> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran Ahlakı > Pratik Kolaylık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Pratik Kolaylık  (Okunma Sayısı 1836 defa)
28 Aralık 2010, 10:53:12
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 28 Aralık 2010, 10:53:12 »



B. Pratik Kolaylık

işte şu halde, ne doğrudan doğruya ne de dolaylı olarak bizim iktida­rımıza tâbi olmayacak olan herşey yükümlülük alanından bertaraf edil­miş bulunmaktadır. Bu eleme zaten İslâmî ahlâkın bir hususiyeti de ola­maz; onun, bu adil ve makul ahlâkın ve zıddı açıkça ilâhî adalet ve hik­metle uyuşmaz olduğundan daha da özel olarak vahyolunmuş her ahlâ­kın ortak Özelliğini meydana getirmesi gerekir. Yukarıda zikredilen nas-ların muhteviyatı, bu işaretleri tasdikten başka birşey yapmamaktadır. Gerçekten de onlar bize bu şartı Öylesine kategorik ve o derece evrensel bir şekil altında sunmaktadırlar ki, onları, bütün zamanların tüm insan­ları için geçerli olan, Allah'ın bizzat kendisi için koyduğu bir kanunun beyanı olarak yorumlamaya hakkımız bulunmaktadır.İşte şimdi de, İslâm ahlâkından, sadece kesinlikle imkânsız olan her şeyi değil, fakat üstelik genellikle taşınılmaz olan her yükü, insanın güç­lerini aşmasa bile onları tüketmeye elverişli olan her güçlüğü de hariç bı­rakan başka âyetler:"Allah sizin için kolaylık dilemektedir" diye beyan etmektedir. Kurlân-ı Kerim, "O, sizin İçin hiçbir şekilde güçlük dilemez[112]O, dininizde sizin üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi[113].Allah sizin yükünüzü hafifletmeyi" veya "size hafif bir yük yüklemeyi is­ter[114].Biz Seni (Ey Peygamber) ancak âlemlere rahmet olmak üzere gönderdik"[115] Bu sözlerde gayet yeni olan bir ton işitilmektedir. İlk şart: imkân, za­man ve mekândan bağımsız, ebedî bir gerçek olarak sunulduğu halde, burada sadece bu ikinci özelliği: kolaylığı, kelâmın kendisine hitap ettiği cemaata yani İslâm'ın müntesiplerine bağlı tarihî bir olay olarak sunan sınırlı formüllere rastlanmaktadır. Eğer bu, zorunlu olarak, münhasıran îslâmî bir özellik bahis konusudur demek değilse de, hiç olmazsa bu ko­nuda genel bir formülün sistematik yokluğu, bu veçhenin vahyolunmuş bütün kanunlarda müşterek olmadığı düşüncesini bize telkin edebilir. Oysa ki, burada sadece üslubun kontrastından muhakeme yoluyla çıka-rılabilen bu düşünce, başka yerde açıkça ifade edilmiş bulunmaktadır: "Rabbİmiz, bizden evvelkilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme[116]. Şu halde daha önceki bir vahye empoze olunmuş bulunan ağır bir yük mevcuttu. Hangi dinde? Ve bu yük nedir?ikinci nokta üzerinde müfessirler birçok misaller veriyorlar ki onların tarihî değerini tahkik etmenin burada yeri yoktur. Birinci nokta üzerine, onlardan bazılarının kullandıkları ifadeler bize, Müslümanlığın kendile­rinden bir çeşit esrarengiz imtiyaz gibi bir şeyle ayrıldığı önceki bütün dinlerin bahis konusu olduğunu İma etmektedirler. Fakat, bu hususta Kur'ân-ı Kerim bilgilerine dayanarak bu iki soruya daha emin ve olduk­ça açık bir cevap verebileceğimizi sanıyoruz.Sina Dağı'nda yetmiş İsrailliye isabet eden anî ölümü takiben, Allah'la Musa arasında cereyan etmiş olarak, Kur'ân tarafından naklolunan bir konuşma boyunca bir cümle dikkatimizi çekmektedir, ki onun bizi meş­gul eden şeye olan yakınlığı ona bizimkinin aynı olan terimi kullanacak kadar açıklayıcı bir değer vermektedir."Benim rahmetim", diye devam etmektedir Allah, herşeyi kucaklar. Rah­metimi... Ümmî nebî olan Peygambere tabî olanlara ayıracağım... ki O, onların sırtlarındaki ağır yükü kaldırır, onları takattan kesen zincirleri kırar[117]. O hal­de, İsrail halkı ve Yahudi Dini, meseleye konu olan metni aydınlatmak için bize örnek vazifesi görebilir. Fakat bu aydınlatmanın vüs'ati nedir? İki metni koektansif olarak mı almak gerekir? Veya tersine, tarihin içeri­sinde daha da yukarıya çıkılabilir ve Örneği daha eski dinlere teşmil ede­rek, bu noktada îslâmiyetin imtiyazı intaç edilebilir mi?Müteakip nedenlerle, bizim pozisyonumuz, sonuncu hipotezin aley­hinedir:ilkin, İslârrAyetin sürekli olarak kendini bağlama talebinde bulundu­ğu ve Kur'ân-ı Kerim'in aynı rahmet karekterini ona atfettiği İbrahim Di­ni gibi bir din, ağır olarak vasıflandırılamaz[118].Sonra, bizzat Kur'ânî metinlere göre, İsrail halkına tahmil olunan güç­lükler (Sebt günü ve bazı yiyecek maddesinin yasaklanması), başlangıçta onun dininde yer almamaktaydılar. Bunlar, kötü gidişatından dolayı onu cezalandırmak amacıyla sonradan alınmış tedbirlerdir. "Sebt günü, ancak bugün üzerinde ihtilaf edenlerin üzerine farz kılındı[119]"Zulümlerinden dolayı, Yahudilere, önceden helâl kılınmış temiz ve güzel (nefis) yiyecekleri haram kıl­dık[120]. Bu âyetin imada bulunduğu yasak yiyeceklerin tabiatı, şu sonuçla nihayete eren, altıncı sûrenin bir başka âyetinde ayrıntılı olarak açıklanmış bulunmaktadır: "Bu, yolsuzluklarından dolayı Bizim onları cezalandırmamız içindir"[121]Şu halde İslâm eşyayı normal düzeni içinde tesis etmekten baş­ka birşey yapmamaktadır; ve zaten bu, yine Kur'ân-ı Kerim'e göre Hz. İsa'nın kısmen yerine getirmekle yükümlü olduğu görevdir[122].Nihayet, üçüncü olarak, ilâhî inayetin, başlangıçtan itibaren insa­nın, şu zayıf yaratığın üzerine oldukça ağır bir şekilde çöken ve Arap­ça kelimesinin ifade ettiği gibi, boyunduruğunun ağırlığı altın­da onu inletecek derecede yorucu olan bir müesseseyi nasıl yerleştir­mek istediği rahatça anlaşılmaktadır. Hiç değilse, inançlara göre, yeri­ne getirilmesi gereken bazı ödevlerin nisbî bir güçlüğünden veya te­şebbüs hürriyeti ya da seçim özgürlüğü konusunda az çok geniş bir ko­laylıktan bahsedilebilir.Her halükârda, daha teferruatlı, karşılaştırmalı bir incelemeyi gerekti­ren bu konu üzerinde ziyadesiyle yayılmayalım ve birkaç Örnek vasıta­sıyla, Kur'ân'm emirlerine atfettiği bu amelî kolaylığın bazı yönlerini gös­termek için hareket noktamıza dönelim.Bir ilk veçhe, Kur'ân-ı Kerim'in geceyi ibadetle geçirmek gibi takva amellerinde bizim aşırı uygulamalarımızı emretmek şöyle dursun, onun aksini tavsiye ve birçok mahzurlarına işaret ettiği bu vak'aya bağlanmak­tadır. Görevinin başlangıcında Hz. Peygamberin gecenin büyük bir bölü­münü ibadet ederek ve Kur'ân okuyarak geçirmeye davet edildiği[123] ve O'nun örneğini takiben, ashabından bazılarının aynı şeyi yapmak alışkan­lığını edindikleri bilinmektedir. Oysa ki, aynı sûrenin devamında biz, bu gece ibadet yapan gruba hitaben hastalık, seyahat, savaş gibi durumlarda bu uygulamaya devam edemiyeceklerine işaret eden ve onlara hayat şart­larının izin verdiği süre kadar gece ibadeti yapmayı öğütleyen bir dersi okuyoruz[124] Daha sonra Medine'de, bazı uygulayıcılarda aynı aşın so­fuluk zihniyeti tezahür etti ve İslâm'ın ruhuna aykırı bir aşırılık olarak mahkum edildi. Konuyla ilgili Kur'ânî ve Peygamberi metinlerin tama­mından, İslâmiyetin, sofunun gözden uzak tutmaması gereken bazı mü­lahazalara büyük bir önem atfettiği ve onların ihmalinin bu ifratın doğal sonucu olacağı.anlaşılmaktadır. Az önce görüldüğü üzere insanın sade­ce Öteki ödevleri (ticaret, savaş...) bir engellemeye meydan verebilecek uzun bir uygulamaya karşı dikkatli olması gerekmektedir. Fakat, bizzat takva amelinin, orada artık yapılan veya söylenen şeyin açık bir şuuru­na sahip olunmadığı, bir çeşit otomatizm şeklinde dejenere olmaması da gerekmektedir[125]. Hatta Hz. Peygamber, gece ibadetini uzata uzata du­yu sisteminin bozulmasının, ibadet içerisinde müessif hatalara sebebiyet verebileceğini müşahede etmektedir: Allah'ın bağışlamasını niyaz et­mek isterken küfür telaffuz edilebilir veya bizzat kendi üzerine lanet okunabilir[126]. Bu sınıra erişmeyi beklemeksizin, basit bir bedenî bitkinlik veya fizikî bıkkınlık, kendine bu takva amelinde bir dinlenme izni ver­mek için yeterli olacaktır[127]. O halde, bir ibadet eyleminin tatbikatı tam kalbin sevinç ve neşesini muhafaza ettiği zaman ölçüsünde sürmelidir; zira bizim, Allah'a ibadeti bizzat kendimize nefret edilir şekle sokmama­mız gerekir[128]. Sonuncu ve en az makul olmayan bir işarette, bir işte aşı­rılık sebebiyle günah işleyen insanın ekseriya aynı iş içerisindeki kusur yüzünden veya hatta onu tamamen kesmek nedeniyle günah işlemeye sürüklenmiş olmasıdır. Hz. Peygamber onu, hedefine erişilmeksizin, bi­neğine öldüresiye eziyet etmeye devam eden dik kafalı bir binici ile mu­kayese etmektedir[129].Bütün bu örneklerde, mevcut bir güçlüğü kaldırmak değil fakat, aşağı yu­karı belli olmakla birlikte, bazı muhtemel güçlükleri önceden haber vermek söz konusudur. Çözüm, fiilin yapısı içerisinde değil fakat, süresi içerisin­de herhangi bir şeyi değiştirmek için müdahale etmektedir. Oraya, uy­gun zamanda iradî bir duraklamayı empoze ediyor.Şimdi de bir ikinci veçheyi mülâhaza edelim. Burada biz, normal şartlar içerisinde veya uygun özel şartlarda tesis olunan bir ödevle meşgul olacağız. Fakat işte değişen şartlar bizi öylesi­ne bir duruma sokmaktadırlar ki, başlangıçta belirlenen şekli altında ödevin tam manasıyla ifası, gerçek bir işkence halini almaktadır. Her şe­ye rağmen onu o şekliyle yerine getirmek zorunda mıyız? Allah, yeni durumu hesaba katmamak için bizim sıkıntımıza gayet ilgisiz mi kala­caktır? Şüphesiz değil; ve Kur'ânî kanunun merhamet edici özelliği işte burada açık bir şekilde gözükmektedir. Gerçekten de çözüm, ödevin ha­yatın yeni şartlarına bir adaptasyondan ibaret olacaktır; fiil az çok derin bir değişikliğe uğrayacaktır. Bu, durumun gereklerine uygun olarak bir de­ğiştirme, bir hafifletme, bir te'cil veya hatta bir ilga olacaktır. Durum deği­şikliği kesin ve sürekli mi veya falan ya da filan vak'ayla, falan yahud filan insan ya da eşya kategorisi ile ilgili mi olacaktır: fiile aynı mülaha­zalar tatbik olunacaktır.Orada ödevin kesin bir şekilde hafifletüdiğİ bir Örnek alalım. İstilaya uğramış müslüman bir halkm, düşmana silahlı bir mukave­metle karşı çıkmak zorunda olduğu adedî nisbet nedir?Ona karşı bir.[130] Birkaç yüz kişiden ibaret olduğu esnada ilk müslü­man orduya Kur'ân-ı Kerim tarafından sağlanan ilk çözüm böyledir. Fa­kat, işin tuhafı, asla başlangıçtaki duruma geri dönmeksizin, zamanla git­tikçe kalabalıklaşan bu genç ve çeviklik dolu halk, artık önc...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Pratik Kolaylık
« Posted on: 20 Nisan 2024, 00:54:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Pratik Kolaylık rüya tabiri,Pratik Kolaylık mekke canlı, Pratik Kolaylık kabe canlı yayın, Pratik Kolaylık Üç boyutlu kuran oku Pratik Kolaylık kuran ı kerim, Pratik Kolaylık peygamber kıssaları,Pratik Kolaylık ilitam ders soruları, Pratik Kolaylıkönlisans arapça,
Logged
12 Ağustos 2015, 13:12:01
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 12 Ağustos 2015, 13:12:01 »

Esselamu aleyküm.Kur anı kerim insana rehberlik ediyor ve hayatı kolaylaştırıyor.Kur anı kendine rehber edinen ve onun ile amel edip,hayatını pratikleştiren kullardan olalım inşallah..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

31 Mart 2018, 03:08:38
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #2 : 31 Mart 2018, 03:08:38 »

Aleyküm Selam. Kur'an-ı Kerim bizlere Rahmet olarak gönderilmiş güzel rehberimizdir. Bizler eğer kıymetini bilerek hayatımıza rehber edinir isek hiç şüphesizki bizleri Rabbimizin Rızasına kavuşturucaktır. Hakkıyla rehber edinelim inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

31 Mart 2018, 12:02:23
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 31 Mart 2018, 12:02:23 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimiz in izinden ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

31 Mart 2018, 14:18:09
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 31 Mart 2018, 14:18:09 »

Aleykumselam.rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes