Bir Cuma günü idi. Eshab-ı Kiram Resûlüllah'ın Mescidinde oturmuş konuşuyorlardı. İbni Abbas (R.A.) bir ara:
— Allah'a imandan sonra en efdal amel hacılara su dağıtmaktır, dedi.
Bunu duyan Şeybe radıyallahü anh ise, imandan sonra en hayırlı amelin Mescid-i Haram'ı tamir etmek olduğunu söyledi. İki kişinin aralarında hayırlı amelin hangisi olduğu mevzuunda tartıştıklarını gören Hazreti Ali ise:
— En hayırlı amel ikinizin de söylediği değil, imandan sonra en faziletli iş Allah yolunda cihattır, buyurdu.
Üç kişinin aralarında bu mevzuda birbirlerini tutmayan sözler söylediklerini duyan Hazreti Ömer ise:
— Resûlüllah'ın minberi yanında böyle yüksek sesle konuşmayınız! Namazdan sonra bu saydıklarınızın hangisinin efdal olduğunu Resülüllah'a soracağım dedi. Böylece üç sahabi arasındaki münazara da o an için sona erdi.
Namazdan sonra Peygamber Efendimize hangi amelin daha efdal olduğu sorulduğunda şu ayet-i celile nazil oldu:
— İman edip, Allah için cihat edenlerin hizmetini, Hacilara su dağıtmak, Mescid-i Haram-ı ta'mir etmekle bir mi tutuyorsunuz? Bunlar müsavi olamazlar. Allah için cihat etmeyen zalim kavme Allah hidayet etmez. (Tevbe Suresi, ayet: 19)
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın