Konu Başlığı: 1- Kalıtım ve Çevre Gönderen: Hadice üzerinde 28 Eylül 2010, 08:40:57 1- Kalıtım ve Çevre: Buhârî, nikâhla ilgili bölümde şöyle bir başlık açar: "Kimle evlenilir? Hangi kadınlar daha iyidir? Kişinin çocuklarına ana olarak seçmesi müstehab olanlar hangileridir?" Buhârî bu başlık altında sadece Ebû Hüreyre'den naklettiği şu hadîsi nakleder: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Deveye binen kadınların en hayırlıları, Kureyş kadınlarıdır; onlar küçüklüğünde çocuğa daha şefkatli ve kocalarının malım daha çok gözetirler." Ibnu Hacer, hadisi şerhederken şöyle demektedir: Konu başlığı üç hüküm içermektedir. Hadisin, başlıktaki birinci ve ikinci hükmü içerdiği açıktır. Evlenmek isteyen, Kureyş kadınlarına benzer kadınlarla evlensin. Çünkü Kureyş kadınları, kadınların en hayırlılarıdır. Bu da, ikinci hükümdür. Üçüncü hükme gelince, dolaylı olarak hadisten anlaşılmaktadır ki o da: Başkalarından daha hayırlı olanı, çocuklara ana olarak seçmenin müstehab olduğudur. Ensâr, değer yargıları, ahlâk ve davranışları, islâmı yayma ve ona hizmet gibi hususlarda yegane bir toplumu temsil ediyorlardı. "Kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilen (ganimet)lerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç (eğilimi) duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa dahi, (göç eden yoksul kardeşlerini) öz canlarına tercih ederler.[786] Bu sebeple Kur'ân-ı Kerim müteaddid yerlerde onları över. Rasûlullah da (s.a.v.) daima onları över ve onlara dua ederdi. Onlar hakkında şöyle derdi: "Ensâr bir vadi veya yoldan gidecek olsalar, ben de Ensâr'ın vadisinde giderim. Hicret olmasaydı, Ensâr1 dan biri olurdum. [787] Evlilik, değerli çevrenin kendisi için seçildiği; bitek yerin arandığı, bakışların kendisine yönlendirildiği ve misallerin zikredildiği hususların en önemlilerinde ndir. Peygamber (s.a.v.) burada, hedeflenen ve münbitliği yönüyle mükemmelliği, iyi çevreyi, ahlâk üstünlüğünü, davranış güzelliğini ve hem çocukları hem de kocasına karşı görevini yerine getirmeyi bir arada bulunduran kadım bize misal olarak zikrediyor. îbnu Mâce, Hz. Aişe'den Rasûlullah'ın (s.a.v.) şöyle dediğini rivayet eder: "Çocuklarınıza anne seçin, denk olanlarla evlenin ve denk olanların kızlarını alın.[788] Urve b. ez-Zübeyr, şöyle demiştir: "Allah'a imandan sonra kişi, doğru evlilikle kendini yücelttiği kadar başka birşeyle yücelmez. Küfürden sonra da kötü bir evlilikle kendisini düşürdüğü kadar başka birşeyle düşmez." Esedoğulları şairlerinden biri şöyle diyor: Suyun kötülüğü toprağın kötülüğün dendir. Kavmin kötülüğü de, kötü evliliklerdendir. [789] Araplar kalıtıma çok önem verirlerdi. Amr b. el-Alâ bir adamın şöyle dediğini nakleder: Ondan doğacak çocuğu hesaba katmadan bir kadınla evlenmem. Bunu nasıl yaparsın? dediler. Evleneceğim kadının babasına ve anasına bakarım, çünkü bunlardan birine çeker, dedi. [790] Peygamber (s.a.v.) çocuğun sadece ana ve babasından değil dedelerinden de kalıtım yoluyla etkilendiğine dikkat çekmiştir. Ana-babasına benzemeyen siyahi bir çocuk doğuran karısını boşamak üzere olan bedevinin kıssası buna güzel bir delildir. Buhârî, senediyle Ebû Hüreyre'den şunu rivayet eder: Bir bedevî gelerek: Ya Rasulallah! Karım siyah bir oğlan doğurdu! dedi. Rasûlullah (s.a.v.): "Develerin var mı?" buyurdu. Adam: Var, dedi. Rasûlullah "renkleri nasıl" diye sordu. Adam: Kırmızı, dedi. Rasûlullah: "Aralarında boz olanları var mı?" diye sordu. Adam: Var, dedi. Rasûlullah: "Bunlar nereden gelmiş olabilirler?" diye sordu. Adam: Damar çekmiş olmalı, karşılığını verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): "Belki oğlunda da böyle bir damar çekmiştir" buyurdu. [791] Arap, evlenecek iyi bir kadın bulduğunda doğacak çocuklarını düşünerek mutluluk duyardı. Modern ilim de, çocukların, kalıtım yoluyla baba ve dedelerinden birtakım vasıfların kendilerine geçtiğini kabul eder. Baba ve dedeler kuvvetli veya zayıf iseler, hatta karakterleri ne ise, çocuklarına da aynısı geçer.[792] |