๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran İlimleri Çalışmaları => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 15 Mayıs 2011, 15:55:09



Konu Başlığı: Kuran kıssaları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 15 Mayıs 2011, 15:55:09
KUR'AN KISSALARI



İnsanların konuştukları çeşitli dillerde çeşitli konuşma üs­lûplarının olduğu kesindir. Bu üslûplar, genelde konuşma ile muhatab arasında anlaşmaya ve verilmek istenen mâ­nâları pekiştirmeye, güçlendirmeye yöneliktir.

Çeşitli üslûpların kullanıldığı çeşitli dünya dillerinde tek hedef, insanlar arası anlaşmayı sağlamaktır. Anlaşmanın temel amaç oldu­ğu tüm dillerde zaman zaman bir durumu hatırlatmak, ibret aldır­mak, gerekli mesajları sunmak için öteden beri geçmişte yaşanan ki­şi veya kişilerin belli bir durumda veya durumlarda geçirdikleri olaylar anlatılagelmektedir. Bazen kişi kendi hayal gücüne dayana­rak muhayyelesinde bazı tarihî kahramanlar üretir ve yaşanmış gibi etrafında olaylar örer. Türkçede bu tür geçmişte yaşanmış veya yaşa­nabilir olayları anlatan hikâyelerden kısa olanlarına "hikâye" uzun olanlarına da "roman" denir.[211] Bugünkü modern Arapça'da bu tür kısa edebî anlatımlara "Uksûse" denir.[212] "Kıssa" kelimesi ise genel olarak hem uzun (Roman) hem de kısa (Hikâye) olanlarına denir.[213]

Geçmişi konu eden bu anlatımların bir kısmı gelişi güzel, çalakalem yazılmıştır ve hiç bir sanat değeri yoktur. Bir kısmı ise, büyük bir titizlikle, olaylar tablolaştırılarak, soyut şeyler somutlaştırılarak, hayali şeylere canlılık kazandırılarak, olayda rol alan unsurlara deği­şik hayat biçimleri verilerek[214] yüksek edebî bir değere haiz olacak şekilde anlatılmıştır, işte edebiyat literatürüne geçen de, bu tür kıs­salardır.

Evvelki dönemlerde kıssaların her iki türü olduğu halde sanat değeri olanların edebî yönlerine fazla değinilmezdi, ilimlerin geliş­mesiyle edebiyatta da büyük gelişmeler kaydedildi. Artık kıssa, hi­kaye vb... nesir türlerinin edebî yönlerine ilgi arttı. Bu kıssa ve hika­yelerin edebî yönleri ve özellikleri anlatılmaya başlandı.

On dört asır evvel nazil olan Kur'ân'a baktığımızda edebî değeri olağanüstü yüksek olan kıssaların Kur'ân'da bolca yer aldığını gör­mekteyiz. Ne var ki, bu kıssaların sahip olduğu edebî üstünlükler içerdikleri pedagojik, psikolojik ve sosyolojik yönler hiç anlatılmadı. Hatta es-Suyyuti bütün Kur'ân ilimlerini almaya çok önem vermesine rağmen Kıssasu'l-Kur'ân diye bir konu açmamıştır. Sadece Kısası Enbiya adı altında bazı alimler tarafından yarı efsanevî bir şe­kilde Kur'ân kıssaları kaleme alındı. Kur'ân Kıssalarını teknik yön­den ele alarak edebî ölçülerle değerlendiren ve kıssanın psikolojik, pedagojik ve sosyolojik yönlerini kaydeden çalışmalar oldukça yeni­dir. Çünkü 20. asırda Kur'ân ilimleri sahasında eser veren el-Cezâirî, ez-Zerkanî ve Subhi es-Salih'in eserlerinde bile, Kıssasu'l-Kur'ân ko­nusunu görememekteyiz.

Kanaatimce çağdaş alimler arasında Kur'ân kıssalarının teknik yönlerine en derli toplu ve sistemli bir şekilde dikkat çeken Seyyid Kutub'tur. O'nun et-Tasvirul-Fenniyu fil-Kur'ân adlı eseriyle bu konu­yu kısmen temellendirerek yeni ve ciddi bir çığır açtığı kanaatinde­yim. Daha sonra bu sahadaki verimin her geçen gün arttığını gör­mekteyiz.

Ne var ki, bazı çağdaş yazarlar bu konuda çok aşırı gitmiştir. Kur'ân Kıssaları hayal olup hakikat değildir  diyecek kadar ifrata girmişlerdir.[215] Bunun en tipik örneği Dr, Muhammed Ahmed Halefullah’ın Mısır üniversitelerinden birinde doktora tezi olarak sundu­ğu el-Fennul Kasasi fi'l-Kur'ân adlı çalışmasıdır.[216]

Bu aşırılığa rağmen Kur'ân kıssaları sahasındaki teknik çalışma­ların, onu Ulumü'l Kur'ân'ın yeni bir dalı haline getirecek seviyede olduğunu düşünmekteyim. Scyyid Kutub'un et-Tasvir'deki ve Fizilal'deki yeni yaklaşımları ve ilginç tesbitleri, keza Dr. Adnan Zerzur'un Kur'ân ilimleri sahasındaki eserinde Kur'ân kıssalarıyla ilgili edebî ve teknik, uzun izahları; Kur'ân kıssalarının yeni bir Ulumü'l Kur'ân dalı olmasını gerektiren materyal ve alt yapıyı kapsamaktadır.[217]

Bu uzun girişten sonra şimdi Kur'ân kıssalarıyla ilgili bazı malu­matları özet olarak sunmaya çalışacağız.[218]



[211] Bkz. Doğan Mehmet, Büyük Türkçe Sözlük, bas. yy., trs., s. 420, 841; Heyet, Türkçe Sözlük, An­kara 1988, 1.645, II. 1227.

[212] Halil el-Curr, el-Mu'cemu'l-Arabiyyu'l-Hadis, Larus, Paris 1972, s. 141.

[213] Halil el-Curr, el-Mu'cemu'l-Arabiyyu'l-Hadis, Larus, Paris 1972, s. 953.

[214] Bkz. Seyyid Kutup, et-Tasvîru'l-Fennîyu fi'l-Kur'ân, bas. y. y, trs. s. 29.

[215] Bkz. el-Kattan, a.g.e., s. 308-309.

[216] Bkz. el-Kattan, a.g.e., s. 308-309.

[217] Bkz. Zerzur, a.g.e.,s. 357-395.

[218] Doç. Dr. Halil Çiçek, 20. Asırda Kur’an İlimleri Çalışmaları, Timaş Yayınları: 91-93.