> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran-ı Kerim Ayetleri > Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911  (Okunma Sayısı 893 defa)
15 Eylül 2010, 13:49:57
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 15 Eylül 2010, 13:49:57 »



Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911


İnşad, bir şiiri, tavr-ı mahsusiyle okumak demektir; ister o neşide okuyanın kendi malı olsun, ister başkasının. Bazıları in-şad´dan şiir terkibinden şiir yazmak, yahut söylemek manasını çıkarıyorlar ki, bu türlü tefsire lûgatın müsaadesi yoktur. Hatta Kemal bey merhumun:

Ben tuttuğunuz yola gideydim,

Bir müntehabat cemredeydim;

Şehnameler etmiş olsam inşad,

Bir beytimi eylemezdim irad.

tarzmdaki itirazı, inşad kelimesinin yanlış kullanılmış olmasından dolayı haklı bir muvahezeye hedef olabilir.

înşad gayet mühim bir mesele olduğu, halde, biz nedense buna hiç ehemmiyet vermemişiz, hatta vermiyoruz! Bir cemaat-i kübra huzurunda yüksek sesle iradı nutk eden bir hatip tasavvur ediniz ki, sözleri serapa mana, serapa ruh; lâkin, bu adam esnayı tebliğde eda ile muedda arasındaki münasebete, ahenge dikkat etmiyor; hutbesini hafızaya istif edilmiş tekerlemeler gibi dümdüz okuyor. Şimdi böyle bir nutkun cumhuru samiin üzerinde ne tesiri olur? Tabii hiç! İşte yalnız veznin, kafiyenin akıntısına tabi olarak okunan şiirler de dinleyenler üzerinde ayni tesiri husule getirir.

İnşadın fenalığı bir çok sebeplerden ileri geliyor ki burada başlıcalarını sayacağız:

1- Lisanımızda kullanılan vezinleri bilmeyerek tef’ileri birbirine karıştırmak.

2- Yine vezin bilmemek belâsı olarak, bazı heceleri çekilmek icab eden kelimatı kısa geçmek; kısaltılacak heceleri de uzun okumak. Hele pek tabu, yani söylendiği gibi okunmak lâzım gelen kelimata imâle vermek, yani uzatmak bir hastalıktır ki, nazm ile muarefesi olmayan, yahut bu aşinalık pek yeni başlayan ağızIara müstevlidir! Böyleleri mısranın hiç olmazsa iki üç kelîmesiniı kuyruğu, kulağı çekilmedikçe manzum olmaz vehminde bulunur lar. Bu illetin çaresi çokça şiir okumaktır.

3- Nazım nesir gibi dümdüz okuyuvermek, yani tefrit.

4- Nazmı takti edercesînde okumak, yani ifrat.

5- Mana itibariyle birbirine bağlı olan mısralardan yahut beyitlerden her birinin sonunda sözün bittiğini zannettirecek surette duraklayarak sâmi´in zihnini karıştırmak.

6- İstifham, teessür, taaccüp, tehekküm, hülâsa bir başkalık, bir fevkalâdelik ifade eden cümleleri de diğerleri gibi irad eylemek.

7- Nesri manzum tarzında yazıldığı için, bazen sözün arkasını almak beş on mısraı bitirmeye mutavakkıf olan yeni şiirleri de eski şiirler gibi müstakil manalı mısralardan müteşekkil farz ederek öylece inşada kalkışmak.

8- Kafiyeleri dinleyenlerin kulağına zorla sokar gibi lüzumundan ziyade hissettirmek.

9- İmaleleri, hususiyle Türkçe kelimelerdeki imaleleri pek belli etmek.

10- Vezinde, kafiyede, tavırda bir sakatlık yapmamakla beraber şiirin müeddasına göre eda ihtiyari cihetini düşünmiyerek. rakik, şedid, yüksek, derin ne kadar hisler, hayaller, fikirler varsa hepsini birden ayni ahenge munkad eylemek.

Tabii, bunlardan başka sebepler de vardır; ancak inşadı ber-bad eden en belli başlı nakısalar, herhalde saydıklarımız olacaktır. Hele aruz mutaassıplığmdan İleri gelen takticiük en selis nazımları bile en müstekreh kılığa sokar. Malûmdur ki sakin harften evvel gelen hurufu med bir az fazlaca çekilir. Bu çekiliş, nazma bir ahenk de temin eder. Bazıları vezni şaşırmamak için, o sakin harfi harekeli okurlar M, bu suretle hasıl olan sekalete değme kulak tahammül edemez!

Evet, “bahardır, bahardır, bahardır, bahardır” mısrasındaki kelimelerin birinci relerına birer kesre vererek “baharidir” tarzında okuyanlar çok gördük.

Vakıa bu mısra takti´ edilmek lâzım gelse, her (bahardır) kelimesi mefailün cüz´üne terfik için re´yi harekeli farz etmek icab ederse de inşad ederken bunu düşünmek pek garip olur.

İmaleler ne kadar mümkün ise okadar az belli edilmelidir. Hele mısra sonundaki kelimelerin âhır hecelerine rast gelen imaleler hiç hissettirilmemelidir. Söylediklerimizi bir misal üzerinde tatbik için Kemal´in şu matlaını alalım:

Ermemişken kimsenin miri nigâhı koynuna,

Gizli girmiş dün gece zülf i siyahı koynuna!

Görüyoruz ki bu beyitte nur, nigâhı, koynuna, gece, zülf, siyahı kelimeleri hep imalelidir. İki satırda altı imale,

dinleyeni sıkar. Lâkin biz oldukça güzel bir inşad sayesinde sıkıntıyı yarı yarıya indirebiliriz. Evet, nurun rasını, ince uzun okuyacağımıza bir az tefhim, yani kabaca talâffüz ederiz. O vakit imalenin sıkleti gereği gibi azalır. Nîgâhi kelimesindeki hi hecesine de ince uzun bir kesre vereceğimize kaba, lâkin kısa bir kesre veririz. Bundaki imale de hafifler. Koynuna radifindeki son heceyi ise imalesizce okuruz.

İkinci mısradaki zülf, siyahi, koynuna kelimelerinde de ayni suretle hareket ederiz.

Demek istiyoruz ki: înşadda asıl olan eczayı beytin bütün hecelerini mukabilindeki tef ilelere uyduracağım diye imaleleri sâmi´în kulağına çarpmak değildir; belki imalenin gayri tabii bir şey olduğunu bilerek onu mümkün mertebe az hissettirmektir.

Bununla beraber uzatılması icab eden öyle kelimeler de vardır ki, kısa geçilmesi aruzcuların zihaf dedikleri kusuru vücuda getirdikten başka esasen o gibi hecelerin memdud okunması mana üzerinde pek güzel tesir hasıl eder. Onun için böyle kelimeleri hafif geçmek tarafına asla yanaşmamalıdır-

Döner vadide dura dur bir ses, rûdler çağlar

Hey ne sensin dilsin eyzalım kı te’sir etmiyor

Ahlar, feryadlar, çaki kiribanlar sana

Feryad bu âlemdeki ahengi siyehten

Eyvah bu bazicede bizler yine yandık.

Ey vefasız dostum senden vefalıymış gamın!

Neşidelerinde dura dur, rud, ahlar, feryadlar, feryad, eyvah, dostum, kelimeleri mutlaka memdud okunmalıdır. Hele ah, eyvah heyhat, oh gibi teessüre, tahassüre tercüman olan kelimeler kısa çekilmemeli, dörder elif mikdarı çekilmelidir.

Letaifdendir ki:

Naci merhum Tercümanı Hakikata gazeller yazarak heveslileri tanzire davet eder; sonra da o nazireleri birer birer didiklerken talebei ulûmdan biri:

Dün gece ateşi sevda düşüp âh medreseme

Battı mantıkla meani ve beyanı maksut!

Tarzında veyahut bundan daha hallice bir yave göndermiş. Naci bu zavallı mollanın gazeline ait sözlerini şu mütalea ile bitirmiş: “Biz ahların memdud olmasına taraftarız. Hususiyle ateşi sevda ile bütün mameliki yanıp kül olan senin gibi bir molla böyle kı­sacık âh edemez... Yürekten olmak şartiyle gayet uzun bir âh çeker!”

Kemalin Cezmisinden

Benzetse beni hata değildi,

Bir kimse görüp de arifane:

Zincirde inleyen esirin

Koyundaki tıflı natavane.

kıt´asıni ele alalım da nasıl okuyacağımızı söyleyelim. Görüyoruz ki şu dört mısranın dördü de birbirine merhun, yani bağlı. Şimdi bu şiiri nasıl inşad edeceğiz? Eğer her mısranın sonunda sözün bittiğini anlatır bir tavır ile vakfedecek olursak mana askıda kalır. Ohalde ta son mısranın nihayetine gelinceye kadar geçecek evvelki karar, asma karar olmalı; yani sözün tamam olmayıp, aşağıda tamam olacağını anlatacak tarzda verilmelidir.

İmalelere gelince birinci mısradaki beni kelimesinin.(ni) si his olunmayacak gibi çekilecek, zincir alabildiğine uzatılacak; zira kaide bunu icab ettiği gibi ahenk de öyle olmasını ister. natuvane, arifane gibi imalesiz okunulacak. Bir farkı varsa bundaki karar tanıdır; âriföne gibi gayet hafif vakıf dan ibaret detildir.

İnşadın daha bir çok incelikleri vardır ki, onlar tarif edilemez; şiiri okuyan adamın zevkine kalmış şeylerdir. Meselâ, şiddetli fikirlere, ateşli hislere tercüman olan şiirler yüksek sesle, müheyyiç tavır ile okunmalı; rakik, nazik meani de kendisine münasip bir lalın ile tebliğ edilmelidir. Sesi kaldırmak icab eden yerde indirmek, alçaltmak icab eden yerde yükseltmek, pek münasebetsiz olur. Bununla beraber bir takım züppelerin yaptığı gibi, süre ruh vereceğim diye, acemi oyuncu tavrı takınarak soğuk soğuk caali-

yetler göstermenin lüzumu yoktur. Bu bir tasannudur, tasannu ise her zaman merduddur.

Eslâfımızın inşada verdikleri ehemmiyetin derecesini bilemiyoruz. Bakıyetüsselef, [52] olmak üzere yetişebildiğimiz şairler arada Hersekli Arif Hikmet merhumu azametli bir inşad sahibi gördük. Başkalarında öyle vakur, öyle manidar bir inşad göremedik.

İhtimal ki inşad bahsini bu kadar uzatılmaya mütehammil bulmayacaksınız. Lâkin en rakik, en hissi bir neşideyi alınız; bir mahfili edebte evvelâ ehline okutunuz; saniyen nâehline inşad. ettiriniz, sonra da bu iki okuyuşun dinleyenler üzerindeki tesiri birbi­riyle mukayese ediniz. Ozaman işin ehemmiyetini iyice anlarsınız.

Şiiri kadimimiz hakkında mühim olan inşad, şiiri hazırımıza gelince büsbütün müthiş bir ehemmiyet alır. Zira şiiri kadimde her mısra, her beyit müstakil bir manayı ihtiva ederdi. Onun için iyi de okunsa, fena de okunsa beytin sonunda vakfedilince mak­sadın ne olduğu anlaşılırdı. Halbuki şimdiki şiirler eski nesirler gibi zincirleme gidiyor; hatta bazan birinci mısra ile başlayan cümlenin arkası tam sekiz on mısra sonra alınabiliyor. Onun için inşadın hakkı verilmezse, ahenkten vaz geçtik, mana anlaşılmaz. Bereket versin ki son zamanlarda taammüm eden tankit, [53] işi haylıdan haylıya kolaylaştırmıştır. Yoksa yeni şiirleri inşad, pek müşkül olurdu. [54]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911
« Posted on: 29 Mart 2024, 14:37:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911 rüya tabiri,Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911 mekke canlı, Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911 kabe canlı yayın, Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911 Üç boyutlu kuran oku Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911 kuran ı kerim, Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911 peygamber kıssaları,Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911 ilitam ders soruları, Edebiyat Bahisleri:1 İnşad 26 Ocak 1327-1911önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes