> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > Kıyas Istıhsan ve Istıslah > İstihsanı Tanımayanların Görüşleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İstihsanı Tanımayanların Görüşleri  (Okunma Sayısı 1089 defa)
25 Eylül 2011, 12:46:02
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 25 Eylül 2011, 12:46:02 »



İstihsanı Tanımayanların Görüşleri


Kıyası kabul etmeyen Zahirîlerle Şiîler, elbette istihsâna da sistemlerinde olumlu bir yer vermezler. [610] Kıyasın hararetli bir savunucusu olan İmam Şafiî ve ona bağlı olan fakîhler de istihsân karşısında olumsuz (bir durum almışlardır. [611]

İmam Şafiî, el-Umm'de “Kitabü îbtali'l-îstihsân” [612] adıyla bir bölüm ayırarak istihsâm red ve ibtal etmeye çalışmıştır.

Burada biz, istihsân konusunda önce İmam Şafiî'nin görüşle­rini, sonra Gazzalî, el-Âmidî ve İbn-i Hazm gibi bilginlerin görüş­lerini belirtmeye çalışacağız.

1) İmam Şafiî, re'y ve istihsâm aynı anlamda kullanır. [613] Ona göre müftülük veya hâkimlik mevkiini işgal eden kişi, fetva veya hüküm verirken ancak lâzım bir haber (haber-i lâzım)'e dayan­mak zorundadır. Bu haber de Kitab, sonra Sünnet veya üzerinde İlam sahihlerinin ihtilâf etmediği görüş (icmâ’), yahut da bunlar üzerine yapılan kıyas'tır. Müftü veya hâkim, istihsân ile fetva ve­ya hüküm veremez; çünkü Allah, Kur'ân'da, “însan, kendisinin başıboş bırakıldığını mı sanır?” [614]  buyurmuş­tur. Şafiî'ye göre, istihsân, başıboş ve keyfî bir şekilde hüküm vermektir. [615] Kişinin kendi kanaatine dayanan istihsâm, Allah ve Rasûlü'nün hükmü olamaz. [616]

Şafiî, er-Risâle'sinde, muarızı ile şöyle konuşur: Muarızı,

“Bir kimse, ancak ictihâd yoluyla söz söyleyebilir. İctihâd da, anlattığınız gibi, gerçeği aramak (hakkı taleb etmek)'tır. Buna göre sen, bir kimsenin kıyasa başvurmaksızın “istihsân yapıyorum” demesine cevaz veriyormusun? Şafiî,

“Bana göre, Allah bilir ya, bu, hiç kimse için caiz olmaz. İlim sahihleri için ancak “haber”'e uymak, hakkında “haber” ol­mayan şeylerde de habere kıyas yapmayı kabul etmek gerekir. Kı­yası bırakmak caiz olsaydı, bilginlerin dışında kalan akıl sahibi herkes için, hakkında haber bulunmayan  şeylerde istihsâna baş­vurmak caiz olurdu; oysa haber veya  kıyasa dayanmaksızın  hü­küm vermek, hiç kimse için caiz değildir.  [617]

İmam Şafiî'ye göre bilenler de, bilmeyenler de istihsân ile hü­küm veremezler. Hattâ âlim kimsenin istihsâna kail olması, bil­meyen kimseye nisbetle daha günahtır. Zira bilmeyen kimse ma­zurdur; bilen ise mazur sayılamaz. Bu konuda Şafiî şöyle der:

“Hz. Peygamber'in vefatından sonra Allah, hiç kimsenin ilme dayanmak­sızın söz söylemesine izin vermemiştir. Bu ilim de Kitap, Sünnet, İcmâ, eserler (âsâr) ve anlattığımız gibi bunlar üzerine yapılan kı­yastan hasıl olan ilimdir.” [618]

Şafiî, istihsânın ihdas edilmiş yeni bir şey (bid'at )ve nefsî ar­zulara uymak (kendi deyişiyle, telezzüz) olduğunu söyler. [619] O, böyle bir istihsân karşılığında kıyasın terkedilmesine asla taham­mül edemez ve şöyle der:

“Kıyas hak ise, siz, bilerek hakka muha­lefet ediyorsunuz. Bunda öyle bir günah vardır ki, eğer onu bilmiyorsanız, sizin ilim konusunda söz söylemeye yetkiniz yok demek­tir. Eğer kıyası bırakarak, vehimlerinizin müsaadesine, zihinleri­nize gelen şeylere ve duyularınızın istihsân ettiğine göre hüküm vermek için bir imkâna sahip olduğunuzu sanıyorsanız, biliniz ki; Kitab, Sünnet ve bunların delâletine göre, kimsenin ilme dayanmaksızın hüküm vermeye hakkı yoktur.” [620]

İmam Şafiî, istihsân aleyhindeki görüşlerini açıklamaya şöyle devam eder:

“Bir hâkim veya müftü, hakkında nass, haber veya kı­yas bulunmayan bir konuda, “Ben istihsâna göre hareket ediyorum” dediği zaman, elbette başkasının da, kendisine aykırı olarak istihsân ile hüküm istinbat etmesinin mümkün olduğunu kabullen­mesi gerekir. Dolayısıyla her memleketin müftü veya hâkimi kendi istihsâmna göre hareket edecektir. Böylece bir mesele hakkında çe­şitli hüküm ve fetvalar verilmiş olacaktır. Onlar, bunu caiz görü­yorlarsa, kendilerini başıboşluk içinde bırakıp keyiflerine göre hü­küm veriyorlar demektir; bunu caiz görmüyorlarsa böyle bir şeye başvurmamaları gerekir.” [621]

Şâfi'înin bu konudaki görüşlerini şöylece özetliyebiliriz:

a) Şerîatin hükümleri, ya nass'lara dayanır veya kıyas yoluy­la nass'lara hamledilir. İstihsân ile hüküm verilemez.

b) Kur'ân'da, Allah'a ve Peygamber'e itaat etmemiz ve her­hangi bir ihtilâf vukuunda onlara başvurmamız emredilmiştir  [622] istihsân ile hareket etmemiz emredilmemiş tir.

c)  Hz. Peygamber bile istihsân ile hareket etmemiş ve kendi­sine sorulan meseleler için vahiy beklemiştir.

d) İstihsân nefsin isteklerine göre hüküm vermektir.  Buna İslâm Dîni müsaade etmez ve böyle bir şeye istinad etmek günah­tır; bilginlere yaraşmaz. Nitekim Hz. Peygamber, sahâbîlerin böy­le keyfî hüküm ve davranışlarını tasvip etmemiştir.

e)  İstihsân belli bir kurala dayanmamaktadır.

f) Herkes istihsân yapmaya kalkışırsa keşmekeş ve karışık­lık meydana gelir. Üstelik müctehidlerin yanı sıra akıllı ve zekî olan herkes istihsân yapmağa yeltenirse, iş, büsbütün çığırından çıka­rılmış olur. [623]

2) Gazzâlî ve el-Âmidî gibi Şafiî bilginlerine göre istihsân, eğer nass, icmâ' ve zaruret gibi bir esasa dayanıyorsa, bu bir ihtilâf konusu olamaz ve böyle bir şeye istihsân adı verilmesi lüzumsuzluktur. Böyle bir îstihsân üzerindeki tartışmalar da, sadece isim et­rafında ve lafzî bir şey olmaktan öte gidemez. Eğer istihsân, nefsî arzulara uyularak verilen hükümden ibaretse, bunun üzerinde de ih­tilâfa yer yoktur; çünkü şer'î bir delile dayanmaksızın ileri sürü­len bu gibi hükümlerden sakınılmasında ümmetin ittifakı vardır. İstihsân kelimesinin sözlük anlamında kullanılması da tartışma konusu olacak bir şey değildir. O halde bu konudaki çekişmeler, kuru kuruya tartışmalardan başka bir şey değildir. Sonuç itibariyle el-Amidî şöyle der:

“Aasıl tartışma konusu olan istihsân, delile daya­nan bir hükmü bırakıp, âdeti kabul etmektir. Âdet (örf)  ile ümmet'ten “hail ve akd ehli” nin ittifak ettiği şeyi kasdediyorlarsa bu, doğrudur ve icmâ'a dâhil sayılır. Onunla câhil halkın (avam'ın) âdetini kasdediyorlarsa, böyle bir şey hüccet olamaz.” (el-îhkâm, c. IV, s. 213.) Gazzalî de, istihsân'ın bâtıl olduğunu ve vehme dayandığını söyler. [624]

Kıyası ve dolayısıyla istihsânı tanımayan Zahirîlerden İbn-i Hazm, istihsân aleyhinde çok sert bir dil kullanır. Onun bu konu­daki görüşlerini şu şekilde özetlemek mümkündür:

İsîihsânın ifa­de ettiği hüküm gerçek olamaz; çünkü bilginlerin istihsâna daya­nan bir görüş üzerinde birleşmeleri imkânsızdır. Herkesin anlayış ve düşünce biçimi ayrı ayrıdır. Nitekim istihsânı kabul edenlerin dahi kendi aralarında bir kısım ayrılıklara düştüğünü görüyoruz. Birisinin güzel gördüğünü (istihsân ettiğini), ötekisi çirkin görmek­te (istikbâh etmekte)'dir. Gerçek ise, her zaman aynı gerçektir ve kişilere göre değişmez. Kısacası istihsân, nefsî arzuların bir neti­cesi ve sapıklıktır; başka bir şey değildir. [625]



[610] İbn-i Hazm, el-İhkâm, c. VI, s. 17;  M.E. Zehra, el-İmam es-Sâdık, s, 527, 528. Şeyh M.B. el-Muzaffer, Usûlü'1-Fıkh, VC. III, S. 205.

[611] Gazzalî, el-Mustasfâ, c. I, s. 274 vd; el-Amidî, el-İhkâm, c. IV, s. 209 vd.

[612] el-Umm, c. VII, s. 267-277

[613] J, Schacht, An İntroduction to Islamic Law, s. 46.

[614] Kıyame: 75/36.

[615] el-Umm, c. VII,, s. 270.

[616] el-Umm, c. VII, s. 272.

[617] Risale, s. 503,504,505.

[618] Risale, s. 508.

[619] Risale' S. 25,507.

[620] el-Umm, c. VII, s. 273.

[621] el-Umm, c. VII, S. 273.

[622] Şafiî'nin bu görüşü, Nisa: 4/59. âyete dayanmaktadır.

[623] M.Y.  Musa Târihul-Fıkhi'l-İsiâmî, s. 264; M.E.  Zehra,  Usûlü'I-Fikli,, s.  258,259.

[624] Gazzalî, el-Mustafâ, c. I, s. 274-283;   el-Amidî, el-İhkâm, c. IV,  s.210,211 vd.

[625]  İbn-i Hazm, el-İhkâm, c. VI, s. 17. Dr. Abdulkadir Şener, İslam Hukukunun Kaynaklarından Kıyas, Istıhsan Ve Istıslah, Diyanet İsleri Başkanliği Yayınları: 131-134.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İstihsanı Tanımayanların Görüşleri
« Posted on: 27 Nisan 2024, 05:10:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İstihsanı Tanımayanların Görüşleri rüya tabiri,İstihsanı Tanımayanların Görüşleri mekke canlı, İstihsanı Tanımayanların Görüşleri kabe canlı yayın, İstihsanı Tanımayanların Görüşleri Üç boyutlu kuran oku İstihsanı Tanımayanların Görüşleri kuran ı kerim, İstihsanı Tanımayanların Görüşleri peygamber kıssaları,İstihsanı Tanımayanların Görüşleri ilitam ders soruları, İstihsanı Tanımayanların Görüşleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes