๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kıyas Istıhsan ve Istıslah => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 04 Ekim 2011, 17:17:52



Konu Başlığı: Şiîler
Gönderen: Ekvan üzerinde 04 Ekim 2011, 17:17:52
Şiîler:


Görüş açıları, kıyas'ı tanımayan öteki mezheb mensublarına yakın olmakla birlikte, Şiîler, kıyasa karşı çıkıp onun yerine aklı koymuşlardır. [425] Onlar, kıyas'ı reddederken, kendilerine özgü bir takım gerekçeler ileri sürmüşlerdir. Şiilere göre her iş ve olay için, bu ister ibadet isterse muamelâtla ilgili olsun, Allah'ın belli bir hükmü vardır. Peygamber'in sağlığında açıklamadığı hüküm­ler, Peygamber'den sonra gelen vâsiler (masum imamlar) tarafın­dan açıklanır. Bu itibarla kıyasa müracaat etmeye lüzum yok­tur. [426] Diğer taraftan “şerîatte kıyas yapılınca din mahvolur” diye Ehl-i Beyt imamlarından tevatür derecesini hâiz rivayetler vardır. [427]

Şiîlere göre kıyas bir bid'at'tır; çünkü Hz. Ali, “Din kıyas ile olsaydı mestin üstü değil, altı meshedilirdi.” demiştir. [428] İmam Ca'fe'r es-Sadık da, Ebû Hanîfe'ye; “Allah'tan kork, kıyas yapma. Yarın biz ve bize muhalefet edenler, Allah'ın huzurunda durunca, biz, “Allah ve Peygamber böyle buyurdu” diyeceğiz. Sen ve arkadaşların, “re'yimize göre hareket ettik ve kıyas yaptık” diyeceksiniz. Al­lah da, bize ve size dilediği gibi muamele yapacaktır.” demiş­tir. [429]

Ayrıca Şiîler ve özellikle onlardan Ca'ferîler de, kıyası tanıma­yan Mu'tezillîer gibi, şerîatin birbirine benzeyen şeyler hakkında de­ğişik ve birbirine benzemeyen hususlarda da eşit mahiyette hüküm­ler koyduğunu ileri sürerek, kıyası reddederler. [430] Ancak bazı Ca'ferîler, illeti bir nassla sabit (mansûsu'l-ille) olan kıyas ile mefhûm-i muvafakat adı verilen “kıyasu'l-evleviyye” nin hüccet oldu­ğunu kabul ederler, fakat ekserî Ca'ferîler'e göre bunlara kıyas adı verilmesi doğru değildir; çünkü bunlar, aslında nass'ların delâleti­ne dâhil bulunan şeylerdir. [431]

Burada belirtmek isteriz ki şer'î hükümler, kıyas taraftarları­na göre de üç kısma ayrılır:

a) Asla ta'lîl edilmeyen hükümler,

b) Ta'lîl edildiği (muallel olduğu) bilinen hükümler,

c) Bir bakıma bi­rinci kısma, bir bakıma da ikinci kısma giren hükümler. Kıyas ta­raftarları, muallel olduğuna delîl bulunmadıkça ve asıl hükmün dayandığı illetin feri'de de bulunduğu sabit olmadıkça kıyas'a git­mezler; çoğu zaman îmân ve ibâdetlerle ilgili konularda kıyas'tan kaçınırlar; sadece anlamı akıl ile kavramlabilen ve dünyevî mas­lahatları içine alan muamelât konularında kıyas metodunu kulla­nırlar. Dolayısıyla, şeriatın, birbirine benzeyen şeyler hakkında de­ğişik ve birbirine benzemiyen hususlarda da eşit mahiyette hüküm­ler koymuş olması, yeri gelince kıyas yapmaya engel teşkil et­mez [432] çünkü zahirde birbirine benzeyen şeyler, bazı yönlerden aynldığı gibi, görünüşte birbirine benzemiyen bazı şeylerin de, kimi yönlerden aynı olduğunu tesbit etmek mümkündür. [433]




[425] K,A, Farûkî, İslâmic Jurisprudence, s. 63;   M.  Hüseyni Al-i Gıtâ, Aslu'ş-Şîa ve Usûlühâ, s. 121.

[426] M.Y. Mûsa. a.e.e.. s.  248.

[427] M.H.A. Kâşifi'1-Gıtâ,, a.g.e., s.  121;  Şeyh Muhammed Rıza el-Muzaffer, Usûlül-Fıkh, 2. bası. Necef (Irak)   1966. c. UZ s. 181,

[428] Hâşim Maruf  el-Hasenî, Târihu'l-Fıkhi'i-Ca'ferî,  s. 191.

[429]  H. M. el-Hasenâ, a.g.e., s. 191;  I. Kayyim, İ'lâm, Delhi tabı,, c I, s. 93, F. Zeki tabı, c. I, s. 310311.

[430] H.M. el-Hasenî, a.g.e., s. 191.                                                           :.

[431] Şeyh M. Rıza el-Muzaffer, Usûlü'1-Fikh, c. II, s. 190,200. Ayrıca bu bölümün “H” paragrafının 2 numaralı bendine bak.

[432] M. el-Hudarî, Usûlü'1-Fıbh, s. 250.

[433] A. Hallâf Masadır, s. 41,42. Dr. Abdulkadir Şener, İslam Hukukunun Kaynaklarından Kıyas, Istıhsan Ve Istıslah, Diyanet İsleri Başkanliği Yayınları: 92-93.