> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran-ı Kerim Ayetleri > Koleraya Dair
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Koleraya Dair  (Okunma Sayısı 817 defa)
15 Eylül 2010, 13:38:39
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 15 Eylül 2010, 13:38:39 »



Koleraya Dair


Aldığımız mektupların birinde deniyor kî:

“Bir zamanlar memlekete kolera gibi, veba gibi salgın bir hastalık gelince, fedakârlık yapılarak, para ile hafızlar tutulur ve memleketin etrafı devir ettirilirdi, bugün İstanbulda, civar vilâyetlerde koleradan epeyce telefat olduğu rivayet ediliyorken, hiç öyle bir teşebbüste bulunmak kimsenin aklına gelmiyor. Sıratı Müstakim hükümete bu eski, fakat dindarâne usûlü ihya etmesini tavsiyede bulunsa, büyük bir hayır işlemiş olacak...”

Evet, böyle bir eski usul vardı. Lâkin hiç bir vakit dindarâne değil idi! Hükûmet-i sabıka mevkiini tahkim için, millete savlet eden felâketlerden bile istifade etmek isterdi, yoksa sarî hastalıklara karşı nizamatı sıhhiyeyi tamamiyle tatbikten başka bir tedbir olamayacağını pek âlâ bilirdi.

yüksek sesle tilâvet edilen Buharîler hastalığı def etmek için değil, sadedil halkın hissiyat-i dîniyesini okşayarak huluskâr bir padişaha ihlâs celb etmek için idi. Yoksa bir taraftan ta Rusya hududundaki koleranın gölgesinden ürkerek, saraymda en sıkı tedabirî tahahhuziyeyi [65] ifa ettiren; diğer taraftan külhanlar dolusu kütüb-i diniyeyi [66] cayır cayır yaktıran adamın Buharilere, Salatu selâmlara zerre kadar ehemmiyet vermiyeceğini azıcık düşünenler pek kolay kestirebilirdi.

îyice bilmeliyiz ki, gerek münferid gerek sari ne kadar hastalık varsa, izalesi için tababetin tavsiye edeceği tehaffuzi, şifai teda-birden başka yapılacak bir şey yoktur. Esasen bir köylünün bile yakinen bilmesi icab eden bu basit hakikat, bizi ötedenberi pek çok aldattıkları için, hâlâ olanca vuzuhiyle gözümüze çarpamıyor!

islâm dininin tababete ne büyük bir mevki verdiğini hepimiz biliyoruz da, sonra iki üç riyakârın sözü ile yine o dine istinad ederek en celi hakîkatîara karşı igmaz-ı ayın [67] ediyoruz.

Hasreti Peygamber “Cenabı Hak hiç bir hastalık vermemiştir ki devasını da vermiş olmasın. O halde o devayı aramalısınız” buyuruyor. Fakat o devanın dua kitaplarında aranması lâzım geleceği gibi bir işaret yahut bir tasrih ise, asla vaki olmamıştır.

Ne hacet. Suret-i katiyede tahrim ettiği garabı hazık bir tabi-nin sözü üzerine tahlil eden:[68] tababeti alelade sanatlar derecesinde tutmak şöyle dursun, tahsili farzı kifayedir, diyen bir dini semavî nasıl olur da etibbanın vazifesine müdahale eder?

Eazım-i eslâfın tercüme-i hallerini, eserlerini okurken pek çoklarının tabib olduklarını, zamanlarındaki terakkıyat-ı tıbbiyeyi tamamiyle ihata etmiş bulunduklarını görmüyor muyuz? Hükemay-ı islâmdan tababetle uğraşan, yalnız îbni Sina ile Ebu Bekir Razı de­ğildir. Pek çok ekâbiri ümmet aklın, naklin bu san´at-ı celileye verdiği mevki-i hürmeti hakkiyle takdir ederek fevkalâde çalışmışlar, bulundukları asra göre fevkalâde yararlıklar göstermişlerdir.

Bîr zamanlar tababetin okur yazar fırka için tahsili mecburî fünun sırasında bulunduğuna ise medreselerimizin ismi delâlet ediyor. Herkesçe malûm olan bu hakaik-i tekrardan maksadımız okumakla, üflemekle hastalık müdavaatına kalkışmak zannedildiği gibi dîndarâne bir usul olmadığını, bizim dinimize asla böyle bir şey sığ­mayacağını söylemektir.

Kur´an-ı kerim hastalara, ölülere okumak için nazil olmamıştır. Kur´an´daki şifa, cehelenin anladığı gibi değildir....

Fıkra meşhurdur ya: Arâbinin biri, uyuza tutulmuş develeri için hazreti Ali´den dua istemiş; müşarun ileyh de uyuza karşı, en me´sur duaların katran kadar müessir olamıyacağmı söylemiştir.

Hâzır tabiblerimiz “Koleraya karşı en nafi bir tedbiri şahsî varsa, o da yiyeceğe, içeceğe yani “himye”ye dikkatten ibarettir,” diye bağırıp dururken hâlâ bir çocuğumuz -mütevekkilen Alallah- pis boğazlıktan gen durmuyor! Doğrusu tevekkülü pek iyi anlamışız!

Allah aşkına olsun, halis din ile riyabı birbirinden ayıralım. Mahz-ı hayat olan dini islâmı cehaletimize, meskenetimize, hamakatimize bir hüccet gibi irad edip durmayalım. Dinin Özünü Kitabullahtan, sireti-i resulü hadisten alamayacaksak Kitabullah ile, sünnet-i resul ile âmil olan hakîkî müslümanları pişva ittihaz edelim.

Yoksa din ile aralarındaki mesafe budelmeşrakin olan cehele-i cemaate, yahut hazele-i ümmete uyacak olursak, koleralar, vebalar hakkımızda ayni rahmettir! [69]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Koleraya Dair
« Posted on: 19 Nisan 2024, 23:08:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Koleraya Dair rüya tabiri,Koleraya Dair mekke canlı, Koleraya Dair kabe canlı yayın, Koleraya Dair Üç boyutlu kuran oku Koleraya Dair kuran ı kerim, Koleraya Dair peygamber kıssaları,Koleraya Dair ilitam ders soruları, Koleraya Dairönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes