๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran İlimleri Çalışmaları => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mayıs 2011, 15:33:03



Konu Başlığı: Mukaddime hakkında bazı mülahazalar
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mayıs 2011, 15:33:03
Mukaddime Hakkında Bazı Mülahazalar



Bu mukaddimenin konu sıralanışı ve isimlendirilmesi hakkında bazı hususlara dikkat çekmemiz uygun olur kanaatindeyiz.

1. Müfessir bir arada vermek istediği bilgi grubuna kaide ifadesi­ni kullanmıştır. Halbuki Arabça ilimler terminolojisine göre birbi­riyle homojen bir yapı arzeden malumat grubunu ifade etmek için "kaide" terimi kullanılmaz. Çünkü Arapça ilimler terminolojisinde "kaide": Bütün unsurlarını kapsayan ve uygulanabilen külli (tümel) önermelerdir. Ancak burada "kaide" kelimesinin[520] temel mânâsında olduğunu kabul ettiğimiz taktirde bu sıkıntıdan kurtuluruz. Ne var ki, kelimelerde asıl geçerli mânâ, akla ilk gelen mânâdır. Bunun için yukarıdaki ihtimal zayıftır.

2. Müfessir başkasından aktardığı bu kıymetli malumatı, daha güzel bir bölümleme ile derli toplu bir halde bazı ana başlıklar altın­da vermiş olsaydı istifadeye daha müsait olacaktı. Çok değerli bilgi­ler çok dağınık bir şekilde verilmiştir.

3. Kasımı tefsiri'nin büyük bir çoğunluğu başkasından aktarma­dır. Bu usul, mukaddimede de göze çarpmaktadır. Verilen maluma­tın kahir ekseriyeti eş-Şâtıbî'dendir. Ayrıca İbnu Teymiye, İbnu'l-Cezerî ve Muhammed Abduh'dan ve bazen başka alimlerden de nakleder.

Kısaca şunu söyleyelim, bu mukaddimede verilen malumat baş­kasından aktarılmış olsa bile çok değerli, lüzumlu, özlü bilgilerdir. Her Kur'ân araştırmacısının muhakkak muhtaç olduğu ve bigane kalamayacağı çok ciddi bilgilerdir. ALLAH derleyenlerden razı olsun.[521]


[520] S. Şerif el-Cürcanî; et-Ta'rifat, İstanbul, 1308. s. 78; Eyyub b. Musa Ebu'l-Beka el-Kefevî, el-Külliyat: Dımeşk, 1933, IV.48; Muhammed Ali b. Ali et-Tehânevî, Keşşâfu İstilahati'l-Funun, İstanbul, 1984, II. 1176

[521] Et-Tehannevi, Keşşaf, II. 1196.

Müfessir en uzun ayetin el-Feth Suresinin 25. ayeti olduğunu kaydeder. Muhammed et-Tahir bin Aşur, et-Tahrir ve't-Tenvir, Tunus, 1990-1984, 1, 77. Oysa Kur'ân'da en uzun olarak bilinen ayet, el-Bakara suresinin 282 nolu müdayene ayetidir. Kaldıki kendisinin en uzun ayet olarak gösterdiği Feth suresinin ilgili kısmı elimizdeki tüm mushaflarda iki ayettir; bir değildir. Hatta İbnu Aşûr'un kendi tefsirinde bile, iki ayet olarak geçer. Kendisi sure ayetlerinin sayısı hakkında vaki olan ihtilaf­ları kaydetmeyi prensip edinmesine rağmen bu surenin ayet sayısı hakkında hiç bir ihtilaf kaydet­mez. Doğrusu müfessirin neden böyle bir düşünceye vardığını tesbit edemedik. M. H. Çiçek Doç. Dr. Halil Çiçek, 20. Asırda Kur’an İlimleri Çalışmaları, Timaş Yayınları: 208-209.