> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kitabüt Tevhid > Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri  (Okunma Sayısı 1368 defa)
10 Temmuz 2011, 16:53:05
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 10 Temmuz 2011, 16:53:05 »



Kâbi'nin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri Ve Bu Görüşlerin Reddedilmesi


Kâ'binin, Allah'ı bilmekte ulaştığı mevkii bilmemiz için, ileri sür­düğü fikir ve görüşlerinin bazısını zikredeceğiz.[156] Bununla mutezile mez­hebinde ulaştığı makamı iyice anlaşılmış olur. Çünkü o, mutezileler nez-dinde yeryüzü halkının imamı olarak kabul edilmiştir.

Kâ'bi diyor ki : Hâl ve şahsın ihtilâfına ihtimali bulunan şey, fiilin sıfatıdır. «Felân'a rızık verir», «ve şu halde merhamet eder, bu halde de merhamet etmez» sözü gibi. Kelâm hakkındaki söz de böyledir. Şahıslar hakkında öne sürülecek fikir de aynı bunun gibidir. Kudret, ilim ve hayat sıfatları hakkında bu gibi sözlerin söylenmesi imkân ve ihtimal dahilin­de olmaz. Çünkü bunlardan herbiri zâtın sıfatıdır.

Ve yine Kâ'bi der ki : Üzerine kudretin vaki olduğu her şey, fiilin sıfatıdır. Rahmet ve kelâm gibi. Üzerine kudret vaki olmıyan ise, zâtın sıfatıdır. Meselâ «bilmeye veya bilmemeye kadir olur mu?» denilmediği gibi. Sonra zâtın sıfatından sorulur : Allah'ın niçin zıddı ile vasfolunması vacip olmuyor? Bu soruya cevaben diyor ki : Çünkü o, zâtına rücu' eder. Zâtı ise muhtelif değildir. Zıttı ile vasfetmek ise ihtilâfı icabettirir. Sonra diyor ki : Allah'ın zâtı, muhtelif olmayınca nefsinin baki kalmış olduğu şeyin muhtelif olması caiz olmaz. Tıpkı illetin devam etmesiyle kendisi­nin de devam etmesi ület için vacip olan şey gibi.

Allame Ebu Mansur (r.h.) diyor ki : Kâ'bî'nin sözlerinden bazısı da şöyledir : Allah-u Teâlâ'nın hakikatte sıfatı yoktur. Allah'ın sıfatı, an­cak vasfedenin kendisini vasfetmesi veyahut isim verenin isim vermesin­den ibarettir. Bu ikisi birden vasfedenlerin vasfında, ne zaman Allah'ı ilim, kudret, ve fiil sıfatları ile vasfederlerse, vasıf bakımından hiç bir ihtilâf olmaksızın vasfedenlerin vasfında bulunur. Sonra Allah, hakikat­te Âlim, Kadir ve Hâlık isimleri ile isimlenmiş bulunuyor. Artık Allah'ın vasfedilmesi bakımından bülnmesinin bir veçhi yoktur. Çünkü bu her iki­sinin, yani vasıfla ismin her ikisi kendisinde muvafakat bulunan şeye rücu' eder.

Sonra bazen denir ki : Allah, felânın duasını işitti, filânın duasını da işitmedi. Ve adamın biri, kalkıp söyle diyor : Allah, bunu benden bilmedi. Diğer biri de Allah bunu benden şu vakitte bildi, bu vakitte ise bilmedi, der. Sonra bununla işitme ve bilme sıfatlarının zâtın sıfatından olmama­ları vacip olmaz. Kelâm ve rahmet hakkında bu şekildeki ifadeyi hiç bir şey menetmez.

Eğer «bununla bilinen ve işitileni nefyetmeği nrarad ediyor» derse kendisine şöyle cevap verilir : Birincisinde yani hâl ve şahsın ihtilâfı ih­timali olan şeyin fiilin sıfatı olduğundaki ileri sürülen fikrin kelâm hak­kında aynı olduğu da böyledir.[157] Yani kelâmı nefyetmeği zikretmekle Fir'avuna ikram ve ihsanını esirgediğini murad ediyor ki; bu da Allah'ın ih­sanını murad eden şeyin kendisidir. Bu hususta kelâm ile müminleri müj­deleyen ve kâfirleri meyus bırakan şey olarak bilinmektedir. Bu husus, bizim katımızda böyle telâkki edilmektedir.

Bundan sonra gerçekten mesele kıymetini kaybetmiştir. Çünkü o, hükmü sözün caiz olmasına bağlamıştır. Biz meseleyi beyan ettik4. Biz, geçen ifadelerle Allah-u Teâlâ'nm hadis olma .sıfatıyla mevsuf olmasının caiz olmadığını anlamış bulunuyoruz. Çünkü eğer bununla vasfolunması caiz olsaydı Allah, muslihtir, mufsittir, hayırlıdır, şerlidir diye vasfediî-mesî caiz olurdu ki bu asla doğru değil, batıldır. Böylece mesele onun zannettiği ve düşündüğü gibi değildir. Kuvvet ancak Allah'tandır.

Yine gerçekten her sessiz olan, işittirmek için konuşmaz. O'nun ilim­le konuşması caizdir. Sonra her ikisinin arasının ispat harfindeki ihtilâf ile tefrik edilmesi vacip olmaz. Ve Allah'ın Zâtında da ihtilâfı icabettir-mez. İşte böylece nefyi hakkında nıeneden bir şey yoktur. Kuvvet ancak Allah'tandır.

Gerçekten Allah-u Teâlâ'yı adaleti kendisinden nefyetmek suretiyle vasfetmek caiz olmaz. Sonra onun, yani adaletin kendileri indinde zâtın sıfatı olduğunu söylemez. Bunun içindir ki onun takdirinin fasid ve batıl olduğu sabit olur.[158]

Sonra kendisine denir ki : Sen fiil sıfatiyle fiilin bizzat kendisini kas-dediyorsun ki, o da yaratma fiilidir. O senin katında[159] fiil midir, yoksa fiilden başka bir şey midir? Eğer yaratmak fiildir, derse kendisine : Ni­çin yaratma fiildir dedin? denir. O, kimin sıfatıdır? Çünkü sıfat ancak mevsuf için bulunur. Eğer o, Allah'ın sıfatıdır derse; yaratmayı Allah'a sıfat kılmayı ifade ederse, bu ne büyük bir sözdür. Çünkü yaratmak fii­linden meydana gelen, fesada uğrayan, çirkin olan, mecburi ve zaruri olan, aciz olan.necisler olan ve pislik olan vardır. Bunların hepsini kendi sıfatı ile mevsufdur. Bu sıfatlar öyle bir sıfatlardır ki her akıllı olan kim­se bunlarla mevsuf olmaktan çekinir. Nasıl oluyor da bu sıfatlarla [160]Allah vasf olunuyor?

Eğer yaratma değildir derse, gerçekten kastedilen Allah'ın sıfatı, fiilin kendisidir demesi lâzım gelir. Biz bu hususu açıklamıştık.   Allah-u Teâlâ yarattığı ile vasıflanmaktan yücedir, beridir. Böylece sabit olur ki fiilden7 ibaret olan Allah'ın sıfatı kendi zâtının sıfatıdır.

Böylece Allah, Haliktır; Rahmandır; Rahimdir denir. Bu isimlerle ancak Allah'ın Zâtına isim verilir. Fiilin sıfatı da bunun gibidir, yani fii­lin kendisi. Onunla Allah'ın Zâtı vasfolunur. Bu, tıpkı «hikmetli kelâm­dır, doğru kelâmdır, yalan sözdür» denildiği gibi. Gerçekten bu böyledir. Aynı zamanda sahibinin sıfatıdır. Bunun gibisinin aynı Allah'a izafe olunur.

Sonra, kendisine denir ki : Rahmet ve mağfiret fiilin sıfatıdır diyor­sun. Lanet, ve küfretmek de sence fiilin sıfatıdır. Rahmet ve lanetle ken­disine isim verilen fiil nedir ki; Allah onunla vasfolunsun?

Eğer o, Cennettir-Cehennemdir, kabul; reddetme ve benzeridir der­se; daha doğrudur, adaletlidir, zulümkârdır deyimleri hakkında zikredi­len meselelerdeki sözü batıl olur. Gerçekten Allah-u Teâlâ Rahimdir; bu­nu kullarına karsı işlemez. Halbuki bunların hepsi kullarına yaptığı şey­lerdendir. Eğer bunun gayrı bir manâ ispat ederse o takdirde Allah'ın yarattığının gayri olurlar ve onlarla vasfolunur. Oysaki onun «küfreden»8 sözü kötü ve çirkin bir sözdür. Allah-u Teâlâ asla onunla vasfolunmaz.[161]

Sonra kendisine denir ki : niçin bu zat ve fiilin sıfatı hakkında zik­rettiklerini nazarı itibara aldın? Hakikaten ispat etme yönünden, kullan­mada zâtın sıfatlarının muhtelif olduğunu görüyorsun. Meselâ; eşya hak­kında ilim ile ifade edilmek istendiğinde, eşya kudret ile vasfoîunmaz. Ve eşya üzerine kudretin hükmü caridir, dendiği zaman, egya ilimle vasfo­lunmaz. Keza egya görülme ile vasf olunduğunda, kerem ile vasfolunmaz. Cûd ve hikmet ile vasfolunduğu zaman da eşya işitme sıfatı ile vasfolun­maz. Kendisi ile ihtilâfın caiz olduğu şey de bunlar gibidir. Bununla her hangi bir farkın bulunması gerekmez. Bilâkis, Allah ezelde bu sıfatlarla mevsuftur.

Sen niçin Allah'ın kendisiyle vasfohınan şeyin hepsinde böyle demi-yorsun. Zira Allah, değişikliğe uğramadan ve fesad bulmadan beri ve münezzehtir. Bunların her ikisi de hadis olmanın alâmetleri ve yok iken sonradan var olmanın işaretleridir.

Yine kendisine şöyle denir : Sen yaratmanın bir çok kısma ayrıldı­ğını görüyorsun. Sence bunların bir kısmı ile Allah'a isim verilir. Bir kıs­mı ile verilmez. Sonra sıfat hakkında bir ihtilâfa da delâlet etmez. Öyle ise bu sıfatların ifade edilmesini meneden nedir? Tevfik Allah'tandır.

Fakîh Ebu Mansur diyor ki : Sonra onun «üzerine kudret sıfatının cari olanla vasfolunan şey, zâtın sıfatlarından değildir» sözüne göre hasmı ve muhalifi nezdinde Allah, sıfatlarından bir şey üzerine kudret­le vasfolunmaz. Ancak, bunda yapılan şeyin murad edilmesi ile mecaz olarak vasfolunur. Tıpkı yarattığı şeyi itibar ederek onunla kendisine isim verilmesi gibi.[162]

Ve sonra biz, gerçekten onların zâtm sıfatları olduğu hakkında itti­fak olduğu halde eşyada genişlik ve darlık bakımından sıfatların durum ve envalinin muhtelif olduğunu beyan etmiştik. Bu zikrolunan şeylerde de aynısını ifade ediyoruz.

Sonra şu görüş de Kâ'bî'nin mezhebinin görüşüdür. Gerçekten Allah ne yaratıcı idi ve ne de Rahman. O, kendi zâtını, yaratıcı ve merhamet edici yapmıştır. Öyle ise bizim bu manâdaki yaratıcı (halik) ve merha­met edici (Rahman) ye ibadet etmemiz caiz olur. Böylece onun sözüne göre : «Şu, yaratma fiili için bir mabud takdir etti»; ifadesi ortaya çık­mış olur. Halbuki üzerine kudretin vaki olduğu isimdir. Bu durumda, Al-lah'dan başkasına ibadet etmiş olur. O, yine üzerine kudretin vaki oîdu-ğu şey olması bakımından bu isimler muvacehesinde sonradan var ol­muştur.

Sonra kendisine şöyle de denir : Allah, mahlûkatı yaratmamağa kadir olur mu?

Eğer bu sorumuza; hayır derse : Allah'ı zaruri olarak ve yahut biza­tihi yaratıcı yapmış olur ve ileri atmış olduğu fikir ve sözü batıl olur.

Eğer Allah mahlûkatı yaratmamağa kadirdir, derse o zaman kud­retin üzerine vaki olmasiyle yaratılmamış olanın yaratılmış olduğunu söylemek zorunda kalır. Bunda ise fiilin ve yaratılanın kadim olduğunun ispat edildiği görülür. Kuvvet ancak Allah'tandır.

Kâ'bi, kelâmın hadis olması hakkında, gelmek ve getirmeği zikre­derek delil getirmeğe çalışıyor, bu bakımdan kelâm, sonradan var olma­dır, diyor. Biz geçen bahislerde açıklamıştık. Hakikaten Allah, kelâm sıfatıyla vasfolununca kelâmın, fiilin ve diğer adı geçen sıfatların tümü hakkında söylenecek şey aynıdır. Çünkü Allah-u Teâlâ değişme ve zeval bulma ihtimalinden beri ve münezzehtir. Ne var ki gerçekten Allah, gel­meyi kendisine izafe etmiştir. Sonra gelmenin hadis olması gerekmez. Bilâkis o, Allah'a lâyık olan yöne[163] sarfedümiştir. îlki de yani getirme de b...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri
« Posted on: 16 Nisan 2024, 10:11:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri rüya tabiri,Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri mekke canlı, Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri kabe canlı yayın, Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri Üç boyutlu kuran oku Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri kuran ı kerim, Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri peygamber kıssaları,Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleri ilitam ders soruları, Kâbinin Zatî Ve Fiili Sıfatlar Hakkındaki Görüşleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes