๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran İlimleri Çalışmaları => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 13 Mayıs 2011, 15:26:13



Konu Başlığı: İlmî bir disiplin olarak icazın ortaya çıkışı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Mayıs 2011, 15:26:13
C- İlmî Bir Disiplin Olarak İ'cazın Ortaya Çıkışı:


Şimdiye kadar anlattığımız i'cazın pratik yönüyle ilgilidir. İ’cazın teorik (ilmî disiplin) yönüne gelince Kur'ân'ın İçinde nazil olduğu sahabe toplumu zevkleriyle ve dildeki ustalıklarıyla insanlığın Kur'ân'ın bir benzerini getiremeyeceklerini gayet iyi biliyorlardı. Ancak bunu, bir kısım teorik ilmî bilgilerle izah ederek bilimsel kurallarla formüle etmiyorlardı.

Yahudi Lebid b. el-Asam Kur'ân'ın Tevrat gibi mahluk olduğunu söyledi. Yeğeni Talut bunu kendisinden alıp yaymaya çalıştı. Bennaniye fırkasının kurucusu Bennan b. Sem'an (ö.?) da bunu biraz daha yaydı. Sonra el-Ca'd b. Dirhem (ö.124/742) geldi ve Kur'ân'ın bir benzerinin getirilebileceğini ileri sürdü.[388] Böylece Kur'ân hakkındaki ilk menfi sözler tarih sahnesine çıkmış oluyordu.[389]

Kur'ân hakkında ileri sürülen bu menfi sözlerin dolaştığı sıralar­da Mu'tezile ekolünün kurucularından Vasıl b. Ata (131/748)[390] ilk defa i'cazla ilgili sarfe görüşünü ortaya attı.[391] Her ne kadar o zamânâ dek Kur'ân'ın i'cazı biliniyor idi ise de; ancak alimler i'cazın se­bebinin ne olduğu hususunda bir şey ortaya koymuş değillerdi. Vasil b. Ata bu sarfe görüşüyle Kur'ân'ın haddi zatında muciz olmadığını ancak Allah'ın insanları Kur'ân'ın bir benzerini getirmekten alıkoymasıyla muciz olduğunu söyledi.[392] Diğer bir ifade ile insanlar Kur'ân'a bir benzer getirebilirlerdi. Ancak Allah, bunu yapabilme gücünü kendilerinden almıştır.[393]

Daha sonra mu'tezileden en-Nazzam (ö. 231/845) bu görüşe sa­hip çıktı.[394] Zaten o, bu görüşüyle bilinir. Sarfe görüşünün yayılma­sıyla artık alimler Kur'ân i'caz'ının ilmî kurallarını, yönlerini ve de­lillerini ortaya koymaya çalıştılar. Sarfe görüşünü ilk reddeden en-Nezzam'in talebesi el-Cahız (ö. 255/869)'dır.[395] Günümüze ulaşma­mış Nazmu'l-Kur'ân adlı eserinde i'cazın ilmî yönlerini, i’cazın açıklanmasında hareket nortası olabilecek hazf, takdim ve icaz v.b. pren­sipleri temellendirir[396] ve Kur'ân üslubunun eşsiz olduğunu örnek­lerle izah eder.[397]

el-Cahız'dan sonra gelen edebiyatçılar; Kur'ân'ın eşsiz mânâlarını ve ince icaz sırlarını ortaya çıkarmak için el-Cahız'ın yolunu izleye­rek, Kur'ân nazmına dair "Nazmu'l-Kur'ân" adı altında bazı kitaplar telif ettiler. Bunların arasında Ebu Bekir b. Abdillah b. Ebi Davud es-Sicistanî (ö. 316/928), Ebu Zeyd Ahmed b. Süleyman el-Belhî (ö. 322/934) ve Ebubekir Ahmed b. Ali el-İhşid (ö. 326/938) sayılabilir.

el-Cahız'dan sonra gelen alimler i'caz vecihlerini ve Kur'ân nazmının eşsizliğini muhtelif çalışmalarında incelediler. Hem mute­zileden hem de ehli sünnet alimlerinden birçok kimse Kur'ân i'cazını müstakil olarak ele alan eserler yazdılar.[398]

İcazu'l-Kur'ân adıyla yazılan ilk müstakil eser bize ulaşmaya Ebu Abdillah Muhammed b.Yez'ıd el-Vasitî (ö.306/918)'nin İ'cazu'l-Kur'ân'il-Beyan adlı eseridir. Kaynaklar Abdülkahir el-Cürcani (ö.471/1078)'nin Vasıtî'nin kitabına biri el-Mu'tadad adında büyük ve diğeri ondan küçük iki şerh yazdığını kayd ediyorlar.[399] Daha sonra mutezileden olan er-Rummanî (ö.384/994), el-Hattabî (ö.388/998), el-Bakillanî (ö.403/1012), Abdülkahir el-Cürcanî, Fahreddin er-Razî (ö.606/1209), İbnu Ebi'l-İsba' (ö.654/1256), er-Revyanî (ö.?), ez-Zemelkanî (ö.727/1327) ve es- Suyutî (ö. 911/1505) Kur'ân'ın icazı sahasında eserler yazdılar.[400]

O günden bu güne dek Kur'ân icazı sahasında eserler verilmeye devam edilmektedir. Devam edildikçe de i'cazının daha değişik bo­yutları ortaya çıkmaktadır. İ'cazın tarihçesini kısaca verdikten sonra şimdi i'caz'ın vecihleri­ni de kısaca sunmaya çalışacağız.[401]



[388] Mustafa Sadık er-Rafii, İ'cazul-Kur'ân, Mısır, 1965, s. 160-161

[389] A.g.e., s. 160,

[390] Muhammed Ebu Zehra, Tarihu'l-Mezahibi'l-İslamiyye, bas. y.y. 1989, s. 124; Mes'ud b. Ömer et-Taftazâni, Şerhu'l-Akaid, İst. 1307 H., s. 8.

[391] Mustafa Müslim, Mebahisu fi İ'cazi'l-Kur'ân, Beyrut, 1988, s. 40

[392] A.y., Sarfe'nin mantıki izahı için bkz. Hamd b. Muhammed el-Hattabî, el-Beyan fi İ'cazi'l-Kur'ân, Kahire, trsz, s. 22. Sade görüşünü hareretle savunanlardan biri İbnu Hazm'dir. İbnu Hazrn Kur'an’ın i'cazının belagatında olduğunu söyleyenleri alaya alıyor. Nerde ise takfir edecek kadar aşağılıyor. Bkz. Ali b. Ahmed b. Hazm, el-Fisal fi'l-Mileli ve'l-Ehvai ve'n-Nihal, Beyrut, 1975, III. 17-19

[393] Zerzür, a.g.e., s. 230; bkz. er-Rafii, a.g.e., s. 162

[394] Mustafa Müslim, a.g.e., s. 40

[395] Mustafa Müslim, a.g.e., s. 40

[396] Mustafa Müslim, a.g.e., s. 40

[397] Bkz. es-Salih, a.g.e., s. 313.

[398] Mustafa Muslim, a.g.e., s. 40

[399] Mustafa Çelebi, Keşfu'z-Zunûn an Aseme'l-Kutubi ve'1-Funun, İstanbul, 1971, I. 120; es-Salih, a.g.e, s. 314; er-Rafii a.g.e., s. 170-171

el-Cürcani'nin eserinin ismi er-Risaletu's-Şafiiye'dir. el-Cürcani'nin bu risalesi, er-Rummani'nin en-Nükketu fi İ'cazu'l-Kur'ân'ı ve el-Hattabi'nin el-Beyanu fi İ'cazı'l-Kur'ân üçü bir arada Muhammed Hamidullah ve Dr Muhammed Zağlül Selam'ın tahkikiyle Kahire'de Daru'l-maarif yayınları tarafın­dan trs.yayınlanmıştır. H. Çiçek

[400] Katip Çelebi, a.g.e., I. 120

[401] Doç. Dr. Halil Çiçek, 20. Asırda Kur’an İlimleri Çalışmaları, Timaş Yayınları: 168-171.