๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran Öyküleri => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 08 Aralık 2010, 10:31:50



Konu Başlığı: Ashabı Kehfin Mağaradaki Durumları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 08 Aralık 2010, 10:31:50
Ashabı Kehf'in Mağaradaki Durumları

Kur'anı Kerim, mağaranın içindeki durumlarını, kişi onlara dokunabilecek kadar çok duyarlı, etkileyici ve canlı bir şekilde canlandırmaktadır. Bu da Kur'anın eşsiz canlı tasvir metodudur. Şöyle buyuruyor: "Mağarada uyur oldukları halde onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa ve sola çeviririz, köpekleri dirseklerini eşikte uzatmıştır. Onları görsen, korkuya kapılır ve geri dönüp kaçarsın."

Bu ayet, mağarm içindeki durumlarının çok ahenkli olduğuna işaret eder. Kendilerini koruyacak tarzda mağarın içinde uyuyakalmalarını da Yüce Ailahın takdir ettiği tabloda! Yüce Allahın takdiri şu yerlerde ortaya çıkmaktadır:

a- Toprak     vücutlarını     çürütmeyecek,     duyulan bozulmayacak ve kendilerine kimse yaklaşmayacak şekilde uzun yıllar mağarada uyutmuştur.

b- Kendileri uykuda olmalarına rağmen, gözleri açık duruyordu.Bu da çürüyüp bozulmaması, hava alıp korunması içindir.

c- Gözlerinin açık kalmasının başka bir anlamı da vardır. O da, onları görseydin korkuya kapılır ve geri dönüp kaçardın,sözü ile belirtilen korku salma ve ürkütmedir. Kimsenin onlara bir zarar vermemesi içindir. Onlara kişi baktığı zaman gözlerinin açık olduğunu ve kendisine baktığını görünce ürkerek dönüp kaçar.

d- Topragın vücutlarını yememsi için sağa ve sola çevriliyorlardı. "Onları sağa ve sola çeviriyoruz". Ayette şimdiki zaman kipinin kullanılması, bazıların söylediği gibi yılda iki defa değil, bu işin yenilenerek devam ettiğini gösterir.

Döndürme işini Yüce Allanın yaptığının belirtilmesi, bu işin Allahm takdir ve emriyle otomatik olarak yapıldığını gösterir.Döndürmek için Yüce Allahm bu işi yapacak bir melek görevlendirmesine de aykırı değildir.

e- Yüce Allahm onları koruma ve kollamasının bir ifadesi olarak   da   köpeklerinin   dirseklerini   eşikte   uzatarak yatmasıdır.    Eşikte    uzanmış,    dirseklerini    uzatarak uyumuştur.Yatması    sabit   olup   döndürme   işi    onu kapsamamıştır. Çünkü kullanılan ismi fail kipi, bu işin sabit ve kalıcı olduğunu belirtir.  Kapıda dirseklerini uzatmış yatan bir köpek dururken, kim yanlarına yaklaşıp onları rahatsız etmeye cesaret edebilir?! ■

f- Onları rahatsız etme veya zarar vermeyi düşünen herkesin arkasını dönüp kaçacak şekilde Yüce Allahm kalbine korku salması.[91]

 

Mağaranın İcanlı Tasviri ve İçindeki Gençlerin Durumu, Kur'anın İlahi Kaynağının Da Delilidir:
 

Kur'anın, eşsiz tasvir metodu ile mağarının kendisi, yeri, etrafında güneşin hareketi ve içindeki gençlerin durumunu ince      ayrıntılara      varıncaya      kadar      verdiğini görüyoruz. Alimler   bu    ayrıntılı    anlatımın    Kur'anın kaynağının da bir delili olduğunu, Muhammed'in yazdığı bir  kitap   değil,   Allahm   indirdiği  bir  vahiy  olduğunu gösterdiğini söyleyerek şöyle derler:

Rasulullaha Ashab-ı Kehf sorulmuş, bunun üzerine bu ayrıntılı bilgiler verilmiştir.Bu ayıntılar Tevrat'ta veya Incilde'de belirtilmediğine göre onlardan alınması ihtimali de sözkonusu değildir. Bilindiği gibi Rasulullah hayatında sözkonusu mağarayı ne görmüş, ne de içine girmiştir.Böylece sözkonusu ayrıntılı bilgileri oradan alıp kendi üslubuyla anlatması ihtimali de ortadan kalkmaktadır.Öyleyse, insanlardan kimsenin bilmediği ve kimseden de almadığı bu ayrıntılı bilgileri Hz.Peygamber nasıl bilmiştir? Geriye sadece bu bilgileri AUahın kendisine vahyettiği şıkkı kalıyor. Böylece Kur'anın kaynağı ortaya çıkmakta ve Allahtan olduğu kanıtlanmış olmaktadır.

Suheyli şöyle der: Bu niteliklerden çıkacak en önemli sonuç, onları gören kişinin bile neredeyse bu ayrıntıları bilemiyeceğidir. Onları gören kişiyi korku kapladığı için bu incelikleri düşünme ve yakalama imkanı bulamaz. Peygamber de onları ne görmüş, ne duymuştur. Onları anlatan bir kitap da okumuş değildir. Çünkü okur yazar olmayan bir toplum içinde kendisi de okur yazar değildir.Kaldı ki onların yanma varan bir kişinin bile onlar

hakkında veremiyecegi ayrıntılı bilgileri Kur'an vermiştir. Kendisine Yüce Allahtan gelen açık ve yeterli bilgi olan vahiy    olmasaydı    Muhammed'in    bunları    bilmesi düşünülemezdi. [92]

 Bereketleri, Köpeklerini De Kapsamıştır:
 
Kur'an, onlara eşlik eden köpeği anmayı, eşikte dirseklerini uzatıp yatmasını tasvir etmeyi gözardı etmemiştir. Köpeklerinin onlarla beraber anılmasının sebebini birileri sorabilir?

Herhalde bunun sebebi, az önce belirttiğimiz gibi, Kur'anın kaynağına işaret etmektir.Vahiy olmasaydı, Rasulullah köpeklerinin dirseklerini eşikte uzatıp yattığını nasıl bilecekti? Alimler, onlarla beraber olmakla köpeklerinin de bereketlerine nail oluğunu söylerler. Ibn Kesir şöyle der:

''Bereketleri köpeklerini de kapsamıştır.O da onlar gibi uyuya   kalmıştır.Bu   da   beraber   olmanın   sağladığı yarardır.Böylece bu köpek de meşhur olmuştur.[93]

Kurtubi de şöyle der: "İyi ve takva sahibi insanlarla beraber olduğu için Allanın kitabında anılacak kadar böyle üstün bir dereceye bir köpek çıkabiliyorsa, Allanın, mümin ve muttaki iyi kullarıyla beraber olanların hangi derecelere yükseleceklerini bir düşün! Nitekim bu, Rasulullahı seven, ancak kemal derecesine ulaşamayan müminler için bir teselli ve iltifattır.[94]

Ayetlere iyice baktığımız zaman gençlerin tanıtılması ile köpeğin   tanıtılması   arasında   bir   farkın    olduğunu görürüz.Gençler sağa ve sola döndürülürken, köpek için döndürme   olmamıştır.   O   dirseklerini   eşikte   uzatıp

uyumuştur. İmam Suheyli köpeğin döndürülmemesinin bir hikmeti olduğunu belirterek şöyle der:

"Onları    melekler    döndürmüştür.Melekler   dünya hayatında ve ahirette müminlerin dostudur.Köpek ise, bunun dışındadır.Nitekim kapının eşiğinde olduğunu, yani mağaranın içinde olmadığını belirtmiştir.Çünkü melekler, içinde köpek olan eve girmezler.[95]

,.Bunun bir başka sebebi de vardır. O da Yüce Allahın uyuyanları da koruma gücüne sahip olduğunu göstermesidir. Bu güç, sebeplerle sınırlı değildir. Gençlerin vücudunu döndürmek suretiyle toprağın yemesinden Yüce Allah korurken, köpeklerini de üçyüz dokuz yıl aynı şekilde bırakmasına rağmen, döndürmeden korumuştur.[96]


[91] Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,

(2.Baskı) Konya 2005: II/59-61.

[92] es-Suheyli, er-Ravdu'l-Unuf,3/165-166, özet. Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları, (2.Baskı) Konya 2005: II/61-62.

[93] İbn Kesir, Tefsir,3/76

[94] Kurtubi,Tefsir,10/371-372, (Mümin gençlerle beraber olmak köpeğe belki bir  şöhret kazandırmıştır. Ancak köpeğin de aynı olayda anılmasından amaç, herhalde Yüce Allahın bütün canlıları diriltme gücünün gösterilmesidir.Yoksa köpekleri övmek veya onurlandırmak değildir, (çeviren)

[95] es-Suheyli, er-Ravdu'l-Unuf,3/166-167. (Bu yorumlar doğru değildır.Çünkü bu kadar zaman köpeğin onlarla beraber olması mubah iken, mağarada onlarla beraber olması mı sakıncalı oluyor? Sonra, bu kadar zaman köpekle birlikte olan mümin gençlerden acaba melekler uzak mı durdular ki mağarada beraber bulunmak için köpek kapının eşiğinde bırakıldı? Elbette hayır! Köpeğin kapının eşiğinde gözleri açık olarak dirseklerini uzatıp yatması, bekçilik yapması ve dışarıdan bakacak kişileri ünkütüp korkutması içindir, (çeviren)

[96] Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,

(2.Baskı) Konya 2005: II/62-63.