๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran İlimleri Çalışmaları => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mayıs 2011, 15:32:02



Konu Başlığı: Muhammed et Tahir ibnu Aşur et tahrir vet tenvîr
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mayıs 2011, 15:32:02
2- Muhammed et-Tahir ibnu Aşur-et-Tahrir ve't-Tenvîr:


Tunuslu Muhammed et-Tahir İbnu Aşûr tarafından telif edilen onbeş ciltlik bu değerli tefsirin birinci cildinde Kur'ân ilimlerine yer verilmiştir. Bu malumat on mukaddime halinde sunulmuştur. Fazla uzatmadan bu mukaddimelerin muhtevasını şöyle hülasa edebiliriz: Birinci mukaddimede tefsirin tarifini, müstakil bir ilim olduğu­nun kritiğini ve altı delille tefsirin müstakil bir ilim olduğunu izah eder. Bu mukaddimede tefsirin kısa bir tarihçesini, tefsir rivayetleri­nin kritiğini ve tefsir ile te'vil arasındaki münasabeti kaydeder.

İkinci mukaddimede tefsir ilminin beslendiği ilimleri sıralar. Bu meyanda Kur'ân'ı tefsir etmek isteyenin başta Belagat, Lügat, Riva­yet, Tarih, Usulü Fıkıh ve Kelam ilmine muhtaç olduğunu bu ilimle­rin müfessir için gerekli olduğunu ilmî ve sağlam bir üslûpla anlatır.

Üçüncü mukaddimede tefsirin sadece Hz. Peygamber (s.a.v.)'den gelen rivayetler olmadığını, tefsirin çokluğunun felsefesini, sahih tefsirin şartlarını kişinin kendi görüşü ile Kur'ân'ı tefsir etmeyi yasaklayan hadislerin beş delille cevabını, Kur'ân'ın sadece, rivayetler­de gelen vecihlerle tefsir edilebileceğini söyleyenlerle Kur'ân için bazı batini mânâların olduğunu söyleyenlerin eleştirisini ve son ola­rak îşârî tefsir'in kritiğini yaparak bu mukaddimeyi noktalar. İbnu Aşur dördüncü mukaddimede tefsirde sekiz temel hedefin olduğu­nu, müfessirin vazifesi de bunları açık bir üslûpla aktarmak olduğu­nu ifade ettikten sonra müfessirlerin tefsirlerinde üç metottan birini uyguladıklarını, Kur'ân âyetleri ile ilişkisi fazla olan ilimlerin bazı meselelerinin tebe'i olarak tefsir kitaplarında kaydedilebileceğini ve bu arada Kur'ân'la ilişkisi olabilen ilimlerin dört derece olduğunu söyleyerek bu mukaddimeyi bitirir.

Beşinci mukaddimede nüzul sebebini kaleme alır. Önce nüzul sebebini tesbit etme yönünden konuya eğilir, sonra bazı nüzul se­beplerinin mutlaka bilinmesinin gerekliliğine işaret eder. Bundan sonra sahih bir senedle sabit olan nüzul sebeblerini beş kısım altın­da toplar. Sonunda nüzul sebebinin, felsefesini kısaca yaparak mukaddimeye son verir.

Altıncı mukaddimede kıraatları inceler. Burada kıraatin iki du­rumunun olduğunu, bunlardan birisinin hiç bir suretle tefsirle iliş­kisinin olmadığını diğerinin ise, birçok yönden tefsiri ilgilendirdiği­ni kaydeder. Birincisi kurranın harf ve harekeleri söyleyiş şekli, medleri uzatma miktarı v.b. hususlar. İkinci durum ise, kurranın kelimelerin bazı harflerindeki ve fiilin mânâsını değiştirebilen harekelerdeki ihtilafları gibi. Bu mukaddimede ahrufu seb'a hadisini ve mânâsındaki bazı görüşleri, sahih ktraetler'in mertebelerini ve bunlar arasında tercihi inceleyerek mukaddimeyi bitirir.

Yedinci mukaddimeyi (s. 64-69) Kur'ân kıssalarına ayırır. Önce Kur'ân kıssalarının felsefesini ve özelliklerini izah eder. Sonra Kur'ânî kıssaların on tane faydasını sıralar. Mukaddimenin sonunda ise, Kur'ân'da kıssaların tekrarının beş sebebinı kaydedip bir kıssa­nın muhtelif üslûplarla geliş sebebini izah etmekle bu mukaddimeyi bitirir.

Sekizinci mukaddime (s. 70-93) Kur'ân'daki âyet, sûre isimleri ve tertibini içerir. Evvelâ yüce kelamın "Kur'ân", "Furkan", "Tenzil", "Vahy", "Zikir", "Kitap" ve "Kelamullah" isimlerinin etimolojik ve terminolojik tahlilini yapar. Bundan sonra âyet kelimesinin tahliline geçer. Âyetlerin nasıl tahlil edileceğini, fasılaların bundaki rolünü, âyetlerin kısalık ve uzunluğunu, en uzun âyetle, en kısa âyeti, Kur'ân'daki durak yerlerini, sûre ve âyetlerdeki ihtilafın sebeplerini ve Kur'ân'ın âyet sayısını inceler. Ayrıca bu mukaddimede âyetlerin sıralanışını, Kur'ân'daki vakıfları, Kur'ân'ın sûrelere ayrılması, sûre sayısı ve tertibini, sahabe mushaflarını, sûrelerin uzunluk ve kıssalığını, sûre isimlerini ve sûredeki âyetlerin tertibini inceler.

Dokuzuncu mukaddimede (s. 93-100) Kur'ân cümlelerinden bi­rinci derecede anlaşılan mânâların, kasdedilebileceğini inceler. Müfessir hakikî, mecazi, işarı, zahirî ve kinaî mânâ türlerini Kur'ân'dan örnekler vererek zikreder. Kur'ân'ın kelime, terkip, i'rab ve delaleti­nin elverişli olduğu mânâ türlerine hamledilebileceğini söyler. Mu­kaddimenin sonunda müştereki lafzı (birden fazla mânâsı olan) da birden fazla mânânın kasdedilebileceğiyle ilgili görüşleri aktarır. [522]

Müfessir onuncu mukaddimeyi (s. 101-130) İ'caza ayırır. Burada değişik bir üslûp ve muhteva ile i'cazı anlatmaya çalışır. Kur'ân ı'cazını üç yönden değerlendirir. Birinci yönü, Kur'ân'ın, belagatın zir­vesinde olduğu; ikinci yönü Kur'ân'ın Arap kelamının alışılagelen üslûbundan farklı üslûpları kullanmasıdır. Bu iki yönle Araplara tahaddi yapıldığını kaydeder. Üçüncü i'caz yönü, Kur'ânın birçok hik­metleri, erdemleri, aklî ve ilmî gerçekleri ihtiva etmesidir. Bununla da Kur'ân'ın bütün beşeriyete meydan okuduğunu söyler. Müfessir bu vecihleri detaylı bir şekilde atomize ederek herbir yönünü mey­dana getiren elemanları anlatır. Ayrıca Mübtekerâtü'l-Kur'ân adlı baş­lık altında Kur'ân'ın kendisine özgü üslûp yöntemlerini açıklar. Adâtü'l-Kur'ân adlı başlık altında ise Kur'ânda alışılagelen bazı cüm­le kuruluş tarzlarını ve Kur'ân'ın bazı küllî kaidelerini izah eder.

Bize göre 20. asrın iftihar vesilesi olabilen bu tefsirin mukaddi­melerinde yer alan Kur'ân ilimleri bilgileri, ihtilaftan uzak olması, hülasa olarak verilmesi, birçok açıdan yenilik ve değişiklik arzetmesi yönünden çok değerlidir. Araştırmacılar ciddi mânâda bu malu­mattan istifade edebilirler.[523]



[522] Bkz. İbnu Aşur, I, 93-100.

[523] Doç. Dr. Halil Çiçek, 20. Asırda Kur’an İlimleri Çalışmaları, Timaş Yayınları: 209-212.