๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Kıssadan Hisseler => Konuyu başlatan: ❣ Muhammed ❣ üzerinde 30 Nisan 2015, 16:37:39



Konu Başlığı: Mecâzi Sıladan Gerçek Sılaya
Gönderen: ❣ Muhammed ❣ üzerinde 30 Nisan 2015, 16:37:39
Mecâzi Sıladan Gerçek Sılaya

Sıla-i Rahim, ilk bakışta çağrıştırdığı manaların çok ötesinde ufuklara işaret eden bir kavram. Baba ocağını, bizi doğuran büyüten toprakları hatırlatırlamamız istenirken, bizi yaratan ve yaşatan Rabbimiz’i, geldiğimiz o ebediyyet yurdunu unutmamamız gerektiği de hatırlatılmış oluyor. Ve bütün insanlık olarak ilk anne-babamıza sılamız nisbetinde aramızdaki sılamız derinlik ve anlam kazanıyor.

Evrende her varlığın karmaşadan kaçıp bir birliğe katılma temayülünde olduğunu sezmekteyiz. Her çokluk kendi birliğini oluşturma sevdasında…

Arıların bir topluluk halinde vızıldayıp bal yapmaları, karıncaların emsalsiz bir birlik içinde çalışmaları, gökte bulutların kümelenişi varlıktaki birlik sevdasının ifadesi gibi gözükmekte. Bulutlar kümelenmezse yağmur yağmayacak, insan ve hayat için rahmet kesilecek. İnsanlığın iman etrafındaki cemaati olmazsa kainat can bulmayacak, manasını kaybedecek.

Kainata bu gözle baktığımızda görüyoruz ki, birlik ve beraberlik her zaman ve mekânda rahmettir. Ancak, Allah’tan uzak ve nefsaniyet ekseninde oluşmuş, hayatın yasak hazlarına tutsak hayat süren kalabalıklar müstesna.

Rabbimiz, işaret ettiğimiz alemlerdeki bu birlik ve ahenkli işleyişi insanlık aleminde de görmek istiyor. Bu yüzden kullarını Allah’a imanda ve İslâm’da birliğe çağırıyor: “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın, parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de, O gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz…” (Âl-i İmran/103)

Sevgili Peygamberimiz A.S. da aynı çağrıyı dile getiriyor: “Birbirinize sırt çevirmeyiniz, birbirinizin arasını açmayınız, hasetleşmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz!”

Allah’ın da, kutlu elçisinin de çağrısı birliğe, beraber olmaya. Çünkü insan Allah’a itaat eden bir cemiyet içerisinde terbiye olup kemale erecektir. Bu yüzden Hak ve hayır etrafında bir araya toplanmış  cemaatin Allah katında kıymeti ve rahmeti büyüktür.

Yüce Rabbimiz, ilâhi muhabbetle bir araya gelmiş kutsî bir cemaatin oluşmasını ve devamını istiyor. Sonra da bu birliği korumak için emirler, yasaklar ve prensipler koyuyor ve kullarını bu birliği korumakla sorumlu tutuyor. İşte sıla-i rahim, bu birliği korumaya matuf ilahî bir emirdir.
İnsanın Yaratıcı İle Sılası

Bu emir ilk bakışta yakın akrabalarla yardımlaşmayı, onlarla gönülden muhabbet bağları dokumayı emrediyor olsa da, temeli insan ve Allah ilişkisine dayanır ve alanı bütün insanlığı kuşatır.

Bununla şunu demek istiyoruz: İnsan önce yaratıcısına bağlanmak zorunda. Yani yaratıcısı ile sılasını kesmemekle mükellef. Çünkü Rabbi ile muhabbet ve minnet bağları kopmuş bir insanın artık tutunacak bir dalı, sığınacak bir yeri kalmamıştır. Böyle bir insanın diğer insanlarla oluşturduğu bağ ve birlik, özünde bir kıymet ifade etmez. Çünkü kurduğu aile ve toplum, ancak zaruretlerin, dünyevî menfaatlerin bir araya getirdiği bir topluluk olabilir. Yani sahte bağları olan bir toplum, yığın, kalabalık… Bugün modern Batı toplumlarının yaşadığı büyük sosyal bunalımın asıl sebebi bu durum değil mi?

Yüce Rabbimiz, “Allah’a söz verdikten sonra sözlerinden dönenler, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi ayıranlar, akrabalık bağlarını koparanlar, yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar ziyana uğrayanlardır.” (Bakara/27) buyuruyor. Bir başka ayette ise şu ihtar var: “…Allah’ın birleştirin diye emrettiği akrabalık bağlarını koparanlar, yeryüzünde ayrılıkçılık yapanlar; lanet onlar için. Yurdun kötüsü de onlara!” (Raad/25)

Bu ayetlerde geçen “Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şey”in iman olduğunu seziyoruz. Çünkü iman, kul ile Allah arasındaki ilişkinin kalbî boyutudur, asıl yüzüdür. “Allah’a söz verdikten sonra sözlerinden dönenler” ifadesi ise, Yaratıcımız’ın “ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna verdiğimiz “evet, sen bizim Rabbimizsin” cevabına bir hatırlatmadır.

Demek ki sıla-i rahmin çekirdeğini iman teşkil ediyor. Yani iman sıla-i rahmin esasıdır. Allah’a verdikleri sözden dönenler, imandan dönmüş kimselerdir. İmanından dönen kimseler ise Rabbi ile kalbî bağını, yani “sılasını” kesen kimselerdir.

Bu açıdan düşündüğümüzde imanın, zikrin, namazın ve diğer bütün salih amellerin bu manada sıla-i rahim olduğu söyleyebiliriz. Fahr-i Kainat A.S. Efendimiz’e salâvat okumakla da onunla bir sıla, yani gönül bağı oluşturduğumuzu hissederiz. Aynı şekilde diğer peygamberlere selam gönderişimiz, salih kimselere dua ve rabıtalarımız da böyle bir sıladır.
İnsanlık: En Büyük Aile

Yüce Rabbimiz insanların imanda kardeş ve birlik olmalarını arzuluyor ve bu birliğin korunmasını istiyor. Buyuruyor ki:

“Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Sonra da birbirinizi tanıyasınız diye kavim ve kabileler kıldık. Allah katında en üstünün olanınız, (şu veya bu ırka ya da kavime mensup olanınız değil) Allah’ın yasaklarından en ziyade sakınanızdır.” (Hucurat/13)

Bu ifadelerde hemen dikkatimizi çeken bir nokta var: Yüce Yaratıcımız aramızdaki bağı, tanışıklığı, sevgiyi ve muhabbetimizi; yani sılamızı ta Adem Babamız ve Havva Annemiz’e kadar götürmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Böylece ırk, kavim, aşiret ve cins ayrımcılığını reddediyor. Çünkü bu tür ayrımcılıkların hepsi, sıla-i rahmin özündeki birlik-beraberlik ve kardeşlik ruhunu yok eden tutumlardır.

Yine bu açıdan baktığımızda, sıla-i rahmin aileden, anne ve babadan başlayarak yakın akrabalara ve onlardan da bütün insanlığa dalga dalga yayılan bir birlik çağrısı mesajı taşıdığını anlamamız hiç zor değil.

Sonuç olarak, sıla-i rahim evrensel bir mana taşımakta. Aileden akrabalara, akrabalardan bütün insanlara uzanan bir alanı kapsamakta. Maksadı ise insanlığın yardılış hakikatı etrafında bir birlik oluşturmak. Yani kainatın en güzide birliğini, cennet toplumunu kurmak… Selamlaşan, birbirlerine kin ve haset duyguları beslemeyen, Allah için kardeş olan, hayırda ve iyilikte yarışan, fitne fesat ve düşmanlıktan uzak bir insanlık ailesi inşa etmek…


Konu Başlığı: Ynt: Mecâzi Sıladan Gerçek Sılaya
Gönderen: Ceren üzerinde 30 Nisan 2015, 21:54:29
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Sılayı rahim kişinin ailesi ile akrabaları ile görüşüp,onlarla ilgilenmesidir.Sılayı rahimi terk eden Allahın rızasını kayıp etmiştir.


Konu Başlığı: Ynt: Mecâzi Sıladan Gerçek Sılaya
Gönderen: Sevgi. üzerinde 06 Eylül 2015, 23:07:09
Yüce Rabbimiz, “Allah’a söz verdikten sonra sözlerinden dönenler, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi ayıranlar, akrabalık bağlarını koparanlar, yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar ziyana uğrayanlardır.” (Bakara/27) buyuruyor. 
 Rabbim bizleri Peygamberimizin sünnetlerinden ayırmasın inşaAllah...