> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kitabüt Tevhid > Îman Ve Îslâm
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Îman Ve Îslâm  (Okunma Sayısı 1243 defa)
07 Temmuz 2011, 22:11:15
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 07 Temmuz 2011, 22:11:15 »



Îman Ve Îslâm


İslâm gerçekten incelendiğinde iman mıdır, yahut imanın gayri mi­dir? diye insanlar kelâm ettiler. îman gerçekten hayır iğler inin hepsinin ismidir diyenler, onu söyleyenlerin ihtilâflarına benzeyen bir ihtilâf şekil ile onun hakkında ihtilâf ettiler. Yoksa onların ihtilâflarının hiç bir an­lam ve manâsı yoktur. Çünkü onlar Cenab-ı Allah'ın «Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, O istediği din, asla kendisinden kabul olunmaz...»[472]

kavl-i celîli île ihticac ettiler. Her geyi tsîâmı kabul eder yaptılar. Bina­enaleyh her hayır olan imandır; her makbul olan hayırdır. Her hayır olan da makbuldür. Hakikatte bunların ikisi bir şey olurlar; fakat onlar Kur'ân-ı Kerim'de varid olan Allah-u Zülcelâl'in «(Ganimet hevesi ile gö­rünüşte imanı kabul eden bazı) Bedeviler : «— Biz, gerçekten iman et­tik.—» dediler. (Ey Resûl'üm onlara) de ki : «— Siz kainlerinizle iman etmediniz, ancak biz (kılıç korkusundan ve islâm nimetinden faydalan­mak için) müslüman göründük.—»[473] kavl-i kerîminin islâm ile imanın ara­sını tefrik etmesiyle delil getirerek her ikisinin arasını ayırt ettiler. Bu­nun üzerine onlara İslâm'dan olan haber ile Kur'ân-ı Kerîm izin verdi de, imandan haber vermelerini izin vermedi. Cebrail Aleyhisselâm'm Resulü Ekrem Sallallahualeyhiveselleme imandan sual sorduğu hususta böyle rivayet edildi. Cebrail Aleyhisselâm'm iman hakkındaki sualine Peygam­ber Aleyhisselâtüvesellâm şöyle cevap buyurdular: «(îman) Allah'a, Allah'ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, Ahıret gününe, kade­re ve hayır, şerrin kaderden olduğuna iman etmendir.» Sonra Cebrail, İslâm'dan sordu; bunun üzerine cevap olarak Nebiyy-i Muhterem şöyle buyurdu : «(İslâm) Allah'tan başka ilâh olmadığına şahadet etmen, na­mazı dosdoğru kılman, Zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve Beyti Şerifi (Kabe'yi Muazzamayı) ziyaret edip haccetmendir.» Birincide «Eğer ben bunu yaparsam ben müminim» ve ikincide de : «Ben müslü-manım», deyince Peygamber Aleyhisselâm.. «Evet, doğru söyledin.»[474] bu­yurdu.

Der kî : Kur'ân-ı Kerim, iman iîe islâm'ın her ikisinin arasını ayırt ettiği gibi sonra Hadis-i şerif, sonra o hususta Cebrâl'i tasdik buyurması, sonra da fiili ile olan hususun ismi ile şahadet etmesi, sonra Peygamber Aleyhisselâm'm Eshabı Kiram'a «Gerçekten bu Cebrail'dir, dininizi Öğ­retmek için size geldi.» buyurup haber vermesi, iman ile islâm'ın arasını ayırt etmiştir. Gökyüzü ve'yeryüzünün en emin olanlarının iman ile is­lâm'ın arasını ayırt etmesi işini öğretmek için toplanmaları muhtemel değildir. Bu mesele için toplandıkları da doğru ve gerçektir. Öyle ise her ikisinin arasının ayırt edildiği sabit olur.

Sonra «iman, islâm'da tasdik etmekten başka bir şey değildir.» diyen­ler ihtilâf ettiler. Onlardan bu hususa muvafakat    eden kimse vardır.

Fakat islâm'ı, yakınlıktan zahir olan hususa isim kılmakta ve âyet ve Hadis-i şerifin hükmünden zikrettiğim hususu delil göstererek imanı da hasseten tasdik için isim yapmakta değil, çünkü o, bedevilere zahirî ola­rak islâm ismi verilmesine izin vermiştir; iman isminin verilmesine izin vermemiştir. Çünkü onların kalblerinde hakikatte bir şey yok idi. Haber de onun gibidir. Çünkü islâm, işlerin zahirine iman da, zikrolunan husus­ların tasdikine gönderilmiştir. Bilakis onlar, islâmı, zahirî ve batınî olan­ların hepsi üzerine hamletmelerdir. Binaenaleyh onlar, delil getirdikleri hususların hepsine muhalefet ettiler. Bununla beraber onlardan her biri kendisine iman sorulduğu zaman onu hayır olanların hepsine izafe ede­rek bütün hayır olanlar imandır der. Onların sözüne göre, onlar Kur'ân'm yerini ve onun hakkındaki emin olanların tefsirinden varid olan şeyi be­yan etmekle Kur'ân'dan delil olarak ileri sürdükleri şeye muhalefet et­tiler. Kuvvet ancak Allah'tandır.

Bize göre ise, iman ile islâm, her ne kadar lügat ve lafız iti­bariyle manâları birbirine muhalif iseler de, kendileri ile murad edîlen husus incelendiğinde din işinde birdir. Her ikisi, ifade ve lûgattaki ma­nâdan birbirlerine muhalif oldukları içindir k, kâfirler kendilerine müs-lüman isminin verilmesini kabul etmekten kaçınırlar. Hiçbir kâfir yoktur ki, kendisine iman ismi verilmesinden kaçınmasın. Yahut islâm'ın müslümanlarm ismi olduğu bilindiğinden dolayı kâfirler onu kabul etmekten kaçınırlar. îmandan bilinen ise böyle değildir. Bunun için­dir ki, islâm diyarı, küfür diyarı denir de, iman diyarı ve her ne kadar küfür, yalanlama ise de tekzip (yalanlama) diyarı denmez. Onunla isim verilmek de buna göredir.

Sonra dinde ne murad edildiğinin incelenmesi yönünden iman, yüce olan Allah'ın birliğini tasdik etmek için akıl ve eserlerin şahadet etme­sinin ismidir. Gerçekten O, yaratılmıştır. Efrnir, bir işte yaratma hakkın­dadır. Onun hakkında hiç bir şüphe yoktur, islâm ise, kişinin, kendisini tamamiyle Allah'a teslim etmesidir. İbadette ortak koşmamak suretiyle ibadeti sırf Allah için yapmak ve herşeyin Allah için yapılmasıdır. Ken­dilerinden kasdedilen yoldan her ikisinin bir olduğu meydana çıkar. An­cak ne var ki birincisi; Allah'a iman etmek iledir; zikrettiğimiz husus­lar da onun içindir. İkincisi ise : Zikrettiklerimizi Allah için kılmaktır. Bizim açıkladığımız hususlara Allah-u Teâlâ'nin «(Allah'a ortak koşanlar­la, Allah'ı eşsiz tanıyanların durumuna dair) Allah, şöyle bir misal ver-migtir : (Köle) Bir adam ki, onun bir takım ortakları, (efendileri) var, (her biri kendisine ayrı ayrı şeyler emrederek)    çekiştirip    duruyorlar.

Başka bir (köle) adanı da, hususi olarak bir efendinin (yani ortağı yok). Hiç bu ikisinin hali bir olur mu?»[475]   Sehadet etmektedir.

Gerçekten müslüman'ın vasfı, bir adama mahsus olan, bir efendinin olan kimse ile varid olduğu fiili, kâfirin vasfı da bir takım ortakların inalı olup, her biri kendisine ayrı ayrı emir vererek çekiştirip durdukları kimsenin vasfı ile vasfedilmiştir.

Sonra bir grup insanlar, islâm lügatte, ihlâstır; dediler. Allah-u Te-âlâ'mn gu âyet-i celîleleri buna göredir; «İbrahim (Aleyhisselâm'a) Rabb'i: «— Benim emrime teslim ol» buyurduğu zaman, o şöyle demiştir : «— Ken­dimi âlemlerin Rabbine teslim ettim.»[476] «Ey müminler, yahudi ve hristi-yanlarm, sizi kendi dinlerine davetlerine karşı şöyle deyin : «— Biz Al­lah'a ve bize indirilen Kur'ân'a, İbrahim ve İsmail ve îshak ve Yakub ve torunlarına indirilenlere Musa'ya, İsa'ya, verilenlere (kitaplara) ve bü­tün Peygamberlere Rabb'leri tarafından verilen kitaplara iman ettik. On­ların hiç birini, diğerinden ayırt etmeyiz. Biz ancak Allah'a boyun eğen müsîümanlarız.»[477] kavl-i celîli de kulun kendisini ihlâsla Allah için kılması, o hususta Allah'a hiç bir kimseyi ortak kılmaz. O, yine bizim beyan etti­ğimiz hususlara rücu eder. Bazı kimseler de diyorlar ki : İslâm, Allah'a boyun eğip teslim olmaktır. Bedevilerin «Biz nıüslüman gözüktük» de­meleri işi de buna göredir. Ancak ne var İd o, Allah'a değil, müminlere teslim olup boyun eğmektir. Tıpkı yüce olan Allah, «Her halde onların (münafıklarla yahudilerin) yüreklerinde sizden olan korku, Allah'ınkin-den daha ziyadedir. Bu, onların anlayışsız bir kavim olmalarındandır.»[478] buyurduğu gibi. Nitekim Cenab-ı Hak onları «... (Asker arastada çıkan) her gürültüyü (.korkularından) kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düş­mandırlar. Onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın...»[479] kavl-i celîli ve bunlardan başka Allah Resûlü'nün sahabilerinden müna­fıkların korkularını izhar ettiği hususlarla vasfetmiştir. Bunun içindir ki, münafıklar kalben inkâr ettikleri halde, Allah'a ve Resûlü'ne iman ettiklerini izhar ederlerdi. îslâm ise, yüce olan Allah'a boyun eğmek ve cevher ve hilkat itibariyle bulundukları hal üzere ihtiyarî olarak Allah a teslim olmaktır. îman da bu hususa tevcih edilmediğinden dolayı kendilerinden her ne kadar kendileri katında izhar etmişlerdi iseler de ken­dilerinden nefyedilmiştir. Çünkü onun hakkı ve yeri kalbdir. Dil ise an­cak onu ifade edendir. Bunun içindir ki, imanları hususunda haberlerinde münafıkların yalancı olduklarını açığa vurmuştur Allah. Çünkü imanın hakikati kalbde olur. Onların kalblerinde ise, imandan bir eser yok idi. Onlara gayrini değil, onu söylemek sabit olur. Kuvvet ancak Allah'tan­dır.

Sonra islâmm ve imanın,hakikati bizim anlattığımız hususlar olduğu vakit onlardan birinin hakikatte bulunup diğerinin hakikatte bulunmaması fasittir. Bunun iğindir ki, her ikisinin bir olduğu söylenir. Mutlak olarak ifade edilen ibare, isimden ise de elde etmekte bir olduğu söylenir. Bazan da «insan», «âdemoğlu», «adam» ve «falan» gibi birbirine muhalif olduk­ları gibi. îslânun manâsı, zahiri olarak iman ile muhtelif olduğu görülür. Fakat tahkik ve tetkik edildiğinde birisinin bulunması ile, diğerinin bu­lunması bakımından birdir. Ancak dille islâm hakkındaki vasfettiğim yö­nü müstesna. Allah-u a'lem.

Sonra asıl olan şudur ki; kişi imanın şartlarının hepsini yerine geti­rir, sonra müslüman olmaması yahut islâmm bütün şartlarını yerine ge­tirip de mümin olması aklen çok uzaktır. Binaenaleyh hakikatte her iki­sinin bir olduğu sabit olur. Şu husus, bilinen bir gerçektir ki : Onlardan birisi ile kendisine isim verilmesi mümkün olan kimseye, diğeri ile de isim verilmesi mümkün olur. Hakikaten dinlerin ihtilâf ettiği şey ancak itikat­tır. Ondan gayri fuller değildir. Var olmakla da her bilinen isim müstahik olur. Bunun içindir ki bizim söylediğimiz husus vacip olur. Yüce olan Allah «doğrusu Allah katında makbul olan din İslâm'dır.»[480] Ve «Kim is­lâm'dan başka bir din ararsa, o istediği din, asla kendisinden kabul olun­maz ve Ahırette de o, ebedi zarar çekenlerdendir.»[481]buyurmaktadır. Öyle ise mümin kendisi i)e mümin olduğu sıfatla Allah katında makbul olan dini yerine getirmekten veyahut o dinin hepsini değil de bazısını yerine ge...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Îman Ve Îslâm
« Posted on: 19 Nisan 2024, 06:29:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Îman Ve Îslâm rüya tabiri,Îman Ve Îslâm mekke canlı, Îman Ve Îslâm kabe canlı yayın, Îman Ve Îslâm Üç boyutlu kuran oku Îman Ve Îslâm kuran ı kerim, Îman Ve Îslâm peygamber kıssaları,Îman Ve Îslâm ilitam ders soruları, Îman Ve Îslâmönlisans arapça,
Logged
07 Temmuz 2011, 22:55:54
Selvihale

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 434


« Yanıtla #1 : 07 Temmuz 2011, 22:55:54 »

Rabbim razı olsun ..İslam olduk diyoruz şükür ama rabbim bizleri imanı kamil makamına getirsin..Nefsimizi mutmain eylesin....Rabbim bizleri narı cehheninde yakmasın aminnnnnnnnnnnnnnn :'(
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes