๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran Öyküleri => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 05 Aralık 2010, 16:25:53



Konu Başlığı: Zülkarneyn Öyküsünde Bağdadın İşgal Edilmesi ve Halifenin Öldürülmesi
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 05 Aralık 2010, 16:25:53
Zülkarneyn Öyküsünde Bağdadın İşgal Edilmesi ve Halifenin Öldürülmesi

Hulagu ve ordusu Bağdad'a gelmişler ve hicri 656 yılında muharrem ayında işgal etmişler.Halifenin rafızilerden olan veziri İbnu'l-Alkami ve îsmailiyye mezhebinden olan danışmanı Nasıruddin Tusi'nin müslümanların ordusunun zayıf kalmasında, Moğolların Bağdad'a girmesinin teşvik edilmesinde, onlarla gizli yazışmalarının ve yataklık yapmalarının büyük rolü olmuştur.

Yecuc ve Mecuc Bağdadi kuşatmış, Muharrem ayının sonlarında  hicri  656  yılında  şehre  girmiş  ve  Hulagu askerlerine    bütün    Bağdad    halkının    öldürülmesini emretmiştir. Kırk gün halk kılıçtan geçirilmiş ve değişen rivayetlere   göre   800.000   veya   1.800,000   yahut

2.000.000 insan öldürülmüştür. Hulagu, hicri 656 yılında müslümanlann halifesi Mustasım Billahi öldürmüştür.[335]

 
Ayn Calut Savaşında Yecuc ve Mecuc'un Yenilmesi:

 
Hulagu, moğol ordusuyla Şam bölgesine doğru yürümüş,Haleb şehrini işgal etmiş ve halkını kılıçtan geçirmiştir. Bu sırada doğuda Moğolların karargahında komutanlarla sorumlulur arasında anlaşmazlık çıkmış, Hulagu oraya gitmiş ve Ketboğa'yı ordu komutanı yapmıştır.

Müslümanlar Kutz ve Zahir Baybars komutasında Ketboğa komutasındaki Moğol ordusuna karşı savaşa hazırlanmışlar, iki ordu Ayn Calut denilen yerde karşılaşmış ve hicri 658 yılında Bağdad'ın düşmesinden iki yıl sonra Ramazan ayında çetin bir savaş olmuştur.

Ketboğa komutasındaki Moğol ordusu ile Kutz komutasındaki islam ordusu arasında tarihin en çetin, amansız, acımasız ve dehşetli savaşı olmuş, Kutz İslama ağıt yakarak "Vah Islama!" naralarılya savaşa girmiş, Allah müslümanlara zafer vermiş ve moğollar yenilmiştir. Komutan Cemaleddin Akkuş Moğolların karargahına ulaşmış ve Ketboğa'yı öldürmüştür.[336]

Ayn Calut, Yecuc ve Mecuc'un yedinci çıkışı için sonun başlangıcı olmuştur. Ondan sonra etkileri azalmış, üstünlükleri gitmiş ve "bir daha bellerini doğrultama mışlardır.

Onlardan kabileler yeni bölgelere yerleşmişler, Hindistan, Horasan, Türkistan ve başka yerlerde devletler kurmuşlardır. Bazıları Islâmdan etkilenmişler, benimseyerek müslüman olmuşlardır. Onlardan ilk müslüman olan kişi, Cengiz Han'ın torunu ve kan döken Hulagu'nun amcasının oğlu Berke Han olmuştur. Hulagu ve Birke arasında çetin savaş olmuş ve müslüman komutan Berke, amcasının oğlu kafir Hulagu'yu yenmiştir.[337]

 Yecuc ve Mecuc Tehlikesini Anlatan Îbnu'1-Esir Islama ve Müslümanlara Ağıt Yakıyor:
 
Müslüman tarihçiler Yecuc ve Mecuc tehlikesinin müslümanların başına gelen en büyük tehlike olduğunda, bu saldırıda verilen insan ve mal kayıplarının islam tarihi boyunca verilenlerin hepsinden fazla olduğunda ittifak etmişlerdir. Bu tarihçiler İslam ve müslümanlar için gözyaşı dökmüş, kitaplarında müslümanlann artık bellerini doğrultamıyacaklarını düşünerek kan ağlamışlardır. Şimdi duygulu  bir  şair  ve  yazar  olan  tarihçi   İbnu'l-Esir'in kitabından islam'a ve müslümanlara ağıt yaktığı tarihi bir parçasını        veriyoruz.    Moğolların    İslam    alemine saldırmalarının başında yazdığı bu parçada şöyle der:

"Bu olayın dehşetinden ve anmak istemediğimden uzun yıllar onu kaleme almadım. Onun için bir adım ileri, bir adım geri gittim geldim.Islamın ve rnüslümanların ölüm haberini duyurmak kime kolay gelir? Bunu kim rahatlıkla anabilir? Keşke dünyaya gelmeseydim! Keşke bu olaydan önce ölseydim ve unutulup gitseydim!

Fakat buna rağmen arkadaşlardan bir topluluk onu yazmamı teşvik etti.Ne yapacağımı bilemedim. Düşündüm taşındım ve yazmamanın bir işe yaramıyacağını gördüm.

Yazdıklarım, bu dehşetli büyük olayı anlatır. Bu büyük bir musibettir. Zaman onun benzerini görmemiştir.Bütün yaratıkları ve özellikle müsİümanlan içine almıştır. Biri, Allahın Adem'i yarattığından bugüne kadar dünya bunun benzerini görmedi, derse, doğru söylemiş olur. Çünkü tarihler bunun ne benzerini, ne de ona yakın bir musibeti görmüştür.

Buhtunnasr'ın israil oğullarını öldürmesi ve Kudüs'ü yıkması tarihin tanık olduğu en büyük olaylardan biri olarak anılır.Halbuki bu lanetlilerin yıktığı ve her biri Kudüs'ten kat kat büyük olan ülkelerin yanında onun yıkılması çok basit kalır. Yine öldürülenlerin yanında israil oğullarının sayısı ancak devede kulak olur. Çünkü öldürülenlerden bir tek şehir halkı,İsrail oğullarından daha çoktur.

Öyle sanıyorum ki dünya yok oluncaya kadar, insanlık Yecuc   ve   Mecuc   dışında,   böyle   bir   olaya   tanık olmayacaktır.   Deccal,   kendisine   muhalefet   edenleri öldüreceği ve taraftar olanları hayatta bırakacağı halde,

bunlar hiç  kimse  bırakmadılar.  Kadınları,   çouklan  ve yaşlıları   da    öldürdüler.Gebe    kadınların    karınlarını yardılar,anne   karnında   çocukları   öldürdüler.Hepimiz Allahınız ve Ona döneceğiz.Kuvvet ve hareket ancak yüce Allahtandır.

Her tarafı yakıp yıkan ve zararı herkesi" kuşatan, arkasına rüzgarı almış bulut gibi ülkeleri saran bu olay şucfur: Bir millet Çin taraflarından çıkmışlar, Kaşğar ve Belasağun gibi Türkistan illerini işgal etmişler, oradan da Semerkand ve Buhara gibi Maveraunnehir bölgesini ele geçirmişler, halkını ezip geçmişler. Sonra onlardan bir topluluk Horasana geçmişler, insanlarını öldürmüşler, yağmalamışlar ve yakıp yıkmışlar. Sonra oradan Rey ve Hemezan'a, sonra Kuhistan ve komşu bölgelere geçmişler ve Iraka kadar ilerlemişler. Sonra Azerbaycan ve Ermenistan'a geçerek halkını öldürmüşler, yakıp yıkmışlar. Tek tük kişiler dışında kurtulan olmamıştır. Bütün bunları bir yıl içinde yapmışlar. Böyle bir olay görülmüş değildir!"[338]

"Hepimiz Allahınız ve hepimiz ona döneceğiz.Yüce Allahtan İslama ve müslümanlara katından bir zafer vermesini diliyoruz.Çünkü Islamı savunan, koruyan ve destekleyen kimse kalmadı."Allah bir millete bir kötülük isterse, hiçbir kimse onu engelleyemez.Onun dışında hiçbir dostları da olmaz" Moğollar, karşılarında duran kimse olmadığı için bu işi yapabilmişlerdir."[339]

Ibnu'1-Esir, Moğolların büyük tehlikesini anlatarak onların yaptıklarını başka kimsenin yapmadığını ve sağladıkları üstünlüğü hiçbir halkın sağlamadığını belirtiyor, daha sonra gelip Moğolların bu haberlerini okuduklarında insanların ne kadar hayret ve şaşkınlık duyacaklarını belirterek şöyle diyor:

"Ne geçmişte, ne günümüzde kimsenin benzerini duymadığı şeyleri bu Moğollar yaptılar. Bir topluluk Çin'in sınırlarından çıkıyor ve bir yıl geçmeden bir taraftan onların bir bölümü Ermenistan'a kadar ulaşıyor, bir taraftan da Irak ve Hemezan'ı geçiyor.

Allaha yemin ederim, asırlar sonra gelip bu olayı anlatan satırları okuyanlar gördüklerine inanamıyacak ve okudukları karşısında şaşkına dönecektir. Haklıdır da! Ancak yadırgayacakları zaman, hem biz hem de günümüzde tarih yazanların tümü, alim ve cahil herkesin bu olayı bildiğine ve ona tanık olduğu bir zamanda yazdığımıza baksınlar.

Allah, islamı ve müslümanları koruyacak kimseler göndersin! Çünkü en büyük düşmanla yüzyüze kaldılar, onların başındaki hükümdarların ise midesi ve şehvetinden başka endişesi yok.Hz.Peygamberin zamanından bugüne kadar rnüslümanların başına şu anda karşılaştıkları felaket gibi bir felaket gelmemiştir.

Diğer düşman olan Frenkler de Roma İmparatorluğunun öbür ucundaki batı ve kuzey ülkelerinden çıkmışlar, Mısıra gelmişler, Dimyat'ı işgal edip yerleşmişler, müslümanlar onlara ne saldırabilmiş, ne de oradan çıkarabilmişler.

Hepimiz Allanınız ve hepimiz ona döneceğiz! Kuvvet ve hareket ancak Yüce Allahtandır!"[340]

 Cengiz Han ve Hulagu Hakkında Seyyid Kutub'un Görüşü:
 
Seyyid Kutup, Cengiz Han ve Hulagu zamanında Moğolların çıkışını Yecuc ve Mecu'un devirlerinden biri gibi görerek özel bir görüşe sahip bulunmaktadır.Şöyle diyor:

"Yecuc ve Mecuc kimdir? Şimdi nerededirler? Geçmişte ne yaptılar ve gelecekte ne olacaklar?

Bütün bu sorulara kesin cevaplar vermek zordur,Çünkü onlarla ilgili olarak Kur'anın ve bazı sahih hadislerin söylediklerinden başka birşey bilmiyoruz.

Kur'an, Zulkarneyn'in "Rabbimin verdiği sözün zamanı gelince, onu yerle bir eder.Rabbimin verdiği söz gerçektir" sözünü belirtmektedir. Bu ayet bir zamanı belirtmiyor. Allanın verdiği sözden maksat, şeddi yerle bir edeceği sözüdür. Verilmiş olan bu söz, Moğolların hücum ettiği,yer yüzüne yayıldıkları ve ülkeleri yakıp yıktıkları zamandan beri gelmiş olabilir

Enbiya suresinde de "Her tepeden akın eden Yecuc ve Mecuc açıldığı zaman..."denilmektedir. Bu da Yecuc ve

lecuc'un çıkması için bir zaman belirtmemektedir. Gerçek sözün   vaktinin   yaklaşması,   saatin   yaklaşması   olup Hz.Peygamberin  zamanından  beri  meydana  gelmiştir. Kur'anda "Saat" yaklaştı ve ay bölündü" denilmektedir.

ıllahın   hesabı   ile   insanların   hesabına   göre   zaman farklıdır.Saatin yaklaşması ile gerçekleşmesi arasında bir »sır veya  milyonlarca yıl geçebilir.İnsanlar bunu uzun »man görürken, Allanın yanında bu, göz ,açıp kapama  kısadır.

Buna göre "Saatin yaklaşması "ile bu günümüz arasında geçen zaman içinde şeddin açılmış olması caizdir. Doğu dünyasını silindir gibi ezip geçen Moğolların hücumları da Yecuc ve Mecuc'un çıkışı olabilir."

Yeuc ve Yecuc'un şeddi yıkmasıyla ilgili Rasulullahın rüyasını anlatan hadisi belirttikten sonra şöyle der: "Bu rüya onüç buçuk asır önce görüldü. Moğol saldırıları da,ondan sonra son Abbasi hlifesi Mustasım zamanında Hulagu'nun eliyle Abbasi hilafetinin yıkılması ve Arap ülkelerinin yerle bir edilmesi zamanında meydana geldi.Bu, Rasulullahın rüyasının gerçekleşmesi (yorumu) olabilir.Bunu kesin olarak Allah bilir ve bütün söylediklerimiz kesin değil, sadece bir tercihtir."[341]

 Yecuc ve Mecuc Sarı Irktır:
 
Görüşümüze göre Zulkarneyn'in yaptığı şeddi Yeuc ve Mecuc yıkmışlar, içinden geçip yeryüzüne yayılmışlar ve ülkeleri yerle bir etmişlerdir.

Cengiz Han ve Hulagu'nun liderliğinde Yecuc ve Mecuc'un çıkmaları, belirttiğimiz yedi çıkış devirlerinden

biridir.

Yecuc ve Mecuc, şu anda Moğolistan,Türkistan ve Çin'in Sing Yang bölgesinde oturan Moğollar veya Tatarlardır.

Yecuc ve Mecuc,Asya kıtasında bulunan san ırktır.Bunlar Çin,Kore, Mo§olistan,Tibet,Türkistan ve komşu ülkelerde bulunan insanlardır.

Nüfus çokluğu bakımından tek başına Çin gelecekte Avrupa,Amerika, Araplar ve başkaları için doğrudan bir tehlike.sayılır. Çinin tek başına nüfusu, dünya nüfusunun dörtte biriidr. Dünya nüfusu toplam altı milyar ise,Çin'in nüfusu bir buçuk milyardan fazladır. Cinde nüfus artış oranı çok yüksektir.

Bunlar gelecekte ne olacaklar? Sayılan ne olacaktır? Ülkelere yayıldıkları zaman dünyaya acaba ne yapacaklar? Büyük  bir  nüfus  patlaması  yaptıkları,birbirini  izleyen dalgalar gibi çıktıkları ve bütün dünyayı istila ettikleri zaman ne yapacaklardır?

Dünya bu gerçeği biliyor ve Çin'in gelecek tehlikesine karşı uyarıyor. Almanya imparatoru HeliunV'Çinin elinden Avrupa neler çekecek!" meşhur sözünü söylemiş ve buna "Sarı Tehlike" demişti.

Kimi alimlere göre Yecuc ve Mecuc kelimeleri, yalnızca belirli bir milleti ifade etmeyip yer yüzünde bozgunculuk yapan her mjllet için geçerlidir. Muhammed Hayr Ramazan şöyle der:

"Bana göre Yecuc ve Mecuc, sadece belirli bir milliyeti ve insanlardan muayyen bir milleti ifade etmez. Belki yer yüzünde bozgunculuk yapan başıboş her millet için kullanıhr.Zulkarneyn zamanında bunlar var olmuşlar ve şeddi yaparak hücumları önlendiği zaman hayatta )aşkalarına zarar vermelerinin önüne geçilmiştir. "[342]

Muhammed     Hayr     Ramazan'ın     bu     görüşüne katılmıyoruz.  Bize göre bu isim belirli bir milleti ifade eder.Bunların sarı ırk olduğunu tercih ettik. En doğrusunu Allah bilir.[343]

 Kiyamet Saatinin Öncesinde Çıkacaklar:
 
Yecuc ve Mecuc'un geçmişte defalarca çıkmış olması,

elecekte  çıkmayacakları  anlamına  gelmez.  Bu  kavim efalarca çıkış yapmış ve şimdiye kadar yedi defadan fazla çıkmışlardır. Bu çıkışlarında zulkarneyn'in şeddini yıkmayı ve geçmeyi başarmışlardır.Son çıkışları olan kiyametin Öncesindeki    çıkışlarından    önce    bir    daha    çıkıp çıkmayacaklarını ve nasıl çıkacaklarını ancak Allah bilir. Ancak kiyamet saatinin öncesinde son defa en büyük çıkışlarını yapacaklarına inanıyoruz. Kur'anda ve sahih hadiste belirtildiği için buna inanıyor ve kabul ediyoruz. Enbiya suresi, son çıkışlarının olacağını belirtmektedir. "Her tepeden akın edecek olan Yecuc ve Mecuc açıldığı ve gerçek söz yaklaştığı zaman..."[344]

Sahih hadisler de Doğu tarafından sayılarını Allahtan başka kimsenin bilmediği büyük kitleler halinde son çıkışlarının olacağını, önde gidenlerin Taberiya gölüne uğradığında bütün suyunu içip kurutacaklarını, sonda gelenlerin de uğradığında orada su namına bir şey bulamayacağını ve "Burada    bir     zamanlar    su    varmış"diyeceklerini belirtmektedir[345] . Sina çölünde Tür dağında Hz.İsa'yı ve beraberindeki   müminleri   kuşatacaklarını,   kuşatmanın uzayıp müminlerin zor durumda kalacakları, sonra Allahtan kurtuluşun geleceğini, Yecuc ve Mecuc üzerine kurtçuklar gönderip  hepsinin  kısa  zamanda  öleceklerini,  Allahın vereceği yağmurla Sina çölünde vadilerin dolup taşacağını ve Yecuc Mecuc'un cesetlerini sürükleyip denize atacağını anlatır. Böylece Yecuc ve Mecuc'un kesin olarak sonu gelecek ve bozgunculukları son kez sona erdirilecektir. Ancak bütün bunlar kiyamet saatinin öncesinde olacaktır. O  halde Yecuc ve  Mecuc'un  tarihte  çıkmış olmaları, gelecekte   çıkmalarına  engel  değildir.Bunlar  geçmişte çıktıkları  gibi  gelecekte  de  çıkacaklardır.  Kehf  suresi geçmişteki çıkışlarına işaret ettiği gibi, Enbiya suresi de kiyametin alametlerinden olan ve en son çıkışları sayılan kiyamet saatinin öncesindeki büyük çıkışlarına işaret eder. [346]



[335] Bu trajedi İle ilgili İbn   Kesir'in sözleri için bakınız .el-Bidaye ve'n-Nihaye, 13/200-206. (Bir şair öldürülen ve Dicle nehrine atılan insanların çokluğunu bir beyitte şöyle dile getirmiştir: öldürülüp Dicle nehrine atılanların kanlan o kadar aktı ki nehrin suyunun rengi değişti". Acaba   o şair bugün yaşasaydı, sözde demokrasi ve  özgürlük getireceklerini  söyleyen  modern  Moğol/ABD'lilerin öldürdükleri insanlar   için herhalde "Irak toprakları petrol yerine insan kanı ile boyandı" derdi. Unutulmamalıdır ki eski   Moğollar Bağdad'ı yerlebir edip Bermeki vezir İbnu'l-Alkami'nin yardım ve yataklığıyla halifenin gözlerini oyup cadde ve sokaklarda halka teşhir ettikleri gün gerilik ve bozukluklarıyla    bu cezayı ne kadar hak etmişlerse, modern Moğol/ABD'lilerin Bağdad'ı   ve diğer şehirleri yakıp yıktıkları bugünde  de Kürt,  Türkmen,  Arap,  Şii,  Sünni,  radikal,  seküler,  diye sözde müslümanlar etnik fırka ve mezheplere bölünmüş, Feliuce ve diğer kentlerde soykırım yapan modern Moğollara da Allavi ve benzerleri yardım ve yataklık etmekledir. Çok büyük ihtimalle eski Moğollar, Hindistan'dan başlayıp islam bölgelerini birer birer yakıp yıkarken diğer müslüman bölgeler bugünkü  müslüman diğer bölgeler gibi ellerini oğuşturmaktan veya "çok bozulmuşlardı, onun için bunlar başlarına geldi" veya "onlar şu kavimden, bizler bu kavimdeniz, bizler çıkarlarımıza  bakmalıyız,   onlardan   bize   ne!"   demekten     başka   bir  şey yapmamışlardır. Aynı örnek Afganistan, Çeçenistan, Filistin ve diğer bölgeler içinde geçerlidir.  Çünkü sosyal yasa bütün toplumlar için geçerlidir. "Allatı insanlara hiç zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler."(10 Yunus/44), "öncekilere uygulanagelen yasayı görmezler mi? Allah'ın yasasında bir değişiklik bulamazsın. Allah'ın yasasında bir sapma da göremezsin."(35 Fatır/43). (çeviren). Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları, (2.Baskı) Konya 2005: II/263-264.

[336] el-Bidaye ve'n-Nihaye, 13/220-222

[337] el-Bidaye ve'n-Nihaye,13/238-240 Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları, (2.Baskı) Konya 2005: II/264-265.

[338] İbnu'l-Esir.ei-Kamil fi't-Tarih,12/358-359 

[339] İbnu'l-Esir,age.12/361

[340] el-Kamil, 12/375-376 Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları, (2.Baskı) Konya 2005: II/265-268.

[341] Seyyid kutup,Fi Zilali'l-Kur'an,4/2293-2294 Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları, (2.Baskı) Konya 2005: II/269-270.

[342] Muhammed Hayr Ramazan,Zull<arneyn,327

[343] Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,

(2.Baskı) Konya 2005: II/270-271.

[344] Enbiya,96?97

[345] Halbuki   Taberiya/Lut gölünün suyu içilemeyecek kadar tuzlu ve acıdır.   Burada anlatılan sahneler, her dönemde   olağanüstü kurtarıcı bekleyen israiloğullannın kuruntularını yansıtmaktan başka bir şey değildir, (çeviren).

[346] Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,

(2.Baskı) Konya 2005: II/271-273.