๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran İlimleri Çalışmaları => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mayıs 2011, 15:34:44



Konu Başlığı: Cemaleddin el Kasımi mehasinut tevil
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mayıs 2011, 15:34:44
1- Cemaleddin el-Kasımi-Mehasinu't-Te'vil:


Tefsir kaidelerine dair önemli bir temhid adlı bir girişle Kur'ân'ı tefsir etmede gerekli olan temel bilgileri onbir gruba ayırarak, ilk yedi bilgi grubunu şöyle sıralar: Tefsirin temel kaynakları, sahih, tef­sir, selefin ihtilafının faydalı oluşu, nüzul sebebi, nasih mensuh, şaz kıraetler, Peygamberlerin kıssaları ile İsrailiyyatla istişhadın durumu.

Müellif bu yedinci bilgi grubundan sonra bir fasılda Kur'ân'ın za­hiri ve batini mânâlarının olduğuna dair yaygın görüşün kritiğini yapar. Kısaca o, Batıni mânânın tasavvufçuların anladığı Batıni mâ­nâ olmadığını vurgulamaya çalışır.[514] Zahiri mânâdan maksat, Arap dil gramer kurallarına uygun anlaşılan kulluk ve hidâyet gibi mânâ­lar olduğunu; Batıni mânânın ise, Kur'ân'ın nüzul gayesini gerçek­leştirmeye yönelik durumlar olduğunu söyler. [515]

Müfessir 8. kaide ismi altında sunmuş olduğu bilgileri şöyle kategorize eder: Arap diline uygun anlaşılmayan hiçbir mânâ, Kur'ân ilimleri ile ilişkili değildir. Bu kaideden sonra Dört fasıl açar. Birinci fasılda Batınî mânânın, hitaptan anlaşılan mânâ olduğunu söyler, ikinci fasılda bazı problemli tefsir şekillerine değinir. Burada hurufu mukatta'a'nın tefsirlerinde İbnu Abbas'tan gelen bazı rivayetleri gâyet ilmî ve mantıkî delillerle reddeder.[516] '' Ayrıca geriye kalan iki fa­sılda da Sehl et-Tusterî’den bazı âyetler ile ilgili işarı tefsirleri nakle­dip çürütmeye çalışır.[517]

Müfessir, dokuzuncu bilgi grubunda şeriatin, okuma yazma bil­meyen bir topluluğa indirildiği dolayısıyla onu anlamada Kur'ân'ın kendi dilleriyle nazil olan Arapların alışık oldukları mânâlardan ay­rılmamanın gerekliliğini anlatır. Burada yine yedi başlık açar. Sıra­sıyla Arapların önem verdikleri ilimleri, şeriatın ümmi bir topluluğa gelişini, onu anlamada ümmilerin anladığı mânâya uymanın gerekli­liğini, hitapta dağınık mânâlara önem vermenin en büyük hedef ol­duğunu, sahabenin icmaları olduğu zaman beyanlarının hüccet ol­duğunu, Kur'ân'ın üçüncü şahıstan/topluluktan aktardığı bir şeyi kendisi iptal etmemişse doğru olduğunu ve son olarak, Kur'ân kıssalarından gaye, şahıs veya kavimlerin tarihini anlatmak olmadığını kaydeder.

Müfessir onuncu bir temel bilgi grubunda Kur'ân'daki terğib (müjdeleme) ve terhibi (korkutma) ele alır. Bu kaideden sonra da, onbir başlık açarak şu hususlara değinir: Kur'ân'daki hükümlerin çoğunun külli oluşu, Kur'ân'da herşeyin izahı, Kur'ân'a nisbet edi­len ilimler. (Burada hangi bilgilerin Kur'ân'ın anlaşılması için gerek­li olduğunu izah eder.) Medenî sûrelerin anlaşılma uğrunda Mekkî sûrelere bağlı olduğunu, sünnetin tefsirdeki yeri, tefsirde itidalin korunması, Kur'ân'ı anlamada itimad edilen kural, Kur'ân'ın tefsi­rinde şahsi görüşün yeri, şer'i delillerin akla ters olmayışı, sünnetin yerinin kitaptan sonra oluşu ve son olarak sünnetin kitaptaki müc­mel ifadeleri açıklaması.

Müfessir onbirinci bilgi grubunda Kur'ân'da mecazın olup olma­dığını inceler. Sonra şu konulara yer verir: Bazı islamî İstılahların semantiğine ilişkin görüşler, Kur'ân'ın genel hedefleri ve tefsir çeşit­leri,[518] Kur'ân'daki tekrarların sırrı, tefsirin hükümleri ve çeşitleri,

Musa-Firavun kıssası'nın tekrarının sırrı, Kur'ân'ın inişindeki ilahî hikmet, Kur'ân üslûbunun güzelliği, Nebevi dönemde Kur'ân'ın ye­di kıraatla okunabilme ruhsatı, "Kur'ân yedi harf üzere nazil olmuş­tur" hadisinde geçen "yedi" ve "harf" kelimelerinin mânâları, Hz. Osman'ın cem’ ederken sadece mütevatir olanı cem' edişi, bir harfin ref veya nasbla okunmasındaki ihtilafın "ahrufu seb'a" kapsamına girmeyişi, meşhur kıraat imamlarının kıraatlarının yeterli olduğu, İlmî otoritelerden gelen kıraetlerin Osman'ın mushafına uygunluğu, Osman'ın mushafının hattına muhalif sayılmayan kıraetler, kıraetle­rin dil kurallarına değil sağlam nakle dayandığı, kıraetlerin rivayete değil içtihada dayandığını iddia edenler, yedi kıraet imamlarının se­netlerinin mütevatir veya ahad oluşu, şaz kıraatlarının incelenmesi, Peygamber (s.a.v)'dan sıhhatli bir şekilde nakledilen kıraetleri kabul etmenin vacip olması, fıkıhçıların ihtilafından kaynaklanan Kur'ân'ın ihtilafı, kıraetleri kişilere isnad etmenin anlamı, kıraetlerin ihtilafının çeşitleri ve sonuçları, kıraetlerin tevatürü ile ilgili görüş ve değerlendirmeler, tefsirin çeşit ve mertebelerinin hülasası, Kur'ân'da gelen astronomi ilminin ince meseleleri, sıfat âyetlerinin tefsirinde selefin görüşünün doğru oluşu, Kur'ân'ın çeşitli delilileri ihtiva etmesi ve son olarak tefsir ilminin şerefi.[519]



[514] Bkz. Muhammed Cemaleddin el-Kasımî, Mehasinu't-Tev'il, Beyrut, 1978  l, 51-62

[515] Muhammed Cemaleddin el-Kasımî, Mehasinu't-Tev'il, Beyrut, 1978  I,56-58

[516] Muhammed Cemaleddin el-Kasımî, Mehasinu't-Tev'il, Beyrut, 1978  I, 69-70

[517] Muhammed Cemaleddin el-Kasımî, Mehasinu't-Tev'il, Beyrut, 1978  I, 71-77

[518] Müfessir her nekadar tefsir çeşitleri başlığını kullanmış ise de, ancak bu başlık altında böyle bir bil­giye rastlamadık.  H. Çiçek.

[519] Doç. Dr. Halil Çiçek, 20. Asırda Kur’an İlimleri Çalışmaları, Timaş Yayınları: 206-208.