. Peygamber (s.a.v.) bizim izar (peştemal) bağlamamızı ister, izar bağladıktan sonra, bi­zimle aynı yatakta yatardı.

Hz. Aişe, bu sözüne ilave ederek, Hz. Peygamber'in izardan sonra eşiyle mübaşerette bulunduğunu da söylemiştir. [964]

Mübaşeret, cima1 anlamına gelirse de, burada cima' olmaksızın kadına yaklaşmak kastedilmiştir.

c) Hz. Peygamber'in hanımlarından rivayet olunduğuna göre, Ra-sulüllah hayızlı hanımına yaklaşmak istediğinde, ona avret mahallinin aşağısını örtmesini söyler ve sonra istediğini yapardı. [965]

Nifas halinde olan kadınla temasta bulunmanın haramlığı kıyasla sabittir. Zira fakihler; hayız ile nifas illet ve sebep bakımından aynı olduğundan, nifası hayıza kıyas etmişlerdir. Ayrıca bu haramlık âlimlerin icma'ı ile de sabittir.

Bu haramlığın hikmeti ise, nefsi emmareyi şer'an yasak ve bedene zararlı olan şeylere düşmekten alıkoymaktır. Zira korunmuş bir yerin etrafinda dolaşan kimsenin oraya düşmesi muhtemeldir.

Müslümamn, dini ve sağlığı için ihtiyatlı olması gerekir. Ah­lakında, muamelelerinde ve diğer davranışlarında daima takva olanını tercih etmelidir.

Tıbbın isbatına göre; hayız ve nifas günlerinde yapılan cin­sel temastan şu zararlar meydana gelir:

Kadının tenasül uzvunda ağrıların olması, öyle ki bu ağrılar ra­him ve yumurtalıkta veya havuzda iltihaplama meydana getirir ve kadının sağlığına ciddi bir şekilde zarar verir. Hatta; yumurtalığın yok olmasına sebep olup kısırlık dahi meydana getirebilir.

Hayız kanının; erkeğin tenasül uzvuna sirayet etmesiyle, frengi hastalığına benzeyen irinli iltihablanmaya yol açar. Erkeğin husyelerine geçerek şiddetli ağrıya ve bunun neticesi olarak da erkeğin kısır kalmasına sebep olur. Şayet bu hastalığın mikropları kadının kanında mevcut   ise   bu   durumda   zührevi   hastalığına   yakalanması   da mümkündür.

Netice olarak; hayız ve nifas devresinde yapılacak cinsel temastan erkek veya kadının kısır kalmaları, tenasül uzuvlarının iltihablanması ve sağlıklarının bozulmasına yol açar. Zaten zarar olarak da bu yeterli­dir.

Bu sebepledir ki; dünyanın dörtbir yanındaki modern tıp uzman­ları hayız ve nifas dönemlerinde kadından uzaklaşmanın gerekli olduğunda karara varmışlardır.

Her şeyi bilen ve hikmet sahibi olan Allah tarafından indirilen Kur'an-ı Kerim'de bu hakikat şöyle dile getirilmiştir:

"Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun.[966]

Eşi hayız veya nifas olduğu halde, onunla cinsi temas yapmaya mübtela olan kimse cumhuru'l fukaha'ya göre işlediği bu günahı, bir daha yapmamak üzere samimi ve gerçek bir tevbe ile bırakmalı, pişmanlık duyarak Allah'a tevbe ve istiğfarda bulunmalıdır.

tbni Abbas, Katade, Evzai, Ishak'ın mezheblerinde, imam Ahmed ikinci rivayetinde, Şafii ise kavli kadiminde; fakirlik-zenginlik, kanın kırmızılık veya sarılık durumlarına göre bir ya da yarım dinar [967]değerinde sadaka vermeleri gerekir.

îbni Abbas (r.a) rivayet ediyor: Peygamber'e (s.a.v): Eşi hayızlı iken ona cinsi temasta bulunan kimse hakkında soruldu. Şöyle cevap verdi:

"Bir veya yarım dinar tasadduk etmesi gerekir. [968]

Tirmizi'nin rivayetinde ise: "Kan kırmızı ise bir dinar, sarı ise yarım dinar" şeklinde geçmektedir.

Bu konuda ihtiyatlı olan: Hayız veya nifas halinde olan kadınla cima yapan kimsenin, hem tevbe ve istiğfar etmesi, hem de sadaka ver­mesidir. Bu vesile ile umulur ki, Yüce Alah bu kimsenin hatasını affeder ve günahım da bağışlar.[969]