๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran Öyküleri => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 04 Aralık 2010, 12:30:14



Konu Başlığı: Son Söz 2
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Aralık 2010, 12:30:14
SON SÖZ

Bunlar, Ashab-ı Kehf öyküsü, iki bahçe sahibi ve mümin arkadaşının öyküsü, Hz.Musa ve Hızır öyküsü ve Zulkarneyn öyküsü olmak üzere Kehf suresinde geçen dört öyküdür. Bu öykülerle beraber tatlı anlar yaşadık, onlardan dersler ve ibretler öğrendik, yararlı anlamlar ve işaretler çıkardık.

Bu öykülerde Kehf suresinin genel dokusunu gördük. Bu dokunun materyalizm ile iman arasındaki savaş ve müminlerin kafir materyalizm mensuplarına karşı zaferden oluştuğunu anladık. Bu Öykülerde kehf suresinin genel anahtarının "Allahtan başka ilah yoktur ve kuvvet ancak Allanın vermesiyle olur" ilkesi olduğunu, bu ilkenin nasıl geçekleştiğini ve olayların her birinde kendini nasıl gösterdiğini, Allanın iradesinin nasıl geçerli olduğunu ve nasıl ancak onun dediğinin gerçekleştiğini, Allahin erlerini nasıl desteklediği ve zafer verdiğini, bunun için erler ve mucizeler seçtiğini, gücünü Allahtan alanların gücünü ve sonucunun güzelliğini gördük.

Yüce Allahın öğrettiği ve yer yüzüne yerleştirip imkan veriği kişilere verdiği rabbani ilmi gördük.

Bu öykülerde Allahın rahmet ettiklerinin yarar, mutluluk ve iyiliklerini, bu rahmetin ve ilmin somut sonuçlarını başkalarına nasıl sunduklarını gördük.

Bu dört öyküden inancı nasıl düzelteceğimizi, değer yargılarını nasıl inanç ölçüsüyle Ölçeceğimizi, araştırma, inceleme, düşünüp taşınma ve çalışma yapmak için Kur'anın inançlı metodunu nasıl kullanacağımızı öğrendik.

Bu öykülerle Allahın izni ve lütfü ile çok şeyler öğrendiğimiz gibi, onlardan çok şeyler de öğrendik.

Alemlerin   rabbine   hamdolsun.    Hz.Muhammed'e, ashabına ve yakınlarına selat ve selam olsun.

Allahım! Seni bütün eksikliklerden enzih eder, bütün nimetlerine şükrederiz. Senden başka tanrının olmadığına ve Muhammed'in senin rasulün olduğuna tanıklık ederiz. Günahlarımızdan sana istiğfar eder, yaptıklarımızdan tevbe ederiz.[388]


[388] Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,

(2.Baskı) Konya 2005: II/313-314.