๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Kıssadan Hisseler => Konuyu başlatan: ❣ Muhammed ❣ üzerinde 09 Nisan 2015, 20:04:43



Konu Başlığı: Horasan'ın büyük velîlerinden olan Ahmed Nâmıkî Câmî
Gönderen: ❣ Muhammed ❣ üzerinde 09 Nisan 2015, 20:04:43
Horasan'ın büyük velîlerinden olan Ahmed Nâmıkî Câmî

 Horasan'ın büyük velîlerinden olan Ahmed Nâmıkî Câmî (rahmetullahi teâlâ aleyh)

ümmîydi. Yâni okula gitmemişti.

 Yirmi iki yaşında iken tövbe etmek nasîb oldu.

 O yaşa kadar arkadaşları ile zevk ü sefâ içinde yiyip içerdi.

Bir gün içki getirmek sırası ona geldi.

 Bulundukları yerde kırk küp içkileri vardı.

 İçki almak için gidip baktığında hiç birinde şarap bulamadı.

 Şaşırıp kaldı.

Sonra merkebi ile şarap için bağa gitti.

Oradaki şarapları merkebe yükledi.

 Merkep yürümemekte inâd ediyordu.

Hayvanı şiddetle dövmeye başladı, sonra âniden; "Ahmed niçin bu hayvanı incitirsin? Onu biz yürütmüyoruz.

 Biz irâde etmeden yürümeyeceğini bilmiyor musun? Arkadaşların özrünü kabûl etmezse, biz kabûl ederiz." diye bir ses işitti.

Hemen yere kapandı ve; "Yâ Rabbî! Tövbe ettim.

 Bundan sonra hiç şarap içmeyeceğim.

 Emreyle merkep yürüsün.

 O insanlara mahcûb olmayayım." dedi.

 Merkeb yürümeye başladı.

 Arkadaşlarının yanına varıp şarabı önlerine koyduğunda, ona sen de iç dediler.

 "Ben tövbe ettim." dedi.

Fakat içirmek için ısrâr ettiler.

 Âniden kulağına yine bir ses geldi; "Yâ Ahmed! Ellerinden al, iç ve içtiğin bardaktan onlara da içir." diyordu.

 Hemen alıp içti, şarap bal şerbeti olmuştu.

 Allahü teâlânın kudreti ile şarap şerbete çevrilmişti.

 Orada bulunanlara da tattırdı, hepsi tövbe ettiler ve dağıldılar.

Sonra dağa çıktı, uzun müddet insanlardan uzak durdu.

 İbâdet ve nefs terbiyesi ile meşgûl oldu.

 Seneler sonra bir gün kalbine; "Ahmed! Hak yoluna böyle mi giderler? Kavminden senin üzerinde hakları olan birçok insanı bıraktın." düşüncesi geldi.

 İnsanların arasına döndü ve eline bir odun alıp, evvelki şarap küplerini kırmaya başladı.

 Köyün muhtarına onu şikâyet edip; "Ahmed delirdi.

 Şarap küplerini parçalıyor." dediler.

 Muhtar, bir adam gönderip onu evden çıkardı ve atların bulunduğu ahırda hapsetti.

 O da ahırın bir köşesine oturdu.

Ellerini başına koyup;

"Katır, şarap küpüyle hiç durmadan dönüyor,

Ey gönül! Allah için sen de gel bir defâ dön. beytini okudu.

 Bu sözlerini işiten ahırdaki atlar, önlerindeki otları yemeyi bırakıp, başlarını duvarlara vurmaya başladılar.

 Gözlerinden yaşlar akıttılar.

 Atların bakıcıları bu hâli görüp muhtara haber verdiler.

 Muhtar gelip onu serbest bıraktı ve özür diledi.

Yine dağa dönüp gitti.

 Nice yıllar orada kalıp, ibâdet ve tâat ile meşgûl oldu.

 Artık okuyup yazmaya başladı.

 Kur'ân-ı kerîm ile diğer temel dînî kitapları, din büyüklerinin hayâtını devamlı okuyordu.

Bir taraftan da bâzı kimselerin üzerinde hakları olduğunu düşünüyordu.

 Acaba onları nasıl ödeyecekti.

Bu düşünceler içindeyken, kalbine şöyle bir nidâ geldi:

 "Ahmed! Sen, insanı Allahü teâlâya kavuşturan yolda iyi gidiyorsun.

 Allahü teâlânın lütfuna ve keremine olan tevekkülün sebebiyle, senden alacaklı olanların borcunu, O, nihâyetsiz hazînesinden fazlasıyla öder.

 Gerçekte rızıkların hakîkî sâhibi de odur..."

Bundan sonra Allahü teâlâ, nihâyetsiz ihsân hazînesinden onun üzerinde hakları bulunanların ve ona muhabbeti olanların her birine, her gün bir batman (7,692 kg) buğday verirdi.

 Şöyle ki, alacaklılar her sabah o bir batman buğdayı sandıklarında bulurlardı.

 Bu buğday, o gün evdekilerin hepsine yeterdi. Hattâ misâfirleri gelse, onlara da yetip artardı.

Bir zaman sonra, ona verilen mânevî bir işâret üzerine tekrar insanlar arasına döndü ve doğru yolu göstermeye başladı.

 Sirac-üs-Sâirîn kitabını yazdığı âna kadar 80 bin kişi elinde tövbe etti.

Ahmed Câmî'nin oğullarından Zâhirüddîn Îsâ, babasının elinde 600 bin kişinin tövbe ederek doğru yolu bulduklarını bildirmiştir.

Ahmed-i Nâmıkî Câmî hazretleri uzun riyâzetler ve mücâhedelerden nefsin isteklerini yapmayıp istemediklerini yaparak insanlar arasına dönüp, bir yandan onlara İslâmiyeti anlatırken, diğer taraftan yüzlerce eser yazdı.

Âlimlerin herbirisi bu kitapları çok beğendi.

 Çok yüksek velîydi.

 Bütün mahlûkâta karşı çok merhametli ve çok cömertti.

 Herkese maddî ve mânevî iyilik ederdi.

 Sıkıntısı olanlar kendisine mürâcaat ederlerdi.



Konu Başlığı: Ynt: Horasan'ın büyük velîlerinden olan Ahmed Nâmıkî Câmî
Gönderen: Sevgi. üzerinde 12 Ekim 2015, 04:17:26
  Selâmün Aleyküm. Paylaşım için Rabbim Razı olsun kardeşim. Çok güzel kıssaydı. Rabbim bizleri de böylesi samimi bir tevbe nasip etsin ve güzel faideli ilimlerle meşgul olup hakkıyla yerine getirenlerden eylesin inşaAllah. Amin ecmain...