> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran Ahlakı > Muaccel İlâhî Müeyyide
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Muaccel İlâhî Müeyyide  (Okunma Sayısı 821 defa)
24 Aralık 2010, 23:48:32
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 24 Aralık 2010, 23:48:32 »



A. Muaccel İlâhî Müeyyide

Pek büyük bir ölçüde, ilâhî müeyyidenin bu vadesi, ahlâkî, entellek-tüel ve manevî türdendir. İbranî metodunun tersine, burada sırf maddî düzen negatif bir miktarı değilse bile, en aşağı bir nisbeti göstermektedir. Ve biz hemen, Kur'ân-ı Kerim'in, hakkında daima esrara sahip bulundu­ğu, bu tür dolaysız iyiliği hangi sadelikle izah ettiğini göreceğiz.

 a. Maddi Cihet:
 
Sadece faziletin karşılığının bir kısmının bu hayatta ve bir başka bölü­münün (en iyisi) sonra olacağını bildiren, az önce işaret ettiğimiz gayet veciz formüller bir yana, zahiren maddî bir unsur ihtiva eden ve herhan­gi bir halihazır iyilik va'dini meydana getiren tek âyette şöyle ifade edil­miştir: "Allah kendisine itaat eden kimseye bir çıkış yolu İhsan eder; ona hiç bek­lemediği yerden rızık verir"[378]. (=1B) Aynı suredeki ikinci formül daha ilgisiz, yani orada maddi cihet daha zımnidir: "Kim Allah'a itaat ederse, Allah onun için güçlükleri ortadan kaldırır" veya "Onun işlerini kolayca neticeye ulaştırır"[379]. Bir başka âyette, ifade bir tek manayı ihtiva etmemektedir. O şu şekilde yorumlanabilir: "Kim Allah yolunda hicret ederse, başka yerde hürriyet ve bolluğa erişecektir" veya.yeryüzünde, düşmanlarına rağmen, kendini kurtaracak ve geniş bir alanda faaliyetini icra edecek imkânı bulacaktır."[380] Bu sonuncu yorum, âyetin siyak ve sibakı­na daha uygun düşmektedir[381]. Bu muhacirlere "bu hayatta iyi bir ikamet ve öteki dünyada daha iyi mükafat" va'deden formülde de aynı müphemlik fark edilmektedir [382]îyilik sahibi kimselere bu hayatta va'dolunan iyilik düşün­cesi daha da geneldir[383]. Nihayet bildirilen saadet, inançsızlara olan şu hi­tapta hakim bir olumsuz karaktere bürünmektedir: "Allah'tan mağfiret iste­yin, sonra O'na dönün, O, sizin belli bir süreye kadar nimetlerinden faydalanma­nıza izin verecektir ve O, her hak sahibine layık olduğunu bahşedecektir [384] Mamafih bunlar doğrudan doğruya va'dler veya tehditler değil, fakat ahlâkî olaylarla münasebetleri itibariyle açıklanmış bulunan, vahyin eski veya çağdaş tarihî verileridirler. Ayetlerin ekserisi, müeyyidenin cezaî veya mahrum bırakıcı tarafı üzerinde özel surette ısrar ediyorlar. Bolluk, refah ve güvenlik içinde yaşayan falan ülke veya filan grup az bir müd­det sonra, tedhiş ve açlıkla tehdit edilmiş, ürünlerini, meyvelerini mah­veden, kaynaklarını kurutan bir musibete uğramış bulunuyordu. Bazı âyetlerde Kur'ân-ı Kerim bu bahtsızlığı, talihin uğradığı bu tersine dönü­şü, Allah'a imandan mahrumiyete ve O'na karşı nankörlüğe atfediyor[385]. Başka yerde O onu, ya insanların (Allah'ın kudretini unutarak) kendi ge­leceklerine ziyadesi ile güven beslemeleri ile[386] veya onların toplumsal ödevlerini ihmal etmeleri ve kalplerinin kardeşlerinin sefaleti karşısında­ki duygusuzluğu ile[387] açıklıyor. Kısacası, beşerî günahlar vasıtasıyla[388]. "Eğer (suçlu) şehirlerin halkı iman ve disipline sahip olsalardı" diye sonuç çı­karıyor. Bir âyet: "Biz onlara göklerin ve yerin hazinelerini açardık..."[389] "Eğer onlar, Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden kendilerine indirileni dosdoğru tut-salardı, her yönden nimete ermiş olurlardı"[390]Nihayet, "Şayet onlar o yol üze­rinde dosdoğru gitselerdî, elbette onlara bol su sağlardık..."[391] Esasen, bu sonuncu âyet, va'dedilen bu lûtfu bir mükâfat olarak değil, bir sınama ola­rak sunuyor. En vahim durumlarda, isyankârlar mallarıyla değil fakat hayatlarıyla öderler. Genelleşmiş ifsada karşı Tanrı, bütün bir halkın imhası suretiyle tepki gösterir[392] Keza Kur'ân-ı Kerim sürekli olarak, yeryüzünde birbirini takip eden zalimlerin zihinlerinde daima onlarm seleflerinin misalinin hazır bulun­ması için, günahkâr eski çağ insanlarının tarihinden yararlanıyor. Bilhas­sa, eskilere nisbetle ne daha iyi ve ne de daha güçlü olan, Peygamber za­manının kâfirleri  [393]tamamen aksine[394]. Şu halde, bütün hainler, kendile­rini güzelce savunabilecek durumda değildirler ve onlar günahlarından dolayı ağır bir şekilde cezalandırılmaya müstehaktırlar. Hiç kimse suçlu­lara, karada veya denizde[395], uyku esnasmda, eğlenceye dalmışken [396]ya da seyahatleri sırasında[397], ister semadan bir yıldırım yoluyla[398], onları uçurumlara gömen yerin bir çökmesi vasıtasıyla[399] olsun, isterse onların hiç ummadıkları başka bir vasıtayla olsun[400], bir felâketin onları bastır­mamasını garanti edemez. Esasen, bunun ani bir yok etme veya yavaş bir yıpratma olmasının pek önemi yoktur[401]. Açıktır ki bütün bunlarda, hiçbir şekilde kararlaştırılmış bir ceza de­ğil, fakat beşeri tarihten ve kozmik kanundan çıkartılacak olan bir ders konusudur. Söz konusu olan, zenginlerin ve güçlülerin dikkatini uyan­dırmak ve onlara kendi emniyetleri ve refahlarının asılsız ve kararsız özelliğini göstermektir.

 b. Medenî Cihet:
 
Sırf fizikî ve maddî olan hayatın üstünde, orada endişelerin insanlar için daha değerli oldukları bir başka alan vardır: Onların ideallerinin ve kollektif duygularının kaderinin alanı. Bu hususta va'dler daha kalabalık, daha dolaysız ve daha açıktırlar. Dinsizlerin ve ikiyüzlülerin koalisyonu­nun Peygambere ve O'nun tilmizlerine karşı yükselttikleri inatçı muhale­fetin devamı boyunca, sadece Kur'ân-ı Kerim mü'minlere: "Eğer siz takva yolunda sabırla sebat ederseniz, düşmanlarınızın hilekârlıklarının size hiçbir za­rarı dokunmaz'"[402]. Ve "Allah müminleri koruyacak ve savunacaktır"[403] şek­lindeki bu teselliyi vermekle kalmamakta, fakat onlara onun müsbet des­teğini va'detmektedir -Allah mü'minlerle beraberdir[404] takva sahipleriyle"[405]..sabredenlerle"[406] -O onlarm "müttefiki" ve "hamişedir[407]İmdi, şayet güç Allah'a ait ise, O onun bir bölümünü kendi müttefik­lerine eriştirir[408].-"(Şu halde) zaferi kazanacak olan taraf, Allah'tan yana olanlardır"[409]-Allah O'nu "güçlü desteği ve yakın bir zaferden" emin kılacaktır[410]-Gerçekte Allah, O'nun davasını savunanlara yardım edecektir[411]-"Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayak­larınızı sabit kılar"[412]'"Mü'minleri zafere ulaştırmak bizim için bir vazifedir"[413]"Andolsun ki biz, peygamber kullarımıza söz vermişizdir, onlar şüphesiz yardım göreceklerdir: Muhakkak ki bizim ordumuz muzaffer olacaktır"[414]-"Hak Tealâ: Ben ve Peygamberlerim, herhalde galip geleceğiz diye yazmış­tır"[415].-"Cesaretinizi hiç kaybetmeyin, kaygılanıp tasalanmayın: Eğer inanıyorsa­nız, mutlaka galip gelecek, üstün olacaksınız"[416]."Tersine, onların düşmanları yenilgiye ve üzüntüye mahkûmdur­lar"[417].-Zillete düşmeye mahkûm[418]-Şenaatle örtülü[419].-Onların gücü yıkılacaktır[420].-Şüphesiz, "zalimler birbirlerine karşılıklı yardımda bulunurlar"[421]-Fakat onlann "hiç bir hamisi yoktur[422]-"Onlar Allah'ın nurunu nefesleriyle söndürmek isterler, fakat kâfirler iste­meseler de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır. Puta tapanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlerden üstün kılmak üzere Peygamberini doğru yol ve hak din üzere gönderen Allah''tır"[423]-Ve, "zafer günü mü'minler için bir sevinç günü olacaktır[424] Bu yolda bir âyet sonuna kadar gidiyor. Onun, faziletli mü'minlerin önüne açtığı perspektif, sadece haklı davanın zaferi ve onun savunucula­rının galibiyeti değil, fakat aynı zamanda onların bu dünyada hakimiye­tidir: "Allah, içinizden inanıp yararlı İş işleyenlere, onlardan öncekileri halef kıl­dığı gibi, onları da yeryüzüne halef kılacağına, onlar için beğendiği dini temelli yerleştireceğine korkularını güvene çevireceğine dair söz vermiştir"Yüzyıllar boyunca bunun, şartlarm gerçekleşmesi ölçüsünde, böyle olduğu bilinmektedir. O zamandan beri, eğer herhangi bir şey değiş­mişse, bu açıkça aynı yasa uyarıncadır. Zira, "yeryüzüne salih kullarım mirasçı olacaklardır" yazılmıştır[425].  [426]Oysa ki, idare etme kabiliyeti için is­tenen faziletler arasında sosyal fazilet, en az önemli olanı değildir. Açık­tır ki, birlik ve adalet içerisindeki laik bir egemenlik, bozulmuş töreler,düzensizlik ve disiplinsizliğe kendini vermiş, sözde inananların haki­miyetinden daha uzun müddet payidar ve müreffeh olabilir. Kur'ân-ı Kerim bunu daha önce bildirmiştir: "Şayet siz (O'nun buyruklarından) yüz çevirirseniz, Allah sizin yerinize size benzemeyecek olan başka kimseleri getirir"[427].îşte kollektif veçhe ile ilgili olanlar bunlardır: (=4A, 31B).

 c. Zihnî ve Ahlâkî Veçhe:
 
Fakat, ilâhî müeyyide orada durmamaktadır. O, fizikî hayatın büyük güçlüklerine karşı, mü'minleri emin kılmak veya onların kurtuluş ve yü­celiğe doğru olan kollektif arzularını tatmin etmekle yetinmemektedir. En derin ve en yüksek melekelerimize erişmek ve böylece gerçek ahlâkî müeyyidenin zorunlu bir mütemmimi haline gelmek için, o daha da de­rinleşir.Hakikaten yukarıda, iyiliğin ruhu aydınlattığını, kalbi temizlediğini, iyi niyeti güçlendirdiğini; kötülüğün kirlettiğini körleştirdiğini ve aşağı­lattığını söylerken, orada bu bir olaydan ziyade bir eğilime, teşekkül et­miş bir varlıktan ziyade bir filize, uzun bir tarihin başlangıç safhasına, sonsuza kadar durma veya değişmeye, ilerleme veya gerilemeye elveriş­li birçok imkânlara hamile bulunan ve henüz yeni doğmakta olan bir du­ruma işaret etmek amacına matuftu. Henüz yeni zuhur etmekte olan bu durumu, ona açılan yollardan birine sokmak için, onu falan veya filan is­tikamette tevcihe muktedir, aktif bir prensib gereklidir. İmdi, bu aktif prensip şudur: Bu, burada bu tabiatı onun teveccüh ettiği istikâmete gö­türmeyi tekeffül ettiğini göreceğimiz, tabiatın bizzat failidir.-Onun için gayret gösterenlere, Allah oraya gid...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Muaccel İlâhî Müeyyide
« Posted on: 26 Nisan 2024, 11:24:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Muaccel İlâhî Müeyyide rüya tabiri,Muaccel İlâhî Müeyyide mekke canlı, Muaccel İlâhî Müeyyide kabe canlı yayın, Muaccel İlâhî Müeyyide Üç boyutlu kuran oku Muaccel İlâhî Müeyyide kuran ı kerim, Muaccel İlâhî Müeyyide peygamber kıssaları,Muaccel İlâhî Müeyyide ilitam ders soruları, Muaccel İlâhî Müeyyideönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes