> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kudsi Hadisler > Korku Ve Ümit
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Korku Ve Ümit  (Okunma Sayısı 3058 defa)
30 Haziran 2011, 17:05:24
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 30 Haziran 2011, 17:05:24 »



KORKU VE ÜMİT

ALLAH KORKUSU
 

39) Said El-Hudri (r.a.)’dan rivayet edilmiştir: Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Sizden öncekilerde Yüce Allah’ın kendisine çokça mal vermiş olduğu bir adam vardı. Ölüm kendisine yaklaşınca, çocuklarına:

“Sizlere nasıl bir baba idim?” diye sordu. Çocukları da:

“Hayırlı bir saba idin” diye cevap ver­diler. Baba:

“Şüphesiz Ben hiçbir hayır iş işlemedim ki, öldü­ğümde beni yakın, sonra yanmış parçalarımı iyice öğütüp kül edin ve küllerimi fırtınalı bir günde savurun” dedi. Bu isteğini çocukları yaptılar. Yüce Allah (c.c.) parçalarını toplayıp:

“Seni bunu yapmaya iten ne oldu?” diye buyurdu. O da:

“Senden korkum” diye cevap verdi. Allah’da (c.c.) ona rahmetiyle muamele etti.”[1]

v Buhârî’nin (6481) Mutemer yoluyla gelen hadis rivaye­tindeki lafızda Mutemer dedi ki: “Babamı işittim şöyle dedi: “Bizlere Katade’nin rivayetine göre, kendisine de Ukbe bin Abdilğafir’in, ona da Ebû Said El-Hudri (r.a.)’nin rivayet ettiği hadiste Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdular:

“Sizden önceki ümmetlerde bir adam vardı, Allah (c.c.) ona mal ve evlat vermiş idi. Ölüm döşeği gelip çatınca oğul­larına:

“Sizlere nasıl bir baba idim?” diye sordu. Onlar da:

“Hayırlı bir baba idin” dediler. O da:

“Bilakis Allah katında hayır sayılacak bir şey yapmadım” dedi.

Katade (r.a.) bura­daki lafzı “Hayır çoğaltmadım” olarak tefsir etmiştir. (De­vamla adam):

“Böylece hayır işlemeyen bir insan Allah’ın huzuruna getirilse Allah ona azap eder. Dolayısıyla bakın ben öldüğüm vakit beni yakın ve ta ki benim cesedim kömürleştiği zaman da benim parçalarımı öğütüp kül edin ve sonra da şiddetli bir fırtınada savurun” deyip vasiyet etti.” Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki:

“Vallahi, adam çocuklarından bu konuda söz aldı ve çocukları da denileni yaptılar.”

Allah-u Azze ve Celle:

“Kün (yeniden diril)” diye emir buyurdu ve hemen adam ayakta oluşuverdi. “Sonra şöyle buyurdu:

“Ey kulum! Seni buna yapmaya iten ne idi?” Adam da:

“Senin korkun ya da Senin gazabın” dedi. Allah (c.c.) da: Burada sadece ona rahmetiyle muamelede bulundu.”

İmam Buhârî (rh.a.) dedi ki: “Ebû Osman’dan bu hadisi aldım. Dedi ki: Selman’dan duyduğum kadarı ile hadiste “Benim küllerimi denize savurun” lafzı da bulunmaktadır.” Ya da buna benzer olarak dedi.”

Hadiste geçen “Ez-zer”: Ayırmak, tefrik etmek demektir. Hadiste geçen: “Feshekûni” lafzının manası kül edinceye ka­dar öğütmek anlamındadır. Hadiste gelen (lafızlardaki bu) şek raviden kaynaklanmaktadır. Nitekim ileride “Sümme ithûni” lafız ziyadesi Huzeyfe (r.a.) rivayetinden gelecek.

v Buhârî’nin rivayetinde gelen Ebû Said (r.a.)’nın rivaye­tinde Resûlullah’ın (s.a.s.) belirttiği hadis şöyledir:

“Sizden ön­ceki ümmetlerde, sizden önceki zamanlarda yaşayan, Allah’ın kendisine mal ve evlat verdiği bir adam vardı. Ölüm kendi­sini pençesine aldığı vakit evlatlarına şöyle dedi:

“Ben sizlere karşı nasıl bir baba oldum” Oğulları ise:

“Hayırlı bir baba ol­dun” dediler. O da:

“Allah (c.c.) katında hiçbir hayır işlemeyen ve bulunmayan bir kişi (yim). Bu durum üzere Allah eğer buna gücü yeterse, Allah (c.c.) ona azap eder. Dolayısıyla ba­kın! Ben öldüğüm zaman beni yakın, bedenim kömür olunca parçalarımı öğütüp kül edin ve fırtınalı bir günde o parçaları, külleri savurun” dedi.

Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) sözlerine şöyle devam ettiler:

“Vallahi, bu vasiyetlerini yerine getirmeleri için oğulla­rından söz aldı ve onlar da bunu gerçekleştirdiler. Sonra fırtı­nalı bir günde küllerini savurdular. Allahu Teâlâ:

“Ol (diril)” diye buyurdu ve hemen ayağa dikilmiş vaziyette parçaları toplanıp durdu. Allah (c.c.):

“Ey kulum! Bu yaptıklarına seni iten sebep ne oldu?” diye buyurdu. Adam da:

“Senden korkmam ya da Senin bana gazabın” dedi. Resûlullah (s.a.s.):

“Allah da burada sadece rahmetiyle muamelede bulundu.” Ya da: “Rahmetinden başkası ile muamelede bulunmadı” diye buyurdu.”

Hadiste geçen “El-Firak” dan maksat korkudur. Yine hadiste geçen “Lem yebteir” ya da “lem yebteiz” kelimelerinin manası da hayır yapmadı, hayır bulundurmadı demektir. Katâde’nin tefsir edip yorumladığı gibi.

v Müslim’in (2757) lafzı ise şöyledir:

“Sizden önce yaşayan bir insan vardı ki, Allah kendisine mal ve evlat nasip etmiş idi. Oğluna:

“Ya sana emredip vasiyetimi gerçekleştirirsin ya da mirasımı başkalarına veririm” dedi. Ve devamla: “Öldüğüm vakit,

Râvî der ki: Kuvvetli bilgime göre şöyle demişti:

“Sonra öğütüp kül edin ve bedenimi rüzgara doğru savurun. Çünkü Ben Allah katında hiçbir hayır işlemedim ki. Allah katında da benim akıbetim azaba duçar olmamdır.” dedi.

Resûlullah (s.a.s.) dedi ki:

“Adam oğullarından söz aldı. Onları da bu isteğini yaptılar. Allah (c.c.):

“Bu yaptığın şeye seni iten sebep ne idi?” diye sordu. Adam da:

“Senden korkum” dedi.” Allah Resûlü (s.a.s.) de:

“Allah (c.c.) rahmetinden başkası ile muamelede bulunmadı” diye buyurdu.”

Hadiste geçen “Allah eğer buna gücü yeterse” sözüne gelirse; bu söz hakkında İmam Hattâbî (rh.a.) şöyle der: “Bunda bazı çelişkiler vardır! Öyle ki: Adam bu sözü söylemesiyle; Allah’ın ölüleri dirilteceğine inanmayan ve baştan diriltilme konusu olan Ba’s’i inkâr eden kimse olmuşken nasıl bağışlanıp mağfiret olunur? sorusu akla gelir. Cevap adam öldükten sonra dirilmeyi inkâr etmemektedir. Kendisi bu işi yaptırdığı taktirde diriltilemeyeceğini ve azap görmeyeceğini zan etmiştir. Nitekim öldükten sonra dirilmeye iman ettiğini itiraf etmiştir. İtirafı onun, bu işi Allah’tan korktuğu için yaptığını söylemesidir.”

İbnil Cevzi (rh.a.) şöyle der: “Lein kaderallahu aleyye: Şayet Allah güç yetirirse” kavlinin manası hakkında şöyle denilmiştir: “Burada “dayyaka” = “daralttı” manasında kullanılmıştır. Tıpkı Yüce Allah’ın, “Fekadera aleyhi rizkahu” = “Rızkını daraltırsa” (Fecr: 89/16) ayetinde olduğu gibi Allah en iyisini bilir.”

40) Ebû Hüreyre (r.a.) dan gelen bir rivayette Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Nefsi hakkında haddi aşmış bir adam vardı. Ölüm vakti kendisini pençesine aldığı sırada oğullarına:

“Ben ölünce beni yakın ve sonra da parçalarımı kül yapın ve rüzgara savurun. Allah’a yemin olsun ki Allah buna güç yetirse[2] beni önceden kimseye vermediği azapla azaplandırır.” dedi. Adam ölünce oğulları denileni yaptılar. Bunun üzerine Allahu Teâlâ yere emir buyurup:

“İçindeki o adama ait parçaları bir araya getir.” dedi. Yer de yaptı ve ansızın ayakta bir bütün olarak adam toplandı. Allah (c.c.):

“Bu yaptığın şeyi sana iten sebep neydi?” dedi. Adam da:

“Ey Rabbim! Senden korkum” diye cevap verdi. Allah da onu bağışladı.”

Bir rivayette ise, şöyle dedi: “Senden olan korkum Ey Allah’ım.” İki lafızda birbirinden bedel yani birbirinin yerlerinde, ayın mana altında kullanımları söz konusudur.[3]

v Yine Buhârî’nin (7506) lafzı şöyledir: “Nebî (s.a.s.) dedi ki:

“Bir adam vardı ve hiçbir hayır işlememiş idi. Ölüm kendisini pençesine aldığı zaman onun bedenini yaktılar ve kül olan cesedinin yarısını toprağa, yarısını da denize savurdular. (Adam şöyle demiş idi):

“Eğer Allah (hakkımda) güç yetirse işte o zaman âlemlerde benzerini vermediği azabın en şiddet­lisiyle (beni) azaplandırır.” Bunun üzerine Allah (c.c.) denize emir buyurdu ve deniz içindeki o adama ait (külleri) topladı. Ve toprağa emir buyurdu ve toprakta o adama ait olanları topladı. Allahu Teâlâ da adama:

“Niçin böyle yaptın?” bu­yurdu. Adam da:

“Sen daha iyi bilen olmanla beraber, sen­den olan korkum” diye cevap verdi ve Allah onu bağışladı.”

v Müslim’de (24/2756) geçen lafız şöyledir:

“Nebî (s.a.s.) buyurdu:

“Bir adam vardı ve aile efratlarına hiçbir hayrı dokunmuyordu. Öldüğü zaman onun bedenini yakacaklardı. Sonra bedenin küllerinin yarısını toprağa yarı­sını da denize savuracaklardı. (Adam şöyle demişti):

“Eğer Allah (hakkımda) güç yetirirse işte o zaman âlem­lerde benzerini vermediği azabın en şiddetlisiyle (beni) azaplandırır. Adam öldüğü zaman vasiyetini (oğulları) yerine getirdiler. Allahu Teâlâ da yere emretti ve o adama ait par­çaları topladı ve denize emretti. Deniz de o adama ait par­çaları topladı. Sonra Adama:

“Niçin böyle yaptın?” diye sordu. Adam da:

“Ey Allah’ım! Sen daha iyi bilen olmanla be­raber, senin korkundan dolayı” dedi. Allah-u Azze ve Celle de bundan dolayı onu bağışladı.”

v Yine Müslim (25/2756) de gelen bir hadis lafzı şöyledir:

“Nefsi hakkında haddini aşan bir adam vardı. Ölüm döşeğine düştüğü zaman oğluna:

“Ben öldüğüm zaman beni yakın. Sonra da bedenimi kül edin ve sonra denizin rüzgarına doğru savurun. Allah’a yemin olsun ki, Allah bana güç yetirirse, âlemlerde benzerini vermediği azapla beni azaplandırır” diye vasiyet etti. Adamın dediklerini oğlu yerine getirdi. Allahu Teâlâ toprağa:

“Adamdan aldığın parçaları yerine getir” diye emir buyu­rur. Hemen adam ayakta oluşuverir. Allahu Teâlâ adama:

“Bunu yapmana seni iten ne oldu?” der. Adam da:

“Ey Rabbim! Senin korkun”

= Râvî der ki ya da şöyle söyledi:

“Sana olan korkum” der. Bunun üzerine Allah onu bağışlar.”

41) Rib’iy bin Hiras’dan rivayette dedi ki; Ukbe bin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Korku Ve Ümit
« Posted on: 26 Nisan 2024, 13:00:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Korku Ve Ümit rüya tabiri,Korku Ve Ümit mekke canlı, Korku Ve Ümit kabe canlı yayın, Korku Ve Ümit Üç boyutlu kuran oku Korku Ve Ümit kuran ı kerim, Korku Ve Ümit peygamber kıssaları,Korku Ve Ümit ilitam ders soruları, Korku Ve Ümitönlisans arapça,
Logged
13 Mayıs 2014, 14:04:26
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 13 Mayıs 2014, 14:04:26 »



           Rabbim iki korkuyu ve iki emniyeti birarada vermem buyuruyor, bu dünyada Allah korkusuyla hareket eden inşaallah ahirette emniyette olur..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Mayıs 2014, 14:53:25
Hanife Ls 1

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 892


« Yanıtla #2 : 13 Mayıs 2014, 14:53:25 »

Şu anda cehennemin kenarında olsak ve oradaki zebanilerin cehennem ehline yaptıkları dayanılmaz işkenceleri gözümüzle görsek, cayır cayır yanan ateşin uğultusunu, cehennem ehlinin çığlıklarını, kemiklerini çatırdatan inlemelerini, kahırla nefes alıp vermelerini, bir kez daha dünyaya geri dönmek isteyen pişmanlık dolu yalvarışlarını duysaydık ve sonra tekrar dünyadaki yaşamınıza geri döndürülseydik acaba hayatımızda neler değişirdi?
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.
13 Mayıs 2014, 19:46:53
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #3 : 13 Mayıs 2014, 19:46:53 »

Esselamü aleykum; Hanife kardeşim bence bu soruyu acaba hayatımızda neler aynı kalırdı ya da aynı kalan bir şey olur muydu ? diye sorman daha uygun olurdu herhalde...Onları görüp de dünya hayatından zevk alana şaşarım...insan başını secdeden kaldırmaz,çevrip de yüzünü dünyaya bile bakmazdı herhalde...Mevlam nerden gelip nereye gittiğini anlayanlardan ,düşünüp muhasebe yapanlardan eylesin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Mayıs 2014, 21:32:31
8-D fatma zehra

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 402


« Yanıtla #4 : 22 Mayıs 2014, 21:32:31 »

Esselamü aleykum; Hanife kardeşim bence bu soruyu acaba hayatımızda neler aynı kalırdı ya da aynı kalan bir şey olur muydu ? diye sorman daha uygun olurdu herhalde...Onları görüp de dünya hayatından zevk alana şaşarım...insan başını secdeden kaldırmaz,çevrip de yüzünü dünyaya bile bakmazdı herhalde...Mevlam nerden gelip nereye gittiğini anlayanlardan ,düşünüp muhasebe yapanlardan eylesin...
gerçekten çok haklısın kardeşim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 22 Mayıs 2014, 21:33:13 Gönderen: 8-D fatma zehra »
Kayıtlı

Bir günah işlediğinde hemen tövbe et, insan suya düştüğü için boğulmaz, çıkamadığı için boğulur.
Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes