> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran-ı Kerim Ayetleri > İnşirah Suresi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnşirah Suresi  (Okunma Sayısı 2146 defa)
16 Eylül 2010, 20:41:50
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Eylül 2010, 20:41:50 »



İnşirah Suresi


Meali



“Biz senin göğsünü genişletmedik mi? Belini çatırdatan yükünü indirmedik mi? Sonra, ismini yükseklere çıkarmadık mı? Öyle ise bilmiş ol ki; güçlüğün yanında kolaylık var. Evet güçlüğün yanında şüphesiz, kolaylık var. Onun için mücadelenin birini bitirince birine atıl. Bir de yahuz Allah´tan iste.” [7]


Tefsîrî



İnşirah sûresi ekseriyetin kavline göre Mekkîdir. Duha sûresinin ekidir diyenler bile olmuştur.

Malûmdur ki (Şerh) açmak, genişletmek manasınadır. Göğsün büyüklüğü, vücudun kuvvetini gösterdiği için Araplarca pek makbul idi. Hakikat, geniş göğüs kalb ile ciğerin rahat rahat işlemesini temin ederek vücudu kuvvetli tutar. Kuvvetli kimse ise kendine hücum edenleri ezeceği için huzur içinde yaşar. O sebepten göğsün yarılması ferahlık, genişlik demek olur.

Aleyhisselâtü vesselam efendimiz kavmini sapıklık, küfür ve inat içinde gördükçe içi son derecede daralır, onları hangi yoldan irşat edeceğini düşünürdü. Cenab-ı Hak nebiyy-i muhteremine aramakta olduğu yolu vahiy ile gösterince; kalbindeki sıkıntı birdenbire ferahladı, göğsü genişledi.

İkinci âyetteki Vizr, maddî yük değil, manevî yüktür. Ancak ruha verdiği eza hakikî yükün vereceği yorgunluktan daha acıklı olduğu için bu kadar şiddetli bir surette tasvir buyurulmuş.

Evet; Şirk´in, vahşetin, cehaletin en sefil durumundaki bir kavmi; daha sonra diğer birçok milletler tevhide insaniyete, irfana doğru gekip götüren, onları Cehennem uçurumlarının kenarından alarak cavidanî (temiz) hayat sahasına çıkaran Resulü Ekremin göğsü ne kadar genişlemiş, arkasından ne dehşetli bir yük inmiş olacağı meydandadır.

“Ref´i zikir” den (ismini yükseklere çıkarmaktan) murad-ı ilâhî ise, şehadetlerde, ezanlarda, hutbelerde kelâmullahm birçok yerlerinde Hazreti Peygamberin Allah ile birlikte anılmasıdır. Bir isim, daha ne kadar yükselebilir?

“Güçlüğün yanında kolaylık vardır,” kavli celili yaratıcının ne büyük bir kanununa, ne kat´î bir düsturuna tercüman oluyor. “Üşür” süz (güçlüksüz) Yüsr (genişlik ve kolaylık) olmayacak; lâkin usr´ün zorluğun yanında mutlaka yüsür kolaylık bulunacak. Zemahşeri diyor ki “Âyet-i kerimede (Me´a) kelimesi irat buyurulmuş. Zira yüs´r üsr´e o kadar yakınki âdeta aralarında hiç fasıla yok, ta ikisi beraber.”

Bu hayat âleminde insanlar türlü türlü sıkıntılar çeker, türlü türlü musibetlere düşerler. Şayet ümitsizliğe düşüp çalışmayı bırakacakları için mahvolup giderler. Yok, o sıkıntıdan kurtulmak, o felâketi yenmek için uğraşırlarsa sonunda muvaffak olurlar, iş, himmeti büyük, azmi sağlam tutmaktadır. Yüs´r Usr´ün yanı başındadır, hakikatini lisanı haktan duyanlar için kemal-ı itminan ile çalışmaktan başka ne kalır? Allah´ın bu müeyyet tatmini, Kur´an´ın bu müehhet temini beşeriyet için ne kıymetli bir tesellidir!

Zaten Hakkın yardımından ümidini kesmek yeise, düşmek haramdır. Sa´ye, mücadeleye, azme sarılmak müslümanhğm ruhudur. ‘’Onlar ki bizim yolumuzda çalışıp çabalarlar, mutlaka yollarımızı bulurlar”, [8] “Allah´ın rahmetinden sakın ümidi kesmeyin. Allah´ın rahmetinden kim ümidini keser, meğer ki şaşkınlardan ola”[9] gibi daha birçok emirler, nehıyler gözümüzün önünde dururken bu ruhtan uzaklaşanlara yazıklar olsun!

Aleyhisselâtü vesselam efendimiz Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamber iken, ne kadar güçlüklere, ne kadar felâketlere maruz kaldı! Ezalar, cefalar, tehditler, ölümler içinde tek başına nasıl uğraştı! Sonradan etrafına toplanan arkadaşlarından da ne büyü“Onlar k fedakârlıklar gördü! Lâkin o muvakkat Usr ne sürekli bir Yüsr´e inkilâp etti!

Mücahedenin birini bitirince birine atıl” mealindeki âyet-i kerime ile Allahü zülcelâl Resulü güzinine diyor ki:

Madem Usr´un sonu Yüsr´dür; gerek kendine, gerek ümmetine faydalı olacak ibadetinden, mücahedelerinden birini bitirince diğerine atıl, bu uğurda yorul. Zira bu yorgunluk rahatın ta kendisidir [10]. Peygamber efendimiz bu sûreyi ilk okuduğu sırada, dünya sapıklık içinde yüzüyor, ahlâksızlık ortalığı sarmış bulunuyordu. Hele Peygamber efendimizin içinde yaşadığı muhit, bir bataklıktan farksızdı. Çünkü bu muhit içinde yaşayan cemiyet, fazilete düşmandı. Bu cemiyetin fertleri, fazileti boğmak için birbiriyle yarışa girmiş gibi idiler. Onun için cemiyet iffet, nezahet, fazilet namına ne varsa, hepsini hor gören, mukaddesat namına bir şey tanımayan sefil bir cemiyetti. Fıtratın ana olarak yarattığı kadın, bu cemiyetin içinde, yalnız bir zevk ve sefahet vasıtası idi. Kumar âfeti, bu cemiyeti kasıp kavuruyordu. O kadar ki, cemiyetin taptığı ilâhlar bile birer kumarbazdılar. Çünkü vazifeleri talihten haber vermekti. Bu haberi vermekte isabet ederlerse saygı, isabet etmezlerse hakaret görürlerdi.

Bu cemiyet ticareti ihtikâr, serveti İnhisar haline getirmişti. Yüreği katılaşmış, maneviyatı maddeleşmiş, ruhu taş kesilmiş bir cemiyetti. Taptığı taşlar, ruhunun da taşlaştığını açığa vuran en büyük belirti idi. Maddeyi her şeyden üstün tutan ve onun karşısında eğilen, tapman, onun şerefine kurban kesen bir insanın taş yürekli olduğunu ispat için başka bir delil aramağa ihtiyaç var mı ki?

Put, ister altından ister bakırdan dökülsün, ister taşlardan veya ağaçlardan yontulsun, ona tapanların; o maddeyi bütün varlıklarına hâkim kıldıklarını ve ondan üstün bir şey tanımadıklarını göstermiş olmaz mı? Fakat yüreklerin ve ruhların taşlaşmış olduğunu gösteren putperestliğin hâkimiyeti de, mutlak değildi. Çünkü bu putlara tapanlar, muratlarına ermezlerse ve putların müdahalesiyle "bir talihsizlikten kurtulmazlarsa, bu putlara saldırmaktan geri kalım yor ve bir putu bırakıp başkasına bağlanıyorlardı.

Muhitin kendi mukaddesatına karşı saygısı da bu merkezde idi. Peygamber efendimiz, bu seviyede olan insan topluluğu arasında zuhur etti. Bunların haline baktıkça, bu vahşî kitlelerden bir insan cemiyeti çıkarmaktan, ara sıra ümidim kesiyor ve göğsü daralıyor-du. Fakat göğsünün daralmasına rağmen bir tek adamı yola getirmek ve tek tek adamlardan bîr cemiyet, hattâ küçük bir cemaat kurmak bile onun göğsünü açıyor, ona istikbal hesabına büyük ümitler veriyordu.

Göğsünün bu şekilde açılmasını kime borçlu idi? O´na, o geniş göğsü veren Rabbma. însanları tek tek yola getirerek, terbiye ederek, yığın yığın kümeleri irşat etmeğe girişmek, insan kudretinin dayanamıyacağı yükü sırtlanmaktı. Bu yük o kadar ağırdı ki, Peygamberlerin bile belini patırdatıyordu. Çünkü yapılacak iş, biter tükenir bir iş değil: Bir cemiyeti tek tek hidayete erdirmek, hidayetin aydınlığına kavuşturmak; her ferdin gönlünde bir hidayet kaynağı fışkırtmak için bir insanın ömrü değil, nesillerin ömrü bile kâfi gelemezdi. Bunu düşünen Peygamberin göğüs darlığına uğramamasına imkân mı vardı? Çünkü manzara korkunçtu, milyon insan, ne zaman ve nasıl yola gelecekti?

Bizim gibi bir beşer olan Peygamber böyle nü düşünüyor, bu yüzden üzülüyor ve göğüs darlığına mı uğruyordu?

Mevlâ, onun göğüs darlığını ferahlığa çevirecek, onun sırtına milyon milyon yüklenen yükü, sırtından kaldıracaktı. Çünkü onun sesi gök gürlemesî gibi ufuklarda gürleyecek, insanlar küme küme onun sesiyle uyanacak, ufuklarda doğan yeni güneşle aydınlanacak ve bu güneşin feyziyle gönüller yeni bir bahara kavuşacak, yeni bir hayat yaşayacak!

Peygamber asla üzülmemeliydi, O´nun göğsü daralmamalıydı Çünkü harikulade bir kudretin feyyaz eli, onun göğsünü açtığı gibi sayısız insanların da göğsünü açacak ve bu açılan göğüslerde hidayet aydınlığı parlayacaktı.

Peygamber, insanları tek tek irşat etmeği altından kalkılmaz bir yük sayarak, bu yükün altında esilmek ihtimalinden mi endişe edecekti? Asla endişe etmesin. Çünkü onun şahsında yasayan iman ve ahlâk örneği, çarçabuk sevilecek ve sevildikçe herkes ona imrenecek, herkes onu özleyecek, yavaş yavaş o büyük mesuliyet yükü, O´nun sırtından inerek mü´minlerin vicdanında yer alacak, bu sayede bütün güçlükler ortadan kalkacak, insanlığın maneviyatında doğan yeni hidayet güneşi sayesinde dünya, başka bir dünya olacak ve Peygamberin nam ve gam yükseldikçe yükselecek bütün dünyayı kaplayacaktı...

Peygamberin göğsü daraldıysa da asla yeise kapılmadı ve vazifesini başara başara göğsü açıldı. Peygamber belini çatırdatan yükler taşıdıysa da bu yükleri sırtından atmayı düşünmedi, balki her şeye dayandı ve Allah´ın yardımiyle o yüklerin altından kalktı.

Vazifeyi başarmanın, yükünü kaldırmanın hakkı olarak adı yükseldi ve asırlar geçtikçe şahikadan şahikaya erişti.

Göğsü daraltan, beli büken güçlüklerden sonra muhakkak ki ferahlıklar ve genişlikler vardır.

Bunaltıcı ve boğucu buhranlardan sonra, bunlara dayanmak ve bunların hakkından gelmek için uğraşmanın mukabilinde sonsuz mükâfatlar, refahlar ve izzetler vardır.

Fakat iş bununla da bitmiyor. Kur´an´ın dili Peygambere diyor ki:

“Sen ki Ya Muhammed, bütün bunları kendi hayatında, kendi savaşında, taşıdığın yükün göğsünü daraltmasında ve belini çatırdatmasmda şahsen denenmiş olan bir insansın! Sen ki; hayatın ve mukadderatın bütün tecrübeleriyle karşılaşarak Peygamberlik vazifelerini hakkiyle başarmış bir Peygambersin! Sakın durma. Bu savaştan ve bu başarıdan vakit buldukça, bütün bu muvaffakiyetleri sana ihsan eden yüce yaradanına dön, O´nun lütuf ve inayetine şükr için secdeye kapan, O´nun yolunda çaîış, uğraş ve yalnız O´nu hoşnut edecek işlerle O´na yaklaş, yanaş!”

İnşirah sûresinin bütün bu anlattıkları mücerre...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnşirah Suresi
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:36:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnşirah Suresi rüya tabiri,İnşirah Suresi mekke canlı, İnşirah Suresi kabe canlı yayın, İnşirah Suresi Üç boyutlu kuran oku İnşirah Suresi kuran ı kerim, İnşirah Suresi peygamber kıssaları,İnşirah Suresi ilitam ders soruları, İnşirah Suresiönlisans arapça,
Logged
17 Mayıs 2015, 11:19:56
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 17 Mayıs 2015, 11:19:56 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Rabbim sıkıntını ,kalbinin genişliğini inşirah suresini okudukça genişletsin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Ekim 2016, 15:06:31
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #2 : 28 Ekim 2016, 15:06:31 »

Selamun aleykum .Sıkıntılı anlarda okudugumuzda sıkıntılarımız şifa olan bj ayeti kerime..Rabbim sikintilarimizi feraha ulastirsin ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
08 Aralık 2016, 07:06:12
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #3 : 08 Aralık 2016, 07:06:12 »

Aleyna Ve Aleykümüsselăm. İnşirah suresi içleri ferahlatan sıkıntıları gideren mübarek bir suredir. Mevlam bizleri bu şifalı sûreleri herdaim okumamızı nasip eylesin inşaAllah. Amin ecmain
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes