> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran İlimleri > Mekki Medeni
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mekki Medeni  (Okunma Sayısı 1181 defa)
28 Nisan 2011, 15:01:56
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 28 Nisan 2011, 15:01:56 »




Mekki-Medeni


Hamd da O'nadır. Or, birdir ve ortağı yoktur. Onların niteleme ve uydurmaların­dan münezzehtir. [271]

«ei-Kehf» sûresine geçerken meseleleri çok kısa geçmek ve birçok yerde sadece işaretle yetinmek mecburiyetindeyiz. Çünkü yüzon âyetten oluşan uzun bir sûre ile karşı karşıyayız. Ayrıca belli bir kaç yer hariç âyet­lerinin de uzun olduğuna şahit oluyoruz. Kaldı ki sûrenin baş taraflarında da, ortalarında da ve sonlarında da dinî kıssalar anlatılmaktadır. Bu kıssa­lar nerdeyse sûrenin üçte ikisini kapsayacaktır. Ayrıca bu kıssalar arasın­da birtakım yorumlar, ilâve ve açıklamalar da vardır.

Her ne kadar «el-Kehf» sûresi, Kur'an'da dinî kıssanın gayesini etraf-hca anlatma imkânını veren sûrelerden biri ise de, bu konuda tafsilata dal­mayacak ve üzerinde durduğumuz temel konudan bizi uzaklaştırmayacak

kadarıyla yetineceğiz. Çünkü burada İslâm davetinin önce Mekke ve sonra Medine'de geçirdiği merhaleler bizi ilgilendirmektedir. Hiç şüphesiz bu mer-hateieri tesbit ederken - tahlilini amaçladığımız sûrelerde bile olsa - bu tür tafsilata girmemize imkân yoktur. Aksi takdirde konuyu dağıtmış olacağız.

«el-Kehfo sûresinin hedefi - diğer Mekkî sûrelerin hepsinde ve özellik­le bu son merhaleyi teşkil eden sûreler de - Allah'ın birliğini isbat konusun­da sağlıklı akideyi kurmak, yaratıcının zatı ile yaratılanın zatını apaçık bir şekilde biribirinden ayırmak ve vahiy vakıası üe rnûciz sırlarının üzerinden perdeyi aralamaktadır. Burada bu hakikatleri dile getiren sûrenin bölümle­ri ile âyetleri üzerinde durma ihtiyacını duymuyoruz. Okuyucu sûreyi göz­den geçirmekle bunların farkına varacaktır. Sûrenin başında bu Kur'an'ın, muvahhid mü'minleri müjdelemek ve Allah oğul edindi diyenleri [272] kor­kutmak için eğrisi olmayacak şekilde indirildiğini söylemesi, sûrenin so­nunda ise, Muhammed (s.a.v.) in sınırlı beşerî ufukları ile vahyin ufukları arasında nihayetsiz bir farkın bulunduğunu açıklamakla emrolunması bu konuda yeterlidir. Muhammed, diğer insanlar gibi bir beşerden başka blr-şey değildir. Onun diğer insanlardan üstünlüğü, sadece, kalbine peygam­berlik nurunu ve hidayetini saçan Rabbinin emirlerini almasıdır. Yine sûre­nin ortalarında Ashab-ı Kehfin: «Rabbimiz göklerin ve yerin Rab'bidir. O'nu bırakıp başka bir tanrıya yalvarmayız.» sözleri ile mü'min kişinin, iki bah­çe sahibi mağrur ve azgın kişiye söylediği: «İşte O, benim Rabbim olan Al­lah'tır. Rabbîme kimseyi ortak koşmam.» sözleri ite salih kulun Hz. Musa'ya söylediği: «Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarmalarını istedi. Ben bunları kendiliğimden yapmadım.» sözleri, evet bütün bu sözler, Al­lah'ın birliğini, yerde ve gökte en küçük zerreyi bile ihata eden ilmini dite getiren delillerdir.

Sûrede, mü'minin gayb alemiyle ilgili inancım tashih eden, kendi bilgi­leriyle ve ancak Allah'ın perdeyi kaldırmasıyia ulaşabileceği bilgileri biribi-rinden ayıran üç kıssa anlatılmaktadır: Ashab-s Kehf kıssası, Hz. Musa'nın salih kul ile kıssası ve"üç yolculuğunu, özellikle iki sed arasında Zülkar-neyn'in Ye'cüc ve Me'cucla ilgili kıssa.Ashab-ı Kehf'e gelince, Kur'an-ı Kerim, uzun uykularına varıncaya ka­dar hareketle dolu üç tablo halinde kıssalarını arzeder: Kur'an'ın o yaratıcı fırçasının - birinci tabloda - o gençleri uykuda oldukları halde uyanık tav­sif etmesi ne mükemmeldir! Çünkü üç asrı aşan bu uzun uykuları müdde-tince. [273] uyanık kimseler gibi sağ-sola dönüyorlar ama ne uyanıyor, negözlerini açıyor ve ne de yerlerini terkediyorlar. O sessizlik içerisinde sü­ren ve çok uzun müddet devam eden uykularına rağmen sağa-sola dön­meleri oradan geçenlerin kalblerine korku salıyordu. Bu tablo köpeklerinin dirseklerini eşiğe uzatmasıyla daha bir canlılık ve hareket kazanıyor. Sanki bu haliyle onlara bekçilik yapıyordu. Hele güneşin meyledip mağaranın içi­ne vurmaması bu hareketliliği daha da Sulandırmaktadır. Sanki ışınlarını mağaraya.solıp onları rahatsız etmek istemiyor. Doğduğunda sağ tarcfa meyledip gidiyor ve batmaya doğru giderken de sola meylediyor. Bu, Al­lah'ın mucizelerinden bir mucizedir. [274]

İki tablo - tabiatı icabı - hayat ve hareketle doludur. Uyuyanlar uyan­mış ve yeniden canlılık kazanmışlardır. Gözlerini oğarak biribirlerine garip bir şekiide baktılar. Çünkü uzun bir uykudan uyandıklarının farkındaydılar. Lâkin o mağarada ne kadar kaldıklarını bilmiyorlardı. Onun için biribirlerin-den ne kadar uyuyakaldıklarını sordular. Ne kadar uzun müddet uyumuş-larsa da bunun bir veya iki üc gün olduğunu sanıyorlardı. Sonra bunun bil­gisini de Allah'a havale ettiler. Çünkü onlar mü'min gençlerdi, bütün işleri­ni, kesin olarak bilmedikleri hususları Allah'a havale ederlerdi.

Üçüncü tabloda - ki bu tablo çarçabuk geçivermektedir - gençlerden biri mağaradan ayrılıyor ve ellerinde arta kalan gümüş parayla/uykuların­dan sonra hissettikleri müthiş açlığı gidermek üzere temiz yiyecekler satın-almak için gidiyor: Ama çıkmadan önce, şehrin müşriklerine karşı genci uyarmayı da ihmal etmiyorlar. Tâ ki, saklandıkları yeri öğrenmesinler ve taşlarla onları öldürmesinler, yahut Allah'a kuüuk etmekten onları alıkoy­masınlar. [275]

Bu kıssanın bitiminden ve bitimini takip eden uslûbtan anlıyoruz ki o şehir halkı, geçmişlerinin şirkinden sonra iman etmişlerdir. Allah, bu şehir halkını dinlerinden dolayı üç asır önce kaçan bu gençlerle karşılaştırmış ve yiyecek almak üzere çarşıya gelen arkadaşlarından dolayı onları tani-mfş ve onlara izzet ve ikramda bulunmuşlardır. Sonra Allah mağara ehlini eceileriyle öldürür. O zaman vatandaşları ölümlerinden sonra onlara de­ğer verme hususunda yarışa girdiler. -Uzun tartışmadan sonra- o yüce ha­tıralarını ve hayret verici uykularını ebedîleştirmek için mezarlarının üzeri­ne bir mabed inşâ etmeye karar verdiler. [276]

Bu Kur'anî kıssa - çok garip olmakla biriikte - kâinatta en garip muci­ze ve olaylardan değildir. Kur'an-ı Kerim üç tablosunu - bütün garip yön­leriyle - bu çerçeve dahilinde tasvir etmiştir. O çerçeve ki, İlâhî kudret eli

ona karıştığı müddetçe bütün olayları basitleşir. Bu düşünceyi pekiştirmek için Kur'an-ı Kerim «Yoksa sen ey Muhammedi Mağara ve «Rakîm» [277] ehlini şaşılacak âyetlerimizden mi sandın?» sözüyle bu kıssanın olaylarına zemin hazırlamaktadır. Ayrıca bu sorunun cevabı, bu mağara ehlinin. Alla­rım en garip mucizesi olmadığını ifade etmektedir. [278] Onlar, Rablerine inanmış gençlerdi, limanlarıyla şeref duymuşlar ve onunla değer kazanmış­lardı. Kavimlerini güçiü bir şekilde Allah'ı birleşmeye davet etmişler ve on­ların Allah'tan başkasına tapmalarına karşı çıkmışlardı. Küfür onları sıkış­tırıp zor duruma düşürünce Allah onlara bir sığınak hazırladı. Onlara o ma­ğarayı gösterdi ve orada ecellerini geciktirdi. Uykularını orada uzattı. Al­lah'ın en büyük mucizelerinden olmasa bile -insanların alışageldiklerinin hilafına- uykularının uzamasını bir mucize kıldı!

Kur'an - bu kıssa vasıtasıyla - mü'minlerin gaybla ilgili inançlarını tas­hih etmeye büyük önem veriyor: İnsanların bu kıssanın olaylarını nesii ne-siî nasıi büyüttüğüne ve kıssanın kahramanlarının sayıları hakkında nasıl karanlığa taş attıklarına işaret ediyor. Müminler©, bilmedikleri hususlara dalmamalarını ve bu kıssa hususunda ne Ehl-i Kitaptan ve ne de başkala­rından soru sormamalarını öğütlüyor. [279] Olayın zaman ve mekânını öğ­renmelerine ihtiyaçları yoktur. Olay kahramanlarının şahıs, şekil ve sayıla­rına da gerek yoktur. Mağarada nasıl korunduklarını bilmek de gerekmiyor. Aksine, Kur'an, bu kıssadan alınacak ibrete yöneliyor. Müminlere, alına­cak ibreti özetliyor. Onlar için gerekli olan da budur. Geçmişte vukubulmuş olup bilmedikleri ve şu anda da bilmelerine imkân bulunmayan hususlar üzerinde durmasınlar. Geleceğe gelince, o da gayb âlemindedir. Hiç kimse bu konuda kesin birşey söyliyemez. Onunla ilgili olarak düşünmek ve ted­bir almak en güzel davranıştır. «Herhangi bir şey için, Allah'ın dilemesi di-şindc: «Ben yarın onu yapacağım» deme.» [280]

Hz. Musa'nın salih kul ile aralarında geçen kıssaya gelince, bunun gayb İşleriyle irtibatı, Kehf kıssasının irtibatından daha güçlüdür: Bu sûre-da arzedilen dört sahne, insanların eşya ve olayların mantığı diye isimlen­dirdikleri hususa aykırıdır. İhtiva ettiği garip şeylerle reddetme duygularını harekete getirmektedir. Ancak gaybî alanın ânî olayları, âyet ve mûcizeleriyle arzedildiğinde kabulü kolaylaşır ve çözümünde herhangi bir güçlük çe­kilmez.

O dört sahneden ilk sahnenin kahramanı Hz. Musa'dır.'Ama bu sahne her ne kadar hayret verici hususlar taşıyorsa da, geri kalan üç sahneye nazaran pek o kadar önemli değildir. Bu son üç sahnenin kahramanı ise, Allah'ın kendi katından kendisine bir rahmet verdiği ve kendisine bir ilim öğrettiği salih bir kuldur.

Birinci sahnede Hz. Musa, yol yıllarca devam etse bite iki denizin bir­leştiği yere [281] ulaşmaya kararlıdır. Allah onun salih kul ile karşılaşma­sını dilemektedir. Allah, yanındaki genç arkadaşının yemek için hazırladığı balığı ona unutturdu. Eelki de o balığı kızartmıştı. Lâkin bu kızartılmış ba­lık tekrar canlanarak denize daldı ve yoluna devam edip gitti. Hz. Musa'nın beraberindeki genç bu garip işe şaşmıştı. Hz. Musa ise, şaşmamış, aksine balığı unuttukları yerin, salih kul ile karşılaşma yeri olduğunu anlamıştı. Onun için geriye dönüp geldikleri yolu takip ettiler ve nihayet aradıkları ki­şiyi buldular. [282]

ikinci sahnede Hz. Musa'nın genç arkadaşı gizlenir. Hz. Musa yalnız başına Ledünnî ilim sahibi salih kul ile konuşur. Yüce peygamber pâk veli­den yolculuğunda onunla beraber olmasını ve onun Ledünnî ilminden Al­lah'ın kendisine perdeyi kaldırdığı bazt gaybî hakikatleri öğrenmek istediği­ni belirtir.. Salih kul, Allah'ın peygamberi Musa'dan karşılaşacağ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mekki Medeni
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:48:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mekki Medeni rüya tabiri,Mekki Medeni mekke canlı, Mekki Medeni kabe canlı yayın, Mekki Medeni Üç boyutlu kuran oku Mekki Medeni kuran ı kerim, Mekki Medeni peygamber kıssaları,Mekki Medeni ilitam ders soruları, Mekki Medeniönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes