๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Kıssadan Hisseler => Konuyu başlatan: S.bayar üzerinde 03 Kasım 2010, 01:32:15



Konu Başlığı: Fırında ölümü bekleyiş
Gönderen: S.bayar üzerinde 03 Kasım 2010, 01:32:15
 FIRINDA ÖLÜMÜ BEKLEYİŞ.
        Hikmet, belediyeye ait ekmek fabrikasında çalışan bir isçiydi. İşine çok dikkat eder, vazifesini ihmal etmemeye çalışır, kazancının helal olmasını isterdi. Fabrikayı hemen her aksam en geç o terk ederdi. Belediyenin ekmeği biraz daha ucuz olduğu için halk çok bu ekmeğe çok rağbet ediyordu. Kocaman fırının içini ara sıra temizlemek gerekir, onu da genellikle Hikmet yapardı.
        Ramazan bayramının son günüydü. Ertesi gün ekmek çıkarılacaktı. Hikmet, temizlik yapmak için fabrikaya gitti. İçeriye girip dış kapıyı kapattı. Işıkları yaktı ve fırının kapağını açıp içerisine girdi. Gerekli temizliği yaptıktan sonra evine gidecekti.Sabaha karsı dörde doğru gelen isçiler de, gelir gelmez elektrikle çalışan fırının düğmelerini açacak, onlar hamuru yoğurup ekmekleri hazır edene kadar da fırın güzelce ısınmış olacaktı.
        Hikmet temizliğe dalıp gitmişti. Bir taraftan da kendi yakıştırdığı şeyleri mırıldanıyordu. Tam o saatlerde fırının genç ustalarından olan Cengiz fabrikaya geldi. Kirlenmiş olan beyaz önlüğünü almak için uğramıştı. O aksam yıkattırıp, ertesi gün temiz temiz giymeyi düşünüyordu. Dış kapıyı açtığında şaşırdı.      "Hayret, içerdeki elektrikler açık unutulmuş" diye mırıldandı. Gidip önlüğünü aldı. Fırının önünden geçerken açık duran fırın kapağını eliyle söyle bir itekledi. Çıkarken ışıkları söndürmeyi de ihmal etmedi.
        Elektriklerin sönmesiyle Hikmet hemen fırının kapağına koştu. Fakat
      heyhat, kapak üzerine kilitlenmişti. Var gücüyle bağırmaya başladı. Fırının kapağını yumrukladı. Çırpınması fayda vermiyor, sesini kimseye duyurması mümkün olmuyordu. Tüyleri diken diken oldu. Dehşete kapılmıştı.
        Uzun müddet kendisine gelemedi. Birazcık sakinleşince saatine baktı. Saat 23.05'i gösteriyordu. Yaklaşık beş saati kalmıştı. Bir anda ölümle burun buruna gelmişti. Önce terlediğini hissedecek, sonra bunalacak, sıcaklık yavaş yavaş sürekli artacak, artacak, artacak; vücudundaki yağlar erimeye başlayacak, etler kızaracak ve daha bütün bunlar olmaya başlamadan belki de o kalpten gidecekti. Belki de çıldıracaktı. Çılgın çılgın gülecekti...
        Ah, o en güzeliydi. Bir delirebilseydi, düşüncenin kezzap gibi yakıcılığından kurtulacaktı. Fırından yeni çıkan ekmekleri eline alınca parmaklarında duyduğu yanık acısı aklına geldi. Sadece o kadarı... Yanığın ilk safhası bile değildi ama hemen elinden bırakırdı. Şimdi ekmekler gibi kendisi pişecekti. Bir kaç gün önceydi. İşçiler acıkmışlar, küçük tüpün üstünde yemek pişirmişlerdi. Bir aralık tüpün kızgın demirine değmişti eli... Hemen nasıl da kabarmış, su toplamış, sızladıkça sızlamıştı. Sadece iki parmağın acısına dayanamamış, soğuk suyun içinde tutmuştu. Ya şimdi?..
        Yanan iki parmak ucu değil,bütün vücudu olacaktı. Gözlerinin önünde filmlerde yanan adamlar canlandı. Kendi hali daha da zordu. Bir anda yanmak değildi ki bu... Adım adım, hissede hissede ... Terleye çıldıra, dövüne dövüne... İçerisinin ısındığını hissetti. Kapıyı kapatan her kimse fırını da yakmış mıydı yoksa?..
        Bu hararet böyle sürekli niçin artıyordu?.. Aman Allah’ım! Beklenen an çabuk gelmişti. Saatine bakti. Saat gecenin 1.00'i olmustu. Nasil geçmisti  iki saat? Zaman su gibi akmisti. Bir ömür gibi... Ömürleri yanmak vaktini  meyve veren insanlar gibi.. Elleriyle duvarlara, demirlere dokundu. Yok  canim... Korkusundan firinin yanmaya basladigini zannetmisti. Demirler soguktu iste... Biraz sakinlesti.Evini düsündü. Hanimi, oglu merak ediyor olmaliydi.Hanimini niçin azarlamisti sanki çikarken?.. Hayat arkadasina karsi daha nazik, daha hürmetli olmali degil miydi? Ya çocugunu... Keske dövmemis olsaydi onu...Onlardan da mes'ul oldugu için onlarin hesabini da verecekti Allah'a... Keske haniminin dedigini yapsaydi. Hanimi ona:  "Haydi, birlikte namaza basliyalim" demisti. Hikmet ise: "Biraz daha  yaslanalim" diye cevap vermisti. Sanki sonrasinda bütün bir ömrün hesabini vermeyecek, sadece ihtiyarligin hesabini verecekti.Niçin sanki firina  gelirken camiye girmemisti? Müezzin gönlünün derinliklerinden geldigi belli olan sesiyle yatsi namazina davet etmis, Allah'in büyüklügünü,  kurtulusun o'nun yolunda oldugunu haykirmisti. Hiç degil se ölmeden evvel
son vakit namazini kilmis olacakti. Belki Rabbi o son vakit hürmetine  affeder,digerlerinin hesabini sormazdi. "Ah ahmak kafam" diye inledi. Halbuki bes vakit namaz kilan bir insanin hali ne güzeldi. Kildigi bir vakit muhakkak onun son eda ettigi vakit olacakti ve Rabbinin huzuruna  secdesiz bir alinla çikmayacakti.Öyle olmayi ne kadar isterdi.Ya oglu...  Yedi yasina girmisti. Bir baba olarak onun üstüne basina, yiyip içtigine dikkat ettigi kadar, kalbine niçin dikkat etmemisti? Daha o yasta her tip  pisligin televizyon ekranlarindan üstüne siçramasina nasil da razi olmustu? Çocuguna Allah'ini,peygamberini niçin sevdirmemisti?Akli  çocukluguna gitti... Gençligine ugradi, tek tek dolasti o günleri... O
günlerden elinde sadece pismanlik veren, utandiran günahlar kalmisti. En  ince teferruatina kadar bütün günahlari aklina geldi. Demek bütün bu  tespit edilen seylerin hesabini verecekti. Aklina bir fikir geldi,  'firinin içinde teyemmüm edip namaz kilmak.' Toprak yoktu ki... Ellerini  firinin içinde yere vurarak teyemmüm aldi. Namaza durdu. Her seyin bitip tükendigi noktada baska kime dayanabilirdi ki?Aslinda her namazda öyle  hissetmeliydi.
      Kendisini hayatida ilk defa Rabbiyle konusuyor gibi hissetti  . Alemlerin  Rabbi'ne hamdetmeyi, O'na dayanmayi, O'ndan yardim dilemeyi, dosdogru  olmayi ilk defa böylesine anliyordu. Bütün benligiyle secde etti."Eksiksiz,yüce, merhametli Sensin" acizligini iliklerine kadar  duyarak...Rabbinden gelmisti ve O'na dönüyordu. Ah, dönüsün ona oldugunu  hiç unutmamis olsaydi .Yoruldukça oturup tövbe etti. Estagfurullah çekti.Nasil da daracik yerde sikisip kalmisti.Firinda oldugunu hatirladikça vücudunu atesler basiyordu........
      Cengiz ise evine gidip yatmisti. Gece bir aralik yataktan siçrayarak  uyandi. Saatine bakti. Saat 3.15'ti. Bir rüya görmüstü. Arkadasi Hikmet  firinin içinde alev alev yaniyor, "Cengiz!"diye bas basbagiriyordu. Nasil  bir rüyaydi bu böyle...Birden aklina geldi. Olamaz! Firinin kapagini   Hikmet'in üzerine mi kapatmisti yoksa? Hemen üzerini giyip sokaga firladi.
 Hiç durmadan kostu. Gece isçileri henüz gelmemislerdi. Kapiyi açti,  isiklari yakti.Hemen firinin kapagini açip içeriye seslendi:"Hikmet!"  Içerden hiç ses gelmiyordu. Bir kaç defa daha bagirdi.Hikmet, aglaya aglaya namaz kiliyordu. Öyle dalmistiki, isminin söylendigini duyunca   irkildi. Olamazdi, yanlis duyuyor, hayal görüyordu. Fakat, yine duydu.Birisi 'Hikmet' diyordu. Hem firinin isigida yanmisti.Selam verdikten sonra kapaga dogru yürüdü. Karsisinda Cengiz 'i gördü. Firindan  çikti. Cengiz, bir anda hortlak görmüscesine irkildi. Korkuyla:"Kimsin  sen?" dedi. Hikmet' in Cengiz 'e sarilmak için uzanan kollari bos

      kalmisti. Hikmet hala agliyordu. "Ne demek sen kimsin? Hikmet' im iste,   görmüyor musun?Dün aksam temizlemek için girmistim. Birisi üzerime firinin   kapagini kapatti" dedi. -"Olamaz" diyordu Cengiz. "Sen Hikmet degilsin."
  Hikmet ilk önceleri Cengiz' in bu hareketine bir mana veremedi. Nasil olur  böyle söyler, nasil olur da mesai arkadasini taniyamazdi? Birden aklinda  bir simsek çakti. Hemen aynaya dogru kosup kendine bakti. Hayir, bu yüz,   bu saçlar kendisinin olamazdi. Kirismis ellerini, solmus yüzüne, bembeyaz   olmus saçlarina götürdü. Bir gecede ihtiyarlamisti. Hiçkiriklarla
 sarsiliyordu. Bir daha aynaya bakamadi. Kendisinden kendisi korkmustu. Yanmanin ne demek oldugunu bilseler kim bilir bir gece de ne kadar insan  ihtiyarliyacakti.Yarin denilecek kadar kisa bir süre sonra yanmak ihtimali  bu kadar hafife alinabilir miydi? Başı ellerinin arasinda kala kaldi.   Ahirette sonsuz yanmamak için, iman etmek ve günahlardan kaçmak
 gerekiyordu...


Konu Başlığı: Ynt: Fırında ölümü bekleyiş
Gönderen: Ruhane üzerinde 11 Mayıs 2016, 17:12:56
Selamun aleykum .. Içim titredi okurken .. Rabbim ölümle bütün buruna gelmeden hakkı hakikati anlayıp ona yalvaran ibadetlerimizi huşu içinde yapmaya çalışan ,inancı sağlam ,rahmetinden ümit kesmeyen Kullarindan eylesin .. Affına sığınıyoruz Yüce Mevlam ..


Konu Başlığı: Ynt: Fırında ölümü bekleyiş
Gönderen: Pelinay üzerinde 11 Mayıs 2016, 18:03:28
Ve aleykumusselam.
Allahım nasil etkileyici bir hikaye boyle.icimi titretti.
Bi an o manzara gozlerimin onunde canlandi.
Rabbim bizleri affina mazhar eylesin insallah.bizi cehennem azabindan korusun.
Allah razi olsun.kesinlikle okumanizi tavsiye ederim.uzun ama her harfine degecek bir paylasim


Konu Başlığı: Ynt: Fırında ölümü bekleyiş
Gönderen: Sevgi. üzerinde 22 Kasım 2018, 01:58:25
Rabbim bizleri herdaim Rızasına uygun şekilde yaşıyan güzel kullarından olabilmeyi nasip etsin inşaAllah . Paylaşım için Allah Razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Fırında ölümü bekleyiş
Gönderen: Ceren üzerinde 22 Kasım 2018, 14:51:00
Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun paylaşım dan kardeşim. İslam yolunda Allahın rızasıyla yaşayan kullardan olalım insallah...


Konu Başlığı: Ynt: Fırında ölümü bekleyiş
Gönderen: Mehmed. üzerinde 22 Kasım 2018, 14:52:54
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri tek doğru yol olan İslam yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun