> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kitabüt Tevhid > Însanı İlme Ulaştıran Yollar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Însanı İlme Ulaştıran Yollar  (Okunma Sayısı 1938 defa)
10 Temmuz 2011, 19:25:02
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 10 Temmuz 2011, 19:25:02 »



Î
nsanı İlme Ulaştıran Yollar, Görmek, Haberler Ve «El-Îyan» Yani Duyu Organları Vasıtasiyle Bilinen Mevcudattır


Allâme Ebu Mansur (r.h.) şöyle diyor : İnsanı, eşyanın hakikatle­rini bilmeye ulaştıran yollar, görmek, haberler ve «lyan»[23] yani görme­nin dışındaki duyu organlarından ibarettir. lyan, duyu organlarının ken­disinde vuku bulan şeydir. îyan, kendisinde ilim bulunan bir temel esastır ki cehilden ibaret olan zıddı yoktur. Kim ki cehlden, ilmin zıddı var-du- derse o kimse ilmi inkâr edenin[24] tâ kendisidir. Bunu işiten herkes, ona kibirli, kendini beğenen kimse der. Bu öyle bir sıfattır ki, hayvan­ların tabiatı bile bu tür sıfatın kendi rütbeleri olmasından çekinirler. Çünkü hayvanlardan her biri acı duyacağı, lezzet alacağı ve hayatının devamına veyahud fesa'd bulmasına sebep olan herşeyi bilir. Halbuki bu kimse hayvanların bildikleri bu hususu dahi inkâr ediyor. Bu gö­rüşü ortaya koyan, atan kimse ile münazara yapılmaması için akl-ı se­lim sahibi insanlar tarafından görüş birliğine varılmıştır.[25] Zira bu kim­se ne inkâr ettiğini ve ne de inkâr etmediğini bizzat kendisi ispat ede­miyor. Münazara ve münakaşa ise bir şeyin mahiyeti"[26] veyahut mahi­yetinin dışındaki varlığı[27] hakkında olur. îlim de inkâr etmek ve et­memek için bulunur. Her ikisinin birlikte kabul edilmesi mümkün de­ğildir. Çünkü bunun bir manii vardır. O da her ikisinin yani inkâr ile inkâr etmemenin bir arada bulunması için mâni vardır. Fakat kendisi ile oturup konuşulabilir ve ona şöyle denir : «Sen gerçekten inkâr et­tiğini biliyorsun.» Eğer «inkâr ettiğimi bilmiyorum,» derse inkârını red etmiş olur. Eğer, «Evet inkâr ettiğimi biliyorum» derse o zaman inkâr ettiğini ispat etmiş olur. Böylece inkâr ettiği şeyle, kendi inkârım ispat etmiş olur. Böylesi kimsenin muhalefeti ve gerçek clışı olan görüşünü terketmesi için, âzalarının kesilmesi ile kendisine şiddetli bir acı çek­tirilir. Zira biz, onun gerçekten mevcudatı bildiğini biliyoruz. Zira, mev­cudat, bizzârure bilinir, Lâkin o, bu sözü ile, hasmının görüşünü çürüt­mek için yanlış olduğunu bildiği halde kasden muhalefet ediyor. BÖyle-sinin hakkı az Önce söylediğim gibi kendisine acı ve ızdırap verici me-todları tatbik ederek kendi hareketine benzer bir hareketle mukabelede bulunmaktır. Böylece kendisinde bulunan cahilMk perdesi yırtılıp atılmış olur. Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır.

Büyük bilgin Ebu Mansur (r.h.) diyor ki : «Haberler iki nevidir : Haberlerin tümünü inkâr eden kimse birinci guruba yani zaruri olarak bilinenleri inkâr edenler gurubuna katılır. Çünkü o, inkârını dahi inkâr etmiştir. Zira onun inkârı bile haberdir. Böylece bir şeyi inkâr ettiği vakit inkârım inkâr etmiş oluyor. Kendisinde bulunan bu hali ile bera­ber soyunu, ismini, mahiyetini kendi cevherinin ismini ve her şeyin is­mini bilmemiş oluyor. Bu suretle kendisinin hissedileni bilmemesi, gere­ken haber verildiği vakitte de müşahade ettiği şeyin mahiyeti hakkın­daki haberi anlamaktan âciz kalıyor. Müşahade ettiğini bümekten âciz olan kimse nasıl olur da müşahede etmediği[28] şeyi bilebilir. Veyahut ne zaman yaşamının ve gıdasının bulunduğu şeyi bilir. Bunların hepsi kendisine haber ile ulaşır. Bununla beraber kendisinde Allah-u Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerinin ihsan ettiği büyük nimetlerine, kendisinin nıet-hedildiği temel esas yani âyetlere ve nutuk[29] ve .[30] işitmekle tem­yiz etmek gibi sıfatlarla hayvanlardan üstün kılınmasını sağhyan esas­lara karsı nankörlük etmektedir. Bu ise hak ve gerçek olanlara muha­lefet etmek suretiyle kibirlenmenin son noktasıdır.

Ebu Mansur (r.h.) diyor ki : Bu iki nevi haberle akim ihata ede­meyeceği, kötülüklerin ve iyiliklerin idrâk edilmesine ulanılmaz. Bunla­ra ancak, konuşmak ve kulak kesilmekle ulaşılır. Bunlarla münazara etmek aptallık ise de bu konuda münazara etmek gerekirse kendisine haberi inkâr ettiği vakitte deriz ki : «Sen ne diyorsun?» Eğer inkâ­rına avdet ederse bil ki o, senin haberini kabul etmiştir. Çünkü o, sö­züne döndü. Bunu da senin haberi, tekrarlaman temin etmiştir. Eğer inkârına dönmezse, kendisinden gelecek kötülüklerden korunmuş oldu­ğun için Allah'a hamd edersin ve onun da içine düştüğü durumdan do­layı haline gülersin. Bunun aynısı duyu organlarını inkâr eden için de tatbik edilir. Ona dersin ki : «Bu hususta ne dersin?» Eğer inkârına dönerse senin verdiğin haberi bildiği ve fakat muhalefetine devam et­tiği sence zahir olur. Eğer inkârına avdet etmezse kendisinden gelecek kötülükten korunmuş olursun ve Allah-u Teâlâ'nm sana ihsan ettiği il­hamından dolayı kendiisne şükredersin. Veyahut bu inkarcıyı döver kendisine acı çektirirsin. Zira o, ıstırap çekmeğe tahammül edemez. Veya sana Öfkesi ile mukabelede bulunur. Çünkü bu hususu, ancak senin fiilinin aynını kullanması ile elde etmiş olur. Bu ise haberle bilinir.[31]   O da bunu İnkâr etmiştir. «Velâ kuvvete illâ billah»

Akıl yoluyla zarurî olarak haberlerin kabul edilmesi gerekince Pey­gamberlerin getirdikleri haberlerin de, kabul edilmesi gerekir. Çünkü peygamberlerin haberlerinde, kendilerini tasdik eden apaçık deliller bu­lunduğu için onların haberlerinden daha doğru haberin bulunması müm­kün değildir. Zira kalbin mutmain olması için haber ve delillerden, duyu organlarından,[32] beyan ettiklerimizi inkâr eden münkir olur ve zaruri olarak aklen, hakikate muhalefet etmiş olur. Peygamberlerin (a.s.) ha­berlerinden daha açık ve seçik olarak doğru olan haber yoktur. Doğru­luğu kabul edilen Peygamberlerin haberlerinden daha doğru olan' haber bulunmaz. Bunu kim inkâr ederse o, kendisine, kibirli ve muhalefeti se­ven kişi demeğe lâyıktır. Sonra peygamberlerden bize kadar gelen ha­berler, kendilerinden yalan ve yanlışlık sadır olma ihtimali bulunan kim­selerde nihayet bulmuştur. Zira peygamberlerin dışında kalan kimsele­rin yalan söylemekten korunduklarına ve doğru söylediklerine dair yan­larında delilleri yoktur. Böylesi kişinin söylediğine bakmak ve onu çok iyi incelemek gerekir. Eğer onun kendisinde asla yalan bulunmayan kim­seden olursa ve o da kendisinde haberin son bulmuş olan kimse ise, bunun günahlardan korunmuş olduğuna dair açıkça delil bulunanlar­dan olduğuna dair şehadet edilmesine lâyık olduğuna kanaat getirmek lâzımdır. Yani kendilerinden yalan, günah, yanlışlık sadır olması ihti­mali bulunmayan -kimselerden gelip bizde son bulan habere, nıütevatır haber vasfı verilir. Gerçekten bu topluluktan her birinin yalan söy­lemediğine, yanlış harekette bulunmadığına dair bir delil bulunmasa da bu topluluğun hepsinin naklettiği habere mütevatir haber denilir. Çün­kü bunlardan gelen haber bu hadde ulaştığı vakit doğru olduğu açıkça anlaşılır. Bu topluluğa bakıldığında ilk bakışta hepsinin hata yapması ve yanlış ifadede bulunması ihtimali bulunsa da, bu gibi topluluğun ya­landan korunduğu sabit olmuş olur. Her nekadar hepsinin, münferid olarak hata etmesi ve kendisinden yanlışlık sadır olması muhtemel ise de, ictihad işine koyulanın sözü de böyledir. Zira onlar hükmünü izhar etmek için, kendilerini hakka isabet etmeğe muvaffak kılana olan gö­rüş ve düşüncelerinde ittifak etmiş bir halde değillerdir.  Çünkü heva ve heveslerin muhtelif olması, maksatların ayrı ayrı bulunmasından sonra görüşlerin tümü, hak olana isabet etmiş olmaz. Görüş sahibinin hakka ulaşabilmesi ancak mahlûkattan dilediğini koruyan ve hükmünü izhar etmeye mâlik olan Cenab-ı Allah'ın lûtfu ve keremi ile mümkün olur. Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır.

Mütevatirden başka bir haber vardır ki,[33] ilmi icap etmekte ve haberin âlemlere rahmet olan Peygamberden hak olarak sadır olan ha­ber olduğuna şehadet etmekte raütevatir olan haber derecesine ulaş­maz. Bununla amel etmek, içtihadı33 terketmek ve ravilerin hallerine bakmak vacip oiur. Böyle olan haber incelenir. Çünkü O'nun hak ve gerçek olması açıkça bilindiği gibi, onu zaptedenin işitme sisteminde bir yanlışlığın bulunması da caizdir. Bundan sonra hangi cihet galip gelir­se,[34] yani her nekadar yanlış olma ihtimali bulunursa da eğer haberle amel etme ciheti galip gelirse onunla amel edilir. Terketmek ciheti ga­lip gelirse de terketme hususu ile amel olunur. Zira çok kerre his ilmin­de, (müsbet ilimde) —ki ilim yollarının en yükseğidir— duyu organ­larının zayıf olması, hissedilenin uzak olması veya yakın olmasına rağ­men amel edilir. Bununla beraber bu haberle amel etmek de etmemek de caizdir. Bu haberde ihataya rucu' edilmez. Amel etmek veya etme­mekten hangisine meyledilirse bunda haberin doğru olmasından kaçınıl­mış olur. Bunun içindir ki, haberde her iki yönü[35] ile yani ravilerin hal­lerine bakma ve âyete uygun olup olmaması bakımından haberi ince­lemek gerekir denmesi lâzımdır. Güç ve kuvvet ancak Allah'dandır.

Sonra bakmakla ilim elde etmeyi söylemenin gerekmesi için temel esas olarak ele alınan metodlar vardır. Onları ilk olarak şu noktalarda belirtebiliriz. Haberle elde edilen ilim için mutlaka bakmaya baş­vurmak mecburiyeti vardır. Bu da, duyu organlarından uzak olan veya duyulması pek mümkün olmayan şeyde bulunur. Haberden de yanlış olma veya olmama ihtimali bulunan haber çeşidine de bakmak, haberi incelemek gerekir. Sonra peygamberlerin ileri sürdükleri delilleri ve sihirbazlarm süsleyip öne attıkları maharetlerini ve bunlardan başka ara­larının temyiz edilmesi gereken şeylere bakmak ve incelemek lâzımdır. Delillerin bilinmesi için onları düşünmek beşer gücünün yapacağı bir şeydir. Bunlara da bakmak gerekir, ki düşünülebilsin. Beşer gücünün ışığı ile hakkın zahir olması ve beşerin karanlıkta bulunması sebebiyle saplandığı bâtılın ortaya çıkarılması için delillerin âtideki hallerini bi­lebilmek, anlıyabilmek için beşer, bakma vasıtasını kullanmak zorunda­dır. Bunu Allah-u Teâlâ, kendi tarafından gönderildiğini ispat etmek için, —mucizelerle dâvâlarmı ispat edenle— göstermiştir. îns ve cinnin aynını getirme...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Însanı İlme Ulaştıran Yollar
« Posted on: 27 Nisan 2024, 03:58:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Însanı İlme Ulaştıran Yollar rüya tabiri,Însanı İlme Ulaştıran Yollar mekke canlı, Însanı İlme Ulaştıran Yollar kabe canlı yayın, Însanı İlme Ulaştıran Yollar Üç boyutlu kuran oku Însanı İlme Ulaştıran Yollar kuran ı kerim, Însanı İlme Ulaştıran Yollar peygamber kıssaları,Însanı İlme Ulaştıran Yollar ilitam ders soruları, Însanı İlme Ulaştıran Yollarönlisans arapça,
Logged
30 Mayıs 2018, 03:59:30
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 30 Mayıs 2018, 03:59:30 »

Esselamu aleyküm. Allahın bize vermiş olduğu aklı kullanan duyu organlarını kullanan ilme imana  ulaşan kullardan olalim inşallah. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

31 Mayıs 2018, 02:08:55
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.958


« Yanıtla #2 : 31 Mayıs 2018, 02:08:55 »

Aleykümüsselam insanı ilme ulaştıran birçok yol vardır yeterki biz ulaşmak isteyelim inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

31 Mayıs 2018, 16:13:50
sedanurr

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 534



« Yanıtla #3 : 31 Mayıs 2018, 16:13:50 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ilim sahibi eylesin ve ilme ulaşmak için elinden geleni yapanlardan eylesin.. İlim istedikten sonra her şekilde ulaşılması mümkündür yeter ki isteyelim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
31 Mayıs 2018, 17:35:42
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #4 : 31 Mayıs 2018, 17:35:42 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ilim sahibi kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes