Konu Başlığı: Mushaflann Kısa Târihi Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Mayıs 2011, 21:49:01 Mushaflann Kısa Târihi Hz. Ebû Bekir'in girişimi, Kur'ân hakkında ileride ortaya çıkması muhtemel önemli bir ihtilafı ve bir bakıma fitneyi bertaraf ettiği için, her türlü takdirin üstündedir. Ancak Kur'ân'ın cem'i, bu öneminin yanında, ümmet arasındaki okuyuş farklılıklarını ve buna dayalı olarak ortaya çıkan tartışmaları tamamıyla kaldıramamıştır. Zira Mushaf, sırasıyla Ebû Bekir, Ömer ve Hafsa'nın yanlarında kalmış topluma intikal etmemiş ve insanlar bu mushaf etrafında toplanmaya davet edilmemiştir. Topluma intikal etmiş olsaydı bile yazım bakımından ihtilaflara müsait bir hattı bulunmakta ve sûre tertibini hesaba katmamaktaydı. Hz. Ebû Bekir'den sonra Halîfe olan Ömer (634-644) ve ardından Osman (644-656) zamanında fetihler daha da artmış ve Arabistan ile birlikte Irak, İran, Kafkasların bir kısmı, Şam ve Mısır da İslâm topraklarına katılmıştı. Bu bölgelerde bulunan sahâbîler yeni müslüman olanlara, Kur'ân'ı şahsî nüshalarından veya ezbere dayalı okuyuşlarından öğretiyorlardı. Yedi harf ruhsatı gereği şahsî nüshalarda ve okuyuşlarda bulunan bazı küçük farklılıklar ve bunların nedenleri yeni müslüman olanlar tarafından tam olarak anlaşılamıyor. Kur'ân'a verilen büyük değer sebebiyle de önemli ihtilaflar olarak görülüyordu.[75] Müslümanlar arasındaki ihtilafı en net olarak ortaya koyan rivayet, îbn Şihâb ez-Zührî -Enes b. Mâlik yoluyla gelmektedir. Bu ve benzeri rivayetlerde Irak ve Şamlılarla birlikte h. 25 (m. 646) yılında Azerbeycan ve Ermenistan seferlerine katılan ve ashâb arasındaki kıraat ihtilaflarına şahid olan İrak ve Şamlıların komutam Huzeyfe îbnü'l-Yemân'm, Halife Hz. Osman'a gelerek şöyle dediği nakledilir: "Ey Emirü'l-mü'minin! Kitap hakkında yahûdiler ve hıristiyanlar gibi ihtilâfa düşmeden, bu ümmetin imdadına yetiş!"[76] Aslında Huzeyfe'nin ortaya koyduğu şikayetin benzerleri Hz. Osman'a bundan önce de gelmekteydi.[77] Kendisi de bir Kur'ân kârisi olarak meseleye vâkıftı ve toplumda gelişen olaylann farkındaydı. Huzeyfe, Ebû Mûsâ el-Eş'arî ile Abdullah b. Mes'ud arasında bile bazı okuyuş ihtilafları görmüş ve onlann aralarında bir süre tartıştıklarını nakletmiştir.[78] Bu ve benzeri talepler, hatta şikayetler üzerine Hz. Osman harekete geçti ve Hz. Hafsa'ya birisini yollayarak elindeki Hz. Ebû Bekir Mushaf'ını vermesini ve çoğaltma işinden sonra kendisine Mushaf i geri iade edeceğini bildirdi. Hz. Hafsa'dan gelen Mushaf, Zeyd b. Sabit başkanlığında Abdullah b. Zübeyr, Saîd b. Âs ve Abdullah b. Haris b. Hişâm'dan oluşan heyete teslim edildi. Bu heyetin sayısı hakkında farklı bilgiler bulunmaktadır. Sayıyı 12'ye kadar çıkaranlar vardır.[79] Ancak muhtemelen, bu dört kişi dışındakiler alt komisyon gibi çalışmışlar ve bunlara muhteiif konularda yardımcı olmuşlardır. Hz. Osman'ın heyete verdiği en önemli direktif, Kur'ân'm herhangi bir ihtilaf ■ durumunda Kureyş lehçesine göre yazılmasiydı. Halife, heyetin başkanı olan Zeyd Medineli olduğu için diğer üyelerin gerekirse onun hilafına davranarak mushafları Kureyş lehçesine göre yazmalarım emretmişti.[80] Nitekim "tâbut" kelimesi kapalı te "s" ile değil Kureyşlilerin yazdığı şekilde açık te "o" ile yazılmıştır.[81] Hz. Osman bu konudaki ısrarını, Kur'ân'm Kureyş lehçesine göre nazil olmuş olmasına dayandırmaktaydı. Rivayetlerden, Hz. Osman'ın sahabe ile görüşerek onların fikrini aldığı ve bunun sonucunda okuma ve imla ettirme işini Saîd b. Âs'a, yazma işini ise Zeyd b. Sâbit'e havale ettiği anlaşılmaktadır. Zira Saîd b. Âs ashabın en fasih konuşanlarmdandı ve lehçesi Resûl-i Ekrem'e benzemekteydi, Zeyd b. Sabit ise Resûlullah'ın (s.a.) vahiy katibi olmakla birlikte yazısı da güzeldi.[82] Hz. Osman tarafından Zeyd b. Sabit başkanlığında oluşturulan heyet uzun bir süre (26/650 yılı sonrasında muhtemelen 5 yıl) çalışarak Kur'ân'i, arza-i ahîradaki Fatiha, Bakara, Âl-i îm-rân, Nisa, Mâide.... îhlâs. Felak, Nâs sıralamasına göre 114 sûre olarak tertip etti ve Ebû Bekir Mushafı'ndaki âyet dizilişine göre yazdı. Bu şekilde yazılan yedi adet Kur'ân nüshasından biri Medine'de bırakıldı diğerleri Mekke, Küfe, Basra, Şam, Yemen ve Bahreyn'e[83] birer rehber kâri'/mukri ile birlikte gönderildi. Çoğaltılan nüshalar, parşömen üzerine siyah mürekkeple yazılmıştı ve nokta, hareke, süs, sûre adı, cüz işareti gibi harici şeyler taşımıyordu. Kıraat âlimlerinden Zeyd b. Sabit Medine'de kaldı, Abdullah b. es-Sâib, Mekke'ye, Mugîre b. Ebû Şihâb Şam'a, Ebû Abdurrahman es-Sülemî Kûfe'ye ve Âmir b. Abdülkays Basra'ya tayin edildi.[84] Hz. Osman, istinsah işi tamamlanıp ümmetin onayı alındıktan yapılan çalışma üzerine icmâ vaki olduktan sonra ashabın ve diğer müslümanların ellerinde bulunan şahsi Kur'ân nüshalarının toplanmasını ve yakılmasını emretti.[85] Onun maksadı, özenle derlenmeyen ve yazılmayan şahsi nüshalarda bulunan bazı hatalar, eksiklik ve fazlalıklar Kur'ân'm aslındanmış gibi zannedilip ileride müslümanlar arasında bir ihtilaf çıkmasını engellemektir. Zaten Kur'ân bu maksatla toplanmış ve bu maksatla çoğaltılmıştı. Yoksa onun ileride kendi aleyhine olarak yorumlanabilecek delilleri karartmak gibi bir hedefi yoktu. Öyle olmuş olsa idi, o Kur'ân'm çoğaltılması işini herkesin bilgisi dışında bir gizlilik içinde yapardı. Ancak rivayetler, beş yıl kadar süren çahşma esnasında böyle bir durumun olmadığım açıkça ortaya koymaktadır.[86] [77] İbn Ebî Dâvûd, Kitâbü'I-Mesâhif, I, 203-204; Dânî, el-Mukni\ s. 7; Süyûtî, el-İtkân, I, 187-188; ismet Ersöz, Kutan Tarihi, Ravza Yayınlan, İstanbul 1996, s. 111-112. [78] îbn Ebî Dâvûd, Kitâbü'l-Mesâhifl, 180-181, 240. [79] Zeyd b. Sabit, Saîd b. el-ÂS, Übey b. Ka'b, Mâlik b. Âmir, Kesîr b. Eflah, Enes b. Mâlik, Abdullah b. Abbâs, Abdullah b. Ömer ve Abdullah b. Amr b. el-Âs bunlardan birkaçıdır, bk. İbn Ebî Dâvûd, Kitâbü'l-Mesâhif, 1, 213-215. [80] Buharı, "Fezâ'ilü'l-Kur'ân", 2. [81] Tirmizî, "Tefsir", Tevbe 9/17 (Hadis no; 5103); İbn Ebî Dâvûd, Kitâbü'l-Mesâhif, I, 199; Dânî, el-Mukni', s. 4. [82] Ebû Şâme, el-Murşidu'l-vedz, s. 59, 65. İbn Ebû Dâvûd, Kitâbü'l-Mesâhif, I, 209-210. [83] İbn Ebû Dâvûd, Kitâbü'l-Mesâhif, I, 239. [84] Mûsâ Cârullah, Târîhu'l-Kur'ân ve'İ-mesâhif, el-Matbaatu'I-İslâmİyye, Petersburg 1323/1934, s. 29; Zerkânî, Menâhüü'l-irfân, 1, 330; Ersöz, Kur'ân Tarihi, s. 126-128. [85] İbn Ebû Dâvûd, Kitâbü '1-Mesâhif, I, 196, 200-201. [86] Hz. Osman'ın Kur'ân'ı yazdırıp çoğaltması ile ilgili geniş bilgi için bk. Maşalı, Resmü'l-Mushaf ve Tarihsel Değeri, s. 40-61. Abdülhamit Birışık, Kıraat İlmi ve Tarihi, Emin Yayınları, Bursa 2004: 38-41. Konu Başlığı: Ynt: Mushaflann Kısa Târihi Gönderen: Ceren üzerinde 16 Nisan 2019, 15:40:24 Esselamu aleyküm. Kur ana hizmet eden Allahın halifelerine peygamberin sahabelerine binler kez razı olsun inşallah...
Konu Başlığı: Ynt: Mushaflann Kısa Târihi Gönderen: Sevgi. üzerinde 17 Nisan 2019, 11:12:27 Aleyküm selâm. Bu güzel faydalı bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah razı olsun kardeşim
Konu Başlığı: Ynt: Mushaflann Kısa Târihi Gönderen: Züleyha üzerinde 17 Nisan 2019, 11:19:11 Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile
(vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.(Al-i İmran Suresi-134) |