๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kıraat İlmi ve Tarihi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Mayıs 2011, 21:27:10



Konu Başlığı: Kıraatlerin Tedvini
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Mayıs 2011, 21:27:10
Kıraatlerin Tedvini

Müslümanların üzerinde icma ettiği Hz. Osman mushaflan çok kısa zaman içerisinde bütün İslâm coğrafyasına yayılmış, noktalama işaretlerinin yapılmasıyla da her kesim tarafından okunur olmuştur. Bunun sonucunda öncelikle mushafların gön­derildiği şehirler olmak üzere yavaş yavaş kıraat ilmi merkezleri doğmuştur. Kıraat alanındaki bazı eserlerin yazım târihleri itiba­riyle hicrî 70 ve 8O'H yıllara kadar gitmesi[119] ve büyük-'kıraat alimlerinin çoğunun tâbiûndan olması bu ilmin kısa bir zaman dilimi içerisinde aldığı mesafeyi göstermesi açısından önemlidir. İlk üç asır içerisinde daha çok Mekke, Medine, Küfe, Basra ve Şam gibi şehirlerde yoğunlaşan kıraat çalışmaları, o vakitten sonra, yapılan fetihler ve yürütülen İslâmlaştırma faaliyetlerine paralel olarak Mısır, Kuzey Afrika, Endülüs, İran, Anadolu ve Or­ta Asya'ya kadar yayılmıştır. Kıraat rivayetlerini almak isteyen­lerin, bu geniş coğrafyayı dolaştığına dair rivayetler meşhurdur. Adı geçen merkezlerde bulunan kıraat alimleri gerek kelimelerde, gerekse med, kasr, imâle, tahfif, idgam gibi telaffuz keyfiyetle­rinde kendi şahsî tercihlerini ortaya koyarak bu tercihlerini öğ­retmeye başlamışlardır. Sahih kıraatin şartlarını taşımakla birlikte rivayet ve okuyuşlar arasında tercihleri bulunan alimlerin sayısı önceleri bir hayli çok iken zamanla insanlar bunlardan hem ilmi durumları hem de yaşayışlanyla tebarüz eden bazıları üzerinde kümelenmiş[120] ve böylelikle ilk grup kıraat âlimleri ortaya çıkmış­tır. Hadis ilminde olduğu gibi kıraat ilmine merak salanlar ve farklı okuyuşları almak isteyenler de hem Âlî isnadlı rivayetleri hem de edâ ve ifâde keyfiyeti bakımından üst derecede bulunan okuyucuları arıyorlardı. Özellikle Hz. Osman'ın Kur'ân'ı teksir et­tirip yazılan mushafları çeşitli beldelere göndermesinden önce yedi harf ruhsatı ve başka sebeplerden dolayı çok fazla sayıda okuyuş toplum gündemine girmişti. Bu durum, mushaflar iyice yaygınlaşıp eski etkiyi ortadan kaldinncaya kadar devam etmiş­tir. Kıraat ilmine ilgi duyanlann, konuya vakıf olmasıyla da artık bazı kıraat alimleri etrafında kümelenmeler meydana gelmiştir. İbnü'l-Cezerî, tâbiûndan olup Kur'ân kıraati konusunda mahir olanları uzun bir liste halinde vermektedir ki bunlardan ilk gru­bun sayısı kırk beş, ikinci grubun sayısı ise yirmi birdir. İbnü'l-Cezerî1 nin anlattığına göre bunlardan sonra sayı birden artmış ve artık iyi ile kötü, doğru ile yanlış birbirine karışmıştır. Bunun so­nucunda da kıraat konusundaki ihtilaflar artmıştır. Bazı âlimlerin ortaya çıkıp konuya el atması ile tehlike bertaraf edilmiş ve kıra­atlerin tasnifi yapılmıştır.[121] Bu tasnifte kıraat ilminde maharetini ortaya koyanlar ve dindarlığı ile de kendisini kabul ettirenler yer­lerini almışlardır. Bu vasıflarda olmayanlar ise tabii olarak elen­miştir.

Kıraat ilmine dair yazılan ilk eserlere, yapılan rivayet ve kıra­at talimi çalışmalarına bakıldığında kendisi içerisinde tutarlılığı olan kıraatlerin'sayısının otuzu aştığı görülmektedir. Ebû Ubeyd el-Kâsım-b. Sellâm (ö. 224/838) yazdığı Kitâbü'I-Kaâât aâk ki­tapta[122] içinde meşhur yedi kıraatin de bulunduğu otuz iki kıraata yer verirken Ebû İshak İsmail b. İshak el-Cehdamî (ö. 282/896)[123] ve İbn Cerîr et-Taberî çalışmalarında yirmi kıraati
toplamışlardır. Kıraat ilminin tedvini ve geleceği aktarılması nok­tasında İbn Mücâhid (ö. 324/936) bir dönüm noktası olmuştur. O Kitabü'S'Seb'a fi'1-kirâât adlı eseriyle müslümaniar nezdinde büyük kabul gören kıraatleri yedi olarak kayda geçirmiştir."[124] Halbuki İbn Mücâhid'e kadar kıraatlerin sayısı konusunda belli bir tercih ve sınırlamaya gidilmeyip, kıraatin sıhhati için ileri sü­rülen üç temel şartı taşıyanlar sahih oiarak kabul edilmiştir[125] İbn Mücâhid'in tasnifine göre, Medine'de Nâfi\ Mekke'de İbn Kesir, Kûfe'de Âsim, Hamza b, Habîb ve Kisâî, Basra'da Ebû Amr ve Şam'da İbn Âmir beş merkezde bulunan yedi kıraat imamıdır. Bu tasnif İbn Mücâhid'in muasırları ve sonrakiler tarafından oldukça beğenilmiş ve kıraat eğitimi bu tasnif, esas alınarak yürütülmüş­tür. Ancak sıhhat şartını taşıyan her kıraat geçerli olduğundan zaman zaman bu sayıyı aşan tasnifler de yapılmıştır. Meselâ İbn Mücâhid'den sonra gelen İbn Galbûn (ö. 399/935) sekiz kıraate yer verdiği et-Tezkire â'1-kırââti's-semân adh eserinde sekizinci kıraat imamı oiarak Ya'kûb el-Hadramî'yi saymıştır. Ebû Ca'fer el-Kârî, Ya'kûb el-Hadramî ve Halef b. Hişâm'm listeye eklenme­siyle oluşan Aşere tarîkinin târihi de seb'a kadar eskidir. Ne var ki, ilk defa İbn Mihran en-Nîsâbûrî'nin (ö. 381/992) ortaya koy­duğu, el-Enderâbî, el-Begavî (ö, 516/1122) ve Ebu'l-'Alâ el-Hemedânî'nin de benimsediği bu tasnif kıraat eğitiminde kabul görmemiştir,[126]
 

[119] Kıraat İlmi Literatürü başlığına bakınız.

[120] Ebü'l-Hasan Alemüddin Ali b. Muhammed es-Sehâvî, Cemâlü'1-kıma' ve kemâlü'l-ikm (nşr. Abdülkerim Zübeydi), MI, Beyrut 1993/1413, II, 428..

[121] bk. İbnü'l-Cezerî, en-Neşr Fı'l-kırMti'l-'aşr, I-II, Dârii'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut,'2002,1, 14-15.

[122] İbn Mücâhid, Kitâbü's-Seb'a fı'1-kırâ'ât (nşr. Şevki Dayf), Dârü'l-Maârif, Kahire 1972, s. 11-15; İbnü'n-Nedîm, el~Fihrist, s. 38.

[123] Alican Tatlı, "Cehdamî", DİA, İstanbul 1993, VII, 225 (224-225).

[124] Mekkî b. Ebû Tâlib, et-fbâne, s. 64; Ebû Bekir tbnü'l-'Arabî, el-'Avâsım mine'l-kavâsm (Ârâü Ebî Bekn'bnil-Ambî cl-keîâmiyye içinde, nşr. Ammâr Tâllbî), eş-Şeriketü'1-Vatarıİyye li'n-Neşi ve't-Tevzî', Cezayir, ts., II, 482-483.

[125] bk Mekkî, eî-İbâne, s. 26-31; EbûŞâme, eİ-Mmşidn'1-Vect, s. 156-157. 160.

[126] Kıraat ilminin tedvini ile ilgili bk bk Mekkî b. Ebû Tâhb, el-İbâne, s. 63; İbnü'l-Cezerî, en-Neşr, I, 14-15; Zerkânî, Menâhilü'l-irfân, I, 336-340; Abdutrahman Çetin, Kıır'ar, İlimleri ve Kur'an-i Kerim Tarihi, Dergah Ya­yınları, İstanbul 1982, s. 163-165. Abdülhamit Birışık, Kıraat İlmi ve Tarihi, Emin Yayınları, Bursa 2004: 50-52.


Konu Başlığı: Ynt: Kıraatlerin Tedvini
Gönderen: Ceren üzerinde 16 Nisan 2019, 15:48:12
Esselamu aleyküm. Kur anın her yere dağılmasın da hizmet eden hz. Osman ve diğer musluman kardeşlerimize Rabbım binler kez rahmet etsin inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Kıraatlerin Tedvini
Gönderen: Mehmed. üzerinde 16 Nisan 2019, 18:16:07
Ve Aleykümüsselam Rabbim bizleri Kur an yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Kıraatlerin Tedvini
Gönderen: Züleyha üzerinde 17 Nisan 2019, 11:24:53
Allah bilginizi daim ve hayırlı kılsın hocam teşekkür ederiz selam ve dua ile...