> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran Öyküleri > Karunun Sonu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Karunun Sonu  (Okunma Sayısı 6969 defa)
11 Aralık 2010, 16:39:45
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Aralık 2010, 16:39:45 »



Karun'un Sonu

Yüce Allah, "Onu ve evini yerin dibine geçirdik, Allahtan başka ona yardım edecek bir topluluk da olmadığı gibi yardım görenlerden de olmadı" buyurmaktadır.

Kârûn, halkı için bir fitne olmuştur. Fitne olmuş ve sınav tamamlanmıştır.Artık Karun'un rolünün bitme zamanı gelmiştir.

Mal, Kârûn için bir fitne oldu. Mal ile sınandı ve sınavı kaybetti. Sonucuna müstehak oldu, ceza onu kuşattı ve ve azap kendisini sardı.

Kârûn, halkına karşı azdı ve kibirlenerek ezdi, onlara karşı zorba ve diktatör kesildi. Böbürlendi ve caka sattı. Halkının karşısına süsü ve ihtişamı içinde çıktı, kasıldı ve şişti, bozuldu ve bozdu ve bütün bu kötülüklerde cinayetin zirvesine ulaştı. Artık bu çirkin cinayetlerin acı meyvelerini devşirme zamanı geldi.

Allah, öğüt alması için Karun'a süre verdi, ama öğüt almadı. Öğüt verenler öğüt verdiler, onları dinlemedi. Gerçeği bilen ve görenler uyardılar, ama uyarı yarar sağlamadı.

Kârûn, rabbini unuttu. Allah onu heveslerinin esiri yaptı. Mal ve hazinelerine sığındı, ama fayda etmedi, bütün mal ve saltanatı ona ne yardım etti, ne de Allahın azabından kurtardı. "Onu ve evini yerin dibine geçirdik".

"Halkının karşısına ihtişamı içinde çıktı" cümlesiyle "Onu ve evini yerin dibine geçirdik" cümlesi arasındaki bağantıyı görüyoruz. îki cümle bağlaç harfi F ile birbirine bağlanmış ve ikinci cümle birinci cümleye bu harfle eklenmiştir. Bu harf sıra ve yakın takip belirtir.

Bu demektir ki ikinci cümle birinci cümlenin bir bakıma sonucudur.Yani ikinci cümlede belirtilen olayın meydana gelmesinin sebebi, birinci cümlede belirtilen olaydır.

iki cümlenin birbiriyle bağlantısına bu şekilde işaret ettikten sonra, Karun'un halkının karşısına ihtişam ve debdebe içinde çıkması, gözlerini büyüleyip baştan çıkarması, azaba uğraması, evi ile birlikte yere batırılmasının direkt sebebi olduğunu söyleyebiliriz.

Öyle anlaşılıyor ki Kârûn bu davranışıyla kötülük, azgınlık, sapıklık, zulüm ve bozgunculukta zirveye ulaşmış, halkının karşısına ihtişamı içinde çıktıktan sonra artık yapacak başka bir kötülük kalmamıştır. Bütün eziyet ve bozguculukları halkına tattırmış ve yaşatmıştır. Artık yapacak başka ne kalmıştır?

Bu şımarıklık, kibir ve azgınlık sebebiyle Allahın gazabına davetiye çıkarmış, azabına bağrını açmış ve azabın bir an Önce başına inmesine ortam hazırlamıştır.

Şımarık bütün zenginler bu şekildedir. Kibir ve şımarıklıkları arttıkça, günahları ve azapları da artar. Ahlaksızlık, zulüm, kötülük, böbürlenme ve Aüaha kafa tutmaya daldıkça Allahın azabına davetiye çıkarır ve biran önce başlarına inmesine katkıda bulunurlar.Yüce Allah ne

güzel buyuruyor:

"Kafirler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin yararlarına olduğunu sakın sanmasınlar. Biz onlara ancak günahları artması için mühlet veriyoruz. Alçaltıcı azap onlarındır"[232]

Karun'un halkının karşısına ihtişam ve süsü içinde çıkması, Allah tarafından "kendisinin ve evinin yerin dibine geçirilmesi"yle sonuçlanmıştır. Yerin dibine geçirme ile de Kârûn bitmiş, fitnesi gitmiş, mallan da ortadan kalkmıştır.

Yer yarılmış ve yutmuş, sarayını ve mallarını yutmuş, hazinelerini yutmuş!

Kur'an, yerin dibine geçirmenin nasıl olduğunu belirtmemiştir. Bununla ilgili birtakım bilgileri israiliyyat rivayetlerden almamız da doğru değildir. Onun için âyeti bu genelliği ile bırakıyor, öyküyü bu şekliyle aktarıyor ve Kur'anın söylediğinden fazla birşey söylemiyoruz.

Yerin   dibine   geçirme   ile   ilgili   olarak  tefsîrciler, Hz.Peygamberden, açıklayan ve ayrıntıları gösteren değil, sadece işaret ve değinme ile yetinen sahih bir hadis rivayet etmişlerdir.    Buhari,    Abdullah   Ibn    Ömer'den    Hz. Peygamberin şöyle dediğini rivayet eder:

"Bir     adam     eteğini     çekerken    yerin     dibine geçirildi.Kiyamet    gününe    kadar    içinde    yuvarlan maktadır"[233] hadiste sözü edilen kişinin Kârûn olduğunu söylemişlerdir.

Ibn Hacer, Fethu'1-Bari kitabında hadisi açıklarken şöyle demektedir: " Meani'l-Ahbar'da Kelabazi bunun Kârûn olduğunu söylemiştir. Cevheri de Sıhah'da böyle demiştir. Taberi, Tarih'inde Katade'den şöyle rivayet etmiştir: Anlatıldığına göre Kârûn hergün bir boy yerin dibine geçirilmekte, kiyamet gününe kadar içinde yuvarlanmakta, ama dibine varamamaktadır"[234]

Dolaylı olarak bundan Kârûn olduğu anlaşılıyor ve bu anlama   makul   sayılıyorsa   da,   hadisin   onu   açıkça belirtmemesi Önemlidir.

Allah Karun'u yerin dibine geçirdi, malı ona hiç yarar sağlamadı, hazineleri onu koruyamadı ve insanlardan hiçbir kimse ona arka çıkamadı. "Allahın dışında ona hiçbir topluluk yardım etmedi ve yardım görenlerden de olmadı".

Kârûn gitti, hazineleriyle beraber yerin dibine battı. Sanki hiç yaşamamış, mal mülk sahibi olmamış gibi! Hepsi gitti, ama öyküsü sonra gelenler için bir ders ve ibret olarak kaldı. Karun'a verdiği gibi kendilerine Allahın nimet verdiği kişilere sanki şöyle diyor: Karun'un yaptığı gibi yapmayın ki onun başına inen azap sizin de başınıza inmesin. Karun'un başına geldiği gibi başınıza da azap inerse, size hiçbir şey yarar sağlamaz ve Allahın azabından sizi hiçbir şey kurtaramaz.[235]

 Daha Dün Onun Yerinde Olmak İsteyenler, Gerçeği Gördüler:
 
Allah, Karun'u ve mallarını, Israiloğullarından sabreden mümin taraf ile aldanan basit tarafın gözü önünde yerin dibine batırdı. Karun'a aldnamayan sabırlı müminler, herhalde Karun'u ve mallarını yokettiği ve fitnesinden kurtardığı için Allaha şükretmişler ve diğer tarafa daha önce söylediklerini hatırlatmışlardır. Bu mümin insanlar,

sahip oldukları kural, temel ve prensiplere daha çok sarılmışlar ve Allahın kendilerine bildirdiği bu kurallara daha fazla inanmaya başlamışlardır.

Ama Karun'a aldanan basit kişilerin yeni tavrını, gördükleri büyüleyici, ürkütücü, hayret ve dehşet veren olay karşısındaki durumlarını Kur'an tesbit etmiştir. Bu basit insanlar, birbirine zıt iki tavır takınmışlar.

Daha dün ihtişamı içinde karşılarına çıkan Karuna ve mallarına aldanmışlar, onun yerinde olmayı, mallan gibi mallara sahip olmayı arzu etmiş, hazineleri ve serveti sebebiyle onu büyük şans sahibi saymışlardı. Onun için daha dün "Keşke Karun'a verilen şeylerin benzeri bize de verilse. Şüphesiz o çok şanslıdır" demişlerdi.

Ama Allahın, Karun'u yerin dibine geçirmesinden sonra bugün tavırları değişmiş ve "Kârûn gibi olmadığımız, onun sahip olduğu şeylere sahip olmadığımız için Allaha şükrediyoruz. Onun gibi olsaydık, Allah bizi de yerin dibine geçirirdi.Allah bize iyilik etti de onun gibi olmamışız" dediler.

Kur'anın onları küçümseyen ifadelerine bakınız: "Daha dün onun yerinde olmayı temenni edenler, "Vay be! demek ki rızkı Allah dilediğine bol, dilediğine az verir, Allah bize iyilik etmeseydi bizi de yerin dibine geçirirdi, demek ki kafirler kurtuluşa eremezler" demeye başladılar"

Söyledikleri "Vay be!" anlamına gelen sözcüğün anlamı konusunda bilginler ihtilaf etmişler. Ibn Kesir bu konudaki görüşleri tefsirinde şöyle aktarmaktadır:

1- Bazıları   "Yazıklar   sana,   şunu   bil"   anlamında "Veyleke l'lem enne" olduğunu söylemiştir.  "Veyleke" kelimesinden lam düşmüş, "l'lem" de tahfif için düşürülmüş, böylece "Veyke en" olmuş, sonra iki kelime bitişmiş ve Veykeenne" olmuş.

2- Başkaları ise, hayret için olan "Vey", bir de sanıyorum, anlamında oian "Keenne" kelimelerinin bitişmesinden meydana geldiğini söylemiştir.

3- Katade ise, "Elemtera enne" anlamında olduğunu söylemiştir."[236]

Bu üç görüşe baktığımızda son iki görüşün makbul ve âyetin anlamına, geçtiği öykü ve bağlama uygun olduğunu görürüz. O insanlar Karun'un başına gelenlerden hayret etmiş, dehşet ve infiale kapılmışlardır.

Bunları görüp etkilendikten sonra Öğüt veren müminleri tasdik etmişler. Allahın rızkı dilediğine bol, dilediğine az verdiğini şimdi anlamışlar. Şimdi Karun'un çok şanslı olmadığını kavramışlar.Malının mahvolmasının sebebi ve başına bela olduğunu şimdi görmüşler. Onun gibi olmamakla kendilerinin çok şanslı olduğunu, ona verdiği kadar vermemekle Allahın kendilerine iyilik ettiğini şimdi anlamışlar. Kârûn gibi zengin olmamanın Allahın bir lutfu ve nimeti olduğunu şimdi anlamışlar.Kafirlerin kurtuluşa eremiyeceklerini şimdi anlamışlar. Bütün bu anlamları ve gerçekleri şimdi anlamışlar. Ama geç anlamışlar.

Halbuki sabreden müminler çok önceden bunu anlamışlar. Azgın Kârûn fitnesinin başından beri bunu anlamışlar, kavramışlar, inanmışlar ve sabretmişler.

Şüpehiz tavırda, tutumda, bilgide ve kesin inanmada iki grup eşit değildir. Fitnenin başında ve sıkıntının şiddetli olduğu anda kesin ve emin olan tavır ile, görmek ve yaşamaktan sonra geç oluşan tavır elbette aynı değildir.

İki bilgi eşit değildir; Hiçbir şüphe ve endişe taşımayan, azgınlık ve zulüm ne kadar çetin olursa olsun sarsılmayan bilgi ile, ancak olay meydana geldikten ve herkesin görüp inandıktan sonra meydana gelen bilgi eşit değildir.

Karun'a aldanan ve aldanmada onlar gibi olan kişilerde sonradan oluşacak olan bu ikinci bilgi, üstünlük, fazilet , emek ve değer taşımayan bilgidir. Gözü olanlar için artık sabah olmuş, görenler için gerçek ortaya çıkmış ve onu kavramada herkes bir olmuştur. Onun için bunda kimsenin kimseye bir üstünlüğü olmaz.

Bu sonradan gelen bilgide aklın rolü nedir? Bunda kavrama, anlama ve zekanın rolü nedir? Aldanan basit kişiler bu yetenekleri işlevsiz yapmış, işin iç yüzünü olay ancak meydana geldikten sonra anlamış ve ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Karunun Sonu
« Posted on: 19 Nisan 2024, 23:12:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Karunun Sonu rüya tabiri,Karunun Sonu mekke canlı, Karunun Sonu kabe canlı yayın, Karunun Sonu Üç boyutlu kuran oku Karunun Sonu kuran ı kerim, Karunun Sonu peygamber kıssaları,Karunun Sonu ilitam ders soruları, Karunun Sonuönlisans arapça,
Logged
07 Şubat 2016, 19:31:26
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #1 : 07 Şubat 2016, 19:31:26 »

Rabbim verdiği nimetlerın sukrunu yerine getırenlerden olmamızı nasıp etsın.. Nimetler arttıkca sukursuzlukten , böbürlenmekten muhafaza eylesın.. Sonu selamet olanlardan oluruz insaallah ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
25 Haziran 2016, 17:55:55
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #2 : 25 Haziran 2016, 17:55:55 »

Esselamu aleykum.Amin ecmain İnşaAllah...Mevlam zenginliğin de hayırlısını versin İnşaAllah.
Herkes şu dünyada birşeylerle imtihan oluyor.Karun da zenginliğiyle imtihan oldu.... Rabbim imtihanlarda muzaffer olmayı nasip eylesin İnşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Haziran 2016, 18:03:04
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 25 Haziran 2016, 18:03:04 »

Aleykumselam.Allahin verdigi nimetlere sukur eden ve kibirlenmeden onun yolunda bir hayat geciren kullardan olalim inşallah.Rabbim razi olsun bilgilerden kardesim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Haziran 2016, 18:17:53
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #4 : 25 Haziran 2016, 18:17:53 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Felaket yol felaket sona götürür. Rabbim bizlerinyolunu da sonunu da güzel eeylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes