> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Kitabüt Tevhid > Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi  (Okunma Sayısı 1046 defa)
10 Temmuz 2011, 17:15:17
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 10 Temmuz 2011, 17:15:17 »



Şahidin, Yani Görünenin Gaibe, Yani Görünmeyene Delâlet Etmesi


Ebu Mansur (r.h.) diyor ki : Sonra insanlar şahidin gaibe delâlet etmesi hususunda ihtilâf ettiler. Bazıları şöyle diyor : Görünen varlık, görünmiyen varlığa delâlet eder. Çünkü görünen, görünmeyen için bir asıl teşkil etmektedir. Asıl ise fer'ine muhalefet etmez. Gaibin bilinmesi­nin yolu, görünenden geçer. Başkasına kıyas edilen şey, kendisinin ben-' zeridir. İşte bununla âlemin kadîm olduğunu ispat etmeye koyuldular. Zira görünen âlem, kendisi gibi olana delâlet eder. Öyle ise, görünmeyen, görünen ile âlem olur. Sonra o, her vakit, hakkında kendisinden önce geçen ve kendisi gibi olana delâlet eder. İşte bu da hepsinin kadîm ol­masını icabettirir.

Bazı kimseler de şöyle diyor : Hiç bir vakit yoktur ki kendisinde âlemin başlangıcı düşünülsün de kendisinden öncesi düşünülmüş olmasın. Böylece âlemin meçhul kalması batıl olur.

Bazı kimseler de der ki : Görünen âlem,- kendisi gibisine delâlet et­tiği gibi kendisinin hilafı olana da delâlet eder. Kendisinin hilâfına delâlunması; bütün mahlûkatm durumunun böyle[86] olması âlemin muhdisi-nin bir olduğuna delâlet eder. Çünkü bunların idaresi birden fazla muh-dis tarafından olmuş olsaydı, bunun menfaatlerinin verilmesi âlemin muh­telif  ve birbirlerine ihtilaflı olmasına rağmen mahlûkatı ve dolayısı ile âlemi yaratandan olmazdı. İşte bu hususlardan sabit oluyor ki adı ge-çen hususların hepsinin müdebbiri birdir. Gece ve gündüz ve saatlerden meydana gelen zamanlar ve ihtiyaçlar kadarmca kimisinin kimisi içine girmesi bu zikrettiğimiz hususlara binaen carî olmaktadır. Bu, (Allahu a'lem), Cenab-ı Allah'ın «Yedi göğü, kat kat yaratan O'dur. O Rah-man'ın yarattığında hiç bir düzensizlik -, göremezsin.»[87] Kavl-i Celîli'nin mânâsıdır. İşte mahlûkattan ibaret olan cisimler böylece altı cihetli ola­rak yaratılmıştır. Birbirine benzemiyen cinslerin bu şekilde bulunmaları, onların hepsinin halikı ve müdebbirinin bir olduğuna delâlet etmektedir. Hattâ bunların tümü bu mânânın altında bulunmaktadır ki o da kudret' ilâhînin altında bulunması demek olur (Allah-u -a'lem). Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır.

Üçüncü olarak, âlemin muhdisinin bir olduğuna şöyle bir delil öne sürülmektedir : . Hiç bir cevher bulunmaz ki  kendi  zatiyle zarar veya menfaat, yahut pislik veya temizlik, nimet veya belâ gibi bir mânâya yÖ-nelsin. Yani bu zikredilen sıfatlardan hiç biri bir cevherde devamlı ola­rak bulunmaz. Bilâkis her şey ki pislikle vasfolunur, pislikle vasfoluna-nın gayrinde temiz olur. Diğer sıfatlar da böyledir. Eşyanın hal ve du­rumları da bu sıfatların aynıdır. Gerçekten eşya hâli ile faydalı veyahut her hali ile zararlı olarak yaratılmamıştır. Öyle ise hepsinin müdebbi­rinin bir olduğu sabit olmuştur. Hatta hepsinde zarar ve menfaat yön­leri cem' edilmiştir. Hiç bir şey, aslında cevherine veyahut her yönde iş gören adedin tedbirine döndüğünün bilinmesi için nevi' sahibi olarak yaratılmamıştır. Böyle olsaydı aslında kendisinden olan yönle her şey kendi basma tek kalmak suretiyle eşya, birbirleriyle tenakuz haline dü­şerdi. Güç ve kuvvet Allah'tandır.

Yine mevcudatı cisimlerin hepsinin tarifi altında görürsün. Cisimler ise aralarında bulunan zıddiyet ve uzaklık itibariyle birbirlerine zıd ve muhalif bir tabiatte oldukları halde toplanmış bulunmaktadırlar. Eğer bunların tabiatlerini bu aralarındaki zıddiyet ve uyumsuzluğun terki düşünülmüş olsa, bu hususta muhakkak hepsinin fesada uğraması gere­kirdi. Böylece hepsinin arasını cem' edenin bir olduğu sabit olur ki on­ların hepsini lütfü ile bir. araya cem' eder ve her birinin zararını da hik­meti ile diğerinden defeder. Bu öyle bir hayranlık verecek, taaccüp edi­lecek bir hikmettir ki insanın dimağı bunu kavramaktan çok uzaktır. Eğer bu saydıklarımız bir muhdis tarafından değil de bir çok muhdisler tarafından olmuş olsaydı bunlarda ihtilâf ve zıddiyet hakkı carî olurdu. Tıpkı faillerin yapacak oldukları şeyi başkalarından, gizledikleri ve ira­delerini, isteklerini başkalarına duyur m amaları idi. Tabiatı ile bu husus başkalarına açıklanmasın diye yapılır. Kurtuluş Allah'tandır.

îşare.tten delâlete kadar itibarın son bulmuş olduğu şeyin hepsinde iki tarifin arasını cem' etmek mümkündür. Bu da haller ve fiillere bak­makta kendini gösterir., Hâller rubûbiyet mânâlarının hepsinde bir ol­maktan ibarettir. Böyle olmakta ise temânu', yani, yekdiğerini engelleme ki bunda adet diye isim verdikleri tek bir sıfat vardır. Veyahut bunlar­da birbirlerine benzememektik bulunur. Böyle olunCa sıfatın kendisinde daha tamam, daha mükemmel olanı rubûbiyete daha lâyık olur.

Fiiller ise kendilerinde bulunan zıddiyet ve tabiatlarmdaki uyumsuz­lukla beraber zikrettiğim gibi bütün âlemin beraber bir arada bulunma­ları onlar birbirlerine olan desteği ve yardımı ile sanki şekiller gibidir. Bazısı, bazısına idame-i hayatta yardımcı olmaktadır. Âlem her ne ka­dar zikrettiğimiz gibi birbirine olan bu tezad ve tenakuz ile bulunsa da gerçekten aralarındaki uyumluluğun ancak tedvirinde hiç bir kuvvetin karşı gelemiyeceği,' takdirine hiç bir şeyin muhalefet edemiyeceği âlim ve hakîm olan, lutfu, ihsanı çok bol olan Allah'ın tedvir ve tedbiri ile olur. Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır.

AJlah-u Teâlâ'nm vahdaniyeti ve ilâhlığı, ancak kendisine ait oldu­ğu hususundaki iddia, görüş, söz, sabit olduğunda —ki bu, sayılardaki vahdaniyet yolu ile değildir. Zira sayılardaki bir'in yarımı ve cüz'leri vardır— Allah'ın, zıdlardan ve kendisine benziyen hususlardan beri ol­duğunu söylemek lâzımdır. Bu görüşe, inanmak gerekmektedir. Çünkü zıddı ispat Allah-u Teâlâ'nm ilâhlık sıfatını nefyetmektir. Benzemekte ise Allah-u Teâlâ'nm birliğini nefyetmek vardır. Zira mahlûkatin hepsi şekillerin ve zıdlarm ismi altında bulunmaktadır. Şekil ve zıdlar ise yok olma ihtimalinin ve mahlûkattan bir olmayı yok etmenin alâmet ve işa­retidir.

Allah-u Teâlâ birdir. O'nun benzeri yoktur. Kendi zâtı ile daimdir, kaimdir.   Kendisinin  zıddı,  eşi,  benzeri  yoktur.    Bu,  Allah-u  Teâlâ'nm«.... O'nun misli gibi (O'na benzer) hiç bir şey yoktur.»[88] Kavl-i Cehlinin mânâsı ve te'vilidir. Bunun aslı söyle ifade edilir : Hakikaten benzeri olan her şey sayının altına girmiş olur ki, bunun en azı iki olur. Ve zıddı olan her şeyin altında yok olma sıfatı bulunur. Çünkü O, zıddını yok eder. Allah'tan başka kendisini yok eden her zıddı bulunan şey böyle­dir. Şekil ise sayıya katılır ve bu katılması ile çift olur. «Vahidun : bir­dir» sözünün mânâsı ve te'vilinin hâsılı şöyledir : Yani, Allah, azamet ve büyüklükte, kudret ve hükümranlıkta birdir. Benzemek ve zıddı bu­lunmaktan berî olmakta birdir. Bunun içindir ki, Allah'a cisimdir, araz­dır, diyen kimsenin sözü bâtıldır, gerçek dışıdır. Çünkü araz ile cisim, eşyanın taşıdığı mânâlardır. Bunun butlanı sabit olduğunda, mahlûkat­tan kendisine izafe edilen şeyin hepsinin takdir edilmesi bâtıl olur. Ce-nab-ı Allah, kendisinin bilinmesi mümkün olan sıfatlardan her hangi bir sıfatla vasfolunur. Bu sıfatlardan biri mahlûkata izafe edilip onunla vasfolunsa bile. Tevfîk Allah'tandır. îşte bu hususu nazarı itibare aldı­ğımızda müşebbihe'nin inadla ısrar etmesinin bâtıl olsa bile sebebi açığa çıkar ve dinden çıkan kimsenin de ilhadmm sebebi ortaya konmuş olur.

O, Allah'ı, görülen âlem'in, ihtimal ettiği bir şey olduğunu sanmış­tır. Müşebbihelerden bazıları, Allah-u Teâlâ'yı mevcudattan biri olarak telâkki etmiş ve âlemin bir yaratıcısı bulunduğunu inkâr etmiştir. Böy­lece âlem ezelde nasıl ise öyledir, diye iddiada bulunmuştur. Onlardan bir kısmı da O'nun yani Allah'ın hadis olanlar için var olmasının muh­temel olduğunu öne sürerek O'nun hadis olduğunu inkâr ederek onun gayrisinin gerçekten hadisler olduğunu ve onun kuvveti ile meydana geldiğini Öne sürmüştür. Bunlar, heyula, yani âlemin ilk madde ile .ken­di kendine var olduğu görüşünü savunanlarla müslümanlardır. Bu söz, Allah'ın, âlemin haricinde bir varlık olduğunu zarurî olarak kabullen­melerini kendilerine ilzam etmiştir. Bunun içindir ki, onlar bu görüş­leri ifade edip öne sürerek Allah'ın gayrisine zâtlarında birbirlerinden üstünlük, sıfatlarında birbirlerine benzememeklik ihtimali vardır. Veya­hut Allah'tan gayrisinin kendisine gelecek ziyâde ve noksanlıktan dolayı hâl değişme ve bozulma ihtimali vardır. Bunlardan bazıları her .ne ka­dar sabit olan hususlar ise de bu zât ve sıfatlarda muhtemel olan bir nevidir. Bununla beraber âlem, hareket veya sükûnun kendisinde^ de­vamlı olarak olduğu hâl üzere bulunmaya müsehhar kılınması ile sübut bulmuştur. Veyahut kendisinde kemâl Ve tam olma sıfatını iptal eden benzemenin bulunması ve yok olma ihtimalinden ibaret olan kendisin­deki bulunan âfetin ve kendisi için nihayetin mümkün olrna hususunu gidermek gibi birbirlerine zıd olan sıfatların ihtimali ile sübût bulmuş­tur. Kendisi ile beraber tevehhüm edilen daha tamam, daha noksan, daha çok, daha az gibi sıfatlar ve bunun gibileri âlemin hadis olduğuna alâmet ve işaretler olduğu gibi bir muhdisinin bulunduğuna da deliller teşkil etmektedir. Eğer âlemin muhdisi olan âlemin hadis olduğumu bil­diren hususlar bulunmuş olsaydı ve o muhdisin de bir muhdisi olmuş ol­saydı ona mutlaka, gayrine varid olan şeyin aynısı varid olurdu ki bun­da da âlemin fesada uğraması bulunurdu. Âlem, zadlardan ve kendisine benzeyenlerden berî ve yüce olan, âlim ve hakim olan bir muhdisin var­lığına şehadet eder. Bununla beraber Allah'ın gayrisi, bütün yönleri ile hadistir. Eğer Allah'ın gayrisinden herhangi bir şeyde Allah'a benzer­lik oîmuş olsaydı bu benzerlik Allah'tan kıdem[89] sıfatını veyahut da Al­lah'ın gayrinden hadis olma sıfatını yok ederdi. Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır.

Mahîûkatm birbirine her yönden benzemesi mümkün değildir. Çün­kü eğer birbirine her yönd...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi
« Posted on: 29 Nisan 2024, 06:37:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi rüya tabiri,Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi mekke canlı, Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi kabe canlı yayın, Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi Üç boyutlu kuran oku Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi kuran ı kerim, Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi peygamber kıssaları,Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesi ilitam ders soruları, Görünenin Görünmeyene Delalet Etmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes