Konu Başlığı: Sahabe Devrinde Kıraat Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Mayıs 2011, 21:55:39 Sahabe Devrinde Kıraat Adına "asru'l-câhiliye" denilen bir dönemde İslâm'ı kabul e-dip Resûlullah'ın yanında yer alan bu sebeple de Ashâbü'r-Resûl adını alan insanlar, yeni din içinde hangi grup ve sınıftan, hangi ırk ve bölgeden gelirlerse gelsinler birbirlerinden ayrı tutulmamışlar, böylece bu insanlar sevgi ve kardeşlik bağlarıyla yeni bir toplumun temellerini atmışlardır. Geldiği inanç ve yaşadığı toplumun hayat anlayışı düşünüldüğünde, yeni durumu eskiye göre ölümle hayat kadar farklı olan sahabe İslâm'a öylesine sarılmış ki, onun için canını vermekte asla tereddüt etmemiştir. Bu inanç ve değişimin kaynağı, şüphesiz ki Kur'ân-ı Kerîm ve onun tebliğicisi olan Resûluliah (s.a.) idi. Kur'ân ile yeni bir hayat elde eden müslümanlar, ona sımsıkı sarılmışlar ve onu hayatlarının en ayrılmaz parçası haline getirmişlerdir. İslâm târihi ve hadis kaynaklarında, bununla ilgili yüzlerce olay ve rivayet bulunmaktadır. Sahabenin Mekke döneminin zor şartları altında yazılı Kur'ân metinlerini, bir biri arasında nasıl dolaştırdığını İslâm târihi kaynaklarında görmek mümkündür. Kur'ân okumak ve Resûl-i Ekrem'in sohbetinde bulunmak isteyen sahabe farklı yollar kullanarak Dârü'İ-Erkâm'a gelir ve orada, yakın zamanda inen âyetleri öğrenirlerdi. Erkâm'ı evi, Hz. Ömer'in müslümaniığma kadar bu işlevini sürdürmüştür.[55] İlerleyen zamanlarda ve özellikle Medine'ye hicretten sonra kolaylaşan şartlar gereği ve yeni imkanlar sayesinde sahabenin Kur'ân ile iç içeliği daha da aitmiş tır. Kur'ân, şüphesiz sahabe için sadece okunan bir kitap değildir. Onlar on âyeti öğrendikten sonra itikadı ve amelî olarak onları hayatlanna geçirmedikçe diğer on ayete geçmezlerdi. Bu konuda kendi içinde yeknesak olmayan sahabe farklı durumlara göre farklı davranabiliyordu veya karakterlerin farklı oluşu farklı davranışların ortaya çıkmasında etkin oluyordu. Meselâ sahabeden bazdan kısa zaman içerisinde çok fazla Kur'ân okumakla şöhret yapmıştır. Bunlar arasında ileride kıraat ilminin kendilerine dayandığı kimselerden başkalan da vardı. Meselâ, Abdullah b. Amr'ın durumu bu hususu çok açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Rivayete göre Amr b. el-Âs oğlu Abdullah'ı itibarlı bir ailenin kızıyla evlendirmiş ti. Ancak Abdullah ibâdet ve Kur'ân okumaya düşkünlüğü sebebiyle eşinin, yanma uğramamakta, onu iyiden iyiye ihmal etmekteydi. Durum Resüi-i Ekrem'e bildirilince Abdullah'ı yarıma çağırdı ve ondan orucunu ve kıraatini azaltmasını talep etti. Her ikisinin de azaltılmasına fazla gönüilü olmayan Abdullah'ın aşırı talebi üzerine sonunda bir gün tutma bir gün yeme anlamına gelen Savm-ı Dâvûd ve her yedi günde bir defa hatim yapılması üzerinde anlaşıldı. Resûlullah'ın onu "O halde her yedi günde bir hatim oku ve bunun üzerine de bir şey ekleme!".[56] şeklinde, uyarması Abdullah'ın Kur'ân konusunda ne kadar istekli olduğunu göstermektedir. Hz. Peygamber'in (s.a.) vefatı, Kur'ân'm nüzulünün tamamlandığının da bir göstergesiydi. Onun sağlığında Kur'ân'ı yaşamaya daha fazla önem verip de ezberleme konusunda hırs göstermeyen bazı sahabe, Resûluîlah'ın vefatıyla Kur'ân hıfzına daha fazla eğildi. Zaten Kur'ân, içinde yaşadıkları bir toplumda iniyor, onlar da inen vahyi duyuyor ve hüküm âyetlerine göre hayatlarını düzenliyorlardı. Bu onlarda Kur'ân'a karşı ciddi bir aşinalık meydana getirmişti. Vefat ile birlikte hız kazanan ezberleme işi vefatı takip eden 3-5 ay içerisinde çok yüksek bir sayıya ulaşmıştır. Hz. Ali'nin Hz. Peygamber'in vefatından sonra yemin ederek Kur'ân'ı bir araya getirmeden evden çıkmayacağını söylemesi de bu hususu açıkça destekler mahiyettedir. Bugün bile bazı kimselerin sıfırdan başlayarak 6-7 ay gibi bir sürede Kur'ân'ı ezberlediği düşünülürse; Kur'ân'm nüzulünü yaşayan, Kur'ân'm İndiği Arapça'yı bilen ve konuşan sahabenin eksiklerini tamamlayarak hıfzlarını 3-5 ay içerisinde ikmal etmeleri yadırganmamalıdır. Hadis kaynaklarında "Kur'ân'ı Resûlullah'ın sağlığında ezberledi" denilenlerin sayısındaki azlık sınırlayıcı ve kısıtlayıcı tarzda algılanmamalıdır. Bu rivayetler,[57] "bunlar Kur'ân'ı Resûlullah'ın sağlığında ezberleyenlerdendir" anlamındadır. Nitekim, tek bir hadis içerisinde toplu olarak sayıları beşi geçmezken hadisler birleştirildiğinde kârilerin sayısı onu aşmaktadır.[58] Oryantalistlerin Yemâme savaşındaki sayıyı abartılı bulmaları, bu hususu tam olarak anlamamış olmalarından kaynaklanmış olsa gerektir. îslâm toplumunda hafızların ve Kur'ân bilginlerinin sayısının çokluğuna, hicretin ilk elli yılı içerisinde kıraat ilminin aldığı mesafe de delalet etmektedir. Bu dönemde yüzlerce kıraat bilgini ortaya çıkmış, herbiri bir bölgede Kur'ân eğitimi vermişlerdir. İbn Kesîr gibi tâbiûn'dan olduğu halde Mekke'de sahabeye imamlık yapan birinin kıraatinin yadırganmaması ve hatalı bulunmaması kıraat ilminin tâbiûn nesline de sağlam bir şekilde intikal ettiğini göstermektedir. Nitekim, İbn Mes'ud Kûfe'de, Ebû Mûsâ el-Eş'arî Basra'da, Ebü'd-Derdâ Şam'da geniş gruplara kıraat dersi vermekteydi.[59] Hadis ve târih kaynaklarında sahabeden kıraat ilminde şöhret yapan çok sayıda insanın adı verilmektedir. İçinde dört halîfe, Talha, Ubâde b. es-Sâmit, Hz. Âişe, Ümmü Seleme, Ebü'd-Derdâ ve Ebû Mûsâ el-Eş'arî'nin de bulunduğu bu liste oldukça uzundur.[60] [55] bk. Muhammed Hamİdullah, İslâm Peygamberi (trc. Salih Tuğ), Ankara 2003,1, 97-99. [56] Buhârî, "Fezâ'İlü'l-Kur'ân", 34. [57] Buhârî, "Fezâ'ilü'l-Kur'ân", 8, "Menâkibu'l- Ensâr", 17; Müslim, "Fezâilü's-Sahâbe", 119, 120; Tirmizî, "Menâkıb", Menâkibu Mu'âz ve Zeyd ve Übey b. Ka'b ve Ebî Ubeyde (hadis no: 3796). [58] Mekkî b. Ebû Tâlib, el-İbâne, s. 67-73; Bedreddln Muhammed b. Abdullah ez-Zerkeşî, el-Burhân R Ulûmi'l-Kur'ân (nşr. Yûsuf Abdurrahraan Mar"aşlî v.dğr.), 1-IV, Dâru'l-Ma'rife, Beyrut, 1415/1994, 1, 334-337; Ebü'1-Fazl Celâleddin Abdurrahman b. Ebû Bekr es-SüyM, eî-hkan fi ulumİ'l'Kur'an (nşr. Mustafa Dib Buga), MI, Dam İbn Kesir Dımaşk 1987,1, 222-228. [59] Kevserî, Makâlât, s. 14-15. [60] Ayrıntısı için bk. Necati Tetik, Başlangıçtan IX. Hicri Asra Kadar Kıraat İlminin Talimi, İşaret Yayınlan, İstanbul 1990, s. 45-49. Abdülhamit Birışık, Kıraat İlmi ve Tarihi, Emin Yayınları, Bursa 2004: 29-32. Konu Başlığı: Ynt: Sahabe Devrinde Kıraat Gönderen: Esila Esma üzerinde 15 Nisan 2019, 01:07:06 Bu konuda çok büyük bir özen ve hassasiyet göstererek günümüze kadar bozulmadan bizlere ulaşmasını sağlayan sahabelerden ve talebelerinden rabbim razı olsun, bizlere de kıymetini farkettirsin inş dua ile..
Konu Başlığı: Ynt: Sahabe Devrinde Kıraat Gönderen: Züleyha üzerinde 15 Nisan 2019, 11:13:58 Onlar hâlâ Kur'an'ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok
aykırılıklar bulacaklardı. (Nisa 82) |