> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran İlimleri > Nasıh ve mensuh
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nasıh ve mensuh  (Okunma Sayısı 1174 defa)
28 Nisan 2011, 14:51:15
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 28 Nisan 2011, 14:51:15 »



Nasıh Ve Mensuh



 

«Kur'an'ın Taksit Taksit indirilişi ve Bunun Sırları» faslında vahyin he­men teşri konularını getirmediğini, aksine. Peygamber (s.a.v.) in kalbine peyderpey, olay ve vak'alarla birlikte tedrici olarak indirildiğini görmüştük. Bu tedrîcîük aynı zamanda duygusal âdetlerle içtimaî gelenekleri de kap­samıştır. Kur'an bu Konularda aceleci bir tavır takınmamış, zamanı kolla­mış ve planlamayla birlikte bu gecikmenin daha yararlı olacağına inanmış­tır. O biliyordu ki, acelecilik, anarşi ve kargaşanın doğmasına sebeptir.

Biribirini takip eden Kur'an'ın Mekkî ve Medenî merhalelerini inceler­ken bu adımlara ışik veren onları dikkatle tesbit ve çizmeye yardımcı olan Kur'anî bir ilme şiddetle ihtiyaç vardır: Bu ilim, vahyin nüzulünde bir nevî tedriç olarak kabul edeceğimiz nâsih ve mensuh ilmidir. Onun sahih olanı­nı tesbit, Kur'an'dan önce ve sonra nazil olanı belirlemeyi kolaylaştırır. İn­sanları eğitme hususunda Allah'ın hikmetinin bir yönünü görmemize yar­dımcı olur. Kur'an'ın hakiki kaynağını idrak etmemizi sağlar: O da, âlemle­rin Rabbı Allah'tır. Çünkü O, dilediğini siler ve dilediğini bırakır. Bir hükmü kaldırır ve onun yerine başkasını ikâme eder. Bunu yaparken de hiçbir ya­ratığın, hatta peygamberlerin sonuncusunun bile etkisi olmaz.

Neshin terim olarak ne anlama geldiği hususunda âlimler uzun tartış­malarda bulunmuşlardır. Bunun sebebi, nesh kelimesinin birkaç mânâya gelmesidir. Bu kelime izale etmek (yok etmek) mânâsına gelir. Yüce Al­lah'ın şu âyetinde bu anlamda kullanılmıştır: Nihayet Ailah, şeytanın ikna edeceği (o fitneyi) giderir, ibtal eder. Yine Allah âyetlerini sabit (ve mahfuz) kılar.» [416] Yer değiştirmek mânâsına gelir. Şu âyette olduğu gibi jteC  «Biz bir âyeti diğer bir âyetin yerine getirdiğimiz vakit...»[417] Tahvil mânâsına gelir. Mirasçıların tenasühü gibi [418]. Ayrıca bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak anlamına gelir. Bir kitaptaki lafızların ve yazının benzeri baş­ka bir kitaba nakledildiğinde denir. [419] Bazı 'âlim­ler bu son vechi reddederler. Çünkü burada nakleden, naklettiğini lafzıyla getirmiyor, başka lafızla getiriyor. [420] Lâkin es-Sa'ds [421] bu görüşü kabul eder ve buna delil olarak «Şüphe yok ki neler yapıyor idiyseniz biz (hepsini meleklere) yazdırıyorduk. [422] âyetiyle «Şüphesiz o (Kur'dn) nezdindeki1 ana kitapta (sabit), çok yüce, çok kıymetli (bir kitaptır)» [423] âyetini zik­reder. es-Sa'dîye göre «Ana Kitap», Levh-i Mahfuz yahut korunmuş kitap­tır ki «tam olarak temizlenmemiş olanlardan başkası ona" dokunamaz.»' [424]Kur'an'ı nakleden. Ana Kitaptan onu lafzıyla taksit taksit taşımış­tır. [425]

Neshin tarifi konusundaki tartışmanın kaynağı, gözetilmesi kaçınılmaz olan kelimenin kelime ve terim anlamiarı arasındaki bağı tesbif etmeye ra-cidir. Tâki Kur'an-ı Kerîm[426] âyetinde bu kelimeyi kullanıp, İslâm'da büyük öneme haiz bir meseleyi ifade eder­ken Arapların üslûbundan başka bir uslûb kullanmamış olsun. Kur'an her nerede kullanmışsa mutlaka hakiki manasında, ve şayet tartışma rağbeti olmasaydı herkesin içinden geçirdiği aslî manasında kullanmıştır. Ama her asırda îafzî ihtilafa ve aklî israfa sempati duyulmuştur. Bu konuda da ihti­lafın menşeî bizee bundan başkası değildir. Onun için neshin tarifini yap­tıklarında, «şer'î bir delil ile şer'î bîr hükmü kaldırmaktır» sözleri, bu lafzın en mükemmel istilânı tarifidir. Bu tarif, neshin izale etmek ve kaldırmak manasına geldiği Arap diline uygun düştüğü gibi aynı zamanda aneak ilim­de derin olanların sır ve hikmetlerini bildikleri bilinen bazı vak'alarda apa­çık ve güçlü delillerle hükmü kaldırılmış bazı şer'î nasslann mevcudiyetine de uygundur.

Neshin tarîfindeki ihtilaf, bu önemli konuda başka ihtilaf nevilerinin de bulunduğuna işaret etmektedir. Bazıları, neshi Kur'an'ın kendisine hasret­mişlerdir. Kur'an'ın Kur'an'ı neshetmesinde bir sakınca yoktur. Çünkü bu konuda neshin cevazına dair aklî ve naklî deliller mevcuddur. Âlimlerin ço­ğunluğu, sünnetin Kur'anla neshedildiğini de kabul etmişlerdir. Sünnetle sabit olan Âşura orucunun, Kur'andaki Ramazan orucu ile neshedilişi gi­bi. [427]

Kur'an'ın sünnetle neshi meselesine gelince, Şafii bunu reddetmiştir. Nitekim «er-Risaİe» isimli kitabında zikredilen bir sözden de bu anlaşılmak­tadır. [428] Lâkin bu meselede söz söyleyenler, Şafiî'nin ne demek istediği­ni anlamamışlardır. O, Kitap ve Sünneti yüceltmeyi hedef edinmiş onların biribiriyle uyum içerisinde olduklarını söylemiştir. Onlar herhangi birşeyde ihtiiaf etmezler. Eğer bir ihtilaf söz konusu ise, mutlaka benzeri biriyle {ya­ni Kur'an Kur'anla ve sünnet sünnetle) neshedilmiştir. [429]

Sünnetin sünneti neshine gelince, âlimlerin çoğu bunda bir sakınca görmemektedir. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.) başlangıçta birşey emretmiş ve­ya neshetmişse, her iki davranışında da Allah'tan gelen bir ilhama daya­nır. [430] işlerinde «hevâsından konuşmaz. O, ancak vahyedîlen bir vahiydir.» Buna misal olarak, Rasuiuüah (s.a.v.) in, ateşin dokunduğu ko­yun etini yemekten dolayı abdest almasinın neshi ve artık abdest almama­sını söylerler.

Ancak bir burada Kur'an'ı ilgilendiren meseleler üzerinde durduğumuz için, ancak Kur'an'ın Kur'an'la neshi meselesini ele alacağız. Tâ ki kitabı­mız, genel usûlî konulan efe alan bir kitap hüviyetine girmesin. Hatta Kur'an'ın Kur'anla neshi konusundaki lafzî ihtilafı da suskunlukla geçiştir­mek istedik ki, Allah'ın Kitabında neshin hakikatini isbat konusunda her iki tarafın delillerini ve biribirlerini reddederken bakış açılarının tasvirini zikretme mecburiyetinde kalmayalım. Lâkin İslâmî teşrîde ve Kur'an'la ilgili çalışmalarda derin yankıları bulunan böyle bir konuyu geçiştiremezdik. İs­ter istemez bu konudaki anlaşmazlığın temel meselelerine işaret etmeliy­dik.

Cumhur - Ebu Müslim el-Isfahanî [431] gelmezden önce - tereddüt göstermeden neshin cevazını kabul ediyordu. Bazılan bu hususda çok aşın gitmişse de âlimler, mensuh âyetleri sıralamada sıkıntı çekmiyordu. Lâkin Ebu Müslim nesh konusundaki görüşünü açıklayınca onu ne topluca ve ne de tafsilath olarak reddetti. O, muhakkik bir âlimdi; nesh olunmuştur de­nilen âyetleri okumuş ve incelemişti. O, sadece «ki ne önünden, ne ardın­dan ona hiçbir bâtıl (yanaşıp) gelemez. (O), bütün kâinatın hamdettiği, o

Yegâne hüküm ve hikmet sahibi (Allah) tan indirilmiştir.» [432] âyetine ters düştüğünü sandığı nesh çeşitlerini reddetmiştir. Allah'ın indirdiği Kur'anî bir hükmün ortadan kaldırılmasından sakınmak için neshe tahsîs ismini vermiştir.

Lâkin âlimler Ebu Müslim ve benzerlerine karşı çıkarak onlara nesh ile tahsîs arasındaki farkı açıkladılar: Tahsisin tarifi «Âm olanı ferdlerinden bazısı üzerine hasretmektir.» Bu hasr'da ise, fertlerin bazısında hükmü ha­kiki manada kaldırma anlamı yoktur. Çünkü sadece bazı fertleri içine al­ması, ancak mecazîdir.. Âm lafzı, aslında fertlerin hepsi için konulmuştur. Onun bazı fertler üzerine hasredilmesi ancak tahsisini gösteren bir karine ile olur. Neshe gelince, onda mensuh nas, kendisi için vazedildiği hususta kullanılışı devamlıdır.. Hqt zaman için kullanılması devam eder. Sonra Al­lah'ın bildiği bir hikmete mebnî olarak ancak nâsih bir nasla hükmü kal-, dirilir. [433]                                                 

Tahsiste ya daha önce, ya daha sonra veya o anda sözkonusu olan bir karine gözetilir. Nesh ise, ancak mensuhtan sonra gelen bir delil ile vukubulur. Ayrıca tahsis ihbarî hükümlerde de diğerlerinde de vukubulur. Nesh İse, ihbarî hükümlerde olamaz. [434] Tahsis konusunda Kitap ve sün­netin yanında his ve akıl da delildir. Meselâ Allah Teâlâ'nın: «Erkek hırsız­la kadın hırsızın ellerini kesin» [435] sözünü Rasûlullah (s.a.v.) «Ancak çeyrek dînar ve yukarısında kesme vardır.» hadîsi tahsîs etmiştir. Neshte ise, delil şer'î dolup sadece Kitap ve Sünnetindir. Tahsis ile neshin ara­sında mevcut olan bu farklar neticesinde, tahsisten sonra âmdan geri ka­lan hususlarda amel edilir. Yani tahsisten sonra âmı deül olarak getirmek bâtıl değildir. Ama mensuh nassın hükmü kaldırılan hususlarla ne amel edi­lir ve ne de delil olarak getirilebilir. [436]

Şayet Ebu Müslim el-lsfahanî ve benzerleri neshle tahsisi biribirine karıştırıp kendi uydurdukları tahsis lafzını Kur'an'ın açıkça zikrettiği nesh lafzına tercih etmekle Allah'a karşı edeblerini takınrnamışlarsa, ; neshin var olduğunu söyleyenlerde bu hususta aşın gitmişlerdir. Onlar da, tahsis edilen omlardan birçoğunu mensuh saymışlar ve nesh ile bedâyı, [437] .nesh ile unutturmayı ve hükümlerin neshi ile haberlerin neshini biribirine karıştıranların önüne kapıyı ardına kadar açmakla Allah'a karşı kötü edep içerisine girmişlerdir.

Tek âyeti bölümlere bölerek, âyetin evvelinin ,mensuh ve son bölü­münde de nasih olduğunu söylemeleri, mübalağadan başka birşey değil­dir. Meselâ'«Ey iman edenler, siz nefisleriniz (ıslah etmeye) bakın. Kendi­niz doğru yolu bulunca sapanlar size zarar vermez.» [438] âyetinin son ta­rafı, iyiliği emretmeye ve kötülükten sakındırmaya davet etmektedir. Böyle­ce - İbnu Arabi'ye göre - bu son taraf, baş tarafta olan «siz nefislerinizi ıs­lah etmediniz» [439] kısmını neshetmiştir. Hatta İbnu Arabi'ye göre «Sen (güçlülüğü değii) kolaylığı (sağlayan) yolu tut. İyiliği emret. Cahillerden yüz çevir.» [440] âyetinin evveli ve sonu mensuh, orta kısmı ise, muhkem­dir. [441]                                           

Kur'an'ın ortadan kaldırdığı cahiliyet âdet ve geleneklerini de mensuh arasına sokmaları hayret verici mübalağadandır. Babanın hanımlarının ha­ram kılınması [442]diyetin emrediimesi,[443] kısas[444] boşamanın üçe hasredilmesi,' [445] bizden önceki dinlerin hükmü kaldırılan emirleri: Daha önce haram kılınan bazı yiyeceklerin helal kılınması gibi. Âl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nasıh ve mensuh
« Posted on: 29 Mart 2024, 17:26:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nasıh ve mensuh rüya tabiri,Nasıh ve mensuh mekke canlı, Nasıh ve mensuh kabe canlı yayın, Nasıh ve mensuh Üç boyutlu kuran oku Nasıh ve mensuh kuran ı kerim, Nasıh ve mensuh peygamber kıssaları,Nasıh ve mensuh ilitam ders soruları, Nasıh ve mensuhönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes