> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kitabüt Tevhid > Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında  (Okunma Sayısı 963 defa)
10 Temmuz 2011, 16:55:35
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 10 Temmuz 2011, 16:55:35 »



Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında


Allah-u Teâlâ'yı, kadîmdir, âlimdir, hayydır, kerîmdir, cevvâddır diye vasfetmek, ve bu isimleri Allah'a vermek haktır. Bu husus, aklî ve naklî delilin her ikisi ile sabittir.

Naklî delil, Kur'anı Kerim ve Allah-u Teâlâ'mn gönderdiği diğer ki­taplarında varid olandır. Allah-u Teâlâ, bütün peygamberlerin beyan et­tikleri ve bilginlerin peygamberlerden naklettikleri isimler, Cenab-ı Hakk'a isim olarak-verildi. Ancak ne var ki insanlardan bir kısmı, o isim­leri Allah'tan başkasına da verdiler. Böylece onlar ismin isbat[135] edilme­sinde isimle her musemmanm (kendisine isim verilen) arasında benzer­lik olduğunu zannettiler. Eğer isim verilmekle isimle musemmanm ara­sında benzerlik olsaydı, birşey meydana getirememeği nefyetmekle de benzerlik bulunurdu. Onu nefyetmekle yine kendisiyle ismin manâsının altına dahil olmayan şeyin arasında da benzerlik bulunurdu. Halbuki bu husus söylendiği gibi değildir. Fakat biz geçen konuda isme muvafakat ettiği için benzerliğin çok uzak bir ihmal olduğunu açıklamıştık. Çünkü Allah, zâtına isim olarak verdiği geyle, kendisine isim verilmiş, ve kendi­sini vasfettiği şeyle de vasf olunmuş tur. Akıl da bunu icap ettirir. Zira Allah-u Teâlâ'mn zatı ve sıfatiyle mahlûkata benzemediğinin sabit olması, Allah'ın fiilinin mecburi bir fiil olmadığı; bilâkis onun ihtiyarı fiili olduğu­na delâlet eder.

Yine, hiçbir bozukluğu meydana gelmeksizin ve hikmet dairesinin dışına çıkmaksızın fiilin birbiri ardınca nizam ve intizamlı bulunması ya­pılan işin failinin ihtiyarı ile olduğunu isbat eder. îşte bunun için, mahlû-katm yaratılması hakikaten Allah'ın fiili[136] ile olduğu sabit olur. Kuvvet ancak Allah'tandır.

Gerçekten Allah-u Teâlâ, herhangi bir şeyi[137] yaratır, sonra onu öldü-. rüp yok eder. Bu ifadeye gece ve gündüz gibi yok edip iade ettiği şey de vardır. Bununla da, Allajı'm fiilinin ihtiyari ile olduğu sabit olur. Çün­kü[138] bununla fesada uğrattığı şeyin, salâhını, öldürüp yok ettiğini, iade­sini[139], yok olanı var etmeyi, ve var olanı da yok etmeyi gerçekleştirir.

Öyle ise bunun ihtiyari olduğu sabit olur. Zira, kendisinde mecburi olarak bir fiil sadır olan kimsenin var ettiği şeyi yok etmesi, yokettiğini de var etmesi mümkün değildir, kendisinin böyle bir iş yapması beklene­mez. Kuvvet ancak Allah'tandır.

Yine biz âlemin bir şeyden olmaksızın sonradan var olduğunu, beyan ettik. îşte bu hususa ancak kendisinde ihtiyari manâsının tamamı bulu­nan kimsenin ulaştığı bir nevidir. İhtiyari olmayan şeyin hakkı mecbur kalmaktır. Eşyayı, bir şeyden olmaksızın yaratma kuvvetine ulaşan kim­senin, sonra bir şeyi yapmağa mecbur olması mustehildir.

Bununla beraber, bir şeyin mecburen vuku bulması, onun başkası^ mn kudretinin icbarı altında bulunması ve kendisinden her türlü imkânın gitmesi demektir. Bu ise hadis olmanın delili ve zayıf olmanın alâmetidir. Rabbimiz olan Cenab-ı Allah, bu gibilerden beridir, yücedir. Mahlûkatta, birinden diğerine miras olarak kaldığı bilinen şeyde, Allah'a duada bu­lunmaları ve kurtulmaları için kendisine niyaz etmeleridir.

Ve Allah şunu kahretti, bunu kurtardı. Pelân'a yardım etti, filân'ı ise rezil rüsvay etti. Her kuvvet sahibi yarattığı kuvvet ile fiilini icra eder. Bu hususlardan herhangi bir şeye mecbur olanla nail olunmaz, ken­disine rağbet de edilmez. Bunlar delâlet ediyor ki âlem gerçekten Allah'ın ihtiyarı ile yaratılmıştır.

Allah-u Teâlâ'nın fiilinde ihtiyar sahibi olduğu sabit olunca, bulun­duğu hâl üsere mahlûkatm üzerine hakim olması bakımından kudret ve irade sahibi olduğu sabit olur. Çünkü, kudreti bulunmayan kimseden [140]meydana gelen şey, kararsız ve fasid olur; bir şeye zıddı ile birlikte ma­lik ve sahip olunmaz. îşte kendisinden meydana gelen şey kudret ve ihti­yari ile olduğu sabit olur. Bu hususta gaibi bilmek için asıl olan, görünen âlemdeki hakiki[141] fiilin emareleridir. Kuvvet ancak Allah'tandır.

Bizim, fiilin birbiri ardınca vukubulması ve bu durumun muhkem ve sabit olarak hasıl olan şeylerden zikrettiklerimiz Allah'ın fiilinin ilmiyle vuku bulduğuna delâlet eder. Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır.

Yine, dünyadaki imtihanlara tabi tutulanların maslahatları doğrul­tusunda imtihan olunmayan cevherlerin her birinin meydana çıkması; ve kendisinin baki kalmasını temin eden şeyin yaradıimasiyle beraber, bekası murad edilen her şeyin yaratılması ile bilinir ki, bunların hepsi, her şeyin keyfiyetini ve ihtiyacın] ve hayatını idame ettirecek olan hu­susunu bilen tarafından olmuştur. Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır.

Gerçekten, Allah-u Teâlâ, mahlûkatı öyle bir şekilde yaratmıştır ki, bu yaratılış şekli, mahlûkatm hadis olduğuna, ve kendisini yaratan bir muhdisin bulunduğuna ve onun birliğine delâlet eder. Eğer Allah mah­lûkatm yaratılmasını, biîmemiş olsaydı, mahlûkatm bu hal üzere mey­dana gelmesinin imkân ve ihtimali düşünülmezdi. Gerçekten Allah-u Te­âlâ'nm mahlûkatı bulunduğu gibi yaratması, kendisinin yarattığını bil­diğine delâlet etmektedir. Tevfik Allah'tandır.

Peygamberlerin emirle gelmesi de Allah'ın ilmi ve ihtiyari iledir. Eğer insanlar peygamberlere tabi olup onların getirdikleri prensiple amel etmiş olsaydılar, aralarında ihtilâf, tefrika ve fesada uğrama ihtimali ol­mazdı. Tabii bu husus eğer Allah'ın ilmi ayrı, ayrı yerlerde olmamış ol­saydı vukubulurdu.

Allah-u Teâlâ yaratma fiili yok iken vardı. Sonra tekvin yani varet-me, yaratma var oldu ki o, ise yaratmanın gayridir diyen kimsenin sözü, tıpkı âlemin yaratıcısının bulunmaması ile âlemin var olduğunu zikrede­nin sözü gibidir. Kuvvet ancak Allah'tandır.

Gerçekten, var olmayı tabiatlara ve gıda maddelerine isnad eden kimsenin sözü, yaratmadan başka bir şey olmaksızın, yok iken sonradan yaratmayı Allah'a isnad eden kimsenin sözünden daha gerçek ve doğru olur. Çünkü ilkinde var olmayı tabiat ve gıda maddelerine isnad etmekte kendisi ile başkasının olması işinin ispatı vardır. Böylece onların yaptık­ları isnatta, bir analiz bulunur, diğerlerinde ise tedkik ve tahkik yoktur. Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır.

Görünen âlemde, kendisi kadir olup da, kendisinin fiili bulunmayan ve memnu' olmayan bulunmaz. Görünen âlem ise görünmeyen âlemin delilidir. Binaenaleyh yaratma sıfatının Allah'ta bulunması lâzımdır. Tevfik Allah'tandır.

Yaratma sıfatı, fesad, şer, çirkin ve kötü sıfatlan ile mevsuf olur. Eğer onun zatında Allah'ın fiili bulunmuş olsaydı, Allah-u Teâlâ bunların hepsiyle mevsuf olması ve bu isimlerle kendisine isim verilmesi gerekirdi. Bunlarla Allah'ın vasfoîunnıasi ve bu isimlerin kendisine verilmesi kü­für olunca, Allah'a verilen isim ve sıfatlar, bu isim ve sıfatların gayridir. Kurtuluş ancak Allah'tandır.

Değmek, duyurmak, taat, masiyet ve kazanmak, eğer Allah'ta ha­kikaten bulunmuş olsaydı bunlardan biri ile kendisine isim verilirdi.[142] Tevfik Allah'tandır.

Hakikaten, Allah'tan asılda bir fiilin sadır olması caiz olmayıp sonra vaki olması caiz olsaydı, ya bizatihi kendisi için caiz olmazdı ki bunun ebediyyen böyle olması vacip olurdu. Veyahut gayrisi için caiz olurdu. İşte kendisinden sorulan da odur. Allah-u Teâlâ'nm bizatihi fail olmaması caiz olmadığı sabit olunca kendisi binefsihi fail olur. Tevfik Allah'tandır.

Yaratma, hakikatte Allah-u Teâlâ'nm fiilidir, diye iddia eden kimse, o namaz gibidir. Namaz ise hakikatte fiildir, diyor.

Ebu Mansur (r.h.) diyor ki : Böyle söylemek vehimdir. Çünkü bu isim hakikatte Alîah-u Teâlâ'nm fiilinin ismidir.

Sonra, yaratma gerçekten Allah'ın fiilidir ki : Bununla Allah'a isim verilmesine, bu kelime delâlet etmiyor. Oysa ki biz[143] Allah'a isim veril­mesi caiz olan ve olmayan şeyi geçen konularımızda açıklamış bulunu­yoruz.

Eğer «Allah-u Teâlâ ezelde Tekvin (varetmek) sıfatı ile nıevsuf olunca, niçin ezelde mükevven (varolan) bulunmuyor?» denilirse cevap olarak denir ki : Allah-u Teâlâ, ezelde eşyanın bulunduğu hâl üzere var­olacağını biilyor ve murad ediyordu. Bu, herşeyin vakti zamanında olma­sı için Allah-u Teâlâ'nm eşya üzerindeki kudreti, iradesi ve eşya hakkın­daki ilmi gibidir. Her nekadar yok iken sonradan varolan [144]Olanın tara­fında kendisi hakkında olan ilmi ve üzerinde müessir olan kudretin de­ğişmemesi ile olsa da sonradan var olma, olan hakkında kullanılır, yoksa olanı bilme hakkında değil.

Bu konuda asıl olan şudur : Gerçekten Allah-u Teâlâ'ya bir sıfat ıt­lak olunduğu ve ilim, fiil ve benzeri sıfatlardan biri ile vasfolunduğunda Allah'ın ezelde o sıfatla mevsuf olması lâzımdır. Bu sıfatın altında bulu­nan -malûm (bilinen), üzerine kudretin hükmünün cari olduğu, makdur ve var olandan ibaret olan mükevven ve murad gibileri o sıfatla beraber zikrolundukları vakit bu eşyanın kadim olduğu anlaşılmaması için o eşyanın vakitleri o sıfatla, beraber zikredilmesi gerekir. Kuvvet ancak Allah'tandır.

Birincisinin yani Allah-u Teâlâ'ya her hangi bir sıfat ıtlak olunduğu zaman aynı sıfatla ezelde mevsuf olmasının gerektiği hakkındaki delil; o sıfatın ezelde Allah'ta bulunduğunun sebkat etmesidir.

İkincisinin delili, yani var olanın vaktinin zikrolunmasınm gerekti­ğinin delili ise şöyle izah edilmektedir : Yapılanın vakti zikrolunmadığı zaman kendisinin kadim olduğuna veyahut vaktinin gayrinde bilinme­diğine imâ ve işaret olunmuş olur. Acizlik de böyledir. Çünkü «o, saat için var olmuştur» dendiği zaman bununla, bu saatte var olması için, var­lığı bilinmiş ve murad edilmiştir demeye işaret olunur. Onun hakkındaki ilim, kudret ve irade de böyledir. Kuvvet ancak Allah'tandır,

Kıyamet ve fena kelimelerinin başka bir manâsı daha vardır. Şöyle ki : Gerçekten kıyameti soran kimse, «eğer Allah, saati işler» diye ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında
« Posted on: 26 Nisan 2024, 15:58:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında rüya tabiri,Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında mekke canlı, Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında kabe canlı yayın, Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında Üç boyutlu kuran oku Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında kuran ı kerim, Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında peygamber kıssaları,Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkında ilitam ders soruları, Allah-u Teâlâ'nm Sıfatı Hakkındaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes