๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Kitap => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 06 Haziran 2012, 11:12:52



Konu Başlığı: Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 06 Haziran 2012, 11:12:52
Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı
Mostar Dergisi • 55. Sayı / KİTAP


Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı, bir tutkunun anlatısı. Mustafa Kutlu, bir nişan olarak seçtiği Tahir Sami Bey’e kitap tutkusunu bahşediyor. Kitaba olan tutkusunun peşinde hayatının bütün sosyal yanlarını iğdiş eden Tahir Sami’nin bir trajediyle sonlanan hikâyesi bu.

Mustafa Kutlu, Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı, Dergâh, 2009, 164 s.

Hikâyemizin ustası Mustafa Kutlu, Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı adını verdiği uzun hikâyesini geçtiğimiz ay okurla buluşturdu. Kitap, resmî bir dairede arşiv memurluğu yapan Tahir Sami’nin üzerinden insanın kaderinin açmazlarına, imkânlarına göre hayatını sürdürmekten başka bir macerası olamayacağını anlatıyor. Yine alışıldık Mustafa Kutlu üslubuna hâkim kitapta, anlatıcı zaman zaman araya girerek okurla sohbet ediyor. Kitabın kurgusu gereği, Tahir Sami Bey’in hayatını kitaplaştıracak bir muharrir olan Mustafa Bey (anlatıcı), Tahir Sami’den gelen mektupları da okurla paylaşıyor. Mustafa Kutlu’yu modern zaman hikâyeciliğinden ayıran sır da burada saklı. Geleneksel hikâye sanatının bütün hususiyetlerini bu son kitapta da ustalıkla veriyor Kutlu.

Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı, bir tutkunun anlatısı. Kitaba olan tutkusunun peşinde hayatının bütün sosyal yanlarını iğdiş eden Tahir Sami’nin bir trajediyle sonlanan hikâyesi bu. Gerçekten de Mustafa Kutlu eserlerinde pek alışık olmadığımız bir finale sahip bu kitap. Tahir Sami’nin hayatını nesiller öncesinden anlatmaya başlıyor Kutlu. Atalarından bu yana tam manasıyla eski kültürün unsuru olan sanatların içinde büyüyor. Babası müzehhip, kendisi de babasının izinden giden, eski yazıyı ilk gençlik yıllarında öğrenen bir kültür meraklısı. Kaderin selameti, onu bir gün eski bir devlet dairesinin arşivini düzenleme göreviyle karşılaştırıyor. Ailesiyle olan ilişkiler, tutkusu, dairenin kapatılma kararı ve bir gece uyuyup bir daha uyanamamak…

Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı kaderle olan münasebeti kadar konu arka planında sakladıklarıyla da okuru farklı bir serüvene çekiyor. Kutlu’nun her kitabında olduğu gibi bunda da toplumsal meseleler tartışılıyor. Geçmiş kültür, edebî eserin nasıl olması gerektiği, bilhassa kütüphaneler üzerine incelikli sözler sarf ediliyor. Bir kütüphanenin önemi kitaplarının çokluğuyla mı yoksa bir alanda çıkmış eserlerin toplanmasıyla mı anlaşılır? Kutlu’nun kitapta kütüphanecilik merkezinde tartışmaya açtığı belki de en önemli başlık bu. Köylerle ilgili kitaplara ilgi duyan Tahir Sami Bey de kütüphanesinde köyleri anlatan kitaplara yer veriyor. Özel hayat kavramı da mahremin altını kurcalamak manasında kullanılmıyor kitapta. Okuyucu kitabın kurgusundaki parçaları bir bütünde buluşturarak kitapta gazeteci namıyla var olan Mustafa Bey’in Tahir Sami’nin hayatına odaklanırken neden özel hayat ifadesine yer verdiğini anlıyor. 

Kültür hayatına ucundan kıyısından kapı aralamış herkesin tutku dedikleri hayalhaneleri olur. Edebiyatın, hikâyenin en saf ırmağında yıkanan sözlerle bize seslenen Mustafa Kutlu, bir nişan olarak seçtiği Tahir Sami Bey’e kitap tutkusunu bahşetmiş. Sadece kitap tutkusuyla kalmamış, ihtisas kütüphanesi kurma yolunda ona yeni görevler de yüklemiş. Her tutku insanı içten kemiren bir canavara dönüşüyor olmalı ki, Tahir Sami’nin hayatında da onulmaz yıkımlar meydana getiriyor. Yine de bütün bunların karşısına modern hayatın inlemesinden kaçıp, tarihî bir binanın – hem de her şeyi orijinal haliyle korunan– arşivinde tutku saatlerinin tik-taklarını dinlemek cesareti insan olmanın son damlasının hâlâ damarda olduğunu gösteriyor.

Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı, bizi her yıl kitap bayramı yaşamaktan yoksun bırakmayan Mustafa Kutlu’nun halisane edebiyatla verdiği, modern kent çağında yaşayıp, kentin meydanında geleneksel şehrin şarkısını söyleme cesaretini gösteren bir yalnız adamın anlatısından başka nedir? Kutlu’nun siyasetten uzak, hayatın gerçek yansımalarıyla hemhal bir eseri daha kütüphanelerimize kuruldu. Sevinmeyecek miyiz? –Yakup Öztürk

Doğulu Yazarlar Gözüyle İstanbul
İ.B.B. Kültür A.Ş.


Yabancı Gazetecilerin Gözüyle İstanbul kitabında Batılı entelektüelin İstanbul’u nasıl gördüğünü bir araya getiren İ.B.B. Kültür A.Ş., Doğulu Yazarlar Gözüyle İstanbul’da Doğulu aydının İstanbul okumalarını okurun dikkatine sunuyor. Kitap, İslam dünyasının entelektüel hayatında ağırlığı olan isimlerin bu şehre sevdalarını dillendirdikleri yazılardan oluşuyor. Eserde, Hoda Barakat (Lübnan), Jamal Manjoub (Sudan), Adonis (Suriye), İmane Humeydan Younes (Lübnan), Salma Jayyusi (Filistin), Reza Bareheni (İran), Amer Houssein (Pakistan), Hamid Dabashi (İran), Gamal Gitani (Mısır), Shamsur Rahman Faruqi (Hindistan), Abir Zaki (Suudi Arabistan), Muhammed Sıddık Mahmoud (Irak), Miral Al Tahawi (Mısır) gibi önemli kalemlerin İstanbul hakkındaki yorumları yer alıyor.

Nezih Tavlaş
Foto Muhabiri: Ara Güler'in Hayat Hikayesi
Fotoğrafevi, 2009, 343 s.


Nezih Tavlaş'ın fotoğrafın efsane ismi Ara Güler'in hayatını anlatan bu kitabında sayfalar akarken alttan da Türkiye'nin 80 yıllık tarihi geçiyor. Kitap, savaşlar, darbeler, medeniyetler, facialar ve dünyanın kaderini değiştiren insanlar ardında koşuşan Ara Güler'in yaşam boyu karşılaştığı inanılması güç öyküleri akıcı bir üslupla sunuyor. Usta Ara Güler'in her zaman doğru yer ve doğru zamanda olabilmek için nasıl çalışıp didindiğinin ve nasıl bir bedel ödediğinin de tanığı bu sayfalar. Ara Güler'in doğduğu günden bugüne kadar tanık olduğu olayları kronolojik bir sırayla anlatan kitabın sonunda usta ile yapılan bir söyleşi ve aile albümünden fotoğraflar yer alıyor. 

Amelie Kuhrt
Eski Çağ'da Yakındoğu
Çeviri: Dilek Şendil
İş Bankası, 2009, 1289 s.


Amélie Kuhrt'un doğuda İran ve Afganistan'dan batıda Doğu Akdeniz ve Anadolu'ya, kuzeyde Karadeniz'den güneyde Mısır'a kadar uzanan geniş bir coğrafi alanın yaklaşık üç bin yıllık tarihini incelediği iki ciltlik bu eser, kendi alanındaki en önemli başvuru kaynaklarından biri. En eski yazılı belgeler ile Büyük İskender'in fetihleri arasında kalan bu uzun ve insanlık tarihi açısından can alıcı dönemi, son arkeolojik bulgulara, metin çözümlemelerine, geniş bir bibliyografyaya dayanarak anlatan Kuhrt, ayrıca çeşitli yorum ve metodoloji sorunlarını da mercek altına alıyor.

Mustafa Akdağ
Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası: Celali İsyanları
Yapı Kredi, 2009, 511 s.


Kitap Cumhuriyet dönemi tarihçiliğinin bir klasiği olarak kabul ediliyor. Prof. Dr. Mustafa Akdağ’ın yaşarken tamamlayamadığı “Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası” adlı çalışmasının hazırlanan tek cildi olan eserde, Osmanlı tarihinin en parlak dönemi sayılan 16. yüzyılın ortalarında başlayıp 17. yüzyılın ilk çeyreğine kadar süren birbirine eklemlenmiş toplumsal karışıklıklar, devlet otoritesine güçlü başkaldırılar dizisinin nedenleri, özellikleri, sonuçları ilk kez bütün kapsamıyla ortaya konuyor.