Konu Başlığı: Konu birliği Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 15 Mayıs 2011, 16:15:32 B- Konu Birliği Kur'ân 23 sene gibi uzun bir sürede, farklı olaylar nedeniyle, değişik konuları ihtiva ederek muhtelif zaman ve mekanlarda, ayrı inançtaki kitlelere hitap eder vaziyette nazil olmuştur.[125] 114 sûreden meydana gelen bu yüce kitap yüzlerce ilmî, itikadi, içtimaî, idarî, iktisadî, ahlakî ve hukukî konuları ihtiva etmektedir. Bu kutsal kitap, çok zengin bir bilgi mozayiği görünümünü arz etmektedir. Kur'ân'ın ihtiva ettiği konulardan kimisinin ispatı, Kur'ân'ın asıl amacı iken; kimi konular da, Kur'ân'da başka hususların ispatı için vasıta olarak bahse konu edilmektedir. Kur'ân, üslûbunun karakteristik özelliğinin gereği olarak konular arasında seri geçişlerde bulunmaktadır. Bunun için her biri, Kur'ân'ın kısa bir hülasası mesabesinde olan birçok sûrede birden fazla konuya yer verilmiştir. Kimi sûrelerde ise tek bir konu işlenmiştir. Kur'ân'ın birden fazla konu ihtiva eden sûreleri, içinde çok güzel kokulu rengarenk çiçeklerin, güllerin, ağaç ve nehirlerin bulunduğu bir bahçeye benzer. Kişi böyle bir bahçeye girer bahçenin çeşitlerini seyrettikçe zevki ve beğenisi daha fazla artar. Usanç şöyle dursun, bahçeye daldıkça derin hazlar duyar ve daha değişik manzaralar görmek ister. Bunun gibi Kur'ân okuyucusunun, sûrenin akışı içerisinde farklı konularla karşılaştıkça dikkati daha fazla toplanmış olur. Sûreyi daha bir istekle okur. Sûreye dalıp yeni ve değişik konuları yeni üslûplarla aldıkça kalbi, aklı ve zihni daha zinde olur ve bıkkınlığı önlenmiş olur. Özellikle okuma alışkanlığı fazla gelişmemiş olanlarda (ki, Kur'ân okuyucusunun büyük bir kısmı böyledir.) sürekli konu değişikliği bıkkınlığı önlemede mühim bir faktördür. Çünkü o, uzun konulara dalma yeteneğini henüz kazanmış değildir. İşte yukarıda anlatmaya çalıştığımız hususlardan ötürü Kur'ân'ın küçük sûrelerinin çoğunda tek konu işlendiği halde, orta ve uzun sûrelerde birden fazla konu işlenmiştir. Bu konular karma bir şekilde ele alınmaktadır. Günümüz kitap te'lif etme geleneğinde olduğu gibi Kur'ân, konuları birbiri peşi sıra düzenli bir şekilde ele almaz. Aksine ele aldığı konuları sûrenin tamamına serpiştirerek ve araya konuları destekliyecek başka hususları yerleştirerek sunar. Kur'ân ruhuna iyi nüfuz etmeyen biri, sûrelere ilk baktığında sûrelerin dağınık bilgiler sunduğunu ve bir konu birliğinin olmadığını zannedebilir.[126] Ancak, bu kimse sûrelere iyice baktığında ya bir veya iki yahutta üç, nihayet dört konu etrafında bilgilerin yoğunlaştığını görecektir.[127] Diğer bilgiler bu konunun/konuların çerçevesinde ya tamamlayıcı ve destekleyici veya konunun/konuların bazı parçalarının sonucu olarak yer almaktadır. İşte günümüz Kur'ân araştırmacıları buna konu birliği demektedirler. Ancak, bu deyimden, sûrelerdeki konu birliği anlaşıldığı gibi, Kur'ân'ın konuları işlerken gösterdiği metod/sunuş birliği de anlaşılmaktadır. Konu birliği her iki manasıyla da aklî tefsir ekolünün ısrarla üzerinde durduğu hususlardandır. Bu konu daha evvelki dönemlerde sûrenin maksadı adı altında incelenmekteydi. Geçmiş alimlerimizden gördüğümüz kadarıyla bu konu Şatıbî gibi bazı alimler tarafından -fazla olmasa bile- gündeme getirilmişti. Dr. Zahir b. Avvâd el-Elma'î adlı Riyad'lı bir yazar Dırasatun fi't-Tefsiru'l-Mevdu'i adlı bir çalışmasında konu birliğine genişçe yer vermiştir. Dr Zahir Avvad, bu konu birliğini ilk tesbit edenin İbnu Kayyım el-Cevz'ıyye olduğunu iddia eder.[128] Oysa Dr. Draz'm tesbitine göre İbnu Kayyim'dan önce Razı, Îbnu'l-Arabî ve Ebu Bekr en-Nisaburi konu birliğini tesbit etmişlerdir.[129] Ancak bunu kim başlatmışsa başlatsın, gördüğümüz kadarıyla konuyu en geniş işleyen ve en güzel inceleyen Firuz'abadî (ö.817/1415)'dir. Her sûrenin bir ana hedefinin olduğunu izaha çalışır. Bunu Besairu Zevi't-Temyiz fi Letaifi'l-Kitabi'l-Aziz adlı altı ciltlik değerli eserinde her sûre için ayrı ayrı kaydeder. Konu Birliği terimi ise, Kur'ân ilimleri terminolojisine yeni girmektedir. Selef alimleri tarafından işlenmiş olmasına rağmen, günümüz konu birliği anlayışına uygun olacak şekilde ilmî bir zemine oturtulmuş değildi. Bazı oryantalistlerin kinci ve dar düşüncelerinden dolayı Kur'ân sûrelerinin birden fazla konuyu karma bir şekilde işlemesine yönelik eleştirilerine[130] tanık olan Müslüman alimler, konu birliğine ilgi duydular. Özellikle yukarda da işaret edildiği gibi aklî tefsir ekolünün müntesipleri Konu Birliğine fazla ilgi göstermektedirler.[131] Bu ekolun müntesipleri konu birliğini hem sûredeki konu birliği hem de Kur'ân'ın tümündeki konu birliği anlamında kullanırlar.[132] Ayrıca konulu tefsirle meşgul olanlar da konu birliğini terime fazla yer vermeden içerik olarak kullanırlar. Konu birliğini inceleyenlerin başında Dr Muhammed Abdullah Draz gelir. Dr Draz bu konuyu uzun uzadıya en-Nebeu’l-Azlm ve el-Medhal adlı eserlerinde anlatır.[133] Draz, Kur'ân sûrelerindeki konu birliğini o kendisine özgü, orijinal, mantıkî, edebî ve delil dolu ilmî üslubuyla anlatır. Bir konunun diğer bazı konular arasında ilk etapta görülmeyecek kadar gizlenip yayılması hususunun şiirde de görüldüğünü vurgular.[134] Draz, Kur'ân sûrelerindeki konu birliğinin mantığını, felsefesini ve delillerini, anlattıktan sonra el-Bakara süresindeki konu birliğini örnek olarak anlatır.[135] Sûrelerdeki konu birliği'ni biz de 1992 yılında henüz Draz'ın bu konudaki tezini görmeden evvel Mülk sûresine yazmış olduğumuz Adva'un alâ Sûreti'l-Mülk adlı çalışmamızda Draz'ın söylediğinin aynısı olmasa bile, ona çok yakın bir şekilde yazmıştık.[136] Draz'ın dışında çağdaş alimlerden Muhammed Reşid Rıza el-Menar'da; Fehd b. Abdurranhman er-Rumî Menhecu'l-Medreseti'l-Aliyyeti'l- Hadiseti fi't-Tefsîr'de; kısmen de Dr. Mustafa Müslim Mebahisu fi't-Tefsiri'l-Mevzu'î adlı eserinde kimisi konu birliği ismini kullanarak kimisi kullanmayarak konuyu incelemişler. Ayrıca aşağıda isimlerini ve bu alandaki eserlerinin adlarını sıralayacağımız simalar da konu birliği mevzu'unu ele almışlar. Ne var ki, konuyu hem ele alış biçimi hem de özünün ne olduğu noktasında birbirinden farklı bir şekilde incelemişler. Hem bu farklılığa dikkati çekmek, hem de bu hususun okuyucunun zihnine daha net bir şekilde yerleşmesini temin etmek için kısmen detaylı olarak bu mevzuyu nasıl işlediklerine ışık tutmaya çalıştım. Bu simaların hepsi de eserlerinde honu birliği'ni müstakil bir başlık altında incelemişler. O simalar şunlardır: 1- Dr. Abdullah Şehhate Ulumu'l-Kur'ân adlı çalışmasında sûrelerde konu birliği adlı bir başlıkta Draz’dan bazı nakillerde bulunur. Sonra el-Bakara sûresinden el-Enfal sûresine kadar olan ve es-Seb'u't-Tıvâl adıyla bilinen yedi uzun sûrenin ana konularını konu birligi çerçevesinde tesbite çalışır.[137] Ancak, Şehhate'nin çalışmasında şu iki husus dikkatimizi çekmektedir: a-) Konu birliği tezinin yeteri kadar ispatını ve mantıkî argümanlarla temellendirmesini yapmadan, aceleci bir tavırla yukarıda anılan sûrelerde konu birliği tesbitine geçmiştir. Söz konusu mevzuyla ilgili Draz’dan yaptığı alıntılar az olduğu için doyurucu değildir. Halbuki, böylesine önemli ve ilginç bir mevzuun mutlaka yeteri kadar ispatlanması gerekirdi. b-) Sûrelerde tesbit ettiği konuların sayısında bize göre şişkinlik vardır. Dolayısıyla hedeflenen konu birliği dağılmış olmaktadır. Meselâ: en-Nisa sûresi için on konu tesbit eder.[138] Oysa bu konuları açıp, sayısını çoğaltarak birliği dağıtmaktansa, şu üç ana konu altında toplamak daha uygun olurdu: Akaid, Ahkam ve ehl-i kitabın durumu.[139] Ayrıca konunun işlenmesinde bir dağınıklık da göze çarpmaktadır. 2- Halid el-Akk el-Furkan ve'l-Kur'ân adlı eserinde, Beşinci bahis Kur'ân'ın yüceliği ve konu birliği adıyla bir başlık koymuş. Ancak ne ilginçtir ki, yazar yedi sayfalık olan bu başlığın muhtevasında Kur'ân'da konu birliği'ne tek kelime ile değinmemiştir.[140] 3- Abdülkadir Ata da Kur'ân Yüceliği ve Konu Birliği adı ile bir başlık atmış. Ata burada Kur'ân'nın tümünün bazı temel kavramları ispatlamaya yönelik olduğunu söyler. Bu kavramlar ise: kulluk, insanların haşre gönderilmesi, Allah'ın varlığı, insan hürriyeti, kölelik ve adalet vb....dir.”[141] Abdülkadir Ata'ya göre Kur'ân'da geçen tüm konular, insanın bir fakir kul olduğunu ancak, Allah'ın ona hürriyeti bahşettiği hususunu ispata yöneliktir.[142] Ata, konu birliği denince Kur'ân'ın yukarıda geçen konuları birbirlerini ispatlayıcı ve destekleyici bir şekilde anlatması hususunu anlamaktadır. Hatta o, bu temel kavramların tümünün de adalet konusunu ispata yönelik olduğu iddiasındadır.[143] Buna göre Ata'nın sunmaya çalıştığı Konu Birliği ayrı; Dr. Draz'ın ileri sürdüğü konu birliği ayrı; Mahmud Hicazî’nin konu birliği ayrıdır. Her üçü de Kur'ân'ın yüceliğini ispatlamaktadır. Ancak Ata'nın ileri sürdüğü birlikte, zorlama açıktır. Ayrıca o, oryantalistlerin eleştirilerine fazla cevap vermez. 4- Zahir b. Avvad el-Elma'î, konulu tefsir alanında yazdığı Dirasatün fi't-Tefsiri'l-Mavdu'î li’l-Kur'âni’l-Kerim adlı çalışmasında konu birliği mevzuuna değinmektedir. Riyad’lı yazar, çalışmasında Draz’dan alıntı yaparak önce mevzuyu sûre içindeki konu birliği çerçevesinde inceler. Bu cümleden olarak es-Seb'u't-Tıval, et-Tevbe, Yusuf, el-Kehf ve en-Nur sûrelerinin konu birliğini kaydeder.[144] Ancak kanaatimizce Riyad'h yazar, sûrenin konu birliğini tesbitte Şehhate'den daha başarılı görünmektedir. Çünkü o, el-En'am sûresinin konularını ustalıkla beşe indirmiştir (tevhid, nübüvvet, haşr, kıssa ve ahlak).[145] Oysa Şehhate'nin en-Nisa sûresinin konularını ona çıkardığı daha önce belirtilmişti. Ne var ki, el-En'am sûresinin konularını daha da azaltarak daha fazla birlik sağlamak mümkündür: Akide, tarih ve ahkam şeklinde. Görülen şu ki, Draz'dan sonra gelen hiç birisi bu hususta Draz kadar başarılı olamamıştır. Görebildiğimiz kadarıyla kitaplarının bir bölümünde konu birliğini inceleyenler bunlardır. Konu birliği alanına tahsis edilmiş bir eser temin edebildik. Şimdi onu tanıtmaya çalışalım.[146] [125] Dıraz, Muhammed Abdullah, en-Nebeü'l-Azım, Beyrut, 1970, s.145. [126] Konuların bu şekilde işlendiğini anlamak için bkz. el-Mevdudi, Ebu'l-Ala, Tefhimu'l-Kur'ân çev. heyet, İst. I, 2-3. [127] Bkz. el-Elma’i, Zahir b Avvad, Dirasatün fi't-Tefsiri'l-Mevdu'li'l-Kur'âni'l-Kerim, Riyad 1405 H.: 5.113. [128] Bkz Dıraz, en-Nebe', s. 159 [129] Kur'ân sûrelerinin konu birliğini genişçe "Edvâ'un Ala süreti'l-Mülk" adlı çalışmamızda işledik. Bkz. Çiçek, M. Halil, Advâu'n Ala süreti'l-Mülk, İst, 1994, s. 27-32 [130] Şehhate, s. 307 [131] Bkz. Muhammed Reşid Rıza, el- Menar, Daru'l-Ma'rife, Beyrut, trsz. VII, 288-289. [132] Bkz. Fehd b. Abdurrahman er-Rumî, Menhecu'l-Medreseti'l-Akliyyeti'i-Hadise fi't-Tefsir, er Riyad,1983,1.222-232. [133] Bkz. Dıraz, en-Nebe' s.142-163; el-Medhal ile'l-Kur'âni'l-Kerim, Kuveyt, 1984, s. 118-124 [134] A.g.e., 143-145 [135] A.g.e., 163-211, [136] Bkz. Çiçek, a.g.e., s.27-32 [137] Bkz. Şehhate, a.g.e., s. 313-322 [138] Bkz.a.g.e. s.317 [139] Bkz. Çiçek, a.g.e., s. 28-29 [140] Bkz. el-Akk, Halid Abdurrahman, el-Furkan ve'l-Kur'ân, Beyrut 1992, s.174-180. [141] Bkz. Ala, Abdülkadir, Azametu'l-Kur'ân, Beyrut, 1984, s. 109-117 [142] A.g.e.,s. 110. [143] A.g.e.,s. 118. [144] Bkz. el-Elmaî, a.g.e., s.114-152. [145] Bkz.a.g.e., s.132-134. [146] Doç. Dr. Halil Çiçek, 20. Asırda Kur’an İlimleri Çalışmaları, Timaş Yayınları: 59-64. |