๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran Öyküleri => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 08 Aralık 2010, 10:35:45



Konu Başlığı: Ashabı Kehfin kalığı Mağaranın Yeri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 08 Aralık 2010, 10:35:45
Ashabı Kehf'in kalığı Mağaranın Yeri

Mümin gençlere Yüce Allahın sığınacakları mağarayı göstermesi, işlerini kolaylaştırmanın bir halkasıdır. Kur'an, mağarının yerine, içinde meydana gelen mucizelere ve gençlere hizmet etmek için görevlendirilen Allahın erlerine işaret   eder."Baksaydın,   güneşin   mağaralarının   sağ tarafından doğup meylettiğini, so! tarafından da onlara dokunmadan battığını, onların da mağaranın genişçe bir yerinde     bulunduğunu     görürdün      Bu,      Allahın ayetlerindendir."

İbn Kesir, ayete bakarak mağaranın kapsının kuzey tarafında olduğunu söyler. "Bu da gösteriyor ki mağaranın kapısı kuzeydedir. Çünkü Yüce Allah, doğduğu zaman kapıdan giren güneşin sağ tarafa kaydığını -belirtmiştir. Yani güneşin meyletmesi tarafında gölge gittikçe çekilmektedir. Güneş ufukta yükseldikçe, ışığı da yüselmekte ve öğle vakti o yerde ışıktan bir şey kalmamaktadır.Onun için battığı zaman sol tarafından onlara dokunmadan battığını söylemektedir. Yani kapının kuzeyinden girmektedir. O da doğu tarafındandır. Bu da söylediklerimizin doğru olduğunu gösterir."[86]

Mağaranın yeri konusunda İbn    Kesir'in ayeti delil göstermesine   katılmakla   beraber,   güneşin   batarken mağaraya kuzey tarafından girdiği görüşüne katılmıyoruz. Çünkü  ayet,   batarken,   onlara  dokunmadan   geçtiğini belirtmektedir.  Dokunmadan geçmesi demek,  onlardan meylederek      uzaklaşması      demektir.       Nitekim Kurtubi,Nehhas, Katade ve Mucahid, onlara ikram olmak üzere    güneşin    onlara    kesinlikle    dokunmadığını belirtmektedirler. İbn Abbasın da görüşü budur.[87]

 Bunlar Allah'ın Ayetlerindendir:
 
Bütün müfessirler, mağaranın yerine ve kapısının kuzey tarafında olduğuna bakarak güneşin doğarken ve batarken onlara dokunmadığını söylemişlerdir. İbn Kesir şöyle der: "Düşünenler, ay, güneş ve yıldızların hareketinden anlayanlar için bu durum açıktır. Mağaranın kapısı doğu tarafında olsaydı, batarken güneş içeriye asla girmezdi. Güney tarafında olsaydı, doğarken ve batarken içeriye girmez, gölge sağa ve sola meyletmezdi.Batı tarafında olsaydı, sabahleyin değil, öğle vakti içine vururdu ve batıncaya kadar içinde olurdu. "[88]

Güneşin hareketi ve hem doğarken,  hem batarken mağaraya    girdiği    konusunda    İbn        Kesir    gibi düşünmediğimizi     belirtmek     isteriz.Çünkü     ayetin kelimelerinden   anlaşılan,   güneşin   ne   doğarken,   ne batarken mağaraya asla girmediğidir. Doğruyu en iyi bilen Allahtır.

Kur'an,   mağaranın  yerini  ve   güneşin   etrafındaki hareketini Allanın bir ayeti (mucizesi) sayarak "Bu, Allahın ayetlerindendir" der. Alahın  ayetlerinden olması, o mağaraya gitmelerini yüce Allahın kendisinin ayarlaması, oraya gitmelerini ilham etmesi, mağaranın o yerde olmasını ve etrafında güneşin bu şekilde hareket etmesini istemesi demektir.

Ancak Zeccac, ayeti başka şekilde anlamakta ve şöyle der: Güneşin bu şekilde hareket etmesi bir mucizedir, ancak mağaranın kapısı güneşin girmemesini gerektirecek yönde değildir.[89]

Yani güneşin hareketine müdahale olmasaydı, güneş mağaraya girebilirdi. Ama Allah güneşe sabahleyin onlara dokunmadan ve öğleden sonra onlardan uzak geçmesini emretmiştir. Allah güneşe bu şekilde emretmeseydi, mağaraya girerdi. Ancak en makul görüş, tefsircilerin genelinin belirttiği görüştür.[90]



[87] Kurtubi. el-Camili Ahkami'l-Kur'an,10/369 Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları, (2.Baskı) Konya 2005: II/57-58.

[88] ibn  Kesir, tefsir,3/75

[89] Kurlubi, Tefsir, 10/369, Advau'l-Beyan tefsirinde de eş-Şınhiti, Zeccac'ın görüşünü paylaşıp desteklemekte ve diğerini red eder. 4/33-34

[90] Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,

(2.Baskı) Konya 2005: II/58-59.