๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran Öyküleri => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Kasım 2010, 21:02:21



Konu Başlığı: Sebe Suresinde Öykü Hangi Bağlamda Anlatılmaktadır
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Kasım 2010, 21:02:21
Sebe' Suresinde Öykü Hangi Bağlamda Anlatılmaktadır

Şimdi de Sebe suresinde Sebe'liler öyküsünün geçtiği bağlama bakalım. Surede öyküden önce adaletli ve Allah'a şükreden mümin iki hükümdar olmaları sebebiyle Hz. Dâvûd ve Hz.Süleyman'dan sözedilmektedir. Ondan sonra şımarıklığın, azgınlığın ve küfrün bir örneği olarak da Sebe'liler öyküsü anlatılmaktadır. Merhum Seyyid Kutup, Öykünün bağlamı ve Nemi suresinde geçen bölümle bağlantısı konusunda şöyle der:

"Hz. Dâvûd öyküsünde Allah'a iman, onun verdiklerine teşekkür ve nimetlerini güzel kullanma anlatılmaktadır. Bunun asimetriği olan sayfa ise, Sebe'liler sayfasıdır. Nemi suresinde Sebe' kraliçesi ile Hz.Süleyman arasında geçen olaylar  anlatılmıştır,  burada  Hz.Süleyman  öyküsünden sonra    tekrar    Sebe'liler    anlatılmaktadır.    Bu    da buradaanlatılan olayların Hz.Süleyman ile kraliçe arasında meydana   gelen   olaylardan   sonra   olduğu   izlenimi vermektedir.

Öykünün buradaSebe halkının nimetlerle şımarmaları, sonra bu nimeti yitirmeleri, daha sonra dağılıp her tarafa yayılmalarından söz etmesi, bu izlenimi güçlendirmektedir. Nemi suresinde Hz.Süleyman ile olan ilşiklerinin anlatıldığı kraliçeleri zamanında bu insanlar büyük bir mülke sahip olmuşlar ve geniş bir bolluk içinde yüzmüşlerdir. Nitekim bunu İbibik kuşu Hz.Süleyman'a şöyle anlatır:

"Onlara bir kadının hükmettiğini gördüm. Kendisine herşeyden verilmiştir. Büyük bir tahtı vardır.Onun ve halkının, Allah yerine güneşe secde ettiklerini gördüm". Bunu kraliçenin ve onunla beraber Sebe' halkının alemlerin rabbı olan Allah'a teslim olmaları izlemiştir, buradageçen öykünün olayları, kraliçenin müslüman olmasından sonra meydana gelmiş ve sahip oldukları nimet ve bolluk için Allah'a şükretmekten yüz çevirmeleri üzerine başlarına olayların geldiği anlatılmaktadır."[211]

 Sebe'liler Ülkesi Hakkında Sahih Bîr Hadis:
 
îbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, bir adam Rasulullaha Sebe' adının yer veya adam ismi olup olmadığını sordu. Rasulullah adamın adı oluğunu ve onun on oğlundan on tane boy meydana geldiğini söyledi. Bu boylardan altısı Yemen'de, dördü de Şam bölgesinde yerleşmiştir. Müzhİc, Kinde, Ezd, Eşariler, Enmar, Himyer boyları Yemen'e, Lahm Cüzam, Âmile ve Ğassan, Şam bölgesine yerleşmiştir. "[212]

Îbn Kesir, hadisin anlamı ile ilgili olarak şöyle der: "Ondan on arab doğmuştur,sözü, hepsinin onun çocukları olması anlamında değil,Yemen araplarından kabilelerin aslı olan on boyun meydana gelmesi demektir. Nitekim aralarında iki, üç ve daha fazla nesil olanlar vardır.

Onların  altısı  Yernen'de,  dördü  Şam  bölgesinde yerlemesi   sözü   de,   Allah'ın   üzerlerine   baraj   selini gönderdikten sonra bazılarının kendi yurdunda kalması, bazılarının    da    başka    yerlere    göç    etmiş    olması anlamındadır"[213]

 
Sebe', Bir Âyet/Delildir:

 
Yüce Allah "Sebe'liler için yurtlarında bir âyet vardır" buyurmaktadır. Arapç ada âyet, alamet, açık delil ve tam ibret anlamındadır, âyet olmaları ise şundandır: Yüce Allah kendilerine çok büyük nimetler vermiş, kendisine ibadet ve şükretmesini istemiştir. Fakat onlar bunu yapmadılar, şımardılar, azgıniaştılar ve küfrettiler. Bunun üzerine Allah onlara sosyal yasasını uyguladı, cezalandırıp başlarına azap indirdi ve sahip oldukları bütün nimetler yok oldu. Onun için Allah'a karşı isyan eden ve onun nimetlerini yanlış yerde kullanan herkes için canlı bir örnek oldular.

Kur'anı Kerim, özellikle Allah'ın kendilerine bolluk ve refah verdiği kimseler başta olmak üzere, insanları Sebe' halkının   yolundan   gitmekten,   onlar   gibi   olmaktan sakındırmakt adır ki  onların başına gelenler başlarına gelmesin.

Sebe' halkı bir âyettir. Ama bu âyetten kimler yararlanır? Kimler onlardan ibret alır? Elbette kalpleri diri olan ve gerçekleri görebilen akıl sahibi müminler yararlanacaktır.

Ama heves, mal ve şehvetin kulu olanlar ibret ve öğüt almazlar. Çünkü kalpleri var ama onlarla anlamazlar, gözleri var ama onlarla görmezler, kulakları var ama onlarla işitmezler, işte onlar hayvanlar gibidir, hatta havanlardan da daha çok yollarını yitirmişlerdir."l79. And olsun ki, cehennem için de bir çok cin ve insan yarattık; onların kalpleri vardır ama anlamazlar; gözleri vardır ama görmezler; kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha sapıktırlar. İşte bunlar 3afillerdir"{Araf,179). Onun için bu tür kişilerin Allah'ın âyetlerine iltifat etmediklerini görürüz. Yerde ve göklerde her gün gördükleri nice âyetler vardır, ama onlardan yüz çevirirler.[214]


[211] Fi Zilali'l-Kur'an.5/2900 Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları, (2.Baskı) Konya 2005: III/185-186.

[212] Ahmed, Tabarani ve Hakim rivayet etmiştir, ibn kesif senedinin sahih olduğunu söylemiştir.imam Ahmed'in Müsned'inde İbn Abbas   hadislerini tahkik eden Ahmöd   Şakir   de   senedinin   sahih   olduğunu   belirtmiştir.Bkz.Musnedu Ahmed,4/322,   hadis no,2900, tahkik, Ahmed Şakir.

[213] İbn kesir, Tetsir,3/532 Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları, (2.Baskı) Konya 2005: III/186.

[214] Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,

(2.Baskı) Konya 2005: III/187-188.