> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > Kıyas Istıhsan ve Istıslah > İçtimaî Durum
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İçtimaî Durum  (Okunma Sayısı 1129 defa)
15 Ekim 2011, 11:04:48
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 15 Ekim 2011, 11:04:48 »



İçtimaî Durum :


Toplumsal yaşayış bakımından bedevî Arablarla medenî Arablar arasında çok büyük farklar vardı. Son derecede sade bir yaşayı­şa sahip olan bedeviler sanat, tarım, ticaret ve denizcilik gibi şey­lerden uzak idiler. Hayatlarına çölün tabiî kanunları hâkimdi. Mev­simlere uyarak hayvan ve develeriyle otlak yerleri ve vahaları do­laşmakta idiler. Önemli maişet sebeblerinden biri de, düşman kabîleler üzerine baskın yapıp ne ele geçirirlerse yağma ve talan etmek­ti. Bu yüzden zayıf düşen kabileler, güçlü olanlara sığınmak zorun­da kalırlardı; fakat çok geçmeden dostlukları sona erer, kurulan birlikleri dağılırdı. [35]

Her kabilenin kendisine mahsus olan ve bütün bedevîlerce tanınan bir damgası vardı ki, bununla kendi develerini damgalarlar­dı. Hattâ kabîle topraklarını belli etmek için boya kullanarak bu damga ile kayalara işaret yaparlardı. [36] Kabîle fertleri birbirine) çok bağlı idi. Her kabîle kendi mensubuna, ister suçlu olsun ister suçsuz olsun, yardıma koşardı. Birisi bir cinayet işlerse, bütün ka­bile mensublari onun savunmasını üzerine alırdı. Ferdin elde etti­ği ganimet de kabileye ait olurdu. Kabîle birisini himaye etmek is­temezse, o başka kabileye sığınırdı ve bu sığındığı kabilenin ferdi sayılırdı. Kendisine veya çadırına sığınan kimseyi korumak ve kom­şuluk haklarına saygı, cömertlik, yiğitlik ve şeref duygusu, bedevi­lerde en yüksek ahlâkî meziyetlerdi. Bedeviler konuksever, İçkiye düşkün ve avcılıktan hoşlanırlardı. Başlıca besinleri, süt, et ve te­min edebilirlerse hurma idi. Kadınları günlük işlerinde kocalarına yardımcı olurlardı. Söz gelimi odun toplar, su taşır, süt sağar, ça­dır ve elbiselik dokurlardı; fakat Bedevîler'in yaşayışları savaşa da­yandığı 'için, yapısı itibariyle buna elverişli olmayan kadının yeri erkekten aşağı görülürdü. Bazı kabile mensupları arasında kız ço­cuklarını diri diri gömenler bile vardı. [37]

Bedevilerde fazlaca vatan ve din bağı yoktu. Aralarındaki en kuvvetli rabıta, soy (kan) ve dil bağı idi. Babalık, kardeşlik ve am­calık, soyu teşkil eden unsurlardı. Ailede annenin de önemi büyük­tü. Dayı da, yeğenleriyle eniştesinin aşiretine yardımcı olurdu. [38] Hılf yoluyla da akrabalık bağları kurarlardı. Hılf, antlaşma demek olup bu türlü akrabaya “halîf” derlerdi. Aslen esir (köle) olan halîfler, bağlı oldukları kabileye dahil olup onun asıl ferdi gibi miras alırdı; fakat öldürülürlerse diyetleri, asıl kabîle ferdinin diyetinin yarısı kadar olurdu. İstilhak (katma )yoluyla da aileye yabancılar katılırdı. Bu şekilde aileye katılan kimse köle ise, ailenin mevlâ'sı (Ç. mevâlî) olurdu, hür ise “daiy” adım alır ve “mevlâ” gibi bu da soyuna katıldığı kimseye mirasçı olurdu. Hoşlanılmayan bir şahıs, kabileden çıkarılır (hal edilir) ve onunla hukukî bağlar kesilirdi. Bu arada kadının durumu çok kötü idi. Özellikle evlenme ve boşan­ma işleri düzensiz ve kadının aleyhine idi. Köle ve cariyelerin duru­mu da çok fena olup eşya gibi alınıp satılırlardı. Bir köle kendisini âzâd eden şahsın mevlâsı olurdu ki, buna “itk mevlâsı” denilirdi. Köle, kendi kıymetini kazanıp sahibine öder ve böylece de hürri­yetine kavuşabilirdi. Köle ile sahibi arasındaki bu türlü anlaşmaya mükatebe akdi denilirdi. Bu hukukî işlem, İslâmiyet tarafından da kabul edilmiştir. Akde dayanan mevlâlık (velâ'), hürler arasında da olurdu. Aslen köle olan mevlâlar, hürlerden aşağı, kölelerden yuka­rı bir sınıf teşkil ederlerdi. Kısas ve ceza bakımından hürlerin sa­hip oldukları hakların yarısına eşit olup hür kızlarla evlenemezlerdi. Câhiliye çağında içki, kumar ve fuhuş da son derecede yay­gındı. [39]

Medenî Arablarda tarım ve ticaret hayli ilerlemişti. Medîne ve çevresinde hurmacılık ve ticaret, buradaki yahîdilerin de etkisiy­le, gelişmiş ve hayatın esasını teşkil ediyordu. Mekke'de Kureyşliler'in tertip ettikleri büyük ticaret kervanları yazın Suriye'ye, kı­şın Yemen'e gidip gelirdi. Kur'ân'da [40] buna işa­ret edilmektedir. Köle alım satımı da Kureyşliler'in önemli gelir kaynaklarından biri idi. Kuzey Arabistan'da Roma ve İranlılar'la temas halinde bulunan Arablar ticaret, sanat ve tarım bakımından oldukça ileri idiler. [41]

Kuzey ve Güney Arabistan'ın hilâfına merkezî Arabistan'da okur yazar kimseler pek azdı. Meselâ, İslâm'ın zuhuru sırasında Mekke'de onbeş yirmi kişinin okuyup yazma bildiği rivayet edil­mektedir. [42] Arabların dil birliğini sağlayan ve  kabilelerin bir millet halinde birbiriyle manevî temaslarını devam ettiren en kuv­vetli unsur şiir idi. Câhiliye devrinin ünlü şâirleri, şiirlerinde kendi aşk ve duygularının yanında, şahısları, koruyucuları ve kabileleri­nin övgüsünü, düşman kabilelerin yergisini, tabîat tasvirlerini, acı ve tatlı hatıraları dile getiriyorlardı. Her kabile, şâiri ile övünmek­te ve üstünlüğünü onun vasıtasıyla ebedileştirmekteydi. Bu devirde âdeta silâh tesirini hâiz olan şiirler ezber edilerek, çölün bir başın­dan öbür başına kadar ulaşıyordu. İslâm'dan önce Ukaz panayırın­da okunup birinciliği kazanarak Ka'be'nin duvarına asılan ve “Muaîlakât” adını alan ünlü şiirler günümüze kadar gelmiştir. [43]




[35] C. Ali, a.g.e,, c, IV, s. 212 vd.; A. Emin, a.g.e.' s. 9,10.

[36] M.J. de Goeje, “Arabistan” (Etnografya), İslam Ansiklopedisi  c  I a. 486.

[37] A, Emin, a.g.e., s. 10,11.

[38] C . Ali, a.g.e., o. IV, s. 212 vd.; a Zeydan, a.g.e.( c. IV, s. 16, 24, vd,

[39] H. İ. Hasan - Ali. Hasan, en-Nüzumü'1-İslâmiyye, Kahire, 1939, s. 360; C. Zeydan a.g.e., e. IV, s. 2843.

[40] Kureyş: 106/1, 2

[41] A. Emin, a.g.e., s. 11,12 vd.; C. Zeydan, a.g.e.,, c. I, s. 19,20; H. İ Hasan a.g.e., s 360.

[42] C. Zeydan,, a.g.e., c. III, s. 100.

[43] Brockelmann, “Arabistan” (Edebiyat), İslâm Ansiklopedisi, c  I, s. 523 dv.; Brockelmann, İslâm Milletleri ve Devletleri Târihii s. 10, 11; A. Emin, a.g.e., s. 57 vd.

Dr. Abdulkadir Şener, İslam Hukukunun Kaynaklarından Kıyas, Istıhsan Ve Istıslah, Diyanet İsleri Başkanliği Yayınları: 12-14.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İçtimaî Durum
« Posted on: 19 Nisan 2024, 04:57:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İçtimaî Durum rüya tabiri,İçtimaî Durum mekke canlı, İçtimaî Durum kabe canlı yayın, İçtimaî Durum Üç boyutlu kuran oku İçtimaî Durum kuran ı kerim, İçtimaî Durum peygamber kıssaları,İçtimaî Durum ilitam ders soruları, İçtimaî Durumönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes