Konu Başlığı: Lafzın azlığı ve mânânın çokluğu: Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 15 Mayıs 2011, 16:06:43 1- Lafzın Azlığı ve Mânânın Çokluğu: Bu Kur'ân üslûbunun en bariz özelliklerinden biridir. Lafzın azlığı ile mânânın çokluğu adeta iki zıt gibidir. Lafza önem verdiniz mi mânâyı; mânâya önem verdiniz mi lafzı feda etmiş olursunuz. Lafzın azlığı ile mânânın çokluğu, çok önde olan dil ustaları için ancak bir kaç azıcık cümlede mümkün olabilmiştir. Uzun bir kelamda mesela bir iki sayfalık hutbe, risale ve resmi mesaj ve demeçlerde bile, lafzın azlığı ile mânânın çokluğu uzun bir süre beraber götürülememektedir. Mesela bu konuda el-Cahız, el-Beyan ve't-Tabyin’inde en iyi Arap ediplerinden birçok seçme söz, hutbe ve demeç aktarmaktadır. En güzelleri bir kaç satırı geçmemektedir.[179] Uzunlarının yüzde doksanı bir sayfa ile bir buçuk sayfadan meydana gelir ki, bu tür bir buçuk veya daha fazla olan metinler, yüce mânâları taşımayı bir yana bırakalım; lafzın ve cümlenin terkibi de garip kelime, kuru seci', uzunluk ve anlamsız tekrarlar gibi eksikliklerden arınmış değillerdir.[180] Yaklaşık 500 sayfa, 114 sûre ve 6200 küsur âyetten meydana gelerek yirmi üç sene gibi uzun bir sürede peyderpey nazil olmasına rağmen başından sonuna kadar "lafzın kısalığı ve mânânın çokluğu" ilkesini korumak Kur'ân'ın dışında hiçbir kitapta bulunmaz. Zaten insanın gücü de buna yetmez. İşte Kur'ân baştan sonuna kadar bu ilkeden ayrılmayarak ne lafzı mânâya ne de mânâyı lafza feda etmiştir.[181] [179] Bkz. el-Cahız, Amr Ebu Osman. el-Beyan ve't-Tebyin, el-Kahire, 1985, I. 109, 112-114, 116-117, 131-132. [180] Bkz. A.g.e., I. 137-139; II. 53, 55-60, 62-65. [181] Doç. Dr. Halil Çiçek, 20. Asırda Kur’an İlimleri Çalışmaları, Timaş Yayınları: 83-84. |