๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran Öyküleri => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 05 Aralık 2010, 16:13:10



Konu Başlığı: Yüce Allahın Zulkarneyne İmkan Vermesi
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 05 Aralık 2010, 16:13:10
Yüce Allahın Zulkarneyn'e İmkan Vermesi

Kur'anı Kerim, " Şüphesiz onu yeryüzüne yerleştirdik" sözleriyle Yüce Allahın Zulkarneyn'e imkan verdiğini bildirmektedir. "Temkin" sözü, yer ve imkan sahibi yapmak, anlamındadır. Yüce Allah zafer ve başarı imkanlarını sağlayarak Zulkarneyn'i yere yerleştirmiş ve imkanlarla donatmıştır.

Zulkarneyn,    Allahın   kendisine   verdiği   zafer   ve yerleştirmeyi itiraf etmekte, sahip olduğu güç ve kuvvetin Allahın kendisine vergisi olduğunu söylemektedir. Kuzey /olculuğunda bulduğu halka  "Rabbimin bana sağladığı imkan sizinkinden daha iyidir" der.

Zulkarneyn öyküsünde "yerleştirme-imkan sağlama" anlamındaki fiilin iki kez geçmiş zaman kipiyle kullanıldığını görüyoruz. "Biz onu yer yüzüne yerleştirdik", "Rabbimin bana sağladığı sizinkinden daha iyidir". Her iki cümlede geçen bu fiile iyice baktığımızda şunları görüyoruz:

1- Her iki fiilin Öznesi Allahtır.Bu da evrende olup biten her şeyin gerçek failinin Allah olduğuna ilişkin inancın temel ilkesidir. Meydana gelmeyi takdir eden ve yaratan Allahtır.İnsanların  çalışıp  kazanması  ise  ancak  zahiri sebeplerdir. Gerçek sebep ve takdirin sahibi Allahtır.

2- Her iki ayette de Zulkarneyn ismi, tümleç durumundadır. Birinci cümlede fiil cer harfi yardımıyla etkilemişken, ikinci cümlede direkt etkilemiştir.

3- Birinci cümlede cer harfi yardımıyla fiil etkilediği halde, ikinci cümlede direkt etkilemiş olmasının sebebi nedir? Şüphesiz birinci cümledeki fiil, ikinci cümledeki fiilden daha güçsüzdür.Güçsüz olmasının sebebi de kullanıldığı yerdir. Kur'anda kullanıldığı yere göre fiilin güçlü ve güçsüz olduğu nice yerler vardır.

Birinci cümlede fiil güçsüzdür. Onun için direkt nesneyi etkileyememiştir. Etkileyebilmek için cer harfine ihtiyaç duymuştur.   Burada   fiilin   güçsüz   olmasının   sebebi, Zulkarneyn öyküsünü anlatmanın başlangıcında yer alması ve   Zulkarneyn'in   ortaya   çıkmasından   söz   etmesidir. Bilindiği gibi başlangıçta birşey nihayetindeki durumundan daha   zayıf   olur.Bu   zayıflıktan   dolayı   fiilin   etken yapılabilmesi için cer harfine ihtiyaç olmuştur.

Ama ikinci cümlede fiil güçlüdür.Onun için direkt nesneyi etkilemiş ve tümleç yapmıştır.Böyle olmasının sebebi de kullanıldığı yerdir.Herşeyden öce ortaya çıkan, yerleşen,imkan   bulan,    egemen   ve   muzaffer   olan zulkarneyn'den söz eder. Karşılaştığı millete şeddi yapan Zulkarneyn'in gücünün doruğuna çıktığı zamanından söz eder.

Yer yüzüne yerleştirme ve imkan tanımayı anlatan iki cümledeki fiilin bir benzeri şu ayette de görülmektedir:" Onlardan önce nice nesilleri yok ettiğimizi görmediler mi? Onları, sizi yerleştirmediğimiz bir şekilde yer yüzüne yerleştirdik... "[350]

 Kur'anda Yeryüzüne Yerleştirmek/İmkan Vermek:
 
Zulkarneyn    öyküsünde    yer    yüzüne    yerleştirme anlamındaki kelime, Kur'anda geçtiği başka yerlerde de üzerinde durmamızı gerektirmektedir. Geçmiş zaman ve şimdiki   zaman   kİpleriyle   değişik   zamirlerle   beraber Kur'anda bu fiil onüç kez geçmektedir.Hepsine baktığımız zaman öznesinin sadece Allah olduğunu görürüz. Tümleçler ise,Allanın yer yüzüne yerleştirdiği değişik kişiler.Bütün bunlardan şu kurala varıyoruz:

Kur'anda yerleştirme anlamındaki "Mekkene-yumekkinu" fiillerinin öznesi sadece Allah olur ve ondan başkasına bu fiiller nisbet edilmez. İmanla ilgili bu kuralın uygarlık ve tarihe bağlı şöyle bir boyutu bulunmaktadır;

Lider, komutan ve yöneticileri yer yüzüne yerleştiren ve onlara imkan tanıyan Yüce Allahtır.Onların galip ye üstün gelmelerini  takdir  eden   odur.Üstünlük  ve   egemenlik sağlamaları,  sahip  oldukları kişisel  maddi  güçle değil, Allanın onlara bunu takdir etmesiyle mümkün olmaktadır.

Milletlere, halklara ve devletlere imkan sağlayıp yer yüzünde onları yerleştiren Allahtır. Bu milletin galip gelmesi, bu halkın egemen olması ve bu devletin üstünlük sağlamasını takdir eden Odur.

Olayları takdir eden, olmasını dileyen odur ve işleri çeviren odur. Onun izni ve takdiri olmadan hiçbir yerde herhangi bir şey meydana gelmez. Bu, Kur'anın bir ilkesi ve imanın bir temeli olup birçok ayette kararlaştırılmıştır.

Devletlerin kuruluş, yükseliş ve yıkılış sebeplerini araştıran bir çok kişi bu kuralı aklına getirmemekte, iktidar savaşı yapan liderlerin egemenliğini ve komutanların yönetimi ele geçirmelerini incelerken onu unutmakta, dünyanın siyasi, ekonomik,askeri ve savaş olaylarını araştırır veya dinlerken ondan gafil davranmakta yahut akıllarına getirmemektedirler.

Şüphesiz Allanın izni olmadan hiçbir olay, hiçbir şey meydana gelmez. Onun izni olmadan hiçbir yönetici yok olmaz veya iktidara gelmez. Onun İzni olmadan hiçbir ordu galip gelmez ve zafer kazanmaz. Allanın izni olmadan hiçbir ümmet hakim olmaz, hiçbir devlet kalkınmaz ve yükselmez. Onun izni olmadan hiçbir medeniyet kurulmaz. "Biz onu yeryüzüne yerleştirdik ve her şeyin yolunu ona öğrettik".[351]

[350] Enam,6 Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,

(2.Baskı) Konya 2005: II/277-279.

[351] Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,

(2.Baskı) Konya 2005: II/279-280.