> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Kıssadan Hisseler > Ufuktaki Umut
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ufuktaki Umut  (Okunma Sayısı 301 defa)
25 Haziran 2010, 20:07:49
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 25 Haziran 2010, 20:07:49 »





Ufuktaki Umut

Çılgınca bir hüzün kaplar semayı; avuçlar duaya açılır mahzenlerde, uhrevi dünyaya hicret başlar…Yetim kalmış bir acının feryatlarıydı kâinatı inleten ses. Taş kesilmiş kalplerin duyamayacağı, şefkat katrelerinin yanaklardan süzüldüğü gamzelerin ise hissedeceği/yaşayacağı feryatlar…Hayalin derinliklerinde, yüreklerin en onulmaz yaralarında bulunan korların isyan ettiği bir şehir. Ve şehrin göbeğinde tek koluyla ayakkabı boyacılığı yapmaya çalışan bir yetim. Yetimdi, öksüzdü ama dilenmeyi değil, rızkını aramayı sabırla sürdüren bir çocuktu.Bu koca şehre nasıl geldiğini bilmiyordu. Nasıl ve nereden geldiğini hatırlayamıyor ama sanki küçükken buralara ait olmadığını anımsıyordu. Birileri tarafından şehrin göbeğine bırakıldığını biliyordu fakat o birileri kimdi?… Bildiği, kalacağı yer olarak parklar, apartmanların bodrum katları, yemek arayacağı yer olarak ise çöplüklerin olduğuydu. Nefret etmiyordu kimseden ve nefret edilmek istemiyordu. Azarlanınca kaçıyor, kalabalıklarda gözyaşlarını saklamaya çalışarak kimsenin olmadığı yerlere gitmek istiyordu. Ama biliyordu ki, kimsenin olmadığı yerde yemek yiyemez, yaşayamaz, canı sıkılır. Kaderine razı olmuş bir edayla insanları süzer, Rabbine onların kendisine merhamet etmeleri için dua ederdi.Yaşıtları önünden geçerken, yüreği titrerdi. Masumca duygularını belli etmemeye çalışarak “boyayalım abi”, “boyayalım abla” sesleriyle dikkatleri üzerine çeker ve sonra ağlamaklı bir şekilde kendi kendisini teselli ederdi. Güneş her doğduğunda umudun yeniden doğduğunu, baharın her gelişinde bir gün tüm sıkıntılardan kurtulacağını müjdeliyordu yüreğine. Yüreğinde merhamet olmayan insanları gördükçe, imtihan üzere yaratıldığını düşünürdü çocuk aklıyla. Ve yüreğinde ümitsizliği hayatlarına duçar edenleri gördükçe, acımaya başlardı.Önemli değildi onun üç-beş kuruşla karnını doyurmaya çalışması. Önemli değildi onun parklarda, ağaç kovuklarında kalmaya çabalaması. Gücünün yettiğince çabalar, ölünce de Rabbine “ben elimden geldiği kadar hayatta kalmaya çalıştım”  deyip başından geçenleri anlatırdı. Bazen öyle anlar oluyordu ki “Ben dünyaya acı çekmeye mi geldim? Neden kimse beni sevmiyor, bana yemek vermiyor” diyerek düşünür, Rabbi ile nasıl iletişime geçeceğinin hayalini kurardı.Farkındaydı insanların tuhaf tuhaf davrandıklarının. Sanki bu kadar kısa bir hayat sürecinde, boş yaşıyorlardı. Korkuyordu… Kötü emellere bulaşmaktan, sokak serserilerine kapılmaktan çok korkuyordu. Ve bunun için hep yer değiştiriyor, saklambaç oynarcasına sabit bir yerde beklemiyordu.Bir gün ekmek bulmak ümidiyle çöplükleri karıştırırken, güller buldu. Solmuş güllerdi bunlar. Atılmış, koklanılmamıştı sanki… İçlerinden birisini aldı, okşadı ve kendince konuşmaya başladı:- Biliyor musun kimse beni sevmiyor. Kimse konuşmuyor. Bakkal amca da olmasa arkadaşım olmayacak. Tek kollu olduğum için iş de vermiyorlar bana. Sadece bakkal amca ekmek veriyor bana. Sadece bakkal amca koruyor beni kötü çocuklardan. Sen benimle oynar mısın? Benimle uçurtma uçurur musun? Tek kolum var ama uçurtma uçurabilirim ben. Benimle beraber gezer misin parklarda?Çocuktu, umutları vardı. Ardı arkası kesilmeyen düşleri götürüyordu dünyanın buhranından yüreğini. Sevgisini verecek bir arkadaşı yoktu. Şefkatle beslediği kediler bile terk etmişti. Ama hayata dair beslediği hayaller, o kadar büyüktü ki büyük bir sabırla bağlıyordu hayata onu. Gün doğacak diyordu kendi kendisine… Öyle bir gün doğacak ki bir gün, benim de evim olacak, benim de arkadaşlarım olacak, ben de okuma öğreneceğim…Umutlarını bir kenara bırakıp gülü sevdi sevdi ve bıraktı yerine. Arkasına döndüğünde bakkal amcaya benzeyen yaşlı bir amcanın kendisini izlediğini gördü…Bir an yaşlı amcanın kendisini ismiyle çağırmasına şaşırdı, hayret ki ismiyle kendisini çağırıyordu yanına! Solgun gülü cebine koyup yanına gitti. Yaşlı amca ismini bakkal amcadan öğrendiğini ve kendisini okutmak istediğini söyleyince sevinçten ağlamaya başladı. Güle söylediği tüm umutlarını, düşlerini duymuş olmalı ki “Benim senin yaşlarında bir torunum var. Onunla beraber uçurtma uçurur, beraber gezersiniz. Beraber oynarsınız artık…”

Ağlıyordu… Sevinçten mi yoksa bir anda hayattan korktuğundan mı bilinmezdi ama ağlıyordu… Kirpiklerinden süzülen gözyaşlarını silen amcaya uzun uzun baktıktan sonra boynuna atıldı.Maviye özlemi, sarılabileceği bir büyüğü ile buluşmuş ve götürmüştü onu boş kaldırımlardan. Gözleri güneşin doğduğu yerdeydi. Rabbine kendisine bu kadar nimet verdiğini düşünerek atıldı boynundan yaşlı amcanın ve koşmaya başladı. Her gün güneşin doğduğu yere batmak, batarken izlemek en büyük sevinciydi. Şimdi de sevincini ufukla paylaşmalıydı. Ufuktan doğan güneş umudu muştuluyordu her gün… Deniz kıyısına gelince uzaktaki gemileri gördü, ufka kavuşamayacağını anlayınca durdu ve haykırdı:

- Artık ben de okuyacağım! Artık ben de uçurtma uçuracağım! Heyy duyun beni, duyun sevincimi!

Şehrin vurdumduymaz insanlarından kurtulmuştu. Artık onları seyretmeyecekti. Artık çok az bildiği alfabeyi öğrenip okumaya başlayacaktı. Sonunda duaları kabul olmuştu…

Havayı hiç bu kadar rahat içine çekmemişti… Üzerine rahmet yağmurlarının yağdığını hissedercesine zıpladı.

Hiç bu kadar yakın olmamıştı göğe!

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ufuktaki Umut
« Posted on: 25 Nisan 2024, 16:01:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ufuktaki Umut rüya tabiri,Ufuktaki Umut mekke canlı, Ufuktaki Umut kabe canlı yayın, Ufuktaki Umut Üç boyutlu kuran oku Ufuktaki Umut kuran ı kerim, Ufuktaki Umut peygamber kıssaları,Ufuktaki Umut ilitam ders soruları, Ufuktaki Umutönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes