> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kudsi Hadisler > Büyük Şefaat
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Büyük Şefaat  (Okunma Sayısı 1938 defa)
28 Haziran 2011, 23:21:51
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 28 Haziran 2011, 23:21:51 »



BÜYÜK ŞEFAAT


117) Enes (r.a.)’dan rivayetle, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdular:

“Kıyamet günü Mü’minler toplanırlar ve:

“Ne olurdu da birini Rabbimiz katında şefaatçi edinsek” derler. Âdem (a.s.)’a gelir­ler:

“Sen insanlığın babasısın, Allah seni kendi eliyle yarattı, meleklerini sona secde ettirdi ve sana her şeyin ismini öğretti. Bize Rabbin katında şefaatçi ol, öyle ki bizi, buradaki şu ye­rimizde rahata kavuştursun” derler. Âdem de:

“Ben sizin iste­diğiniz konumda değilim” der ve günahları sayar. Şefaati is­temekten utanır ve Nuh’a gidin. O, Allah’ın Resûlü sıfatıyla insanlığa gönderdiği Peygamberlerinin ilkidir.” der. Mü’minler ona giderler ve Nuh da:

“Ben sizin istediğiniz konumda deği­lim” der ve Yüce Allah’tan bilmeksizin bir talepte bulundu­ğunu hatırlatır. Şefaat istemekten utanır ve:

“Allah’ın dostu İbrahim (a.s.)’a gidin” der. Ona giderler, o da:

“Ben sizin iste­diğiniz konumda değilim, siz Musa’ya (a.s.) gidin. O Allah’ın (c.c.) kendisiyle konuştuğu (kelam ettiği) kuludur ve ona Tev­rat’ı vermiştir” der. Sonra da mü’minler ona giderler. O da:

“Ben sizin istediğiniz mevkiide değilim” der ve herhangi bir cana karşılık olmaksızın bir kişiyi öldürdüğünü hatırlatır. Rabbinden haya eder:

“Siz Allah’ın kulu ve Resûlü İsa’ya (a.s.) gidin. O aynı zamanda Allah’ın kelimesi ve ruhudur” der. Ona giderler. İsa da:

“Ben sizin istediğiniz konumda değilim. Muhammed (s.a.s.)’e gidin. O, Allah’ın önceki ve sonraki (bü­tün) günahlarını bağışladığı   kuludur” der. Ona gelirler. Ben çıkarım, Rabbimi görünce secdeye kapanırım. Allahu Teâlâ beni istediği kadar bir süre o hâl üzere bırakır. Sonra:

“Başını kaldır ve iste, istediğin verilecektir, söyle, söylediğin dinlene­cek, şefaatte bulun şefaatin kabul edilecektir” denilir. Ben de başımı kaldırırım. Allah’ın (c.c.) bana öğrettiği gibi O’na hamd ederim. Ondan sonra da kimseler hakkında şefaatle bulunu­rum. (Allah’ın izniyle) onları cennete sokarım. Sonra yine Rabbimin katına dönerim. Onu gördüğümde secdeye varı­rım. Sonra da bana bir sınır koyuluncaya dek şefaatte bulu­nurum. Onları Cennete sokarım. Sonra da üçüncü kez yine Rabbimin katına dönerim. Sonra da dördüncü kez giderim.

“Kur’ân’ın tuttukları ve kendileri hakkında ebediyen cehen­nemde kalma hükmü verilmiş olanların dışında cehennemde kim kaldıysa hepsini (ateşten çıkarmayı istiyorum)” derim.”[1]

İmam Buhârî (rh) der ki: “Kur’ân’ın tuttukları” kavlinden kast edilen Yüce Allah’ın “Onlar cehennemde ebedi kalıcı­dırlar” diye buyurduğu kimselerdir.”

v Müslim’in (193) Ebû Kâmil Fudayl bin Hüseyin El-Cünderiy ve Muhammed bin Ubeyd El-Ğâberiy -Ki lafız Ebû Kamîl’e aittir- yoluyla gelen rivayette dediler ki: “Bize Ebû Avâne, ona da Katâde, ona da Enes bin Malik’in yaptığı rivayette Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Kıyamet günü mü’minler toplanırlar ve kendilerine şefaatçi olunması için ihtimam gösterirler -İbn Ubeyd der ki: “Bundan dolayı kendi içlerine şefaatçi olunması için ilham olunur-[2] “Ne olurdu da birini Rabbimiz katında şefaatçi edinsek de bizi buradaki şu yerimizde rahata kavuştursa” derler. Sonra da Âdem (a.s.)’a gelirler. Mü’minler ona:

“Sen Âdemsin, mahluka­tın atasısın. Allah seni eliyle yarattı ve ruhundan sana üfledi, melekleri de sana secde ettirdi. Rabbin katında bizim için şefaatçi ol da bu yerimizde rahata kavuşalım?” derler. Âdem de (a.s.):

“Ben si­zin istediğiniz konumda değilim” der ve işlediği hatasını ha­tırlar ve bundan dolayı utanır ve:

“Lakin, Allah’ın ilk Resûlü ve peygamberi olan Nuh’a gidin” der. On­lar da Nuh’a (a.s.) gelirler. Nuh da:

“Ben sizin istediğiniz ko­numda birisi değilim” der ve işlediği hatasını hatırlar ve bun­dan dolayı utanır ve:

“Lakin, Allah’ın kendisine halil edin­diği[3] İbrahim’e (a.s.) gidin” der. İbrahim’e gelirler. Ve o da:

“Ben sizin istediğiniz konumda birisi değilim” der ve işlediği hatasını hatırlar ve ondan dolayı Rabbine karşı haya eder:

“Lakin, Allah’ın kendisiyle konuştuğu ve kendisine Tevrat’ı verdiği Musa (a.s.)’a gidin” der.  Musa (a.s.)’a gelirler. Musa:

“Ben sizin istediğiniz konumda birisi değilim” der ve işlediği hatasını hatırlar ve bundan dolayı Rabbine karşı utanır ve:

“Lakin! Allah’ın ruhu ve kelimesi olan İsa (a.s.)’a gidin” der. Onlar da Allah’ın ruhu ve kelimesi olan İsa’ya gelirler. O da:

“Ben sizin istediğiniz gibi bir konumda değilim lakin Allah’ın (c.c.) kendisinin gelmiş ve geçmiş bütün günahlarını bağışla­dığı Muhammed’e (s.a.s.) gidin” der. Bana gelirler ve Ben de Rabbimden izin istedim ve bana izin verildi. Allah’ı (c.c.) gör­düğüm zaman hemen secdeye vardım. Allahu Teâlâ beni dilediği zamana dek o hâl üzere bırakır. Sonra:

“Ey Muham­med! Başını kaldır ve iste, istediğin verilecektir. Söyle, söyle­diğin dinlenecektir, şefaatte bulun şefaatin kabul edilecektir.” denilir. Ben de başımı kaldırırım. Allah’ın (c.c.) bana öğrettiği gibi ona hamd ederim. Ondan sonra da kimler hakkında şe­faatte bulunacağımı bana bildirir ve onlar hakkında şefaatte bulunurum. (Allah’ın izniyle) onları ateşten çıkarıp cennete sokarım. Sonra yine Rabbimin katına dönerim. Onu gördü­ğümde secdeye varırım. Sonra yine Rabbim beni dilediği bir süreye kadar o hâl üzere bırakır. Sonra:

“Ey Muhammed! Başını kaldır!” diye buyurur. (Devamla):

“Söyle, dinlenecek­sin, iste, istediğin verilecektir, şefaatçi ol, şefaatine kabul edi­lecektir.” diye buyurur. Ben de başımı kaldırırım. Allah’ın bana öğrettiği gibi O’na hamd ederim. Sonra da bana izin verilenler hakkında kimilerini ateşten çıkartıp cennete koya­rım”

-Ravi: “Üçüncüsünde mi yoksa dördüncüsünde mi dedi? bilmiyorum” dedi.-

“Ben de: “Ya Rabbim! Kur’ân’ın tut­tukları yani kendileri hakkında ebediyen cehennemliktirler, hükmü olanlar dışında cehenneme kim kaldıysa hepsini (ateşten çıkarmak) istiyorum” derim.”

İbn Ubeyd rivayetinde der ki:

“Katade: “Yani haklarında ebedi cehennem olanlardır” der.”

v Müslim’den (326/193), Mabed bin Hilal El-Anezi yoluyla gelen rivayette, dedi ki: “Enes bin Malik’in yanına girdik. Bu esnada (evinde) Sabit ile karşılaştık. Enes bin Malik’in yanına gitmek için yardımını istedik, kendisi kuşluk namazını kılı­yordu. Sabit kendisinden izin istedi ve yanına girdik. Sabit’i alıp yatağının üzerine oturdular. Sabit:

“Ey Ebû Hamza! Kar­deşlerin Basra’dan geldiler, senden şefaat hadisini anlatmanı istiyorlar?” diye sordu. Enes bin Malik de:

“Peygamberimiz Muhammed (s.a.s.)’in bize anlattığına göre, şöyle buyurdular:

“Kıyamet günü olunca insanlar (o dehşetten dolayı) birbirine karışacak ve Âdem’e (a.s.) gelip:

“Ben sizin istediğiniz ko­numda değilim. Lakin İbrahim’e gidin, çünkü o Allah’ın en yakın dostudur” der. Onlar da İbrahim’e (a.s.) gelirler. O da:

“Ben sizin istediğiniz konumda değilim. Lakin Allah’ın kendi­siyle konuştuğu peygamberi Musa’ya (a.s.) gidin” der. Musa getirilir, kendisi de:

“Ben istediğiniz konumda değilim. Lakin Allah’ın ruhu ve kelimesi olan İsa’ya (a.s.) gidin” der. İsa getiri­lir o da:

“Ben sizin istediğiniz konumda değilim. Lakin Mu­hammed’e (s.a.s.) gidin” der. Ben getirilirim ve:

“Ben (Allah’ın izniyle) şefaatçi olurum” derim. Rabbimin huzuruna gedip, ondan izin isterim ve bana izin verilir. Allah’ın (c.c.) önünde dururum. Bana Allahu Teâlâ’ya arzı medet için hafı­zamda bulunmayan bir takım hamd-ü senalar ilham olunur. Sonra da Allahu Teâlâ’ya secde ederim. Bana:

“Ey Mu­hammed! Başını kaldır, konuş, dinlenileceksin, iste, istediğin verilecektir. Şefaatçi ol, şefaatin kabul edilecektir.” denilir. Ben de:

“Ümmetim, ümmetim, Ey Rabbim!” derim. Bana:

“Haydi git! Her kiminin kalbinde arpa ya da buğday tanesi ağırlığınca iman varsa onu cehennemden çıkar” denilir. Ben de giderim ve (söyleneni) yaparım. Sonra (yine) Rabbime dönüp onu övüleceklerin yeganesi ile överim ve O’na sec­deye kapanırım. Bana:

“Ey Muhammed! Başını kaldır! Söyle (konuş), dinlenileceksin, iste, istediğin verilecektir. Şefaatçi ol şefaatin kabul edilecektir.” denilir. Ben de:

“Ümmetim, üm­metim” derim. Bana:

“Haydi git! Kimin kalbinde hardal tanesi ağırlığınca iman varsa onu ateşten çıkar” denilir. Ben de bu­nun üzerine giderim ve (söyleneni) yaparım. Sonra yine Rabbime dönerim ve O’nu övüleceklerin yeganesi ile överim ve secdeye kapanırım. Bana:

“Ey Muhammed! Başını kaldır. Konuş, dinlenileceksin, iste, istediğin verilecektir, şefaatçi ol, şefaatin kabul edilecektir” denilir. Ben de:

“Ey Rabbim! Üm­metim ümmetim” derim. Bana yine:

“Haydi git! Hardal tanesine yakın miktarda, azın azı imanı bulunan kimseyi ateş­ten çıkar” denilir. Ben de bunun üzerine hemen giderim ve (söyleneni) yaparım.”

Bu, bize Enes’in anlattığı hadistir. Sonra onun yanından ayrıldık. Bizler Cebbâne’nin üst kısımlarına[4] vardığımız va­kit:

“Hasan’a keşke bir uğrayıp selam verseydik” dedik ve (oraya gidip) selam verdik. Bu esnada kendisi Ebû Halife’nin bahçeli evinde bulunuyordu. Evine girip ona selam verdik ve:

“Ey Ebû Saîd! Kardeşin Hamza’nın yanından geliyoruz. Daha önce hiç işitmediğimiz şefaat hadisini bize anlattı” de­dik. O da:

“Hiyeh (anlat)!”[5] dedi. biz de bunun üzerine hadi­sini anlattık. Sonra o (yine):

“Anlat” dedi. Biz de:

“Daha fazlasını bilmiyoruz” dedik. O da:

“Kendisinin ezberi ve kuv­veti toplu olarak mevcut iken yirmi senedir bunu (bu kadarı il...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Büyük Şefaat
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:11:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Büyük Şefaat rüya tabiri,Büyük Şefaat mekke canlı, Büyük Şefaat kabe canlı yayın, Büyük Şefaat Üç boyutlu kuran oku Büyük Şefaat kuran ı kerim, Büyük Şefaat peygamber kıssaları,Büyük Şefaat ilitam ders soruları, Büyük Şefaatönlisans arapça,
Logged
15 Nisan 2013, 16:45:28
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 15 Nisan 2013, 16:45:28 »



     Rabbim bizi bu günün zorluklarından mahrum ve mahfuz eyle..Efendimiz (s.a.v.) in şefaatine nail olanlardan eyle !AMİN !
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

16 Nisan 2016, 18:26:36
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 16 Nisan 2016, 18:26:36 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah.  Rabbim bizlere en büyük şefaat olan Peygamberimiz in şefaatini nasip eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

04 Eylül 2016, 14:58:40
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 04 Eylül 2016, 14:58:40 »

Aleykümselam.Peygamber efendimizin yolunda giden onun sünnetine tabi yaşayan ve mahşer günü peygamber efendimizin şefaatine nail olan kullardan olalım inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes