> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran Ahlakı > Bölümler ve Metod
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bölümler ve Metod  (Okunma Sayısı 975 defa)
05 Şubat 2011, 19:56:35
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 05 Şubat 2011, 19:56:35 »



II. Bölümler ve Metod

Ahlâk kanununu cins ismi altında, herkes gibi biz de iki farklı dalı ayırt etmekteyiz: teori ve pratikîmdi Kur'ân'ı Kerim metnini incelememiz bize, sadece ahlâk biliminin bu iki branşının Kur'ân'da mevcudiyetini değil, fakat Kur'ân-ı Kerim'in onun hakkında verdiği formülün noksandan uzak bir mükemmellik de­recesine eriştiğini de göstermiş bulunmaktadır. [12]

Pratik Veçhe:

 Yakın tarihlerdeki bir yayında, Kur'ân-ı Kerim'in ame­lî ahlâkını, eski hikmetle ilişkisi içerisinde ele almış ve burada kısaca ha­tırlatacağımız üç özelliğini gün ışığına çıkartabilmiştik.ilkin geleneğin koruyucusu ve sürdürücüsü olarak Kur'ân-ı Kerim orada zaman ve mekân bakımmdan birbirlerinden uzaklarda bulunan kurucu ve reformcular olan ve bazılarının hiçbir iz bile bırakmadıkları velîler ve hakimlerin öğretimleri içerisine serpiştirilmiş olarak kalan ah­lâk kanununun tüm cevherini kucakladığı şu engin vüs'atla temeyyüz et­mektedir. İşte bu tarafı, belki de Kur'ân'ın en belirgin özelliği, ancak en değerli ve en orijinal olanı değildir.Bu Öğretimin orijinalliği, eskinin bu farklı derslerinin çeşitliliğini bö­lünmez bir birlik haline dönüştürecek ve ayrılıklarını mükemmel bir ahenk haline getirecek şekilde sunuş ve onlara yaklaşım biçiminde par­lak bir şekilde görünmektedir. Önceki kanunlar içerisinde onun bir yana atmak suretiyle başlattığı şey, orada açıkça orta değerde olan veya aşırı derecede bulunan herşeydi; ve, onların bazan bir yana bazan da öteki ya­na eğilen muvazenisini dengeledikten sonra O, onların hepsini aynı yöne itti ve onlara aynı ruhu üfledi; öyle ki bu eserin tamamını bizzat kendi malı olarak ona atfetmek hakkı mevcuttur.Daha da ziyadesiyle takdire şayan ve kesinlikle orijinal olanı, onun ya­ratıcı yanıdır. Gerçekten de, Kur'ân ahlâkını tasvir etmek için, onun eski­lerin mirasını muhafaza ettiğini ve sağlamlaştırdığını ve onlarm halefle­rini bölmüş olan farklı görüşleri uzlaştırdığmı söylemek yeterli değildir. Tamamen yeni ve ilerici bölümleri eklemek ve bu yolla ahlâkî eseri ebe-diyyen kemâle erdirmek suretiyle onun mukaddes binayı büyültüp gü-zelleştirdiğini ilave etmek gerekir.[13]Halihazır incelemede biz, Kur'ân-ı Kerim'in bizatihi ve kesin şekilleri altında pratik kurallarını ele almak durumundayız. İmdi, bu kurumun vus'at ve güzelliğini anlıyabilmek için, bu cildin sonunda verdiğimiz ik­tibaslara göz gezdirmek yeterli olacaktır.Bu dalda bizim konuyu ele alış metodumuz, haleflerimizin izledikle­rinden oldukça farklıdır.İlk planda, konuyla ilgili naslan kullanıp tüketmeyi zorunlu görmek-sizin, muhtelif davranış kurallarını tesis etmek üzere, onlardan temsilî yeterli bir sayıyı ortaya koymakla yetindik.Daha sonra, mümkün olan ölçüde tekrarlardan kaçınmaya çalıştık. Nihayet sûrelerin düzenini (Gazali gibi) veya   kavramların alfabe­tik düzenini (La Beaume gibi) takip etmek yerine, mantıkî bir düzeni in-tihab ettik. Metinler, kuralın düzenliyeceği konuyla münasebet türünü izleyecek bölümler halinde gruplanmışlardır; ve her kategorinin içerisin­de birçok küçük metin grupları ayırt ettik ve onlara, oradan çıkan özel öğretimi özetleyen alt başlıklar verdik. Okuyucunun, arayacağı kuralı kolayca bulmasına izin verecek tarzda.Böylece düzenlenmiş bulunan metinlerin tamamı, Kur'ân-ı Kerim'e göre pratik hayatın noksansız bir programını meydana getirmektedir. İn­san bizzat kendisine nasıl davranmalıdır, ailesiyle ve genel olarak insan­larla nasıl münasebette bulunmalıdır, idare eden ve edilen arasındaki, devletler ve cemaatlar arasındaki münasebetleri yönetmesi gereken pren­sipler nelerdir, Allah'a nasıl ibadet etmek gerekir? Orada herşey, açık ve gayet belirli bir şekilde söylenmiştir.Bu küllî karakter, ona en yüksek değerini bahşedecek olan bir başka özellikle tamamlanmaktadır. Kur'ân-ı Kerim hayatın her sahası için bir tavrı hareket çizgisi çizdikten sonra, böylece çizilen kadroları, hiçbiri öte­kinin hakkına tecavüz etmeksizin karşılıklı olarak birbirlerine nüfuz ede­cek derecede bütünle ahenk halinde daralıp genişleyebilen, bir merkezde toplanmış kaideler şeklinde bize sunmaktadır.Kur'ân-ı Kerim, bu mucizevî neticeyi nasıl hasıl edebilmiştir? Onun süreci gayet basittir. Mücerret, dalgalı ve bulanık ile gayet formalist olan müşahhas arasında daima orta yolda bulunan formüllerinin kaidelerini ifade etmek üzere o, tamamen özel bir tarzı seçmiştir. Böylece onun inşa ettiği kadrolar aynı zamanda hem katı hem de esnektirler. Bedahati yö­nünden her kaidenin metni, düzensizlik ve ihtirasın anarşisine karşı bir çeşit set oluşturmaktadır; fakat belirsizliği yönünden o, her bir şahsa, ide­alini tecrübenin verdiği şartlara adapte edeceği ve onun ödevini ahlâkın öteki mecburiyetleriyle uzlaştıracağı şeklin seçimini bırakmaktadır. An­cak bu adaptasyon ve uzlaştırma, hem gevşeklik ve hem de kontrolsüz atılganlıktan uzak olan basiretli bir gayretle gerçekleşmek zorundadır. Bu tarz sayesinde Kur'ânî mevzuat, başka yerde güçlükle uzlaşabilecek olarr'çift yönlü bir mükemmelliğe erişmiş bulunmaktadır: Sertlikte yu-muşaklılık, istikrarda ilerleme, birlikte nüans. Bu şekilde o insan ruhuna eşit ölçüde antinomik olan çift yönlü bir mutluluğu teminat altına alma­yı sağlamıştır: Hürriyet içerisinde itaat, mücadele içerisinde kolaylık, de­vamlılıkta girişkenlik. Bazıları bu yüce hikmeti iyi kavrayamamışlardır, îşte bu şekildedir ki bazan îs-lâm'a, meselâ kamu hizmetleri konusunda halka danışma tarzını Müslüman Devletin şekli ve başkanını seçme usu­lünü sarahate kavuşturmamış olmaktan dolayı tenkidler yöneltmiştir: Genel seçim mi yoksa, elit tabakaya tahsis edilmiş seçim mi, cumhuriyet mi yoksa krallık mı? v.s.Kanunî sarahatin bu aşırı derecede araştırılması hususu, kanun ya­pıcılarda veya onun kendilerine uygulandığı kişilerde tezahüredebilir. Birinci durumda o ekseriya, kanunun uygulanmasının kendilerine tev-dî edildiği kanun koyucular hesabına uyruklar karşısındaki bir güven­sizlik tarafından belirlenmiştir; kısacası o, her teşebbüsü akim bırak­mak, müşterek hayatı yeknesak ve çekilmez kılmak, toplumun üyeleri­ni aynı bir mekanik modelin örnekleri haline getirmek eğilimindedir. Fakat bizzat aksiyon adamlarının arasında dahi, kanun koyucunun herşeyin sınırlarını belirlediğini ve kanunlaştırdığını görmek isteyen kimselere rastlanması nadir değildir. Teşebbüsün gerçekleşebileceği farzedilse bile, son haddine kadar götürülmüş bulunan bu türlü mec­buriyet, şahsiyetten tamamen vazgeçme suretiyle denemek için en kü­çük entellektüel ve ahlâkî çabanın araştırılması vasıtasıyla olandan başka nasıl açıklanır?Kur'ân, bu eğilim yoluyla tüm kuralların sayılıp dökülmesi yanlışlığı­nı işlememektedir. O karşıt eğilim yoluyla da hataya sürüklenmemekte­dir. Orada daima iki aşırı uçtan uzak kalman bu makul ölçü, bu aracı tu­tum rastgele ve keyfî olarak mı takınılmıştır, yoksa gayeliliği mi içermek­tedir? Kur'ân'ın susmasında olduğu kadar açıklamalarında da bu kusur­suz ve hikmetli yasamayı hedef tuttuğuna kanaat getirebilmek için, aşa­ğıdaki olayı hatırlatmak yeterlidir:Konuşmalarından biri esnasında Hz. Peygamber şöyle demektedir: "Ey insanlar... Allah size haca emretmiştir, o halde onu yerine getiriniz." Bu­nun üzerine bir adam ayağa kalktı ve sordu: "Onu her yıl mı eda etmek gerekir? Hz. Peygamber ilkin her türlü cevaptan ictinab eder, fakat so­ru sahibi ısrar eder. Bunun üzerine Hz. Peygamber biraz öfkelenmiş halde cevap verir: İmdi onu her yıl eda etmeniz mecbur tutulsaydı, siz buna hiç icabet edemezdiniz. Sizi bıraktığım sürece, beni rahat bırakınız[14]; sizden Ön­cekiler peygamberlerine sora sora ve onun yanında tartışa tartışa mahvoldular. O halde ben size birşeyi yasak ettiğim zaman, ondan sakınınız; fakat ben size bir emir yönelttiğim zaman mümkün olan ölçüde onu uygulamaya koymaktan başka yapacak birşey kalmamaktadır.[15] Ibn Cerir tarafından nakl olunan da­ha başka bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: "Allah, hiçbir şekilde aşılmaması gereken sınırlar tesis etmiş, ihmâl edilmemesi gereken ödev­leri emretmiş, çiğnenmemesi gereken yasaklar koymuştur; fakat O bazı şeyleri unutarak değil, ancak size olan merhametinden dolayı atlamıştır. Şu halde bu çeşit şeyler hususunda fazla araştırmayınız"[16], tbn Hibbân, bize şöyle buyu­ran Kur'ân âyetlerinin böylesine şartlarda vahyolunduğunu ifade et­mektedir:"Ey inananlar, size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kur'ân indirilirken onları ısrarla sorarsanız size açıklanır. Allah şimdiye kadar sorduğunuz şeyleri affetmiştir. Allah bağışlayandır. Halimdir. Sizden önce bir millet benzeri sorularda ısrar etmiş, sonra da onları inkâr etmişti".[17]Kur'ânî kurallar içerisinde bu ziyadesiyle nasıl ve ne kadarın bir ya­na bırakılması, şu halde insanların zihnî, fizikî ve ahlâkî güçlerini fark­lı şekilde icra etmelerine müsaade etmek amacıyla, kasden alınmış bir tedbirdir.İşte bu pratik ahlâk ve onu karakterize eden genel özellikler hususun­da söylenecekler bunlardan ibarettir. Şimdi teorik ahlâka geçelim. [18]

 Teorik Veçhe:

 Burada da aynı şekilde bizim yöntemimiz herkesçe bi­linen metottan ayrılmaktadır. îlkin, bizim âlimlerimizi en çok ilgilendi­ren taraf kelâm veya fıkıh yönüydü. Hemen her soruyu onun modern ah­lâkçılara kendini yönelttiği terimlerle sormak suretiyle biz, ahlâk alanın­daki yerimizi almaktayız. Öte yandan doğrudan doğruya metnin yardı­mı ile ondan cevabı çıkarmak için devamlı bir çaba içerisinde biz bizzat Kur'ân-ı Kerim'i hareket noktası olarak almaktayız. Ve açıkçası güçlük orada yatmaktadır, zira teorik ahlâkla ilgili naslar, pratik emirlerle aynı bolluk ve aynı sarahate sahip değillerdir. Fakat öncelikle bir sor...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bölümler ve Metod
« Posted on: 19 Nisan 2024, 10:28:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bölümler ve Metod rüya tabiri,Bölümler ve Metod mekke canlı, Bölümler ve Metod kabe canlı yayın, Bölümler ve Metod Üç boyutlu kuran oku Bölümler ve Metod kuran ı kerim, Bölümler ve Metod peygamber kıssaları,Bölümler ve Metod ilitam ders soruları, Bölümler ve Metodönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes