> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran-ı Kerim Ayetleri > Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran  (Okunma Sayısı 1161 defa)
15 Eylül 2010, 16:41:59
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 15 Eylül 2010, 16:41:59 »



Milli Mücadele Yıllarında Hitabeler ve Mev´izalar Al-i İmran Suresinden


Balıkesir´de Zaganos Paşa camii şerifinde(2) Cuma günü, 6 Şubat 1336 (1920)
Meali



“Hepiniz birden Allahın bağına sımsıkı sarlıınız. Sakın aranıza ayrılık, gayrılık girmesine meydan ´bırakmayınız. Allahın hakkınızdaki nimetini düşününüz. Hani sizler, birbirinize düşmandınız. Cenabı Hak kalplerinizi birleştirdi de Onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Hani sîzler bir zaman ateş çukurunun ta kenarına kadar gelmişiniz de Cenabı Hak sizi oradan kurtarmıştı!” [1]


Tefsiri



Ey Müslüman!

Cihan alt üst olurken seyre baktın, öyle durdun da,

Bugün bir serserisin, derbedersin kendi yurdunda!

Hayat elbette hakkın... Lâkin, ettir haykırıp ihkâk;

Sağırdır kubbeler, bir ses duyar: davayı istihkak.

Bu milyarlarca davadan ki inler dağlar, enginler;

Oturmuş ağlayan âvâre bir masumu kim dinler?

Emeklerken sabi tavriyle topraklarda sen halâ;

Beşer doğrulmuş etmiş, bir de baktın cevvi istilâ:

Yanar dağlar uçurmuş gezdirir beyninde dünyanın;

Cehennemler batırmış yüzdürür kalbinde deryanın;

Deşer afaki, bir geyler sezer esrarı kudretten;

Eşer a´makı, izler keşfeder edvarı hilkatten.

Zemin mahkûmu olmuştur, zaman mahkûmu olmakta;

O, heyhat, istiyor hâkim kesilmek bu´di mutlaka!

Tabiat bin çelik bazuya sahipken, cılız bir kol

Ne kahır saltanat sürmektedir, bak bak da hayran ol!

Hayır, bir kol değil, binlerce, milyonlarca kollardır,

Yekahenk olmuş işler, çünkü birleşmekte muztardır:

Bugün ferdî mesainin bütün mahsulü bir hüsran,

Birer beyhude yaştır damlayan efradın alnından! -

Cihan artık değişmiş, infiradın yoktur imkânı,

Göçüp mamurelerden boylasan, hatta, beyabanı.

Yaşanmaz böyle tek tek, devri hazır: devri cemiyet.

Gebermek istemezsen, yoksa izmihal için niyet,

Şu vahdet tarımar olsun diyip saldırma İslama;

Uzaklaşsan da imandan, cemaatten uzaklaşma!

İşit, bir hükmü kat´î var ki istinafa yok meydan:

“Cemaatten uzaklaşmak, uzaklaşmaktır Allahtan.”

Nedir iman kadar yükselterek alçak bir ilhadı,

Perişan eylemek zaten perişan olmuş ahadı?

Nasıl yekpare milletler var etrafında bir seyr et,

Nasıl tevhidi ahenk eyliyorlar, bak da al ibret.

Gebermek istiyorsan başka... lâkin, korkarım, yandm.

Ya sen mahkûm iken, sağlık, ölüm hakkım mıdır sandın?

Zimamın hangi ellerdeyse artık onlarınsın sen;

Behimî bir tahammül varlığından en büyük hissen!

Ezilmek, inlemek, yatmak, sürünmek var ki âdettir;

Ölüm dünyada mahkûnıîne en son bir saadettir

Desen bin kere “insanım” o, kanmaz, hem niçin kansın?.

Ya sen hürriyetin, hakkın masun oldukça insansın!

Bu hürriyet, bu hak bizden bugün ahengi sa´y ister;

Değil üç dört alından, hep alınlardan boşansın ter.

Evet, biz müslümanlar cihan çalışırken, didinirken, uğraşırken, namütenahi terakkiler, namütenahi inkılaplar geçirirken uzaktan seyirci sifatiyle baktık. Bilhassa şu son senelerde başımıza bir çok felâketler yağdı. El´an çilemizi doldurmadık. Sebebi? Hep seyirci kalmamız, din işlerinde olduğu gibi, dünya işlerine karşı da bigâne durmamizdır.

Hayat, herkesin hakkıdır. Evet, Allah´ın bütün yarattıkları, hayat hakkına maliktir. O halde Allah´ın diğer mahlûkları arasında biz de yaşamakta haklıyız. Lâkin bilirsiniz ´ki haklı olmak başka, haklı çıkmak yine başkadır! Herhangi hak olursa olsun ihkak olunmadıkça (hak olarak yaşatıhnadikça) sahibine hiç bir menfaat temin etmez. Bugün hangi milletin mahkemei adaletine koşsamz elinizde kuvvetiniz varsa derdinizi duyurabilirsiniz. Yok, böyle yapmaz da ağlarsanız; onun insanlık hissine, medeniyet hissine ilticaya kalkışırsanız hüsrandan başka bir netice elde edemezsiniz, istihkak davasını yükseltebilir misin, herhangi mahkemeye gitsen haklısın. Yoksa milyonlarca, milyarlarca mahlûk:

- Yaşamak hakkımdır, bu hakkı benden kimse alamaz!..

Diye haykırıp dururken senin, tenim gibi bir miskin, bir köşede ağlamış, inlemiş, merhamet dilenmiş hiç tesiri olmaz, hatta duyulmaz. Çocuk yürümezden evvel bilirsiniz ki emekler. Biz müslümanlar da tıpkı henüz doğrulamayla, yürüyemeyen sabiler gibi yerlerde emekler dururken bir de gözümüzü açtık, gördük ki etrafımızdaki milletler göklerde uçuyorlar. Gelip çöldeki masumların tepesine ateşler yağdırıyorlar. Biz Bandırma´dan İstanbul´a kadar adam akıllı vapur işletemezken herifler bahri muhiti altından geçiyorlar. NewYorktan dalıyorlar, Hamburg´tan çıkıyorlar ki aradaki mesafe bizim vapurların ayağiylebir aylık yoldur. Berlinden uçuyorlar, Trabzona konuyorlar. Biz ise halâ yer yüzünde yürümeyi temin edemedik. Tabiat bin çelik bazuya sahipken insanın bir cılız kolu nasıl kâinata hakim oluyor? Nasıl bu kadar tabiî kuvvetleri hükmü altına alıyor? Hayır, yanlışın var. Bu kadar işleri gören bir kol değil, binlerce, milyonlarca koldur. Bunların hepsi bir araya gelmiş, teşriki mesai etmiş!*, geceli gündüzlü çalışıyorlar, uğraşıyorlar. Çünkü anlamışlar ki birleşmeseler kendilerini her taraftan kuşatan tehlikelere karşı duramıyacaklar. Demek birleşmekte zaruret var. Bu iztırar olmasaydı, birleşmeleri de mümkün olmazdı.

işte biz şimdi derdimizin başını bulduk. Başkaları zarureti görünce birleşmişler, biz ise o zarureti görmediğimiz, için bu birliği vucude getirememişiz, yahut gördüğümüz halde birliği temin etmek cihetine yanaşmamışız. Bugünkü hayatın, maişetin, bugünkü ihti­yaçların aldığı tarz itibariyle bir insan tek basma bir iş göremiyor Bütün işler şirketler, cemiyetler, millet´* tarafından meydana getiriliyor. Ne fabrikalar, ne demir yollrı ne vapurlar, ne limanlar, ne hastahaneler, ne camiler, ne mekteper, ne ticarethaneler, ne de din ve vatanı müdafaa edecek toplar, tüfekler, cephaneler..´ elhasıl hiç bir şey ferdin sayı ile, yani tek başına çahşmasıyle kabil olamıyor. Bugün hayat öyle bir şekil almış ki tek başına çalışan bir adamın alnından damlayan terler, tıpkı göz yaşı gibi dökülüp gidiyor, hiç bir fayda temin etmiyor, ne zaman bir yere gelmiş binlerce alın birden terlerse, işte o vakit bu sa´yin yer yüzünde bir esen, bir izi görülebiliyor.

Madem ki tek başına sarf olunan itfsainin kıymeti yoktur, biz de aramızda vahdeti temin ederek topluca çalışmaya koyulmalıyız. Cemaatsiz yaşamaya, cemaatten ayrılmaya gelmez, cemaati İslâmiyenin çokluk sağlaması için çalışmalıyız Ufak sebeplerle birbirine küsmemeli. Biliyorsunuz ki yabancılar asirlardanberi tefrika tohumlarını aramıza serptiler. Bir hayli de mahsul aldılar. Biz gözümüzü açsaydık bugün altında inim inim inlediğimiz şu felâketleri elbette görmeyecektik. Her ne ise geçmişe esefin faydası yoktur. Maziden yalnız ibret alınır. Eğer müslümanlar yaşamak istiyorlarsa cemaat arasında nifaka, şikaka, dargınlığa, küskünlüğe, ayrılığa, gayrıhğa meydan açabilecek en ufak sözlerden, en ehemmiyetsiz görünen hareketlerden bile çekinmelidirler. Yok, yaşamak istemezlerse ona diyecek yok. Ancak bu hal ile insan gibi yaşamak elde olmadığı gibi yaşamamak ta elde değildir. Çünkü biz maazallah hakkı hayatımızı kaybettiğimiz gün mahkûmiyet felâketine düşeriz ki bizi tahakkümleri altına alanların nazarında hayvandan farkımız kalmaz. Hayvan gibi bizi kendi hesaplarına işletirler, sırtımızdan menfaatlerini temin ederler. Dünyanın yedi iklim dört köşesinden sürü sürü, ordu ordu getirilmiş, renk renk mahkûm milletlerin ne halde bulunduklarını gözümüzle gördük. Maazallah sonra biz de onlar gibi oluruz. Biz sığırlarımızı, beygirlerimizi nasıl kul

Acaba biz müslümanlar niçin bu hale düştük? Bunun illetini ben şöyle görüyorum: Doğduğumuz günden itibaren babalarımız, analarımız, hocalarımız, siyasîlerimiz, ediblerimiz şairlerimiz, muharrirlerimiz bize istikbal için ümid verecek bir şey söylemediler. Ben çocukluğumdanberi:

“Biz yaşamayız. Avrupalılar terakki eylemiş. Siz çok fena günler göreceksiniz!..

Nakaratından başka bir şey işitmedim.

“Çocuklar, siz geceli gündüzlü çalışınız ki bu memleket kurtulsun...

Diye bizleri sa´ye, mücahedeye sevk edecekleri yerde rast gelen adam ruhlarımıza, kalplerimize yeis mayası aşıladı. Garbin terakkilerinden bahsederlerken diyeceklerdi ki:

“Evlâtlar, görüyorsunuz ya, Avrupalılarla bizim aramızda çok mesafe var. Bu mesafeyi telafi edecek süratte çalışınız. Yoksa daha geride kalır, mahvolursunuz. Sakın azminize fütur getirmeyiniz...

Evet, böyle diyeceklerdi. Lâkin demediler. Bilâkis yüz binlerce halk bu devletin batacağına kail idi. Bir taraftan Avrupalıların terakkileri gözlerimizi kamaştırdı. Diğer tarafdan muhitimizin bu gibi makûs telkinleri sinirlerimizi uyuşturdu. Onun için ileri gide­medik. Halâ o yeis ruhlarımızda hükümrandır. Biz Kitabullahı hiç düşünmedik. O Kitabullah ki bir çok âyet-i celîlesiyle ümmeti İslâmiyeyi yeisden, azim sizlikten sakınmağa davet ediyor.

Estaizubillâh (ya beniyyezhebû fetehassısû min Yûsufe ve ehıhi vela teyesü min rayhi-llahi innehû la yeyesû min ravhi-llahi illel kavmul kâfirun) yani. “Oğullarım, gidiniz, Yusufla kardeşini araştırınız, sakın Allanın inayetinden ümidinizi kesmeyiniz. Zira şunu iyi biliniz ki kâfirlerden başkası Allahın inayetinden ümidini kesmez.”

Demek ki bir müslüman için Allahın inayetinden, merhametinden ümidi kesmek küfürdür.

Sonra surei Hicirde (Kale ve men yaknatu min rahmati rabbihi ille-d-dallun) buyuruluyor. Bu Âyet-i kerîme Hazreti İbrahim’in lisanından varid olmuştur. Melekler:...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran
« Posted on: 29 Mart 2024, 17:22:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran rüya tabiri,Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran mekke canlı, Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran kabe canlı yayın, Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran Üç boyutlu kuran oku Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran kuran ı kerim, Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran peygamber kıssaları,Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmran ilitam ders soruları, Milli Mücadelede Mevizalar Ali İmranönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes